Kaldığı 25 gün boyunca kenti gezme fırsatı da bulan Uluşahin, “İzmir’ de ki kültürel etkinlikler bazen ulusal basına çok yansımayabiliyor. Onları araştırmak ve burayla ilgili birkaç haber üretmem için davet edildim. Bunun yanı sıra yine gazetecilikle ilgili bir kitap çalışması var. İstanbul’ da fırsat bulamamıştım. Burada fırsat buldum ve onu planlamaya başladım. O açıdan da benim için yararlı oldu” dedi.
BİR ÇOK HABER KONUSU BULDU
Konak Belediyesi’nin Tarık Dursun K. Yazar Evi’nde kaldığı sürenin kendisi adına çok verimli geçtiğini söyleyen Uluşahin, İzmir’den ve özellikle Konak’tan pek çok haber konusu bulduğunu dile getirerek; “İzmir oldukça hareketli bir süreçti. Burada çok aktif olan yazar ve çevirmenler var. Onların etkinliklere katılma fırsatı buldum ve onlarla beraber şehri gezme fırsatı da yakaladım. Arkeolojik alanları gezdim ve diğer yerlerle ilgili bilgi sahibi oldum. O yüzden epey yoğun geçti” diye konuştu.
İZMİR KENDİNİ ANLATAMIYOR
Daha önce Kitap Fuarı için İzmir’e geldiğini ancak hiç birinde kadar uzun süre vakit geçirmediğini dile getiren Uluşahin, “Konak Belediyesi’nin çok aktif bir kültür programı var. Pek çok panellere, sergilere, etkinliğe katıldım. Ama İzmir kendini çok duyuramıyor. İstanbul’da sergiler olsun, sinema salonları olsun, tiyatrolar olsun çok daha yoğun bir program var. Ama İzmir’de şunu fark ettim; nitelik çok yüksek ve müthiş bir katılımcı var. O yüzden İzmir’in kültür sanat alanına ilgisi çok muazzam. İstanbul’da pek böyle bir şey göremeyebilirsiniz. Diğer taraftan da düzenlenen etkinliklerin çıtası hep çok yüksek, hepsi düşünülmüş iyi hazırlanılmış etkinlikler. O yüzden ben İzmir’de ki sosyal dünyayı İstanbul’a tercih edebilirim” dedi.
İLK HABERİNİ TARIK DURSUN K. İLE YAPTI
Konak Belediyesi’nin davetlisi olarak Tarık Dursun K. Yazar Evi’nde konuk edilmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Uluşahin, “Doğrusu yurt dışında da yazar evlerinin pek çok örneği var ve oradan hep arkadaşlarımla ya da yazarlarla söyleşiler yapıyordum. Onlar için ne kadar verimli olduğundan bahsediyorlardı. Türkiye’ de bunun nasıl işlediğini hep merak ediyordum ve o ilginin onlar için ne ifade ettiğini bilmek istiyordum. Buraya gelmemin en büyük nedenlerinden biri de buydu, bunu deneyimlemek. Öncelikle yazarın kendi ortamından dışarı çıkıp başka bir yerde ağırlanması bence çok önemli bir şey. Günlük koşuşturmadan çıkıp burada düşünmek, üretmek ya da yazmak için zaman ayırabiliyorsunuz. Tarık Dursun K.’nın benim için şöyle bir anlamı var; gazetecilik yapmaya üniversite 1. sınıftayken stajyer olarak başladım. Kendi imzamla yazdığım ilk haber Tarık Dursun K. ile ilgiliydi. Bu yüzden yıllar sonra onun yazar evine davet edilmenin benim için başka bir anlamı oldu” şeklinde konuştu.
KÜLTÜREL DEĞERLER YAŞATILMALI
Tarık Dursun K. Yazar Evi’nin bulunduğu Karataş’ı çok beğendiğini dile getiren Uluşahin, evin bulunduğu sokak ve yaşayanlarla ilgili bir haber çalışması yaptığını da söyledi. İzmir’ in çok geniş bir tarihi var kültürel olarak da öyle. Ben Kemeraltı Çarşısı’nı çok bilmiyordum. Yalnızca alışveriş yapılan, eski esnafın yaşadığı bir yer olarak biliyordum. Gazeteci bir arkadaşımın rehberliğinde hanları gezdik birçok Osmanlı mimarisini gördüm çok etkileyiciydi. Bence hala onların yaşatılıyor olması çok güzel. Şuan hazırladığım kitapta bununla ilgili iktidar vasıtasıyla kültürel değişimden bahsediliyor. O yüzden bence CHP gibi belediyelerin kültüre destek vermesi çok önemli. Özellikle yazar evi gibi dünyada pek çok örneği olan ama Türkiye’de pekte bilinmeyen bir yer için mekan sağlanması, buna bütçe ayrılması ve büyük titizlikle organize edilmesi çok önemli bir çalışma” dedi.
KÜLTÜR İKTİDARI MESELESİ VAR
Uzun yıllar Cumhuriyet Gazetesi’nin kültür servisinde muhabirlik yapan Uluşahin, “Gazetelerdeki kültür sayfaları gittikçe azaldı ve yok oldu. İnternetin iyi bir çözüm olacağını düşündük ve kültür servisini bu nedenle kurduk. İki yıldan fazla zaman oldu ayrıca çok ilgi gördü. Çünkü Türkiye’nin buna ihtiyacı vardı. Artık kültür gazeteciliği hiç görülmüyor. Hatta gazetecilikten bile sayılmıyor. Bir film galası ya da sergi açılışı magazin işiymiş gibi görülüyor. Türkiye’de sanata, sanatçılara ciddi saldırılar var. Diğer taraftan kültürel iklimi değiştirme çabası var. Bir kültür iktidarı meselesi var ve bu da benim de uzun zamandır üzerine çalıştığım bir konu. O yüzden kültür haberciliğinin de gittikçe daha önem kazanması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.