ABD Başkanı Donald Trump'ın her geçen gün otoriteleşen kararları tartışma konusu olmaya devam ederken, ABD merkezli MSNBC televizyonu sunucusu Chris Hayes'in canlı yayında verdiği "Trump-Erdoğan-İmamoğlu" örneği gündem oldu.
Ünlü sunucu, Trump'ın talimatıyla New York Başsavcısı Letitia James hakkında iddianame hazırlanmasını, Türkiye'de İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına giden sürece benzetti.
"ERDOĞAN EN BÜYÜK RAKİBİNİ TUTUKLATTI"
Hayes, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İmamoğlu'nu en büyük rakibi olarak gördüğü için emri altındaki savcılara iddianemeler hazırlattığı, "yolsuzluk" iddiasıyla tutuklattığı ve hapis cezası vererek rakibini diskalifiye ettiğini savundu.
Hayes değerlendirmesinde, "Aslında, birçok kişi onu bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın en güçlü rakibi olarak görüyordu, ta ki kendisi birden fazla suçtan mahkum edilene, servetine ve unvanına el konulana ve cumhurbaşkanlığına aday olması yasaklanana kadar" ifadelerini kullandı.,
"HEM BURADA HEM DE DÜNYADA BENZER ŞEKİLDE YANKI BULMALI"
Trump'ın Başsavcı James'i siyasi rakibi olarak gördüğü için hakkında iddianame hazırlattığını belirten Hayes, "Bence, Türk siyasetinin tüm detaylarını bilmeye gerek yok; burada tam olarak neyin yaşandığını anlamak için tablo gayet açık. İşte bu yüzden, New York Başsavcısı Letitia James’e yönelik bu iddianame haberi de hem burada hem de dünyada benzer şekilde yankı bulmalı" diye konuştu.
"TÜRKİYE’DEN GELEN BU HABERE DİKKAT ETMEKTE FAYDA VAR"
Chris Hayes, değerlendirmesinin tamanında şu ifadeleri kullandı:
"Trump’ın Adalet Bakanlığı (D.O.J.), en önemli rakiplerinden biri olan New York Başsavcısı Letitia James’e karşı iki suçlamadan oluşan bir güvenlik iddianamesi hazırladı. Bu noktada, Türkiye’den gelen bu habere dikkat etmekte fayda var.
Bu yılın başlarında, Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul’un belediye başkanı yolsuzluk iddiaları ve terör bağlantıları gerekçesiyle tutuklandı, mahkûm edildi ve neredeyse iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Şimdi, bu belediye başkanı aynı zamanda siyasi muhalefetin önde gelen isimlerinden biri ve Türkiye’nin otoriter lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın başlıca rakibiydi.
Aslında, birçok kişi onu bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın en güçlü rakibi olarak görüyordu, ta ki kendisi birden fazla suçtan mahkum edilene, servetine ve unvanına el konulana ve cumhurbaşkanlığına aday olması yasaklanana kadar.
Bence, Türk siyasetinin tüm detaylarını bilmeye gerek yok; burada tam olarak neyin yaşandığını anlamak için tablo gayet açık. İşte bu yüzden, New York Başsavcısı Letitia James’e yönelik bu iddianame haberi de hem burada hem de dünyada benzer şekilde yankı bulmalı.
Üç hafta önce Trump, özel bir mesajda, ki yanlışlıkla sosyal medyada paylaştı, başsavcısına açıkça üç siyasi rakibini yargılaması talimatını verdi. Ve şimdi, daha önce kendisinin atadığı ama “herhangi bir suç delili yok” diyen Cumhuriyetçi bir ABD savcısını görevden aldıktan sonra, Trump’ın “düşman listesi”nde yer alan o üç kişiden ikisi hakkında gerçekten de dava açıldı.
İşte yaşadığımız dünya bu. Ve işte kurmaya çalıştıkları rejim de tam olarak bu."