Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda yüzbaşı rütbesiyle görev yaptığı sırada TSK’dan ihraç edilen Nuri Gökhan Bozkır'ın (45), titiz bir çalışmayla yürütülen Hablemitoğlu soruşturmasında HTS kayıtlarından tespit edildiği öğrenildi. Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Zafer Ergün’ün yakalama kararı ve Interpol’ün kırmızı bülten çıkartması sonrası Ukrayna güvenlik güçlerinin özel operasyonuyla 10 Temmuz’da gözaltına aldığı Nuri Gökhan Bozkır'ın iadesi için mahkeme süreci devam ediyor.
Şüpheli Bozkır hakkında Ukrayna’da yaklaşık 3 ay süren tutukluluğunun ardından mahkemeden ev hapsi kararı verildi. Bozkır'ın Türkiye’ye iade edilmesi için Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın en üst seviyede devrede olduğu öğrenildi. Hablemitoğlu’nun suikast şüphelisinin Ukrayna’dan iade edilmesi sonrası, 17 yıldır karanlıkta kalan cinayetin tüm şüphelilerine ulaşılması bekleniyor.
HTS KAYITLARINDAN ÇIKTI
Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, 17 yıl önce evinin önünde uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirmişti. Soğukkanlı şekilde işlendiği tespit edilen cinayetle ilgili yapılan soruşturmalar ilerleyememiş, dosya rafa kaldırılmıştı. FETÖ çatı iddianamesine de giren Hablemitoğlu suikastı soruşturmasının, örgüt üyesi polisler tarafından bilinçli olarak karartıldığı tespitleri yapılmıştı. Soruşturma Ankara Başsavcılığı tarafından kurulan özel ekiple yeniden başlatılmıştı. Hablemitoğlu'nun ölümünden önceki 6 ay boyunca katil ya da katilleri tarafından takip edilmiş olabileceği değerlendirilerek, suikasttan önce gittiği her adresteki baz istasyonlarından alınan kayıtlar, numaralar ve sahipleri tespit edildi. Olay anında ve yerinde baz kayıtları olan telefonların kim ya da kimlerin olduğu belirlendi. İşte bu çalışmada TSK’dan ihraç edilmiş eski asker Nuri Gökhan Bozkır'ın ismi belirlendi.
ÖZEL OPERASYONLA GÖZALTI
Hablemitoğlu suikastının şüphelisi Nuri Gökhan Bozkır, Ukrayna’nın başkenti Kiev’in merkezinde bir Türk restoranına Ukrayna güvenlik güçlerince düzenlenen özel operasyonda gözaltına alındı. Nuri Gökhan Bozkır, Ukrayna’da çıkarıldığı ilk mahkemede uluslararası adli yardım ve ev hapsi talep etti. Ancak bu talepleri reddedilen Bozkır'ın avukatları karara itiraz ederek, temyiz başvurusunda bulundu. Kiev Temyiz Mahkemesi’nde 31 Temmuz’da görülen ilk duruşma Nuri Gökhan Bozkır'ın avukatları ve tercüman, 8 Ağustos’taki ikinci duruşma da ise savcı gelmediği için ertelendi.
EV HAPSİ VERİLDİ
İlerleyen süreçte Ukrayna mahkemesi, yaklaşık 3 ay cezaevinde kalan Nuri Gökhan Bozkır'ın tutukluluğunu, avukatlarının talebi üzerine ev hapsine çevirdi. Ancak Kiev Savcılığı’nın başvurusu üzerine 2 aydır ev hapsinde bulunan şüphelinin yeniden tutuklanması talebiyle dava açıldı. Ancak davanın Kasım ve Aralık aylarındaki duruşmaları, dava dosyası mahkemeye ulaştırılamadığı gerekçesiyle ertelendi. Mahkeme dava dosyasının gönderilmesi için bir sonraki duruşma tarihini 10 Ocak 2020 olarak belirlendi. Böylece 5 aylık süreçte 10’a yakın duruşmanın çoğu çeşitli gerekçelerle ertelenmiş oldu.
