EGEPOSTASI – Gazeteci Mithat Umutoğulları, Büyük İzmir’de yayınlanan 8. Gün programında Refik Pak’la birlikte İzmir siyasetindeki gelişmeleri değerlendirdi.
Umutoğulları, Çeşme Belediyesi'nin tarihi Çeşme Kalesi'ni marina ve sahille buluşturacak Cumhuriyet Meydanı Projesi'nin yanı sıra Çeşme Kalesi'nin önüne yapılan büfelere yapılan eleştirilerle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Umutoğulları’nın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“CHP’NİN İÇİNDEKİ İRLANDALILAR ÇEŞME’DE HAD SAFHADA”
“Şu kentin gelişimi için kim tuğla koyarsa allah ondan razı olsun diyoruz. Bir belediye başaknı düşünün 4 bin küsür metrekare yeşil alanı halka açıyor. Bütün kaçak yapıları yıkmış ve oraları çok uzun zamandır mafya diye tabir ettiğimiz baskıcı kişilerin elinde olan yerlerdi. Bir belediye başkanı için Çeşme gibi küçük bir yerde bunu yapmak yürek isteyen bir şeydir. Bugün sabah basın toplantısı vardı oraya gittik. Yaklaşık 16 bin 940 metrekarelik bir alan orası. Başkan gazeteci arkadaşlarla dolaştırdı bizi. O kadar yorulduk ki, tek tek anlattı ne yapmak istediğini. En küçük detayına kadar anlattı. Lunaparkı kaldırmış, kaçak yapıları yıkmış ama küçük büfelere takılıyorlar. Oysa ki toplam 16 bin metrekarelik alanda büfenin kapladığı yer 12 metrekare. Burada 10-15 liraya çay içiyordun, birilerinin rant elde ettiği yerlerdi. Bu projeyle ilgili bu eleştiriyi yapmak gerçekten çok büyük haksızlık. ‘Bu projeyi eleştirenlerin maksadının ne olduğunu biliyorum’ diyor başkan. Benim anladığım eski belediye başkanlarıyla ilgili konuşuyor. Eski belediye başkanlarının bir dedikodu üzerinden bir düzen oluşturdukları konuşuluyor. Daha da tehlikelisi; belediye başkanı adayı olarak gösterilmeyen birisi yeni belediye başkanının aleyhine konuşacak haber siteleri kurduruyor. Diyoruz ya ‘CHP’nin içindeki İrlandalılar’ diye, Çeşme’de bu durum had safhada. Başkan 'Onların kim olduğunu biliyorum. Rant kapılarını kestim' diyor. Çeşme Belediye Başkanı'nın yerine başka birisi olsa geçmiş dönem belediye başkanlarının birçoğunun aleyhine dava açtırır. Ama parti içi meselelerle ilgili muhalif medyaya malzeme vermek istemiyor.
“KOCA PROJEYİ İTİBARSIZLAŞTIRIYORSUNUZ”
Bir siyasetçi iyi iş yapmaya başladığında kendi partisinden bazı isimler önleri kapanacak diye onu tutup aşağıya çekmeye çalışıyor. Çeşme’de bu havayı hissediyorum. Birçok yerlere yapılar yapılır, özelleştirilir, biz bunlardan şikayet ederiz. Bir belediye başkanı kendi ilçesinde bulunan bütün kaçak yapıları yıkıyor ve bunu halkın kullanımına açıyor. Burada siz büfelerle ilgili eleştiri yaparak koca projeyi itibarsızlaştırmaya çalışıyorsunuz.
“EKREM ORAN’IN GURUR DUYMASI LAZIM”
Ekrem Oran’ın gurur duyması lazım. Hırsız diyemiyorlar, rüşvet aldı diyemiyorlar, ihaleye fesat karıştırdı diyemiyorlar. İnşaattan para kazanılan bir dönemde bir belediye başkanı yatırım yapıyor. Bazıları da burada da oturmuş başkana hiç hak etmedikleri şeyler söylüyorlar. Bu gazeteci arkadaşlara da çok şaşırıyorum. Kendi meslektaşlarımızı eleştiriyoruz ama hak ettiklerini düşünüyorum. Birilerine yaranmak için bir kentte doğru yapılmış bir icraatı böyle tu kaka yapmanın alemi yok. Bir gazete manşet atmış ‘Bakanlık el koydu’ diye. Bakanlık nereye el koydu? Sitin yoğun olduğu yerlerde bir çivi çakarken ‘Hadi yıktım imar planını geçirelim’ diyemiyorsunuz. Biz ilk onu başkana sorduk. ‘Onların söylediği ölçülerde yaptık’ dedi. Eleştirenlerin iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. Eski başkanların bu projeyi içine sindiremediklerini, çünkü projenin Ekrem Oran’a ciddi siyasi avantaj sağlayacaklarını düşünüyorlar. ‘Biz yıpratabildiğimiz kadar yıpratalım’ diyorlar.
“SİYASETÇİLER NİYE BAĞIRIYOR? SİYASİ RANTTAN DOLAYI”
Tunç Soyer’in de Seferihisar’da yarattığı ‘sakin şehir’ var. Seferihisar Belediyesi orada yaşayan herkesi iş sahibi yaptı. Çeşme’de dükkanları yıkılan üç tane büfeci çıkıp bağırsa anlarım. Ama siyasetçiler niye bağırıyor? Siyasi ranttan dolayı. Başkalarının başarısızlığından mutlu oluyorlar. Ama sen kendi döneminde başka işler yapmayı tercih ettin, Ekrem Oran da kendi döneminde başka bir şey yapıyor. Takdir et. Marina’dan belediye tesisine kadar yürüdük. O deniz havasını hissediyorsun. Bundan niye rahatsızlık duyuyorsun?
“VATANDAŞIN 2,5 LİRAYA ÇAY İÇMESİNDEN NEDEN RAHATSIZSINIZ?”
O büfeden en az 15 kişi ekmek yiyecek. ÇEŞTUR şirketinde 250’ye yakın kişiyi işe almış bu adam. Tesislerini güncellemiş, yenilemiş. Tesislerin büyük bölümü kar ediyor. Vatandaşın 2,5 liraya çay içmesinden niye rahatsızsınız? Geçen yaz aynı yerde 15 liraya çay içtim. İstanbul’da Galata’da içtiğimde 12 liraydı. Bir taraftan hayat pahalılığından yakınıyoruz. Öbür taraftan bir başkan vatandaş çayını, kahvesini içsin, ama bu da makul bir fiyatla olsun istiyor. Öbürü de ‘Olmaz’ diyor. Niye? Çünkü kıskançlık. ‘Sen benim döneminden daha güzel işler yapıyorsun kıskandım’ diyor. Bu adamın ne günahı var? İstemezükçü olmamak lazım.