Ege Postası
Geri

'Herkesin katkısına açığız'

BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilememesi durumunda ekonominin nasıl etkileneceğini soran İzmirli işadamlarına, “Kamuoyu yoklamalarında öyle görünüyor ki Başbakanımız birinci turda, olmadı ikinci turda cumhurbaşkanı olarak seçilecek. Siyasi istikranın devamı, içinde bulunduğumuz coğrafya için en önemli konu. İstikrar bozulduğunda Türkiye ne hale geliyor etrafımıza bakınca görüyoruz" dedi.
'Herkesin katkısına açığız'
Haberler / Politika
4 Ağustos 2014 Pazartesi 17:38
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İzmir Ticaret Odası (İTO) tarafından Hilton Oteli'nde düzenlenen toplantıya işadamları, sanayiciler ve KOBİ'ler katıldı. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunu hatırlatıp, “11 Ağustos'ta ne olaca? Hepimiz bu sorunun cevabını merak ediyoruz. Cumartesi günü İzmir mitingi için kentimize gelen Başbakanımıza bu konuyu sordum. Yeni hükümet, yeni bakanlar mı olaca? Sonra bildiğiniz '3 dönem' konusu var. 'Bir bildiğiniz var ama nereden çıktı bu'' dedim. Örnek olarak da, 'Ali Babacan, Binali Yıldırım ne olacak, biz onlara güveniyoruz' dedim. Başbakan da tüm açık kalpliliği ile yanıtladı, sonunda da 'Bakan olmak için milletvekili olmak gerekmiyor' dedi. Bu da bizim kalbimizi serinletti. Sizin gibi başarılı, dünyadaki sorunlu ülkelere danışmanlık yapacak kadar birikimi olan bir kişinin kenarda durma hakkı olmadığını, kenarda tutulamayacağını düşündüğümüzü özellikle belirtmek istiyorum" dedi.

'YEREL SEÇİMDE ŞÖYLE OLMUŞ BÖYLE OLMUŞ ÖNEMLİ DEĞİL"
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İzmir iş dünyasıyla biraraya geldiği toplantıda kentin insan kaynağının önemine vurgu yaptı, kentin ticaretini anlattı. Babacan, yerel seçimde çıkan sonucun önemli olmadığını kente hizmete devam edeceklerini belirterek, şunları söyledi:
“İzmir insan kaynağına bakıldığında önemli. Sosyoekonomik teşvik sistemini sosyal ekonomik gelişmişlik endeksi üzerine kuruyoruz. Düşükse teşvikler yüksek oluyor. Nihayetinde biz ne kadar teşvik programı uygularsak uygulayalım, o ilin insan kaynağı zaten en önemli teşvik. İzmir'in nitelikli insan gücünün gerçek potansiyelini ortaya koymada itici güç olacağına inanıyorum. Tarımda, turizmde önemli bir noktada, ulaşım da çok gelişti. 2013 yılında dış ticareti 20 milyar dolara ulaştı. 2002 yılına bu rakam 5 milyar dolardı. Türkiye'nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefi olduğu düşündüğümüzde İzmir'in daha çok çalışmaya devam etmesi gerektiğini görüyoruz. İzmir'in yüzde 5'lik payı var. Sadece yüzde 5 değil daha yüksek oranlara çıkabileceğine inanıyoruz. Geçen yıl bin 816 adet patent başvurusu oldu. İzmir'de uluslararası sermayeli şirket sayısı, bin 819'a ulaştı. Dış açık bir dünya ili olduğunu ortaya koyuyor. Havayolunda yolcu sayısı, 3.8 milyondan 7.3 milyon yolcuya ulaştı. İzmir'i önemsemeye devam edeceğiz. Yerel seçimde şöyle olmuş böyle olmuş önemli değil." 

