Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hükümlü ve tutuklular tarafından iş yurtlarında üretilen mamullerin tanıtımının yapıldığı Ankara Adalet Sarayı açık otoparkında düzenlenen "Ürün ve El Sanatları Fuarı"nın açılışına katıldı.
Törende konuşan Bakan Gül, terörün demokrasinin, özgürlüklerin ve hukuk devletinin başlıca düşmanı olduğunu vurgulayarak, "İşte o yüzden terörle mücadele esasında bir insan hakları mücadelesidir." dedi. Türk yargısının da bu konuda hukuktan, adaletten taviz vermeden mücadeleyi kararlı biçimde sürdüreceğini söyleyen Gül, şunları kaydetti:
"Ne güvenlikten ne özgürlük dengesinden vazgeçerek, ülkemizin huzurunu, güvenliğini bozmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Herkes bilsin ki bu kazanımlarımızdan asla geriye dönüş olmayacak. Nasıl ki 15 Temmuz akşamından itibaren kahraman yargı mensuplarımız, adliye çalışanlarımız gece gündüz adliye koridorlarında demokrasi nöbeti tuttuysa, işte bu demokrasi nöbeti hala tutulmaya devam edilmektedir. FETÖ ile mücadelemiz de yine aynı şekilde kararlı şekilde devam etmektedir. 40 yıl devletin hücrelerine sızmış bu terör örgütüyle '40 günde bu örgüt mücadelesini bitirdik' şeklinde bir rehavete asla kapılmadan, kriptolarıyla atipik bu terör örgütüyle mücadelemizi kararlı bir şekilde ve her alanda sürdürmek boynumuzun borcudur. Ucu nereye değerse değsin, kime değerse değsin bu konuda asla ama asla hukuktan sapmadan mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmek, Türk yargısının onurlu bir mücadelesidir ve onu da yapmaya devam etmektedir.
Örgüt özellikle yargı, emniyet ve orduya sızmıştır. Ancak nerede ahlaksızca bir saldırı varsa bilinmelidir ki bu FETÖ'nün bir tezahürüdür. Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp da FETÖ mücadelesi dersi vermeye kalkışmasınlar, Türk yargısına hesap sormaya kalkmasınlar, Türk yargısına töhmette bulunmaya kalkmasınlar. Türk yargısı bu mücadelesini büyük bir kararlılıkla sürdürmektedir. Bunu yaparken FETÖ'cülerin yaptığı gibi aynı çuvala herkesi koyarak değil, sadece ve sadece hukuktan ve anayasadan emir alarak yapmaktadırlar. Farkı budur. Pensilvanya'dan emir alarak, vesayetçiden, darbeciden emir alarak değil anayasadan ve hukuktan emir alarak yargılama yapan bir Türk yargısı var. Kim rahatsız oluyorsa olsun, Türk yargısı bağımsızlığını, tarafsızlığını sürdürmeye devam edecektir."
"KİMSE ŞEREFLİ TÜRK YARGISINA SALDIRMAYA KALKMASIN"
Gül, "FETÖ ile mücadelenin FETÖ yöntemleriyle yapılamayacağını" ifade ederek, örgütün stratejisinin "Herkes FETÖ'cü ise FETÖ'cü yoktur" şeklinde olduğunu dile getirdi. Masumla suçlunun, kuruyla yaşın ayırt edilmesinin yargının görevi olduğunu vurgulayan Gül, Türk yargısının bu mücadeleyi kararlı şekilde sürdürdüğünü söyledi.
Örgütle mücadelenin sadece hakim ve savcının önüne gelen dosyalarla olamayacağını, o dosyanın hazırlık aşamalarındaki delillerle, dosyalarla, topyekün bütün kurumlarla mücadelenin yapılması gerektiğini belirten Gül, FETÖ ya da diğer terör örgütleriyle mücadele ederken ülkenin bekası, birliği, beraberliği için kahramanca, özveriyle çalışan hakim savcılarla beraber ortak mücadeleyi sürdüreceklerini bildirdi.
Gül, şöyle konuştu:
"Türk yargısı 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat'ta brifingcilere selam duran yargı değil artık. FETÖ'cülerin 'Şu benim gibi düşünmüyor, Pensilvanya'ya itaat etmiyor, o zaman buna ceza vereyim, tutuklayayayım' anlayışıyla hukuk dışı bir yargılamaya giden bir yargı değildir. Sadece ve sadece hukuka ve anayasaya göre karar veren, mücadele eden bir yargıdır. Türkiye bir hukuk devletidir, hukuk sisteminde eksik kararlar, yanlış kararlar, yeni giren deliller, bilgiler olabilir. Bu konuda da sistem işlemektedir. Bir diğer mahkeme, bir üst mahkeme, Yargıtayı, Anayasa Mahkemesi, Danıştayı, bu mücadeleyi de elbette sürdürmektedir. Yargı mensupları sadece kararlarıyla konuşuyor diye kimse asil, şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın. Çünkü Türk yargısı konuşamaz, bir şey söyleyemez diye bu konuda haksızlığı da asla kabul edemeyiz."
YARGI REFORMU STRATEJİSİ
Yargı reformu stratejisine de değinen Gül, güven veren ve erişilebilir bir adaletin millete boyunlarının borcu olduğunu söyledi. Hangi düşüncede, hangi inanışta olursa olsun herkesin adliyeye girerken de çıkarken de "Ben adil bir yargı sistemine sahibim" inancına sahip olması gerektiğini aktaran Gül, bunun için çabaladıklarını dile getirdi.
FETÖ'cüler tasfiye edildikçe Türkiye'de yargı sisteminin de yörüngesine oturmak üzere olduğunu söyleyen Gül, 2019'un bu anlamda çok önemli olduğunu kaydetti.
Gül, FETÖ'nün kripto bir örgüt olduğunu, tasfiyesine yönelik sürecin sürdüğünü belirterek, "HSK bu konuda büyük bir titizlikle, en ufak bir delil bile olsa bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmeye devam etmektedir, devam edecektir. Tüm bu çalışmalarda tutukluluk süresinde azami bir süre getirerek, tutuklamayı bir tedbirden ziyade cezalandırma aracı görmekten uzaklaşacağız. Bu çerçevede yine kamuoyunda cezasızlık algısı oluşturan uygulamalardan da vazgeçilmesini bu dönemde bekliyoruz. Bu konuda çalışmalarımızı da yaptık. Meclisimizin de takdiriyle inşallah 'Yapanın yanına kar kalıyor' algısının da ortadan kalkacağına inanıyoruz" diye konuştu.