Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NTV televizyonunda soruları yanıtladı. Çavuşoğlu'nun konuşması özetle şöyle: "AB ile göç anlaşmasını imzaladığımız zaman 3+3 milyar Euro taahhüdü vardı, göçmenlere harcamak için. İlk 3 milyar Euro 2016 sonu itibariyle aktarılacaktı. Fakat AB’nin bürokrasisi ve prosedürleri bunu geciktirdi. Son zamanlarda hızlandırdığını görüyoruz. Diğer taraftan Türkiye olarak biz de Suriyeli mültecilere yönelik projelere de hız vermemiz gerekiyor ki bir eşgüdüm var. Şimdi 2018 yılı sonuna kadar vermeyi taahhüt ettikleri 3 milyar euronun onayı çıktı. Umarım ilk dilimdeki bürokrasiden ders alınır, bu sefer daha hızlı şekilde uygulama olur. Paralar aktarılır ve Suriyeli mültecilere proje olarak döner. AB’nin bu anlamda sözünü tutması önemli. Ama daha hızlı davranması gerektiğini de AB’ye hatırlatıyoruz.
Esas göçmenlerin geldiği ülkede bunu durdurmak lazım. İşsizlik mi var, terör mü var, kıtlık mı var, açlık mı var başka sebep de olabilir. Dolayısıyla bu göçmenlerin terk ettiği ülkelerde bu sorunları çözmek önemli. Afrika ülkelerinden bu Kuzey Afrika ülkelerine göçmen geldikten sonra istediğiniz kadar para yardımı yapın onları durduramazsın. Bu kadar insan hayatını riske ederek, Avrupa ülkelerine gelmeye çalışıyorsa bunu sadece o ülkelere para vererek durduramazsınız. İşi kökünde çözmek lazım. Bakınız şimdi açıklandı resmi rakamlar. 2017 yılında Türkiye’nin yaptığı insani yardım ve kalkınma yardım miktarı 8 milyar dolar. Tüm AB kurumlarının yaptığı yardım ise 2,5 milyar doların altında."
Soru: Yeni dönemde yeni sayfa açılma ihtimali var mı'
Avusturya dönem başkanlığı var. Avusturya dönem başkanlığında olumlu adımlar atılacağını düşünmüyoruz. Dün uzun uzun telefonla da görüştük. İlişkilerimizi normalleştirmeye çalışıyoruz fakat şu andaki Başbakan maalesef aşırı sağ partiden bile daha aşırı uçta. Ve sürekli Türkiye aleyhine adım atmaya çalışıyor. Avusturya dönem başkanlığında olumlu bir adım beklemiyoruz. Şimdi vize konusunu tekrar masaya yatıracağız. 6 kriterle ilgili neler yapacağımızı yapmayacağımızı AB’ye bildirdik. Şimdi yol haritası konusunda ne yapacağımızı konuşacağız. Gümrük birliği anlaşmasının güncellenmesi konusu var ki her iki tarafın yararına. AB ile güvenlik politikaları var, sadece NATO ile değil AB ile de işbirliğimiz var. Yani ortak çalışabileceğimiz alanlar var. Bugün fasıl açılması, açılmaması siyasi konu oldu. bu da AB’nin yanlış politikaları yüzünden oldu.
Soru: Vize serbestisi... Terör tanımı sorunu nasıl aşılacak'... OHAL'in kaldırılması
OHAL’in kaldırılması tabi ki yansır. Her ne kadar OHAL vatandaşlarımızın bireylerin temel ve hak ve özgürlüklerini kısıtlamadığı gibi seçim zamanında da gördük OHAL siyaseti ve günlük hayatı etkilemiyor. Dışarıdan yanlış algılama var. Biz terör örgütleriyle mücadele için, darbe girişiminden sonra OHAL’i getirdik. Ve iktidara geldiğimiz zaman güneydoğudaki OHAL’i hemen kaldırdık. Bizim için bir zaruriyetti. Avrupa Konseyi’nin çalışma grubu var, genel sekreteri ‘Türkiye ile bu konuyu hallederiz’ dedi. Bu kriteri Avrupa Konseyi’ne bırakırsa böyle bir eğilim var ama bazı Türkiye karşıtları bunu engellemeye çalışıyorlar. Avrupa Konseyi ve AB arasında bir rekabet de var. Ama eğer AB gerçekten samimiyse biz bu konuyu da aşarız. İstemezlerse olmaz. Ama o zaman göç anlaşması da geri kabul anlaşması da olmaz. Bu tehdit ya da şantaj değil. Her iki taraf da yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekiyor.
Soru: Roterdam'da alınan seçimlerde propaganda yapamaz kararı için ne diyeceksiniz'
AB ve AB üyesi ülkeler demokrasi, insan hakları, toplanma özgürlüğe gibi konularda bütün ülkelere dünyaya ders vermeye çalışıyorlar. Özellikle son 5 yıldır artan ırkçılık ve aşırıcılık maalesef bu konuda AB üyesi ülkeleri sorgular hale getirdi. Hollanda bunlardan bir tanesi. Eleştirdiğimiz zaman da üzülüyorlar, bozuluyorlar. Alışık da değiller. Ama eleştirilmeyi hak ediyorlar. Seçim kampanyasıyla ilgili Almanya’da bu tür toplantılarına sıcak bakmıyoruz dediler. Fransa gelip propaganda yapabilirsiniz dedi. İngiltere de söyledi. Ama biz bu seçimde böyle bir kampanya yapmak istemedik. Sadece Saraybosna’da cumhurbaşkanımız tüm Avrupa’dan gelen kardeşlerimizle bir aradaydı. Bu tür açıklama yapan ülkelere bakın, bizim oyumuzun en yüksek olduğu ülkeler. Yani bizim halkımız, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız büyük değişimi gördüğü gibi, bu ülkelerin politikalarına tepki olarak bize olan desteğini sürekli artırıyor.