Nobel kimdir'

Alfred Nobel… / Dinamiti bulan adam. Hımmm… Bu konu hakkında hep beraber bi düşünelim mi'

Stockholm doğumlu kendisi, mühendis bir babanın oğlu ve kendide tabi ki mühendis. Ben bu Stockholm’e takıldım. Bir sendromdur bende de yarattığı… (ironi yaptım) Ama söz bir günde Stockholm Sendromu başlıklı bir yazı yazacağım, içimdeki bu durumu açıklayan. Söz…

Konudan konuya atlamayayım sonra okurlarımdan, kafası karışık yorumu geliyor. Oysa ben cümleler arasında dalıp çıkmayı, dahası bana göre konular arasında dans etmeyi seviyorum. Ama biz yinede köşe yazısı formatından sapmayıp, ezber bozmayalım.

Kimdir bu Alfred Nobel ve ben bugün neden onu kalemimin ucuna aldım. İşte asıl mesele bu!

Nerde bir soykırımı seven adam var, gidip ona ödül veren bir kurum hale gelmiş olan ‘Nobel Ödülleri’ne adını veren kişidir kendisi…

İsveçli Kimyager Alfred’in babası, hayatının bir döneminde Ruslara silah üretiyordu. Oğlu’nun iyi bir eğitim almasını sağladı, her ne kadar Afred Nobel, İngiliz Edebiyatına ilgi duysa da onu iyi bir mühendis olarak yetiştirdi. Ne acıdır ki Alfred, kardeşi Emil Nobel’i, bu çalışmalardan birinde yaşanan patlama sonucu kaybetti. Babanın imtihanı da buydu belki de…

Buluşları takdire şayan mıdır bilemem. Ama dünyamızın hali ortada… Her yer savaş ve barut kokusu… Masum canların katledildiği bir dünya da yaşıyoruz ve ne acıdır ki, bilim adına yapılmış olsa da bu buluşlarda parmağı olan Nobel, kendiside zaman zaman bu vicdan muhakemesini yapmış ve dile getirmiştir. Son pişmanlık fayda etmiyor…

İtalya’da son nefesini veren Alfred için bir gazete manşeti ne yazmış biliyor musunuz, bütün bunlar sadece benim düşüncem değil demek ki; ‘Ölüm Taciri Öldü’…

10 Aralık, ölüm tarihinde adına kurulan vakıfla ödüller veriliyor malumunuz. Bizim aslında bugün ki meselemizde bu. Adaletli verilen ödülleri var mıdır bilemem ancak bir gerçek var ki, nerede soykırım yapan var ve nerede bu soykırımı destekleyen insanları var, bu insanlara ödül veriliyor.  Diğer ödülleri bilemem nedir ne değildir ancak konunun bu kısmı beni rahatsız etmeye yetti.

Anmak istememekle birlikte, ülkemiz adına da malum böyle bir olay yaşanmıştı. Edebiyatını beğeniyor olmama rağmen, aynı yazıyı kaleme yıllar önce de kendi yazarımız için de almıştım. Şimdi ismini de anmak içimden hiççç gelmedi. Milliyetçi yanım, vatan sevgim rahatsız oluyor da… Nasıl olurda bizim o soykırımı yaptığımızı söyleyebilir, affedemiyorum.

Peki bu son ödüle gelelim o zaman; Bu yıl Nobel Edebiyat Ödülünü alan Pater Handke…

‘Edebiyatı iyi hoş’ da diyemeyeceğim bu şahsın, bizim yazar gibi! Bu da benim cahilliğim olsun ancak, hepimizin bildiği üzere kendisi Bosna Soykırımını kabul etmediği gibi, üstelik bir de bu soykırımı yapanların (canilerin) yanında yer almış bir isim. Dünyanın kabul ettiği bu soykırımı, orada yaşanan zulümleri yeni baştan anlatmaya gerek yok sanırım.

İnsanın aklına, zaten bu yüzden ödül veriyorlar demek düşüyor amma, hadi biz yine de bu kadar basit ve yüzeysel bir cümle kurmamak için susuyormuş gibi yapalım.

Ödüller yarışmalar maalesef adil yapılmıyor. Siyaset her yerde, her şeye karıştırılıyor. Ülkeler ve onların cani savaşları ve tabi ki taraftarları-destekçileri… Eurovision’u hatırlasanıza… Bize kimler puan verirdi, kimler vermezdi, diyelim ve noktayı koyalım, yoksa bu konu bitmez…