Katalonya Parlamentosu'nun tek taraflı bağımsızlık kararının arından İspanyaBaşbakanı ve AB'den art arda açıklamalar gelmeye başladı.
Katalonya'nın bağımsızlık ilanına İspanya'dan jet hamle
AB: İSPANYA TEK MUHATABIMIZ
Katalonya'da yaşanan süreçte sürekli İspanya’nın yanında duran Avrupa Birliği, bu tavrını değiştirme niyetinde değil. Katalonya’nın bağımsızlık ilanının ardından sosyal medya aracılığıyla mesaj veren AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, “AB için değişen bir şey yok. İspanya, tek muhatabımız olmayı sürdürüyor” ifadelerini kullandı.
Bağımsızlık referandumu sonrasında güvenlik birimlerinin orantısız güç kullanması AB’de ciddi rahatsızlık yaratmıştı. Aynı görüntülerin yaşanması ihtimali Brüksel’i endişelendirmeyi sürdürüyor. Bu konuya da değinen Tusk, “Umarım İspanyol hükümeti, güç argümanını değil argümanın gücünü tercih eder” dedi.
AB, Katalonya konusunda başından bu yana oldukça pasif ancak üyesi İspanya ile dayanışma içinde olan bir yaklaşım benimsedi. Madrid’in yanında duran AB, Katalonya sorununu İspanya’nın iç sorunu olarak görmeyi sürdürüyor. Brüksel’de sorunun çözümü için de adres olarak İspanyol anayasası gösteriliyor. Bağımsızlık referandumu gibi bağımsızlık ilanı da AB’nin gözünde meşru değil.
AB’nin mevcut yaklaşımı dışında fazla bir opsiyonu yok. AB içinde 98 ana bölge var ve bunlardan bazılarında ‘Katalonya benzeri eğilimler’ öne çıkıyor. AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker de iki hafta önce Lüksemburg Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmada bu unsura dikkat çekerek, “Eğer Katalonya’ya ayrılması için izin verirsek, ki bu bizim işimiz değil, diğerleri de aynı şeyi yapar. Bunu istemiyorum. AB’nin 15 yıl içerisinde 98 devletten oluşmasını istemem. Zaten 28 üyeyle nispeten zor, 27’yle de daha kolay olmayacak ama 98’le tamamen imkansız olur” ifadelerini kullanmıştı.
Mevcut AB sınırları içinde İskoçya, İspanya’daki Bask Bölgesi, Fransa’nın Korsika adası, Belçika’nın Flaman Bölgesi, İtalya’nın kuzeyindeki Padanya bağımsızlık eğilimleri açısından en riskli alanlar olarak görülüyor.
Katalonya ile İspanya arasındaki krizin başından bu yana arabuluculuk fikrine soğuk yaklaşan ve taraflardan sadece birinin talep etmesi durumunda bu yönde adım atmayacağını net şekilde ortaya koyan AB’nin bu aşamadan sonra da bu yönde bir adım atma olasılığı düşük. Katalonya’nın, ikili düzeyde destek bulma ihtimali çok düşük görülürken, AB düzeyinde destek bulma ihtimali ‘sıfır’ olarak değerlendiriliyor.
BUNDAN SONRA NE OLACAK'
Şimdi herkesin kafasında aynı soru var: Bundan sonra ne olacak'
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker'in bundan sonraki gelişmelerle ilgili yorumu şöyle:
"İspanya değil Avrupa kaosa sürükleniyor. Madrid ağırlıklı olarak krallık hepsi üstünde egemen çıkmıştır.
Üç sorun ortaya çıkacaktır. Katalonlar kendilerinin ekonomik açıdan güçlü olduklarını, hak ettikleri destekleri alamadıklarını ve sonuç itibariyle ispanya'yı ayakta tutan taraf olarak görüyorlar. İspanya bu hale AB'ye girdikten sonra geldi. Bugün Katalonya bağımsızlık sonucuyla karşı karşıya kalırsa, mutlaka AB başta olmak üzere çok ciddi sıkıntıya düşer. Ve buralardan çıkmak mecburiyetinde kalır.
İkinci husus her hâlükârda Katalonya ikiye bölünmüş vaziyette. Bağımsızlık için evet diyenler, yüzde 46'lık katılımla bunun yüzde 92'sini almış durumdadırlar. Katalonya kendi içinde de karışır. Üçüncüsü, Başbakan gayet net bir biçimde ispanyol parlamentosunun desteğini de arkasına alarak hangi adımların atılacağını, bunun ne şekilde bastırılacağına dair açıklamalar yaptı. Büyük bir sabırla bunu erteleyerek geldi.
Bu bir bilek güreşi. Bağımsızlık yanlısı liderle, bütün ispanya çapındaki partiler ve vatandaşların karşı karşıya gelmesine neden olabilecek bir olaydır.
Hem polis, hem askeri hem de adli olarak müdahaleye kadar gider bu iş. Tutuklamalarla tatsız olayların yaşanacağı noktaya gelinir."