AYM, DİSK’in 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarının Taksim Meydanı'nda yapılmasına izin verilmemesine ilişkin başvurusunu inceledi.
DİSK, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın Taksim Meydanı'nda kutlanmasına izin verilmemesi nedeniyle ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkının ihlal edildiğini belirterek yaptığı başvuruyu inceleyen AYM, bu yasakla, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edilmediğine” 6’ya karşı 8 oyla karar verdi.
AYM’nin 8 üyenin oyuyla aldığı ret kararında şu gerekçeler belirtildi:
“Başvuruya konu toplantının yapıldığı tarihlerde terör örgütler, kalabalık kamusal alanlarda bombalı intihar saldırıları yaparak -İstanbul ve Taksim Meydanı da dahil olmak üzere- ülke içinde geniş kitlelerin tahrip edilmesini ve yıkıcı etkilerin daha fazla alanda tesir göstermesini amaçlamıştır. Ayrıca bu amaçla yapılan terör saldırıları neticesinde çok sayıda güvenlik görevlisi ve sivil hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştır. 2016 yılı 1 Mayıs sonrasında da terör saldırılarının devam ettiği gözetildiğinde idarenin Taksim Meydanı’nda geniş katılımlı toplantı yapılmasına ilişkin güvenlik gerekçelerinin somut ve haklı olmadığı söylenemez.”
BAŞKAN VE BİR BAŞKANVEKİLİ DE KARŞI OY KULLANDI
AYM’nin oy çokluğuyla aldığı karara, AYM Başkanı Zühtü Arslan ve Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan ile üyeler Engin Yıldırım, Hicabi Dursun, M. Emin Kuz ve Kenan Yaşar karşı oy kullandı.
ZÜHTÜ ARSLAN: MÜLKİ AMİRE VERİLEN YETKİ MUTLAK DEĞİL
Başkan Zühtü Arslan, karşıoy gerekçelerinde şunları belirtti:
“Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, bu hakkın kullanılacağı yer ve güzergahı seçme konusundaki tercih hakkını da içermektedir. Bu nedenle ilgili kanun hükümlerinin tercih hakkını ortadan kaldıracak veya etkisiz hale getirecek şekilde yorumlanmaması gerekmektedir... Mülki amire verilen toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yerleri ve güzergahı belirleme yetkisi mutlak değil.
“DEVLETİN, BİREYLERİ ŞİDDET EYLEMLERİNE KARŞI KORUMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ BULUNMAKTADIR”
Devletin toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanları ve hakkın kullanıldığı yerde yaşayan diğer bireyleri şiddet eylemlerine karşı koruma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu nedenle kamu düzenini bozacak nitelikte bir tehlike veya tehdidin bulunması ve bunun daha hafif tedbirlerle bertaraf edilememesi durumunda son çare olarak toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı sınırlanabilir.
Bununla birlikte devlete düşen görev her türlü güvenlik tedbirini alarak anayasal hak ve özgürlüklerin kullanılmasını sağlamak için uygun ortamı sağlamaktır.”