Ege Postası
Geri

Aç kalarak çalışmanın yeni adı: Asgari ücret

Türkiye'nin içinden bulunduğu ekonomik durum emekliler için acı, çalışanlar içinse vahim! Memur ve emekliler temmuz ayında yasa gereği zam alacak. Ancak asgari ücretliye büyük olasılıkla zam yok!
Aç kalarak çalışmanın yeni adı: Asgari ücret
Haberler / Ekonomi
17 Haziran 2024 Pazartesi 09:24
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Hazine ve Maliye Bakanlığı geç kalmış bir adım atıyor. 226 milyar TL’yi bulan vergi geliri beklentisiyle hazırlanan paketle ilgili yasa teklifinin bayram tatili sonrasında TBMM’ye sunulması ve yasalaştırılması hedefleniyor. Pakette çokuluslu şirketlere vergiler, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının (GYO) gayrimenkullerinden elde edilen kazançlara vergiler var. Ayrıca engellilere yönelik otomotivdeki istisnaların kısıtlanması ve yurtdışına çıkış harcının 1,500 TL’ye çıkarılması gibi vatandaşları doğrudan ilgilendiren önemli düzenlemeler yer alıyor. Taslak, 1999 yılındaki iki depremden sonra hayata geçirilen vergi düzenlemesinden sonra bugüne kadarki en kapsamlı mali revizyonlardan biri olacak. Taslağa göre, 750 milyon Euro eşiğini aşan çokuluslu işletme gruplarının düşük vergileme yapılan ülkelerdeki şube, iştirak ve işyerlerinin asgari bir tamamlayıcı vergilemeye tabi tutulması kararından hareketle bu şirketlere ek vergi getirilmesi öngörülüyor. Sadece bu düzenlemeyle tahmini 40 milyar TL gelir etkisi bekleniyor. Tasarıya göre, GYO ve gayrimenkul yatırım fonlarının gayrimenkullerden elde edilen kazançlar dolayısıyla asgari kurumlar vergisi ödemesi de kapsamda. Tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan BİST’te işlem görmeyen hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlara uygulanan gelir vergisi istisnası ise kaldırılıyor.

PAKETTE, KURUMLAR VERGİSİ VE GELİR
VERGİSİNDE YENİ DÜZENLEMELER VAR

Taslak oldukça kapsamlı... Taslakta, bazı AB ve OECD ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de asgari kurumlar vergisi uygulaması öngörülüyor. Bu vergi, tahakkuk eden kurumlar vergisi, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10’u olarak hesaplanan asgari vergiden veya beyan edilen hasılatın yüzde 2’si matrah kabul edilerek kurumlar vergisi oranında hesaplanan asgari vergiden, yüksek olanından az olamayacak. 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere başlanılacak olan uygulamayla 2025 yılı için ilave 90 milyar TL yıllık gelir etkisi öngörülüyor. Çalışmada, ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeye mecbur olan mükellefler için asgari gelir vergisi uygulaması getirilmesi öngörülüyor. Cumhurbaşkanına bu kapsamda belirlenecek oranı, sektörleri, iş gruplarını ve iş türleri bazında her bir kazanç türü itibarıyla artırma ve azaltma yetkisi verilecek. Uygulamaya 2025’ten itibaren geçilmesi durumunda, yıllık 37.4 milyar TL gelir etkisi hedefleniyor. Bu iki vergi kaleminde yapılacak düzenleme en geniş etkisi olacak düzenleme niteliğini taşıyor. Bu düzenlemelerin yanı sıra, yap-işlet-devret (YİD) ve kamu-özel işbirliği (KÖİ) prjelerinin gelirlerinden alınan vergilerde ciddi artışlar, madencilik ve liman işletmlelerine yönelik yeni vergi düzenlemeleri de pakette yerini almış.

