HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-Partisinin ilçe danışma meclisi toplantılarında teşkilatlarına yerel seçimlere sıkı çalışma talimatı veren Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, İzmir’in CHP’nin kalesi olmak bir tarafa merkez sağ seçmenin ağırlıkta bir kent olduğunu belirterek, Antalya modeliyle İzmir’i alıp AK Parti belediyeciliğiyle tanıştırmaya kararlı olduğunu açıklamıştı.
2019 Mart ayında yapılması beklenen yerel seçimlerde İzmir’de 7 olan belediye sayısını ikiye hatta üçe katlayacaklarını, büyükşehir için gösterecekleri doğru adayla İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni de alabileceklerini kaydeden AK Partili İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, Egepostası aracılığıyla Antalya modelini anlattı.
ÇANKIRI, ANTALYA MODELİNİ ANLATTI
AK Parti Milletvekili Çankırı, hizmet yönünden AK Partili belediye başkanlarının olduğu tüm kentlerin çok önde olduğunu kaydederek, yıllarca CHP tarafından yönetilen Antalya’yı AK Partili belediyecilikle tanıştırdıktan sonra Antalya’nın bir dünya markası haline geldiğini söyledi.
ANTALYA AK PARTİ’YE GEÇTİKTEN SONRA…
“Antalya modeliyle İzmirlileri AK belediyecilikle tanıştıracağız” diyen Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı,
“Antalya yıllarca CHP’nin hükmünü sürdüğü ama hizmet noktasında hiçbir yere gelinmeyen bir kentti. Turizmiyle bu kadar gündemde olan bir kentte beklenen yeterli hizmet yoktu. Ancak sonrasında bize yani AK Parti’ye geçtikten sonra şu anda EXPO’ların yapıldığı, turizmde dünya markası olmuş bir kent. İzmir neden tarımda, turizmde, ticarette marka bir kent olmasın'” diye sordu.
İZMİRLİLER BİR KEZ OY VERSE GÖRECEK…
İzmirlilerin yaşam tarzı kaygısı ve merkezi hükümetten yeterli desteğin verilmediği algısıyla yanıltıldığını ancak yaratılan bu algıyı kırmaya kararlı olduklarını dile getiren AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, kaygılara yönelik şu açıklamaları yaptı:
“İzmirliler bir kere oy verse görecek. Bakın Antalya partimizle ikinci dönemini yaşıyor ve çok mutlu. İzmir Menderes’in kenti sonuçta. Merkez sağ ağırlıklı bir kent aslında. Sonradan bu kadar kutuplaşıldı, uçlara gidildi. Uçlara gitmeye gerek yok. Zaten yapılmak istenen şey merkezi hükümet tarafından yapılır. İzmir özelinde olumsuz hiçbir şey yapılmaz. Çok net bir şekilde söylüyorum; ( yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcımızın da bu konuda açıklamaları var) kimsenin yediğine, içtiğine, oturduğuna, giydiğine karışmıyoruz. Böyle bir şey yok. Bu algının kesinlikle kırılması lazım. Hele de İzmir ölçeğinde bunun kırılması için elimizden geleni yapacağız. 16 yıldır insanların özgürlüklerini kısıtlayacak bir şey yapmadık, yapılmadı. Hizmet noktasında zaten yaptıklarımız ortada. Bütün büyükşehirlere merkezi hükümetten aynı ölçüde pay gidiyor. 300 milyon bütçesi olan bir ilçenin yüzde onuyla 3 milyar liralık proje yapma hakkı var. Yapmak istedikten sonra her şeyi yaparsın.”