İzmir'in Bergama ilçesinde 43 yıldır horoz şekeri yapan İbrahim Denizci, emek vererek hazırladığı geleneksel ürününü satmak için günde ortalama 10 kilometre yürüyor.
Parası olmayan çocuklara şekeri ücretsiz veren Denizci, yaşadığı onca sıkıntılara rağmen bugünkü şartlarına ise hep şükrediyor.
Modern tatlı endüstrisi nedeniyle unutulmaya yüz tutan horoz şekeri geleneği, Bergamalı 60 yaşındaki İbrahim Denizci tarafından da yaşatılıyor.
Dikili ilçesinde 7 çocuklu bir ailenin en büyük evladı olarak dünyaya gelen, ilkokul döneminde babasının hazırladığı şekerleri satan Denizci, 43 yıldır ocak başında şeker yapıyor.
Evli ve 3 çocuk babası olan İbrahim Denizci, Atmaca Mahallesi'ndeki 2 odalı evinde baba mesleğini sürdürüyor.
Bir kilogram şekeri su ile kaynatarak kıvama getiren usta, hazırladığı karışımı daha sonra babasının Selanik göçmenlerinden aldığı yaklaşık 100 yıllık kalıplara boşaltıyor.
Kısa sürede donan karışımı "horoz", "tavşan" ve "sepet" gibi kalıplardan özenle çıkaran Denizci, sopalarından sepete iliştirdiği horoz şekerlerini satabilmek için de erkenden yola koyuluyor.
Günde ortalama 50 adet şeker yapabilen İbrahim Denizci, bunları tanesi 2 liradan satıyor. Genellikle okul önleri ve düğünlere rızkını arayan şeker ustası, yoksul çocuklardan ise para almıyor.
Denizci'nin hazırladığı şekerin ününü duyanlar ise ustadan tarif istiyor. Türkiye'de yaşayan mutfak tarihçisi İngiliz Priscilla Mary Işın da horoz şekeri tarifi için Bergama'nın yolunu tutanlardan sadece biri.
Kitaplarında Osmanlı ve Anadolu'nun geleneksel tatlarına da yer veren Işın'ın Türkçe ve İngilizce eserlerinde İbrahim ustanın horoz şekeri tarifi de bulunuyor.
"Yoksul çocuklara dayanamam"
İbrahim Denizci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yoksulluk nedeniyle ilkokulu 3'üncü sınıfta bıraktığını, ertesi gün okulunun kapısına şeker satmaya gittiğini söyledi.
Horoz şekeri yapmayı da 17 yaşında öğrendiğini söyleyen Denizci, şöyle konuştu:
"Yoksul çocuklara dayanamam. İki çocuk şeker aldı diyelim, bir çocuk uzakta durdu mu onu da sevindiririm. Çünkü yoksul çocuk görünce üzülürüm. Şekerlere bakan çocukları gördüğüm zaman aklıma o günlerim geliyor, gözlerim doluyor. 3 çocuğumu ondan kazandığım parayla yetiştirdim. Bir gün bile sigortam yok ama buna da şükür. Nasip buymuş, son nefese kadar devam edeceğiz, ayaklar yürüdükçe devam edeceğiz. Allah sağlık versin, gezerim, çoluk çocuğa da bakarız."
İbrahim Denizci, sokak sokak gezmenin ise mesleğinin en zor tarafı olduğunu dile getirdi.
Şekerleri görüp yanına koşan çocukların kendisini çok mutlu ettiğini anlatan Denizci, "En iyi satış yaptığım yerler okul önleri ve düğünler. Bugün çocuklarına şeker verdiğim anne ve babalar da yaptığım şekerleri tattı. O neden zaman zaman güzel anılarla karşılaşıyoruz." diye konuştu. (AA)