Arkeologlar Derneği Genel Başkanı İlkay İvgin, gençlerin iş bulamama korkusu nedeniyle üniversitelerdeki arkeoloji bölümlerine ilgilerinin azaldığını belirterek, "Geçen yıl 18 üniversitedeki arkeoloji bölümü, kontenjanın boş kalmasından dolayı kapandı. Bu yıl 10 civarında bölümün daha kapanacağını tahmin ediyoruz" dedi.
Arkeologlar Derneğinin verilerine göre, Türkiye'de gençlerin arkeoloji öğrenimine ilgisi azalıyor. 2017-2018 akademik yılında, 3 bin 958 kişilik kontenjanı bulunan 71 arkeoloji bölümüne, yalnızca bin 592 öğrenci yerleşirken, 2 bin 366 kontenjan boş kaldı.
Geçen yıl ise 18 arkeoloji bölümü, kontenjanın dolmaması nedeniyle kapandı. Toplam 2 bin 123 kontenjanın bin 820'si doldu, 303'ü ise boş kaldı. Arkeoloji bölümlerinin bu yılki kontenjan durumu ise Ek Yerleştirme sonrasında netleşecek.
Arkeologlar Derneği Genel Başkanı İlkay İvgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu'nun bereketli toprakları ve jeopolitik konumu dolayısıyla farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığını belirterek, bu coğrafya için arkeoloji biliminin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Anadolu'nun arkeolojik olarak ele alınmasının hem ülkeye hem de dünya tarihine büyük katkılar sunacağını vurgulayan İvgin, Cumhuriyetin ilk yıllarında bilim adamlarının arkeolog yetiştirmek üzere yurt dışına gönderildiğini, eğitimlerinin ardından Türkiye'ye dönen bilim insanlarının, kurulan arkeoloji bölümlerinde iyi arkeologlar yetiştirdiğini anlattı.
Son dönemlerde ise arkeoloji bölümlerine olan ilginin azaldığını belirten İvgin, şöyle konuştu:
"Nitelikli arkeoloji bölümlerine ihtiyacımız olduğu bir gerçek. Kontenjanların zirve yaptığı son yıllarda bölümler, öğrenci eksikliğinden kapanmaya yüz tuttu. İş bulma kaygısı nedeniyle üniversitelerdeki arkeoloji bölümlerine ilgi azalıyor. Geçen yıl 18 üniversitedeki arkeoloji bölümü kontenjanın boş kalmasından kapandı. Bu yıl 10 civarında bölümün daha kapanacağını tahmin ediyoruz. Anadolu bir çok medeniyeti barındırmış, bu nedenle arkeolojik olarak kıymetli bir coğrafya. Arkeolog yetiştiremezsek eski medeniyetleri gün yüzüne çıkaramayız. Toprak altında kalan tarihin kimseye faydası olmaz. Arkeolojiye ilgisizlikle dip tarihimizi araştırmakta eksik kalırız. Bu durum medeniyet tarihini tehdit ediyor."
İnşaat işlerine arkeolog refakati önerisi
İlkay İvgin, arkeolog istihdamının mezun sayısından az olduğunu, son dönemlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan istihdama yönelik çalışmaların da bu yarayı kapatamadığını söyledi.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nda, büyükşehir belediyeleri, valilikler, Bakanlıkça izin verilen belediyeler bünyesinde arkeoloji gibi meslek alanlarından uzmanların görev alacağı koruma, uygulama ve denetim bürolarının, il özel idareleri bünyesinde ise kültür varlıklarının korunmasına yönelik rölöve, restitüsyon, restorasyon projelerini hazırlayacak ve uygulayacak proje büroları ve sertifikalı yapı ustalarını yetiştirecek eğitim birimlerinin kurulmasına dair ifade bulunduğunu kaydeden İvgin, ilgili maddenin uygulanmasının arkeologlar için önemli bir istihdam imkanı sağlayabileceğini belirtti.
Tarihi ve arkeolojik veri kaybının önlenmesi açısından, koruma alanları dışında kalan bölgelerde yapılacak her türlü inşaat işlerine bir arkeoloğun refakat etmesinin doğru olacağını savunan İvgin, "Bu önerimizin onlarca uygarlığa ev sahipliği yapmış, her karış toprağı tarihi ve kültürel miras barındıran coğrafyamız için çok da afaki olmadığını düşünüyoruz." dedi.
Karayolları, DSİ gibi altyapı çalışmalarının yoğun uygulandığı kurumlarda da arkeolog istihdamının yerinde olacağını kaydeden İvgin, sözlerini şöyle tamamladı:
"İstihdamın arttırılması için diğer önerimiz 'Bölge Arazi Birimleri'nin kurulması. Şu an sit alanı içindeki inşaat kazıları müzelere bağlı olarak yürütülüyor. Kaçak kazı tespiti, yüzey araştırması ve kazılara temsilci sağlanması gibi araziyle ilgili birebir işlerin hepsini devlet müzeleri sağlamaktadır ki bu müzeciliğin doğru yapılmasını engelliyor. Müze arkeologları da bu işlerin hepsine yetişemiyor. Bölge Arazi Birimleri kurulduğu takdirde arkeolog istihdamında bir artış olacağı gibi kültür varlığı tahribatı da önlenmiş olacaktır."