İzmir'de yaşayan Y. ailesinin küçük kızı bir süredir farklı davranıyordu. Anaokulunda da öğretmeni davranışlarından şüphelenmeye başlamıştı. Bundan iki ay önce bir gece küçük kız, babası C.Y.’ye üvey dedesi M.’nin (72) cinsel bölgesine dokunduğunu anlattı. 5 yaşındaki kızının vücudunu inceleyen annesi O. ve babası C.Y. bazı kızarıklıklar tespit etti.
Küçük kızlarına daha detaylı sorular yöneltiklerinde dedenin, “Gel tablet vereceğim” sözleriyle kendisini anneannesi yokken odasına çağırıp elbiselerini çıkardığını, vücudunu ellediğini söyledi. Bunun üzerine anne-baba ve anneanne, üvey dede M. ile görüştü. Dede, torunun anlattıklarını inkar etti, anne ve baba, küçük kızı pedagoga götürdü. Pedagog aileye, küçük kızın cinsel istismara uğradığını ve şikâyetçi olmaları gerektiğini söyledi.
M.’nin daha önce küçük kızın annesinin teyzesinin torunu olan N.A.’ya da cinsel istismarda bulunduğu, yine aynı şekilde M.’nin büyük kızı L.’nin eşinin akrabalarından birine de tacizde bulunduğu iddialarını da duyan aile soluğu savcılıkta aldı. Cumhuriyet Savcılığı hemen harekete geçti. Dede M. 5 Nisan’da gözaltına alındı. İfadeler ve hastane raporları üzerine dede M. 6 Nisan’da tutuklandı. Dört yıl önce felç geçirdiği için sol eli ve ayağının tutmadığını, kalbinde stent olduğunu anlatan dede M. ifadesinde küçük kızın çok zeki ve hayal dünyası geniş olduğu gerekçelerini gösterip kendisine iftira attığını iddia etti. Davanın ilk duruşması ise 22 Mayıs’ta görülecek.
Hürriyet’e gözyaşları içinde konuşan anne O. şunları söyledi: “Çalıştığımız için anaokulundan kızımı annem alıyordu. Sadece iki saat bakıyordu. Kızımın durumu çok kötü. Herkesten korkuyor. Yanımdan ayrılmıyor. İşyerime getiriyorum. İlk duyduğumda anneme ‘Çocuğumu sana emanet etmiştim. Sen koruyamamışsın çocuğumu’ dedim. Bu yaşananları nasıl fark etmez... Üvey babam tutuklandıktan sonra ortadan kayboldu.”