BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI- Bornova’da Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesi kapsamında okullara imam atnmasına yönelik tepkiler sürüyor.
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Hakan Yıldız, İzmir Büyükşehir Belediyesi Aralık ayı olağan meclis toplantısında ÇEDES projesine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunarak, övgüler dizmişti.
ÇEDES projesinin Kızılay, Yeşilay gibi bir kol olduğunu iddia eden Yıldız açıklamasıda "ÇEDES, MEB, Gençlik Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile yürütülen bir proje. ÇEDES bir eğitim noktası değil bir gönüllülük. Bu bir kulüp çalışması. Değerler adı altında okullarımızda kulüplerin kurulmasını teşvik ediyor. Bu tür çalışmalar veli iznine tabidir. İzmir'de 850 bin öğrenci, 60 bin öğretmen var. 850 bin öğrencinin olduğu bir kentte içeri girilmiş eğitim var mı? Bir din görevlisinin gelip herhangi bir okulda bahsettikleri gibi eğitim vermiş mi, vermemiş mi? Böyle bir durum yok. MEB müfredatı açıktır. Bu projeyi eğitim alanı gibi gösterilmesini doğru bulmam. Bir veli olarak projeyi doğru buluyorum" ifadelerine yer verdi.
AK PARTİLİ YILDIZ’A VELİ DERNEKLERİNDEN TEPKİ!
AK Partili Yıldız’ın açıklamalarına veli derneklerinden tepkiler geldi. Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat ve ÖVDER İzmir Şubesi Başkanı Behram Kaya velilerin tepkili olduğunu dile getirdi.
BAKAN TEKİN LAİKLİĞİN ALTI BOŞALSIN DİYE ATANDI!
Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “ Milli Eğitim Bakanı’nın geçmişi biliniyor. Yusuf Tekin’in bakan seçilmesinin altında yatan sebep zaten eğitim sistemimin altının boşaltılması, daha niteliksiz okullar yaratma projesi. Laik insanlar eğitim sistemi içerisinden dışarıya atılmaya çalışılıyor. Tekin laikliğin boşaltılması için oraya atanmış birisi. Yaptıkları da bizleri şaşırtmıyor. Belediye meclisinde olan tartışma da sadece İzmir, Tekirdağ ve Eskişehir de yaşanabilir. Diğer illerde dine dahil meselerin tartışılma şansı yok” ifadelerini kullandı.
YAPILANDIRILMIŞ BİR PROJE YOK!
Basit bir savunma mekanizmaları olduğuna dikkat çeken Kalafat, "Veli iznine bağlı, biz geçen dönem imam göndermedik diyorlardı. Bu sene İzmir’in en merkez ilçesine 90 civarı imam atanıyor. Bunların okullara gittiğinde ne söyleyeceği belli değil. Yapılandırılmış bir proje yok. Okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri var. Rehber öğretmenleri var. İkisini de By-Pass eden pedagojik formasyonları olmayan insanlar okullara girecek. Ne yapacaklarını bilmiyoruz. Çocukların türbelere götürecekleri söyleniyor. Geçen sene bu uygulamaları gördük” ifadelerine yer verdi.
İZMİR SALDIRI İLE KARŞI KARŞIYA…
Pilot seçilen illerin yapısına dikkat çeken Kalafat, “Eğitim sistemimizin başka sorunu yokmuş gibi, dünya ölçeğinde eğitim veriyormuş gibi, her çocuk mutluymuş gibi, Türkiye matematik ortalamasının 3,5 olmasını görmüyor gibi ‘şükredin’ çocuklar dedikleri yere doğru gidiyor. ‘Veli iznine bağlı, büyütmeye gerek yok’ diyen AKP’li zihniyet, projenin neden Eskişehir, Tekirdağ, İzmir’de pilot olarak başladığını sorgulamıyor. Neden Rize değil, Yozgat değil. İzmir açıkça bir saldırı ile karşı karşıya” diye konuştu.
VELİLER DİRENÇ GÖSTERECEK!
Yasal hakları kullanarak direnç göstereceklerini vurgulayan Kalafat, “Bu mesele eğitim meselesi değil, hükümetin kendisi gibi düşünmeyen unsurları yok etmek. Maarif modeli tanımlamasıyla yaptıkları eğitim anlayışlarının ilk hamlesi. Veliler buna direnç gösterecekler. Laik ve cumhuriyetçi insanları bu projeye ‘eyvallah’ demeyecek. Yasal haklarımızı kullanarak direneceğiz” dedi.
EĞİTİME SİYASET GİRDİ…
İnancın okullara ve kışlaya girmemesi gerektiğini vurgulayan ÖVDER İzmir Şubesi Başkanı Behram Kaya ise açıklamasında, “Veliler bu durumu kabul etmiyor. Çocuklarımızın laik, bilimsel, çağdaş eğitim almasını istiyorlar. Okullarda din dersleri de var, din öğretmenleri de var. Okullara ÇEDES projesi doğrultusunda imamların sokulması eğitime siyasetin ya da inancın katılmasıdır. Siyasetin politik olarak kullanılmasıdır. Bu da inancımıza, çocuklarımıza zarar veriyor. Bornova’da bizler imam atanmasına yönelik tepkimizi ortaya koyduk. Ancak veliler örgütlenme konusunda eksik kaldırlar. ‘Bu dert benim’ diye düşünmüyorlar. Veliler daha sorumlu davranmalı. Tarikatlar ve onların kolları var. Her tarikat en iyi islam benim diyor. Biz kime inanacağız? İnancı okullara ve kışlaya sokmamak gerekir. Sokarsan toplum parçalanır. Biz bunu kabul etmiyoruz” ifadelerine yer verdi.