Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önemli satırbaşları;
“13 Kasım 1918’de aynı düşman güçleri Dolmabahçe’ye karşı gemilerini demirler. Gazi Mustafa Kemal ‘Geldikleri gibi giderler’ der ve öyle de olur. 1915’te çelik irade vardı. Yedi düvele karşı mücadele edilmişti. 3 yıl sonra bir kişinin imzasıyla aynı gemiler gelip İstanbul’u işgal etmişlerdi. Bir kişinin iradesiyle bir devlet işgal ediliyorsa neden Mustafa Kemal’in Cumhuriyeti kurduğunu oturup düşünmek lazım. Bugün demokrasiden ve cumhuriyetten verilen tavizler geleceğimiz için ciddi sorunlar yaratıyor. -35 derecede terörle mücadele edenler ve şehit olanlar güvenlik güçlerimiz hepsine şükran borçluyuz. Şehitlerimiz ve gazilerimiz açısından bu ülkenin 82 milyon yurttaşı şehit yakınları ve gazilerimizi kucaklayacak. Ayrım yapıldığı için söylüyorum. 15 Temmuz’un şehitleri ayrı diğerleri ayrı. Vücudunda mermi var parmakları yok gazi saymadılar. Bu konuda en ciddi mücadeleyi yaptık. Ne olursa olsun bayrağımız var, vatanımız var. İngiltere’de bir gazi mağazaya giderse anons yapılır bizi onurlandırdı diye. Biz ne yapıyoruz.
Dedeleri Çanakkale’de şehit olan Avusturyalılar her sene gelirler ülkemize. Gazi Mustafa Kemal onlara demiştir ki “Çanakkale’de ölen babalarınız ve dedeleriniz onlar bize emanettir.” Düşmanı onurlandırmıştır, o böyle bir liderdi. Şehit yakınıysa nerede şehit olmuşsa başımızın üstünde yeri var. Az önce hocamız Kuran-ı Kerim okudu, duayı yaptı.
Günümüzde bir yerel seçim yapılıyor. Ama öyle bir seçim atmosferi yaratılıyor ki elde kılıç kalkan birbirimizi öldüreceğiz. Hangi gerekçeyle yapılıyor. Suriyelilere harcanan para 35 milyar dolar. 35 milyar dolarla Keban Barajları yapılırdı. Vatandaşın gözünden kaçmıyor bu, AK Partili vatandaşlarımıza sesleniyorum. 17 yılda ne istedilerse yaptılar. 17 yılın sonunda ne oldu. Bütün fabrikları sattılar, milleti soğan kuyruklarına soktular. Eliniz verecek mi gidip bu iktidara evet oyu basacaksınız
Cumhuriyetin ilk yıllarında üzüm incir sattık fabrikalar kurduk. Şimdi ne yapıyoruz fabrikayı satıp domates alıyoruz, fabrikayı satıp patates alıyoruz. Üreterek çözeceğiz bunu. Ülkücü kardeşlerime seslenmek isterim. Bana bir örnek gösterin. Kendi silah fabrikasını yabancı orduya satan. Bu mudur milliyetçilik, bu mudur ülkücülük. Milliyetçilik, ülkücül kardeşlerime sesleniyorum gidip hala onlara oy verirseniz beni size ne ülkücü ne milliyletçi derim. Bütün fabrikaları sattık şimdi sıra geldi silah fabrikasına. Bizim subaylarımız da çalışıyor a fabrikada. Kim emir verecek onlara Katar ordusu verecek. Çanakkale’den milli kurtuluş savaşından Cumhuriyetitn ilanından TBMM’nin kurulmasına şimdi geldiğimiz noktaya bakın. Silah fabrikaları satılıyor. HARB-İŞ kendi fabrikasına sahip çıkmak için miting yapmak istedi izin vermediler.”
POLİTİKA
Sayfa başına git
