Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarda bulunmak üzere geldiği Budapeşte’de Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile görüştü.
Budapeşte'teki temaslarına Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader ile gerçekleştirdiği görüşme ile başlayan Erdoğan, daha sonra Ulusal Meclis'e geçti. Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile bir araya geldi. Görüşmede Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da hazır bulundu.
Görüşme sonrasında iki lider ortak basın toplantısı düzenledi.
İşte açıklamalardan satırbaşları:
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI
5 yıl aradan sonra bu defa Cumhurbaşkanı sıfatıyla Macaristan'da bulunuyorum. Bütün alanlarda neredeydik nereye geldik, bunları masaya yatırarak çalışmalarımızı sürdürdük. Macar dostlarımızın 1. Dünya savaşında Mehmetçik ile aynı saflarda çarpışmış olmalarını unutmak mümkün değildir. Galiçya'da şehit düşen askerlerimizi yarın şehitliğe yapacağım ziyaret ile yad edeceğiz.
Her alanda mükemmel ilişkilerimiz var.
Ulaşımda ortan ne gibi adımlar atabiliriz bunu görüşme fırsatı bulduk. Macaristan ile ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkarma hedefindeyiz.
Macaristan'ın AB sürecimize verdiği destek bizim için önemlidir.
Macaristan'ın 15 Temmuz'da ve FETÖ ile mücadelede verdiği desteği unutmayacağız.
ORBAN'IN AÇIKLAMALARI
Macaristan'ın güvenliğinin Türkiye'yle doğrudan bir ilişkisi var.
(Göç anlaşması) Türkiye'nin Avrupa'yla yaptığı anlaşma kıtanın güvenliği açısından büyük önem taşıyor. Türkiye'den savunma sanayi konusunda destek bekliyoruz. Türkler zaten biliyorlar. Türklerin ekonomisi dünyada büyük bir ekonomiyi temsil ediyor.
Görüşmelerimizde terörizme olan mücadelemizden bahsettik. Türkiye tabi ki daha büyük ülke olduğu için ve terörist tehlikesinin tam ağzından bulunduğundan teröre olan mücadelesi konusunda Macaristan'ın desteği çok önemli.
Türkiye'nin istikrarı güvenlik için önemli.
Askeri işbirliği konusunda da konuştuk.
Ticaret hacmini daha da yükselteceğiz.
Türk-Macar ekonomik işbirliğini güçlendirmek için bir kredi açacağız. Sayın Cumhurbaşkanından Türk yatırımcılar teşvikte bulunsun diye rica ettik.
SORU CEVAP
Ortak basın toplantısının ardından soru-cevap bölümüne geçildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (Türkiye'deki mülteciler konusu) Şuan Türkiye'de Suriyeli olarak 3.5 milyon, ıraklı olarak da 500 bin mülteci var. Afganistan ve Pakistan'dan da gelip geçen mülteciler oluyor. Biz yakalananları Afganistan'a Pakistan'a geri gönderiyoruz. Geri iade yerlerimiz var, orada tutup uygun şartlarda geri gönderiyoruz. Afrin ve Cerablus, El Bab burada 250-260 bin Suriyeli geri döndü. İdlib'de bir iltica durumuyla karşı karşıyaydık. Orada da 60 bin mülteci olma durumundaki mülteciler İdlib merkezine geri döndüler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan (Kaybolan Suudi gazeteci konusu): Bu olayın ülkemizde özellikle de İstanbul'daki Suudi Arabistan başkonsolosluğunda cerayan etmesi bizim için çok çok önemli. Bu süreci takip etmek bizim hem siyasi hem insani görevimizdir. Bunu kendi haline bırakamayız. Bunun uluslararası camiadaki akışı nedir bunu az çok biliyoruz. Bu kişi bir gazeteci. Orada nikah ile işlemlerini yapacakken eşi içeri alınmıyor, kendisi içeri alınıyor. Bir insanın içeri girip dışarı çıkıp çıkmamasını kim ispat edebili? Kameralarınız var... İspat etmelisiniz. Washington Post'un bir köşe yazarı. Ayın 2'sinden bu yana şuanda elde herhangi bir belge bulgu yok. Bize müracaat edildiği andan itibaren, gerek Emniyet teşkilatımız gerekse istihbarat teşkilatımız bununla ilgili seferber olmuş durumda. İlk andan itibaren Adalet Bakanlığı'na verdiğimiz talimatla İstanbul Başsavcılığımız hemen teyakkuza geçmiş ve bununla ilgili işin hem hukuki hem adli hem de idari çalışmalar devam ederken neticeye ulaşabilmek hedefindeyiz. Yazılı ve görsel basında çok çok farklı haberler çıkıyor. Bunlar bizi düşündüren hadiseler. Başkonsolosluk yetkilileri 'Buradan çıktı' diyerek kendilerini kurtaramaz. Çıktıysa, bunu görüntülerle ispat etmek zorundasınız. Türk makamına 'nerede' diye soranlar önce 'Bu nasıl oldu' diye sormalı.
Viktor Orban (AB ülkelerinden beklentiniz nedir sorusu): Macaristan şimdiye kadar Türkiye'yi destekledi ve destekleyecek. Belki bu konuyu bir cümle ila halledemeyiz. Ne istediğimiz konusunda karar vermeliyiz. Eğer dünya siyasi alanında rol oynamak istiyorsak işbirliğinin şeklini Türkiye ile bulmalıyız. Şuanda yaptıklarımız samimiyetsiz. Birçok fasıl açıldı fakat kapanmadı. Avrupa'nın karar vermesi gerekiyor. Kapsamlı, güvenli ve ekonomik bir işbirliğinde bulunmak istiyor m? Şuan istemiyor. Avrupa ne yapmak istiyo? Biz Türkiye'yi destekliyoruz. Güçlü bir Avrupa'yı istiyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sayın Orban'a teşekkür ediyorum. Her zaman bize desteklerini verdiler. Sene 63, sene 2018. 1963'ten beri oyalanan bir Türkiye var. Hiçbir AB ülkesi adayına böyle bir zulüm yapılmadı. Ne evet ne hayır. Evetse evet, hayırsa hayır. Samimi olmak lazım. Ne bizi yorun, ne biz sizi yoralım. Bu kadar açık ve net olmak lazım. Ben siyasette açıklığı, netliği, dürüstlüğü severim. Bu adımı da buna göre atmalıyız. Şuanda sabır noktasındayız. Sonu hayır olur diyorum.