ORTA SINIF İKİYE KATLANDI
Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye'nin Avrupa'nın en hızlı büyüyecek ekonomi olacağının öngörüldüğünü belirterek, Türkiye'nin gelir dağılımında ciddi düzelme olduğunu, 'orta sınıf'taki vatandaş sayısının ikiye katlandığını öne sürdü. Babacan, şöyle konuştu: 

“10 Ağustos Türkiye'deki demokrasi tarihi açısından çok önemli dönemeç. Siyasi istikrarın güçlenerek devam etmesi herşeyin başı. Siyasi istikrarın devamı ekonomideki başarının da devamı anlamına geliyor. Küresel ekonomi kritik dönemlerden geçti, geçiyor. 2008- 2009 yılları yüzyılın en ciddi ekonomik krizinin yaşandığı dönem oldu. Bu krizin tortularının temizlenmesi yıllar sürecek. Krizin en kötü dönemleri ise geride kaldı. ABD'de daha hızlı bir toparlanma yaşanıyor. Öte yandan bizim finansman ve ticaret bağlarıyla daha bağlı olduğumuz Avrupa'da zayıf toparlanma var. Avrupa ile ihracata baktığımızda yılbaşından bu yana rakamları değerlendirdiğimizde yaklaşık yüzde 10 -20 arasında artış var. İhracatın en iyi faktörü mal sattığımız ülkelerin iç pazarı. Bu toparlanma zayıf ve kırılgan bir toparlanma. Avrupa bankacılıkla ilgili sorunlarını çözebilmiş değil, yapısal reformlarını tamamlamış değil. Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin Avrupa'nın en hızlı büyüyecek ekonomi olacağı işaret ediliyor. Bu kendiliğinden olmayacak, doğru politikalar ve akılcı yaklaşımlar izlenerek yapılacak. Türkiye gelir dağılımının düzeldiği az sayıdaki ülkeden biri oldu. Birkaç hafta önce açıklanan rapora göre Türkiye'de orta sınıf diyeceğimiz vatandaş sayımız ikiye katlandı. Yoksulluk göstergelerinde ciddi gerileme meydana geldi." 

“İSTİHDAM 1 MİLYON 400 BİN KİŞİ ARTTI"
Başbakan Yardımcısı Babacan, ithal edip tüketmenin ekonomi için ciddi sorun oluşturduğunu belirterek, “Bu tüketimi de banka kredisi ile yapıyorsak bu sorunun kronik hale geldiğini gösteriyor. Tüketim kredilerinin kontrollü olması, yatırım kredilerinin artması gerekiyor. Cari açığın yüzde 4-5 olması yani büyüme oranı kadar bir cari açık sürdürülebilirdir. Hükümet, 'tüketim az olsun krediler az olsun' diye özel bir çaba içine girmez. Avrupa ülkeleri tüketim olsun da nasıl olursa olsun diye bir çaba var. Ne yaparlarsa yapsınlar güven olmayınca bu olmuyor. Harcama ve yatırım güvenle alakalı. Güven varsa, insanlar yatırımlarını yapmaya devam ediyor. Güven göstergelerimiz iyi noktada" dedi. Babacan, Nisan 2013- Nisan 2014 tarihleri arasında istihdamın 1 milyon 400 bin kişi arttığını, yüzde 4 büyüme ile bu kadar yüksek bir istihdam sağlandığını dile getirerek, burada devletin aldığı eleman sayısının 70 bin olduğunu geri kalan alımı özel sektörün yaptığını anlattı. Babacan, “Kadınların işgücüne katılımı önemli. Son üç yılda önemli dönemeç açıldı. Son üç yılda kadınların işgücüne katılımı yüzde 45 arttı" dedi. 

