ANKARA (ANKA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz tek parti devletine karşı mücadele ediyoruz. Mücadelenin güç olduğunu biliyorum ama biz CHP’liysek ama biz Kuvayi Milliye geleneğinden geliyorsak hiç kimseye demokrasi yolunda pabuç bırakmayacağız. Bu bizim bu halka verilmiş namus sözümüzdür” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde, “Geleceği birlikte kuruyoruz” sloganıyla düzenlenen partisinin Ankara bölge toplantısının açılışında konuştu. “Değerli yol arkadaşlarım” diyerek sözlerine başlayan Kılıçdaroğlu, örgütler olarak Türkiye’nin farklı coğrafyalarında bir araya gelmek istediklerini belirterek, “Bir ailede nasıl insanlar özgürce düşüncelerini ifade ediyorlarsa bizler de düşüncelerimizi ifade edelim” diye konuştu.
-“İKİ FARKLI KOLTUK, İKİ FARKLI SÖYLEM”-
İlki Ankara’da olmak üzere 9 ayrı bölgede toplantılar gerçekleştireceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Gittiğiniz her yerde şunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz, Türkiye iyi yönetilmiyor. Türkiye halkın beklentilerine uygun bir yönetime sahip değil. Türkiye halkın çıkarlarını savunan bir yönetici grup tarafından yönetilmiyor. Türkiye’de bir yönetim boşluğu var. Başbakan başbakan koltuğunda değil, cumhurbaşkanı cumhurbaşkanı koltuğunda değil. İki farklı koltuk, iki farklı söylem ve Türkiye bir kaosa teslim edilmiş durumda. Bunu her yerde seslendirmenizi istiyorum. Yasalara göre bir sorumlu var, başbakanlık koltuğunda oturuyor. Boynunda davul da var ama tokmak elinde değil. Tokmak başka bir yerde. Böyle bir yönetimle Türkiye ilk kez karşı karşıya geliyor. Soru şu, böylesine ciddi bir yönetim boşluğu olduğu Türkiye’yi kim daha güzel, daha doğru yönetebilir, kim halkın çıkarlarını savunabili? Soru bu. Bu soruyu hep beraber soracağız.”
-“BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN KOLTUKLAR DEĞİL, VATANDAŞIN ÇIKARLARI”-
Sorumlu yurttaş olmanın birinci koşulunun soru sormak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Ülkede boşluk var mı, var. Kaos var mı var, var. İşsizlik, yoksulluk var mı, hepsi var. Adalet de yok. O zaman her yurttaş düşünecek, ülkenin tarihine bakacak. Bugüne kadar ülkeyi krizlerden kurtaran parti hangisidir, vatandaş bunu oturup düşünecek” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, en kritik süreçlerde CHP’nin bütün sorunları çözdüğünü, bedel ödemeyi de göze aldığını ifade ederek, “Çünkü bizim için önemli olan koltuklar değil, bizim için önemli olan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının çıkarlarıdır” dedi.
-“NİYE BENİM İNSANIM ÖLÜMÜ GÖZE ALIYOR”-
Soma ve Ermenek ilçelerindeki maden facialarına değinirken, iş cinayetlerinde yüzlerce insanın öldüğünü belirten Kılıçdaroğlu, “Neden bu iş cinayetleri oluyo? ‘Efendim bizim kömürümüz var, kömürü çıkarmak için yapıyoruz bunu, yer altına indiysen artık ölümü göze alacaksın…’ İyi de Alman, Amerikalı, Fransız, Hollandalı niye göze almıyor da, benim insanım ölümü göze alıyor. Soru soracağız” diye konuştu.
Son 30 yılda dünyanın en büyük kömür rezervine sahip olan Almanya’da ölen işçi sayının 3 olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Türkiye’ye bakın, böyle bir şey olabilir m? Bizim insanımız günahkar mı onun için mi ölüyo? Alın teri dökmek, çoluk çocuğuna ekmek götürmek için, bu ülkenin refahı için gidiyor yer altına ama siz onu ölüme gönderiyorsunuz” dedi. Türkiye’nin akılla yönetilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, akılla yönetilen bir ülkede bu tür iş cinayetlerinin olmayacağını savundu.
-“BİZ CHP’YİZ, BUNLAR GİBİ ÜLKEYİ YÖNETEMEYİZ”-
Kılıçdaroğlu, “CHP gelirse döviz, faiz yükselir, borcumuzu ödemeyiz” dendiğini ifade ederken, “Döviz yükseliyor mu, yükseliyor, CHP mi iktidarda, hayır. Bas bas bağırıyorlar faizlerin inmesi lazım. İyi de kim indirecek, sen başbakan değil misin, indir o zaman” diye konuştu.
