Manisa’nın Salihli ilçesinde 14’ü kadın olmak üzere 15 tarım işçisinin ölümüne, bir kadının da yaralanmasına yol açan kamyon sürücüsü Ercan İşeli hakkında 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. İddianamede, İşeli’nin durmadan ve dinlenmeden uzun süredir araç kullandığı, kaza öncesinde uykulu vaziyette zikzak çizerek yola devam ettiği saptandı. Ayrıca sürati ve kat edilen mesafeyi gösteren takograf çıktılarının kazadan sonra bulunamadığı anlaşıldı. İddianamede, “Takograf belgesinden elde edilebilecek bilgileri gizlemek ve muhtemel suçtan kurtulmak” maksadıyla çıktıların alındığı belirtildi.
İddianamede yer verilen İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin 9 Eylül tarihli raporuna göre sürücü İşeli, yola gereken dikkati vermedi, hızını mahal ve yol şartlarına göre ayarlamadı, istikamet şeridini korumadı, direksiyon hakimiyetine özen göstermesi gerekirken bu hususa riayet etmedi. İdare hatasıyla karşı yöne geçerek şerit ihlali yaptı. Bu nedenle asli kusurlu sayıldı. Seydin Aydın ise nizama aykırı yolcu aldığı, ölen 14 işçi de kendi can güvenlikleri açısından tehlikeli şekilde yolculuk ettikleri için tali kusurlu kabul edildi.
‘ZİKZAK ÇİZEREK ÜZERİMİZE GELİYORDU’
Faciadan sonra tutuklanan İşeli, ifadesinde, kamyonet sürücüsü Aydın’ı şerit ihlali yapmakla suçlayıp “Salihli istikametine doğru seyir halindeyken kamyonet benim şeridime doğru yönelince kendimi sol şeride attım. Yanına yaklaştığımda kornaya bastım. Kornaya basınca kendi şeridine geçmeye kalktı. Ben o esnada kendi şeridime geçtim. O esnada panikledim ve kaza meydana geldi” dedi. Bu anlatım, tanık Muharrem Yılmaz ve Hasan Tezcan tarafından çürütüldü. Yılmaz, o gün saat 4’te bağ yaprağı toplamak üzere işçilerle yola çıktıklarını, akrabası Tezcan’ın da yanında oturduğunu, Gölmarmara’ya yaklaştıklarında oldukça dar olan yolda karşı yönden gelen süt kamyonunun zikzak çizerek geldiğini belirtti. Kamyonun uzun farlarının açık olduğunu belirten Yılmaz, “O sırada hava karanlıktı. Ben panik yapıp üç kez selektör yaptım. Bir kez kornaya bastım. Kamyon şerit ihlali yapmıştım. Ben yolun en sağına yanaşarak kurtuldum” dedi. Tezcan da “Muharrem yolun tamamen sağına geçti. Korna sesi üzerine karşıdan gelen kamyon şoförü muhtemelen uykudan uyanıp kendi şeridine geçti. Beş on dakika içinde Gölmarmara’ya ulaştığımızda Salihli’ye doğru birçok ambulansın gittiğini gördük. Aklımıza, son anda kurtulduğumuz kamyonun, bizden sonra köyden yola çıkan tanıdıklarımızın araçlarına çaprımş olabileceği geldi” dedi.
TAKOGRAF KAYIP!
İşeli, ifadesinde ayrıca, 5 Temmuz’da saat 16’da bir başka kamyonla Bergama’dan Bursa’ya gittiğini, bu şehirde saat 22’de süt kamyonunu devralıp Salihli’ye devam ettiğini ileri sürdü. Bu süre içerisinde Bursa, Balıkesir ve Akhisar’da dinlendiğini savundu. Fakat savcılık tarafından aracın GPS cihazında yapılan incelemede İşeli’nin saat 22.15’te İstanbul’dan yola çıktığı, saat 23.38’de Gebze’den feribota bindiği, saat 24’te Yalova’da inip yola devam ettiği belirlendi. İşeli’nin kaza yaptığı saat 05.02’ye kadar trafik ışıkları dışında hiç durmadığı belirlendi. Bu arada, aracın kaza anına ve öncesine ilişkin bilgileri içerir takograf çıktısının ele geçirilemediği belirlendi. İşeli, “Kaza sonucunda yerinden çıkmış olabilir” dese de makine mühendislerinin yaptığı incelemede, takograf cihazının yuvasında kazaya bağlı herhangi bir dağılma ve parçalanma bulunmadığı anlaşıldı. Bu nedenle, İşeli’nin takograf belgesinden elde edilebilecek bilgileri gizlemek ve muhtemel suçtan kurtulmak maksadıyla cihazı aldığı kanaatine varıldı.
İddianamede, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 24 Ocak 2014’te verdiği benzeri bir kararda, şerit ihlali yapan sürücü hakkında bilinçli taksir hükmünün uygulanmamasını eleştirdiği anlatıldı. Sonuç olarak, İşeli’nin asli kusurlu olması, tanıkların anlatımına göre sürücünün yolda zikzak çizerek seyretmesi, GPS ve TİB kayıtlarına göre sanığın durmadan ve dinlenmeden uzun süreden beri araç kullanması, kazadan sonra takograf belgesinin olmaması delil kabul edildi. Bu nedenle İşeli hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 85 ve 22. maddelerine göre “bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan iki buçuk yıldan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.