BORSAYA YÖNELİK VERGİLENDİRME
YENİDEN DEĞERLENDİRİLECEK

Borsada işlemler üzerinden vergi alınacağı söylentisi bile BİST İstanbul’da ciddi bir tepki yaratmıştı. Özellikle aracı kurumlar, zaten bu işlemlerden çok düşük bir kar elde ettiklerini iddia ederek tepkilerini dile getirmişti. Yine uzmanlar ve borsa yatırımcıları, işlemler üzerinden vergi alınması yerine, gelirler üzerinden vergi alınması gerektiğini beyan ediyorlardı. Bir hafta boyunca endeksler bu sebeple kırmızıya boyanmıştı. Ciddiyetsiz ve halkla ilişkiler açısından oldukça başarısız bir yönetimin ardından, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya platformu X’ten yaptığı açıklamada borsaya yönelik taslak vergi çalışmasını, yeniden değerlendirmek üzere bir süreliğine ertelediklerini duyurdu. Taslakta kripto varlıkların vergilendirilmesine ilişkin olarak ise iki farklı vergilendirme formülü öneriliyor. Bunlardan ilki, alım-satımlardan on binde 3 gibi bir oranda işlem vergisi uygulanması, diğeri de alım-satımdan elde edilen gelirden gelir vergisi alınması. Kripto varlıklara işlem vergisi getirilmesi durumunda yıllık vergi getirisinin 3.7 milyar TL olacağı öngörülüyor.

TOPLAM KREDİ BORCU HACMİ
ALTI AYDA 2 TRİLYON TL ARTTI

Öngörülen kadar olmasa da enflasyona karşı mücadelenin temel hedefi olan ekonomiyi soğutma ve tüketimi kısmaya yönelik önlemlerin ilk sonuçlarını almaya başladık. Sanayi üretimindeki düşüş bunun en çarpıcı göstergesi... Ancak, söz konusu kredi borç hacmi olunca, faizlerin artırılmasına karşın harcamalarda bir yavaşlama söz konusu değil. Olması da o kadar mümkün değil! Bu başta kredi kartları olmak üzere, tüketici ve ihtiyaç kredileri için de geçerli... Zira alt ve orta gelir grubu ayın ortasından itibaren gıda harcamalarını kredi kartıyla yapmak zorunda kalıyor. Orta gelir gurbunun bir kısmı ise başta giyim ve beyaz eşya gibi alışverişlerini öne çekiyor, zira birkaç ay içinde ürün fiyatlarının çok yükseleceğini düşünüyor. Borç kapatmak için ihtiyaç kredisi almak zorunda olanlar da hiç azımsanacak sayıda değil. İşte sonuç... Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) verilerine göre, yılbaşından bu yana toplam kredi borcu tutarı 2 trilyon TL’ye yakın arttı. Toplam kredi borcu yılın ilk haftasında 11.6 trilyon TL’ydi. Bu tutar 1-7 Haziran haftasında ise 13.5 trilyon TL’ye yükseldi. Böylece, sadece altı ay içinde borç tutarı yaklaşık 2 trilyon TL arttı. Yılın ilk haftasında 2.6 trilyon TL olan kredi ve kredi kart borcu tutarı ise 1-7 Haziran haftasında 3.1 trilyon TL’yi buldu. Bunun 1.6 trilyon TL’sini tüketici kredileri, 1.4 trilyon TL’sini ise bireysel kredi kartı borcu oluşturdu. Tüketici kredisi borcunda ise zirve ihtiyaç kredilerinde oldu. İhtiyaç kredisi tutarı 1.1 trilyon TL’yi buldu. Yasal takibe düşen  alacaklardaki artış da dikkat çekici.

ONS ALTIN: DALGALANARAK
YÜKSELİŞE DEVAM EDİYOR
Fed’den bu yıl için tek faiz indirimine yönelik sinyaller gelmesinin ardından değerli metallerde, özelilkle de ons altında düşüşler gözlemlenmişti. Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları ve kasım ya da aralık aylarında indirim beklentisi piyasalarda dengeleri bozmuştu. 2,300 doların altına inen ons altın 16 Haziran itibarıyla 2,333 dolar seviyesinde işlem görüyor. Piyasalar hala faiz indirimlerinin oldukça yakın olduğu görüşünde ve pozisyonları bozmakta çekimser... Yakın ya da yıl sonuna doğru faiz indirimlerinin başlayacak olması özellikle kıymetli metallerde pozitif algılanabilir. Mart-mayıs döneminde yaşanan kar satışlarını görmüştük. Ancak bu satışlar, genel bir düşüş trendini tetiklemiyor. Fed’in açıklamaları doğrultusunda, değerli metallere yönelik yukarı yönlü hareketin tekrar başlayacağını söylemek mümkün. Ons altında 2,300 dolar önemli destek seviyesi, bu seviye aşağı kırılmadıkça yukarı yönlü hareket devam edecektir. Direnç noktasına gelince... Ons altın tarafında 2,360 seviyesi direnç noktası olarak öne çıkıyor. Tabii çok önemli bir etmen olarak küresel siyasi gerilimler her an hızlı bir yukarı yönlü harekete neden olabilir. Gerek Rusya-Ukrayna savaşı gerekse İsrail-Filistin savaşı sonrasında sıçrama yapan altın, daha sonra gelen düzeltmelere rağmen hep bir önceki seviyesinin çok üzerinde tutunmayı başardı.

