Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı da olan Prof. Dr. Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 7,5 milyon yaşlının bulunduğunu, yapılan bilimsel çalışmada her 100 yaşlıdan 92'sinin en az bir hastalığı olduğunu ifade etti.
Yeni tip koronavirüs enfeksiyonunun yaşlılarda ve kronik hastalığı olanlarda daha şiddetli seyrettiğini belirten Işık, "Bu hastalığa bağlı ölümlerin büyük çoğunluğu da bu hasta grubunda oluşuyor. Onun için böyle rahatsızlığı bulunan hastalarımızın sağlıklarına biraz daha özen göstermeliler." dedi.
Işık, yaşlılarda, koronavirüs enfeksiyonunun diğer enfeksiyon rahatsızlıklarında olduğu gibi genç hastalara göre farklı, tipik olmayan semptomlar gösterebildiğini, özellikle bunun da ateş çıkmadan, solunum sayısında artış, düşme, idrar kaçırma, kafa karışıklığı, iştahsızlık gibi belirtilerle kendini hissettirdiğini ifade etti.
Yaşlıların ve kronik hastalığı bulunanların tedavi süreçlerinin önemli olduğunu vurgulayan Işık, şunları kaydetti:
"Koronavirüs teşhisi konulanlar kadar, bu hastalığın şüphesini taşımayıp kendilerini evlerinde karantina altına alan 65 yaş ve üstü kişilerin de devam eden tedavi süreçleri önemli. Bazı hastalarımız yaşadıkları endişelerle kronik hastalıklarının tedavilerinde kullanılan ilaçları bırakmak istediklerini ifade ediyor. Böyle bir şeyin onların sağlıklarını olumsuz etkileyeceğini anlatıyoruz. Sonuçta bu hastalıklarının tedavisinde birçok hastamız ömürlerinin sonlarına kadar bu ilaçları kullanmak zorunda. Aksi takdirde sağlıkları ve günlük hayatları olumsuz etkilenir."
Işık, enfeksiyonla mücadelede bağışıklık sisteminin önemine değinerek, özellikle 65 yaş ve üstü kişilerin bu süreçte iyi beslenerek, yeterince sıvı tüketerek, iyi bir uyku, yüksek moral ve motivasyon ile bağışıklık sistemlerini güçlendirmeleri gerektiğini söyledi.
Bu süreçte, yaşlıların evlerinde elektronik ortamı kullanarak sosyalleşmesinin de önemli olduğunun altını çizen Işık, "Hastalarımız virüsten korunmak için dışarıya çıkamazken mutlaka evlerinde de koltuklarına ve yataklarına bağlı kalmamalılar. Mutlaka doktorların kendileri için önerdiği egzersizleri yapmaları gerekir. Bu sayede vücutları daha dinç olur. Hastanelerdeki yoğunluk ve risk nedeniyle bizler bu süreçte hastalarımızın hastanelere gelmesini önermiyoruz. Eğer hastalarda bir sağlık sorunu yaşanırsa öncelikle hekimlerin da takip edildikleri kliniklerin önerilerini alarak hareket etmeleri gerekir." değerlendirmesinde bulundu. (AA)