“CHP iktidara gelirse vallahi de billahi de bunlar gibi yönetemez” ifadelerini kullanan, “Çünkü biz hırsızlık yapmasını bilemeyiz. Ayıp sayarız. ‘Öyle bir şey olmaz’ deriz. Biz kula hakkı yemeyiz, kul hakkına saygı gösteririz. Biz saraylarda yatıp kalkmayız, mütevazi evlerimizde otururuz. Biz herkesin inancına, herkesin kimliğine saygı gösteririz. Dini siyasete alet etmeyiz, dine duyduğumuz saygıdan ötürü. Etnik kimliği siyasete alet etmeyiz, insanların kimliğine duyduğumuz saygıdan ötürü. Biz CHP’yiz, bunlar gibi ülkeyi yönetemeyiz zaten” dedi.
-“DÜNYANIN EN KOLAY İŞİ BİR DEVLETİ YÖNETMEKTİR”-
Vatandaşın devlet yönetmeyi çok zor bir iş sandığını ancak dünyanın en kolay işinin bir devleti yönetmek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Diyeceksiniz nası? Devlette her şeyin hukuku vardır, kuralı vardır. Merkez Bankası, BDDK, Gelir İdaresi Başkanlığı, siyasi partiler, Kamu İhale Kurumu kanunu vardır. Her şeyin kuralı vardır. Siyaset o kurumların yasayla belirlenmiş çerçeve içinde görevlerini yapmalarını sağlamaktır. Bunu yaptığınız zamandan itibaren zaten bir sorun olmaz. Ama Kamu İhale Kurumu’na müdahale edip ‘Şu ihaleyi objektif yapma. Bizim yandaş köşede bekliyor, evde de ayakkabı kutularını sakladı, ihaleyi buna ver’ dersen devleti iyi yönetmezsin. Çünkü ne yapacak oradaki bürokrat bütün kanunları çiğneyecek.
‘Bakan götürüyor, başbakan götürüyor, e benim günahım ne, ben de götüreceğim. O çocuklarının yatak odalarında saklıyor. Ben de evde ayakkabı kutusunda istif edeyim…’ Olmaz devlet böyle yönetilmez. Onun için diyorum devlet akılla, bilgiyle, bilimle yönetilir, ahlakla yönetilir devlet. Devlet budur.”
-“ORTAK AKLI EGEMEN KILMAZSANIZ ONUN ADI DİKTATÖRLÜKTÜR”-
Devletin akılla yönetilmesini gerektiğini, bunun da ortak aklın egemen kılınarak yapılacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bakanlar kurulu bunun için vardır zaten. Parlamento, muhalefet, iktidar bunun için vardır. Oturup tartışacaksınız, doğru yolu bulacaksınız. Toplum nasıl zenginleşir, herkesin işi aşı olur bunun mücadelesini vereceksiniz. Ortak aklı egemen kılmazsanız olmaz. Eğer siz ‘benim dediğim doğrudur, benim dediğim dışında kimse bir şey söylemeyecek’ diyorsanız, orada devleti yönetemezsiniz onun adı diktatörlüktür. Çünkü diktatörlükte bir kişi konuşur. Halk yoktur, tebaa vardır, herkes ona itaat edecektir. O nedenle devleti yönetmek kolaydır. Yeter ki aklımızı bilimi kullanalım” diye konuştu.
-“NEYİ NASIL SÖYLEYECEĞİMİZİ BİLMEK ZORUNDAYIZ”-
Bu toplantıların örgütlerin genel merkeze iletmek istediklerini özgürce dile getirmeleri amacıyla da yapıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, “Madem biz bir aileyiz, düşüncelerimizi özgürce dile getireceğiz ve biz ona uygun bir yol haritası çizelim. CHP’nin bir sorumluluğu var. Ülkeyi yönetmeye talipsek, nasıl yöneteceğimizi de anlatmak zorundayız. Bilgiyle donanmak zorundayız. Neyi nasıl söyleyeceğimizi bilmek zorundayız. Yolumuz zor bir yoldur bunu sakın unutmayın. Sıradan bir siyasal partiye muhalefet etmiyoruz. Bir AKP devletine karşı mücadele ediyoruz. Valisi, kaymakamı, emniyet müdürü herkesiyle bir tek parti devletine karşı mücadele ediyoruz. Mücadelenin güç olduğunu biliyorum ama biz CHP’liysek ama biz Kuvayi Milliye geleneğinden geliyorsak hiç kimseye demokrasi yolunda pabuç bırakmayacağız. Bu bizim bu halka verilmiş namus sözümüzdür” dedi.
Daha sonra basına kapalı olarak devam bölge toplantısına, MYK ve PM üyeleri, milletvekilleri, belediye başkanlarıyla il ve ilçe başkanları da katıldı.