Bornova'da yaşayan Murat ve Asiye Işıksoy çifti, geçen yıl Mart ayında oğulları Recep Tayyip Erdoğan Işıksoy'u öksürük şikayetiyle Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Acil Servisi'ne götürdü. Burada tedaviye alınan küçük çocuk, bir süre sonra fenalaşarak yaşamını yitirdi.
İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopside, Recep Tayyip Erdoğan Işıksoy'un akciğer enfeksiyonu sonucu öldüğü belirlendi. Çocuklarının ölümünde doktorların ihmali olduğunu iddia eden Işıksoy çifti, acil serviste görev yapan doktorlar E.A. ve E.B.Ç.K.'den şikayetçi oldu. Konak Kaymakamlığı, doktorlar hakkında soruşturmaya izin vermedi. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda doktorların kusurlu olduklarının belirtilmesi üzerine Işıksoy çifti, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1'inci İdari Dava Dairesi'ne itirazda bulundu. İtirazın yerinde görülmesinin ardından doktorlar E.A. ve E.B.Ç.K. hakkında 'taksirle ölüme neden olmak' suçundan dava açıldı.
İzmir 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuksuz sanıklar E.A. ve E.B.Ç.K. katılmazken, ölen Recep Tayyip Erdoğan Işıksoy'un annesi, babası ile tarafların avukatları hazır bulundu.
'DOKTOR, 'ÖLMESİNİ Mİ BEKLİYORSUNUZ'' DEDİ'
Duruşmada sanık doktorlar E.A. ve E.B.Ç.K.'den şikayetçi olduğunu söyleyen baba Murat Işıksoy, şöyle konuştu:
"Oğlumu o gece öksürük şikayetiyle Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Acil Servisi'ne götürdüm. Triaj bölümünde sıra aldıktan sonra 5-10 dakika bekledik. Sonra bir doktor muayene etti. Film ve idrar tahlili istedi. Fakat çocuğum bir şey yiyip içemediği için tahlil veremedi. Daha sonra kan tahlili istediler. Kan almak için uğraştılar. Fakat bir türlü kan alamadılar. Çocuğumun o sırada öksürüğü devam ediyordu. Oksijen verdiler, ancak bir türlü kan alamayınca enjektörle koluna bir şey yaptılar. Sorduğumda 'Kan alabilmek için' dediler. Sonra bakı bölümüne aldılar. Orada 25-30 dakika bekledik. Bu sırada çocuğumun vücudunda morarmalar başladı. Bakı bölümünün orada duran bir doktor bilgisayardan televizyon izliyordu. Morarmaların olduğunu söyleyince bana söylendi. Ancak çocuğumu görünce panikleyip diğer doktorlara haber verdi. Gelen erkek doktor, 'Daha neyi bekliyorsunu? Ölmesini mi bekliyorsunu? Hemen canlandırma odasına alın' dedi. Orada çocuğuma müdahale ettiler ve bize hiç bilgi vermediler. Kardeşim kapı açıldığında çocuğumun kefenlendiğini görmüş. Sonra biz odaya girdik ve doktorlar oradan ayrıldı. Çocuğumla zamanında ve yeteri kadar ilgilenmediler. Doktorlardan şikayetçiyim."
Hakim, sanık doktorların bir sonraki duruşmada hazır bulundurulmalarına karar vererek, duruşmayı erteledi. (DHA)