'Günümüz insanı beslenme değil, haz amaçlı yiyor'
Günümüzde insanların yüzde 80'inin beslenme değil, haz amaçlı yiyip içtiği belirtildi. Beslenme bilincinin gözardı edilmesininse hastalıklara davetiye çıkardığı kaydedildi. Zonguldak'ta MEGA Teknik Elemanlar Platformu (MEGATEP) Tarafından,...
Günümüzde insanların yüzde 80'inin beslenme değil, haz amaçlı yiyip içtiği belirtildi. Beslenme bilincinin gözardı edilmesininse hastalıklara davetiye çıkardığı kaydedildi. Zonguldak'ta MEGA Teknik Elemanlar Platformu (MEGATEP) Tarafından, "Kan Gruplarına Göre Beslenme" konulu bir seminer düzenlendi. Fatih Koleji konferans salonundaki seminere, şehirde görev yapan mühendis, mimar ve teknik elemanlarla aileleri katıldı.
Üyelerini bilgilendiren MEGATEP Kurucu Başkanı Kemal Dadaşoğlu, “Günümüzde insanların yüzde 80’i, beslenme esaslı yiyip içmeyi terketmiştir. Bunun yerine haz eksenli bir yiyip içme yöntemi edinildiği için hastalıklar artmıştır. İnsanlığın içine düştüğü mutsuzluk ve cinnet halinde bile yiyip içtiklerinin etkisi vardır desek abartmış olmayız. Yenenlerin fazlası yakılmadığı takdirde birçok insanda kilo olurken bir kısmında da mahiyetine bağlı olarak öfkeye dönüşüyor. Yediklerimizden sadece vücudumuz değil duyularımız, duygularımız, öfkemiz, şehvetimiz ve sevgimiz de besleniyor.” dedi.
20. yüzyılın ikinci yarısında Dr. Peter D’adamo ve oğlu Dr. Peter J. D’adamo'nun, yaklaşık 50 yıllık araştırmalarının sonucunda insanların kan grupları ile beslenmeleri arasında doğrudan bir bağ keşfettiğini aktaran Dadaşoğlu, şu bilgileri verdi: “Farklı kan gruplarına göre farklı besinler alınması gerektiği, hem laboratuvar analiz sonuçları hem de istatistikî olarak ispatlanmıştır. Bu iki araştırmacı, klasik beslenme alışkanlıklarıyla farklı kan gruplarında ortaya çıkan hastalıkları inceleyerek, hasta insanları belirledikleri besin gruplarıyla tedavi edip tezlerinin doğruluğunu kanıtlamıştır. İnsan vücudu, esasında hiç hastalanmayacak şekilde tasarlanmış ve tüm donanımları yerleştirilmiş muazzam bir düzenektir. Herhangi bir araz meydana geldiği takdirde kendi kendini tamir ve tedavi kabiliyeti de bütün organlara verilmiştir. Beden, yapısı itibarıyla öyle bir savunma mekanizmasına sahiptir ki kişi onu kasten bozmadıkça, bünyeye yerleştirilmiş düzenekler hastalığa geçit verecek gibi değildir.”