“ÖĞRENCİYKEN FABRİKA KOKUSU ALINMALI"
Başbakan Yardımcısı Babacan, öğrencilerin okurken iş hayatıyla tanışmaları gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Çin Komünist Partisi'nin 7 kişilik polit bürosundan arkadaşlarla konuşuyoruz. Onlar, 'köle olmayacağız kendi markamızı yaratacağız' dedi. Bu bizim için de geçerli. Kendi markalarımızı yaratmalı, dünyaya açılmalıyız. Öğrencilerin genç yaşta iş hayatı ile muhatap olmaları ve az çok fabrikanın kokusunu almaları önemli. Yaş 22 üniversite bitiyor, askerlik, 'hadi bir de master yapsın', sonra 'evlendirelim' derken iş zorlaşıyor. Ağaç yaşken eğilir. Genç yaşlarda tecrübe çok önemli. Saf bir öğrencilik değil öğrenciliğin yanında sanayi ilişkisi eğitim sisteminin yanında yer almalı" dedi. 

ENFYASYON YÜKSEKLİĞİNİN NEDENLERİ
Başbakan Yardımcısı Babacan, işadamlarının enflasyonun son aylarda yüksek çıkmasının nedenini sorması üzerine şunları söyledi:
“Enflasyon bizim için çok önemli konu. İki üç haneli enflasyonlar Türkiye'nin gerçeğiydi. 2012 yılında enflasyonda ulaştığımız nokta, son 44 yılın en düşük oranıydı. Enflasyonda Merkez Bankası'nın kontrol edebildiği konular var, edemedikleri var. Petrol fiyatları Türk lirası olarak hesap edildiğinde artıyorsa Merkez Bankası bir şey yapamıyor. Bazı tarımsal ürünlerde çiftçilerimizin tarımla uğraşan vatandaşların gelirlerini belli bir seviyede koruma amacı güdüyorsak Toprak Mahsülleri Ofisi devreye sokup alım yapıyorsak Merkez Bankası buna da bir şey yapamıyor. Gezi olayları sırasında enflasyon yükseldi. Burada yüzde 10'a yaklaşan en önemli etki kurdu. Son aylarda işlenmemiş tarım ürünlerinde ciddi kuraklık meydana geldi, don olayları yaşandı. Piyasa fiyatlarında ciddi artış oldu. Arzın azalmasından kaynaklanan fiyat artışı oldu. Merkez Bankası elindeki enstrümanlar talebi etkileyebilecek alanlar." 

“ÖNCE PARASINI BİRİKTİR SONRA AL"
Başbakan Yardımcısı Babacan, cep telefonu ve altında taksit sınırlamasından yakınan işadamlarına şunları söyledi: 
“Cep telefonları ve altında taksit sınırlamasına gittik. Akaryakıtta ve gıdada vardı o sınırlama. Lokanta, restoran ve eğlence yerlerinde yoktu. Burada cep telefonlarında yerli tüketimi çok artırdığını gördük. Tefecilik denen bir alanın oluştuğunu gördük. Sonuç itibariyle bir süre daha etkileyecek cep telefonu alacak vatandaşlar önce alıp sonra ödemeyecek. Önce parasını biriktirecek, sonra alacak. Henüz taksit bitmeden yeni bir modele geçmek, bizim hak ettiğimiz bir refah seviyesi değil. İsraf ekonomisi olmaktan kaçınmamız lazım." 

“BİRİNCİ TURDA OLMADI İKİNCİ TURDA SEÇİLECEKTİR"
Babacan, işadamlarının “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilememesi durumunda ekonominin nasıl etkileneceği yönündeki sorusunu şöyle yanıtladı:

“Şu anda kamuoyu yoklamaları da öyle gösteriyor ki halkımız son 12 yılda elde edilen başarılardan memnun. Bu başarılı çizginin devam etmesini istiyor. Kamuoyu yoklamalarında öyle görünüyor ki Başbakanımız birinci turda, olmadı ikinci turda cumhurbaşkanı olarak seçilecek. Hiçbir kamuoyu yoklaması gerçek seçimin yerini tutmaz, ama siyasi istikranın devamı için de bulunduğumuz coğrafya için en önemli konu. İstikrar bozulduğunda Türkiye ne hale geliyor etrafımıza bakınca görüyoruz. Biz arzu ediyoruz ki istikrar ortamı güçlenerek devam etsin" dedi. (HÜRRİYET)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası