Özel eğitim gereksinimi olan bireylerin 1 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren yasayla birlikte eğitim desteğinden yararlanma hakkı kazanmasıyla özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine talebin gün geçtikçe arttığını ifade eden Narlıdere Zihinsel Engelliler Dernek Başkanı Besim Toker, merkez sayısının Türkiye genelinde 3 bini, İzmir'de ise 200'ü aştığını ifade etti. Özel eğitim gereksinimi olan çocuk ya da bireyin tıbbi tanımlama ve rapor sürecinin tamamlanmasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı olarak hizmet veren merkezlerden haftada 2 saat eğitim desteği alabildiğini belirten Toker, "Ailelerden bize geri gelen bildirimler ve duyumlarımız, nicelik artışın niteliği getirmediğini ortaya koydu. Kurum çocuğun geldiği süreyi belgelendirip faturalandırıyor. MEB kurumlara ödeme yapıyor. Ancak gelmeyen öğrencilere de fatura kesildiğinin duyulması üzerine Bakanlığımız 5-6 yıl önce kamera sistemiyle denetimi getirdi. Bu da yeterli olunmayınca Biyolojik Kimlik Doğrulama Sistemi'ne geçileceği duyuruldu" dedi.
'YÜZDE 25-30 KAÇAK ÖNLENECEK'
BKDS ile ilgili tüm hazırlıkların tamamlandığını ve aralık ayında ihaleye çıkılacağını ifade eden Toker, ocak ayından itibaren ülke genelinde tüm özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarında uygulamanın zorunlu hale getirileceğini söyledi. Bakanlığın kurumlara sadece eğitim hizmeti aldığı saat kadar ödeme yapacağını kaydeden Toker, "Bu sistem sayesinde yaklaşık yüzde 25-30 kaçağın önlenmesi hedefleniyor. Bu sistemde kamu kurumlarında uygulanan yüz tanıma sistemi hayata geçirilecek. Kuruma gelen öğrenci yüz tanıma sisteminden geçtiğinde bilgisi, Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri'ne (MEBBİS) düşecek. Bakanlık öğrencinin ders aldığı seans sayısı kadar ödeme yapacak. Bu merkezler bu sistemi taktıracak. İhaleden sonra kurumlar sisteme entegre olacak ve taktırmayan kurum, ödeme alamayacak. Konuyla ilgili aylık ya da yıllık değerlendirmeler açıklanacaktır" diye konuştu.
'EN AZ GÜNDE İKİ SEANS OLMALI'
Narlıdere Zihinsel Engelliler Derneği olarak BKDS sayesinde elde edilecek kaynağın 2025'ten itibaren yine çocukların eğitimi için ayrılmasını öneren Toker, haftada iki saat özel eğitimin yetersiz olduğunu belirterek, "0-8 yaş arası erken dönem çocuklukta özel eğitim gereksinimi olan çocukların yoğun destek alması gerekir. Akranları Anayasa Mahkemesi'nin 42'nci maddesine göre zorunlu eğitim sisteminde haftada 5 gün eğitim alırken, maalesef bizim çocuklarımız bundan yararlanamıyor. Haftada iki saat ile yetinmek zorunda kalıyorlar. Bizim de talebimiz bu kaynağın çocuklara günde en az iki seans olacak şekilde kullanılmasıdır" ifadelerini kullandı.
'16 YAŞ ÜZERİNDEKİ ÖZEL BİREYLER HAYATIN İÇİNDE YER ALMALI'
MEB tarafından öngörülen eğitim desteğinin 2 yaşındaki çocuğa da 40 yaşındaki engelli bireye de aynı şekilde uygulandığını kaydeden Toker, "En ağır olan ile en hafif düzeyde engeli olan birey aynı hizmetten yararlanıyor. Benim önerim 16 yaş üzerinde özel eğitim gereksinimi olan bireyler de evde oturmak yerine kamunun, yerel yönetimlerin ve STK'ların ortak projelerinde, günlük yaşam becerilerini arttırıp, spor, sanat aktiviteleri ile hayatın içinde yer almalı. İstihdama hazır hale getirilmeli, meslek eğitim kurslarından faydalanmalı. Bu da halk eğitim desteğiyle olabilir. Hepsi birer birey ve anayasal hakları var. Eğitimden mahrum edilmemeli, kaliteli ve dolu dolu eğitim almalılar" diye konuştu. (DHA)
POLİTİKA
Sayfa başına git