AÇ KALARAK ÇALIŞMANIN
YENİ ADI: ASGARİ ÜCRET

Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi BESAR’ın ‘Haziran Ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı’ raporuna göre, dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenmesi için yapması gereken aylık harcama tutarı 25,374 TL (açlık sınırı), bekar çalışanın yaşam maliyeti 30,210 TL oldu. Dört kişilik bir ailenin gıda harcamasıyla giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarıysa 70,253 TL (yoksulluk sınırı) seviyesine yükseldi. Rapora göre, açlık sınırı önceki aya göre yüzde 4.22, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 88.05; yoksulluk sınırı ise önceki aya göre yüzde 3.72, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 59.94 artış kaydetti. Durum emekliler için acı, çalışanlar içinse vahim! Memur ve emekliler temmuz ayında yasa gereği zam alacak. Ancak asgari ücretliye büyük olasılıkla zam yok! SSK ve Bağ-Kur emeklileri, refah payı verilmezse, altı aylık enflasyon farkı kadar zam alacak. Bu zam da yüzde 26 civarında olacak. Memur ve memur emeklilerinin zam oranının ise yine düzenleme yapılmadığı takdirde, işçi ve Bağ-Kur emeklilerine göre yaklaşık 5 puan düşük olacağı tahmin ediliyor.

KİRA ARTIŞ SINIRLAMASI
TEMMUZDA SON BULUYOR

Türk Borçlar Kanunu’na 8 Haziran 2022’de eklenen geçici maddeyle konut kiralarına yüzde 25 kira artış zam sınırı getirilmiş, sonrasında bu sınırlama 1 Temmuz 2024’e kadar uzatılmştı. Bu düzenleme kapsamında konut kira artış oranının tavanı yüzde 25’le sınırlandırılmıştı. Pek çok uyarı yapılmış ve bu yasal düzenlemenin ev sahipleri tarafından bir şekilde by-pass edileceği söylenmişti. Öyle de oldu. Yasal sınırın hemen hemen beş katı oranında bir artış söz konusu... Kiralarda yüzde 125 artış saptanmış. Görüldüğü üzere yasal düzenleme hiçbir işe yaramamış, tersine kiracıyla ev sahibi arasında husumet ve kavgaların ortaya çıkmasını getirmiş. Şimdi bu yüzde 25 sınırın Temmuz 2024 itibarıyla kaldırılacağı bekleniyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yeni düzenleme yapılmayacağını açıkladığı için 1 Temmuz’dan sonra konut kiralarındaki yüzde 25 zam sınırlaması yasası ortadan kalkacak. Konut kira zammında eskiye dönülecek. Borçlar Kanunu’nun 344. madde uyarınca 12 aylık enflasyon ortalaması hesabına göre belirlenecek. 2 Temmuz sonrası artık konutlarda kira zammı enflasyon ortalamasına yani, her ay TÜİK tarafından açıklanan bültende yer alan oran baz alınarak 12 aylık TÜFE ortalamasına göre yapılacak.

GEL DE ENFLASYON TAHMİNİN TUTTUR!

