AK Parti ve CHP arasındaki ipler geriliyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Sözcüsü Murat Bakan’dan, AK Parti Grup Sözcüsü Kenan Çakar’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZBETON şirketinde yapılan toplantıyı hedef alan sözlerine cevap verdi.
EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi Şirketlerinden biri olan İZBETON’daki toplantının siyasetteki yankıları sürüyor. Son olarak Kenan Çakar’ın konu ile ilgili yaptığı açıklamalara, CHP cephesinden Grup sözcüsü Murat Bakan yanıt verdi. Bakan, “Yavuz hırsız ev sahibini bastırmış.” dedi.
“BÜYÜKŞEHİR TARİHİN EN BÜYÜK OPERASYONUNDAN…”
Açıklamasında tarihi İzmir Büyükşehir Davası üzerinden konuşan Bakan, “İzmir Büyükşehir Belediyesi Türkiye’de Belediyecilik tarihinin en büyük ve kapsamlı operasyonundan yüz akıyla çıkmış bir belediyedir. Bu belediyenin başta Sayın Pervin Şenel Genç olmak üzere tüm bürokratlarında kamu görevlerindeki liyakat ve erdemleri ile Türkiye’nin yüz akı yerel yöneticilerdir” dedi. İşte Bakan’ın konuşmasından konu başlıkları.
“YAVUZ HIRSIZ EV SAHİBİNİ BASTIRMIŞ”
Sayın Çakar’ın eleştirisini hayretle karşılıyorum tabiri caizse “Yavuz hırsız ev sahibini bastırmış.” Ülkemizde gerek her düzeyde bürokrasinin siyasallaştığı, Başbakanlık Müsteşarının iktidar partisinin kızılcahamam toplantılarına katıldığı, Valilerin seçim süreçlerinde beyaz eşya dağıtarak AKP’ye oy istediği, yargının alabildiğine siyasallaştığı bunun Uluslararası Yargıçlar Birliğinin toplantılarında gündeme geldiği, yazılı ve görsel medyanın baskı altına alındığı sadece bizim tarafımızdan değil dünyadaki saygın meslek örgütleri ve otoriteler tarafından dile getirilirken İzmir Büyükşehir Belediyesinde baskı var demek en hafif tabiri ile gerçeklere gözlerini kapamak ve hayal dünyasında yaşamaktır.
“SÜRREAL DÜNYADAN GERÇEKLERE DÖN”
Sayın Çakar’ı yaşadığı sürreal dünyadan İzmir’in somut gerçeklerine dönmeye davet ediyorum. Bugün Türkiye’de kaç bin faal bürokratın önceki genel ve yerel seçimlerde AKP listelerinden aday adayı olduğunu seçilemeyenlerin de nasıl hızla kariyer basamaklarının tırmandıklarını hepimiz biliyoruz. Bu konuda Türkiye’de eleştirilemeyecek tek kurum İzmir Büyükşehir Belediyesi onu eleştirme hakkı olmayan ise Türkiye’yi bir monarşik zihniyetle yöneten siyasal iktidarın yerel uzantılarıdır. İzmir Büyükşehir Belediyesi siyasal iktidarın tersine sadakati değil liyakati esas alan bir anlayışa yönetilmektedir. İzbeton Genel Müdürünün personeli ile toplantı yapması kadar doğal birşey olabilir mi '
BİLGİ SAHİBİ OLMADAN ELEŞTİRMEK BÖYLE OLUYOR
Ancak şu yüklenici, alt yüklenici, taşeron arasındaki farkla ve hizmet alımları ile yapım ihaleleri arasındaki farkın ne olduğunu bilmeyen bir anlayış bizi eleştirmeye kalkıyor. Bilgi sahibi olmadan eleştirmek böyle oluyor demek ki.
TÜRKİYE’NİN MALİ YAPISI EN GÜÇLÜ BELEDİYESİDİR
İzmirin parasını çarçur eden de İzmir Büyükşehir Belediyesi değildir tam tersine İzmirli’ye ülke ekonomisine kattığının pek azını nazlanarak geri veren Siyasal iktidardır. İzmir Büyükşehir Belediyesi Türkiye’nin mali yapısı en güçlü belediyesidir. Uluslar arası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’de İzmir’den daha yüksek kredi notu verdiği bir başka belediye yok, tüm yatırımlarımıza ucuz uluslararası kredi buluyoruz. Yeter ki gölge etmesinler.
HANGİ CESARETLE'
Türkiye’de taşerona karşı mücadeleyi 2009 yerel seçimlerinde somut eylemleriyle başlatan Sayın Aziz Kocaoğlu’dur. 2011 Genel seçimlerinde bu anlayış parti politikası olarak Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından emeğin sömürüsü ve zulüm olarak nitelendirilmiştir. Bugün İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde taşeronlaşmaya karşı hazırlanan önergeye ret veren AKP Grup Başkan vekili hangi cesaretle bu konuda görüş beyan ediyor anlayabilmiş değiliz. Bu ülkeyi taşeron cennetine çeviren sizsiniz. Hangi hakla görüş beyan ediyorsunuz. Biz parti politikamız doğrultusunda taşerona karşı
bizimle mücadele veren gerek DİSK Genel İş, gerekse Türk İş’e bağlı Belediye İş sendikasına da teşekkür ediyoruz.
BURADA LAF ÜRETECEĞİNE…
Sayın Çakar’a bir ricam var burada laf üreteceğine Ankara’daki AKP bürokrasisinde takılan İzmir’in projelerinin önünü açmak için çaba sarfetsin, taşeronlaşmayı bir devlet politikası haline getiren siyasal iktidarın bu anlayışını değiştirmek için çaba sarfetsin, İzmir’deki belediyeleri çalışmaz ve üretemez hale getirmeye çalışan ve Türkiye’de eşi benzeri bulunmayan teftiş uygulamalarının taciz boyutundan hukuksal boyuta gelmesi için çaba sarfetsin aksi takdirde İzmir halkı 2014’te yapılanların hesabını kendilerinden sandıkta soracaktır.