SİYASİ SIĞINMA TALEP ETTİ
Öte yandan Nuri Gökhan Bozkır, Türkiye’ye iade edilmemek için Ukrayna’dan siyasi sığınma talebinde bulundu. Bozkır'ın hakkında çıkan haberleri de Ukrayna basınından kaldırttığı öğrenildi.
''SAUNA DAVASI''NIN SANIKLARINDAN
Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda yüzbaşı rütbesiyle görev yaparken ihraç edildiği öğrenilen Nuri Gökhan Bozkır ismi, kamuoyunda ''sauna çetesi davası'' olarak bilinen davada da geçiyor. Bozkır, ayrıca Şanlıurfa Akçakale’de soğan kamuflajlı bir TIR’ın içinde patlayıcı madde yakalanması olayının soruşturulduğu davanın da sanıklarındandı.
ÇELİŞKİLİ İFADELER
DHA muhabirine bilgi veren Ukrayna savcısı, zanlının Kiev’de görülen ilk duruşmada yaptığı savunmada, kendine yöneltilen suçlamalarda FETÖ’nün rolü olduğu iddiasında bulunduğunu söyledi. Savcı, ayrıca, Nuri Gökhan Bozkır'ın eskiden askeri operasyonlara katıldığını ve ''Türkiye’de devlet yetkilileri ile yakın ilişkileri olduğunu'' iddia ettiğini aktardı.
Kiev Temyiz Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Türkiye’de 14 sene Özel Kuvvetler Komutanlığ’nda tim komutanı olarak görev yaptığını belirten Nuri Gökhan Bozkır, “Türkiye’de terör operasyonlarına katıldım. PKK’nın ilk 10 hedefindeyim” dedi. Bozkır'ın Ukraynalı avukatı ise, müvekkilinin Türkiye’ye iade edilmesi halinde ‘öldürülme riski’ bulunduğunu ileri sürdü.
''KOMUTAN'' LAKABIYLA TANINIYOR
Yaklaşık beş yıldır Ukrayna’da yaşayan Nuri Gökhan Bozkır, Kiev’in merkezinde ortağı olduğu belirtilen ünlü Türk restoranında gözaltına alındı. Ukrayna vatandaşı ile evli olan ve bir çocuğu olan Bozkır'ın Ukrayna’da daimi oturum izni bulunduğu ve çevresinde ''komutan'' lakabıyla tanındığı öğrenildi.
HABLEMİTOĞLU AİLESİNİN AVUKATI KONUŞTU
Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, suikastın aydınlatılması için bunun bir umut ışığı olduğunu belirterek, "Şüphelinin, olayla ilgili bilgisi-görgüsü olan ya da olayla ilişkin dahli olduğu düşünülen belli kişilerle irtibatı tespit edildi" dedi.
Avukat Ersan Barkın, yaptığı açıklamada, darbe girişimi öncesi FETÖ/PDY ile ilgili açılan ilk dava olan ''FETÖ Çatı Davası''nın ek klasörlerinde Hablemitoğlu suikastına yönelik bilgilerin bulunduğunu bildirdi. Avukat Barkın, "Hatta katil zanlısı olduğu iddia edilen bir isim var. Bu yakalanan kişi o değil. Yine Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda çalışan bir yüzbaşı. Bu kişinin suikast tarihinde Türkiye'de olmadığı, Türk Cumhuriyetleri'nden birinde olduğu tespit edildi. Başvurumuza rağmen FETÖ Çatı davasını yargılamasını yapan Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi bu kişinin ifadesinin alınmasını gerek bulmadı" dedi.