Akıldışı ‘Türkiye Ekonomi Modeli’nin uygulamaya konduğu günden bu yana, öngörüde bulunmak zaten zor. O kadar birikmiş sorun var ki, hangi birini çözeceğimizi bilemiyoruz. Çok etmenli bir kriz söz konusu olan ve üstüne üstlük resmi veriler ve demeçlerin pek çoğu da gerçeği yansıtmıyor. Hal böyle olunca, nasıl isabetli öngörüde bulunabilirsiniz? Bulunulamıyor! Önce bir hatırlatma yapalım... TCMB’nin anketinde geçen yıl mayıs ayında 12 ay sonra için yüzde 29.8’lik enflasyon öngürülmüştü. Bildiğiniz üzere, makyajlanmış TÜİK verileriyle bile gerçekleşme yüzde 75.5 oldu. İşte bu sebeple, TCMB’nin Haziran 2024 anketini de böyle okuyun! Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 43.64’ken, bu anket döneminde yüzde 43.52 olmuş. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 33.21’ken, bu anket döneminde yüzde 31.79... 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 21.33 ve yüzde 20.33... 2024 yılı Haziran ayı anket döneminde, katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 31.75 olasılıkla yüzde 26-29.99 aralığında, yüzde 34.89 olasılıkla yüzde 30-33.99 aralığında, yüzde 21.57 olasılıkla ise yüzde 34-37.99 aralığında artış göstereceği öngörülüyor.

TARIM-ÜFE ONİKİ AY SONRA
AYLIK BAZDA İLK KEZ DÜŞTÜ

Gıda enflasyonunun öncü göstergelerinden tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) oldukça inatçı bir seyir izliyordu. Şimdi görece iyi bir haber geldi. TÜİK verileriyle, Tarım-ÜFE mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 0.91 azalış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61.24 artış kaydetti. Tarım-ÜFE böylece 12 ay sonra ilk kez aylık bazda düşüş gösterdi. Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 1.18, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 0.43 düşüş olurken, balık ve diğer balıkçılık ürünleri; su ürünleri; balıkçılık için destekleyici hizmetlerde yüzde 8.4 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre, tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde yüzde 6.67 düşüş, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde yüzdae 4.98 ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 2.98 artış görüldü. Hemen belirtelim, Tarım-ÜFE’deki genel artış eğiliminin tek sebebi enflasyon döngüsü değil, ekilmeyen araziler, demografik bozulma, plansızlık ve diğer yapısal sorunlar tarım sektörünün orta vadede toparlanamayacağını ve gıda enflasyonunun öyle kolay kolay düşmeyeceğini gösteriyor.

EKİLMEYEN TARIM ARAZİLERİ
YAPISAL SORUNUN BİR SONUCU

İşte tarım sektöründeki yapısal sorunlardan biri... Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’de tarım arazilerinin yıldan yıla azaldığına işaret ederek Türkiye’nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarının son yirmi yılda 26.6 milyon hektardan 23.9 milyon hektara gerilediğine dikkat çekti. Bayraktar, 11 Haziran’da Toprak Bayramı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamasında, “Binlerce, hatta milyonlarca yılda oluşan toprak, sadece çiftçilerimiz için değil, tüm insanlık için, en önemlisi de geleceğimiz için değerli hazinemizdir. Bu bilinçle 7’den 70’e herkes toprağı korumak için elinden geleni yapmalıdır” dedi. Son yıllarda atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılmasının yanı sıra tarım arazilerinin korunması amacıyla pek çok çalışma yapıldığını, kanunlar çıkarıldığını hatırlatan TZOB Başkanı olumlu bir haber de verdi: “Atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılması, miras yoluyla arazilerinin bölünmesinin engellenmesi gibi uygulamalarla 2019'da 23 milyon 99 bin hektar olan toplam işlenen tarım alanı 2023’te yüzde 36 artarak 23 milyon 942 bin hektara ulaştı”. İşlenen tarım arazilerinin artışı umut veren bir gelişme, ancak çiftçiyi üretime teşvik edecek ticari koşulların da oluşturulması gerek ki, toprak işlenebilsin. Kırsal genç nüfusun tarımsal üretimden kazanç sağlayabileceğine ilişkin beklentisi olsun ki, kente göç etmek yerine tarımsal üretime yönelsin.