''SUİKAST SONRASI SIM KARTI BAŞKASININ TELEFONUNDAN MOGAN'DA SİNYAL VERDİ''
Ek klasörlerdeki suikastla ilgili bilgiyi veren kişinin bir gazeteci olduğunu belirten avukat Barkın, şunları söyledi:
"Savcılık gazeteciye bu bilgileri nereden aldığını sordu. Gazetecinin verdiği isim Ukrayna'da yakalanan Nuri Gökhan Bozkır idi. Cumhuriyet savcılığı da olayı anlatan kişinin aslında söylediği kişinin kendisi olabileceği ihtimalini değerlendirdi. Bu kişinin anlattığı kurgu kendisinin 18 Aralık 2002’deki yaşantısına uyuyordu. Zira iddia edilen; katil zanlısının cinayeti işledikten sonra suikast silahını Mogan Gölü'ne attığıydı. Bugün adı geçen ve iade süreci yürütülen kişinin 18 Aralık 2002 günü sabah saatlerinde itibaren telefonun sinyal vermediği, SIM kartını herhangi bir telefonda kullanılmadığı tespit edilmiştir. Ve suikasttan birkaç saat sonra SIM kartının bir başkasının telefonundan Mogan Gölü civarında baz verdiği tespit edildi. Bunun üzerine savcılık hakkında kırmızı bülten çıkarttı ve bu Ukrayna’da yerine getirildi."
''İRTİBATLARI TESPİT EDİLDİ''
Şüphelinin Ukrayna'da siyasi mültecilik talebinde bulunduğunu hatırlatan avukat Barkın, "Soruşturma kapsamında şüphelinin, olayla ilgili bilgisi-görgüsü olan, ya da olayla ilişkin dahli olduğu düşünülen belli kişilerle irtibatı tespit edildi" ifadelerini kullandı.
Suikastın olduğu dönemde emniyetteki FETÖ yapılanması nedeniyle soruşturmanın akim bırakıldığını dile getiren Avukat Balkır, "Bugün yapılan soruşturmada ortaya çıkan isimlerin sadece şekli olarak ifadelerinin alındığını gördük. Şimdi o şekli ifadelere dayanarak bile HTS paralelliği sağlandığında Ukrayna'da yakalan katil zanlısı olarak yakalanan kişinin bunlarla bağlantısı saptandı" diye konuştu.
''İADESİNİN BELLİ ÇEVRELERCE ENGELLENEBİLECEĞİ KORKUMUZ VAR''
İade sürecinin önemine dikkati çeken avukat Barkın, şöyle konuştu:
"Bu kişinin sadece Hablemitoğlu suikastı değil, Türkiye'de başkaca dosyalar bakımından da kritik olabileceği bu nedenle iade sürecinin akim bırakılmasının sadece Ukrayna devletinin kendi iç sorunları dışında Türkiye'den de belli çevrelerce engellenebileceği korkumuz, kaygımız var. Bu nedenle Adalet, İçişleri ve Dışişleri Bakanlığını bu yönde iade sürecinde Türk devletine sahip çıkmasını talep etmek amacıyla sürekli görüşme halindeydik. Bugün de çağrımız budur. Bu sürecin hakkıyla yürütülmesi, bu kişinin gerçekten sürece dahil bilgisini olup olmadığını, varsa bu bilgilerin başka ne tür bilgileri yaratacağını tespit etmenin tek yolu iade sürecinin başarıyla tamamlanması ve şüphelinin Türkiye’ye iade edilmesindir. Zira soruşturma dosyasında bu kişinin ifadesinin alınmasından sonra ifadesine başvurulacağını bildiğimiz başka kişiler de var."
''İFADELER YILLAR SONRA YENİ BİR UMUT IŞIĞI YARATABİLİR''
Necip Hablemitoğlu hayattayken, FETÖ'nün bazı kişileri özellikle 1990'larda adı çok geçen bazı siyasi isimleri araya sokarak 'Köstebek' adlı kitabın basılmasını engellemeye çalıştıklarını belirten avukat Barkın, "Bu kişilerin ifadeleri Cumhuriyet savcılığı tarafından alındı. İade süreci gerçekleşirse dosyadaki mevcut ifadeler, alınmayan ifadeler ile ilgili kişinin vereceği ifade dosyada yıllar sonra yeni bir umut ışığı yaratabilir" diye konuştu.