DOKUZ AYIN EN YÜKSEK CARİ AÇIĞI

TCMB nisan ayına ilişkin ödemeler dengesi verilerine göre, cari açık 5.3 milyar dolarla dokuz ayın en yüksek aylık açığı oldu. Yıllıklandırılmış cari açık da ılımlı bir artışla 31.5 milyar dolara çıktı. Çekirdek cari dengede ise onbir ay sonra yeniden açık görüldü. Net hata noksanda açık serisi nisan ayında da devam etti. Cari denge nisan ayında 5.3 milyar dolar açık verdi. Ekonomistlerin beklentisi 6.1 milyar dolar olması yönündeydi. Mart ayında cari açık 4.5 milyar dolar olarak kaydedilmişti. Nisan ayında 12 aylık cari açıkta ılımlı yükseliş gözlemlendi. Mart ayında yıllıklandırılmış cari açık 31.3 milyar dolar olurken, nisan ayında 31.5 milyar dolara yükseldi. TCMB verilerine göre, çekirdek gösterge olarak izlenen altın ve enerji hariç cari işlemler hesabında nisan ayında 497 milyon dolarlık açık dikkat çekti. Verilere göre, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 7.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 3.1 milyar seviyesinde seyrederken, bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 2.6 milyar dolar oldu. Nisanda doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler 856 milyon dolar olurken portföy yatırımları ise 2 milyar dolar net giriş kaydetti. Resmi rezervlerde 2.4 milyar dolar net düşüş gözlendi. TCMB verileri net hata noksan tarafında açığın devam ettiğine işaret etti. Verilere göre, nisanda net hata noksan 327 milyon dolar açık verdi. Ocak-nisan döneminde net hata noksan açığı 15 milyar dolar oldu.

TÜRKİYE OTOMOTİV SEKTÖRÜ
İÇ PİYASANIN ÜÇTE BİRİNE HAKİM

Türkiye’nin ihracatının lokmotifi otomotiv sektörü, iç piyasada yabancı markalara karşı o kadar da rekabetçi değil. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği’nden (ODMD) derlediği verilere göre, yılın ilk beş aylık döneminde otomobil ve hafif ticari araç satışları yüzde 6 artış gösterdi. Böylece mayıs sonu itibarıyla toplamda 471 bin 743 sıfır araç satışı gerçekleşti. Otomobil satışları yüzde 10.25 artışla 375 bin 97, hafif ticari araç satışları ise yüzde 7.9 azalışla 96 bin 646 oldu. Ocak-mayıs döneminde 471 bin 743 adetlik pazarda, yerli üretim araç 146 bin 727 yerli üretim araç satıldı. İthal araç satışı ise 325 bin 16 oldu. Yerli üretim araçların payı 31.11, ithal araçların payı ise yüzde 68.89 seviyesinde. Son beş yıla bakıldığında ithal araçların satışlardan aldığı pay, Türkiye’de üretilen araçların pazardan aldığı paydan yüksek gerçekleşti. ODMD verilerine göre, geçen yıl sonunda yerli üretim araçların toplam satıştaki payı yüzde 35.2 ve ithal araçların payı da 64.79 seviyesinde ölçüldü. Satışlarda yerli oranı 2021'de yüzde 43.89’ken, 2022 sonunda 43.81’e geriledi. 2020’de yerli üretim araçların toplam satışlardaki payı yüzde 45.72, ithalin payı ise yüzde 54.27 olmuştu. 2019’da yerli üretimin payı yüzde 43.01 ve ithal araçların payı yüzde 56.98 olarak kayıtlara geçmişti.

İLAVE VERGİ KARARINA
PEKİN’DEN SERT TEPKİ

Çin Halk Cumhuriyeti’nden bugüne kadar pek rastlanmayan bir tepki geldi. Tahmin edebileceğiniz gibi Çin menşeli otomotiv ürünlerine yönelik ilave vergi kararından dolayı... Çin Ticaret Bakanlığı, Türkiye’nin ilave vergi kararına şiddetle karşı çıktıklarını ve ayrımcı tarifelerin kaldırılması çağrısı yaptıklarını duyurdu. Açıklamada, Çinli firmaların haklarını savunmak için gereken tüm eylemlerin yapılacağı belirtildi. Türkiye, yerli üretimin iç pazarda gerileyen payının yükseltilmesi, cari açığın azaltılması ve yatırımın teşvik edilmesi amacıyla Çin’den ithal akaryakıt motorlu ve hibrit otomobillere en az 7,000 dolar olmak üzere yüzde 40 ilave gümrük vergisi getirmişti. Karar 7 Temmuz’da yürürlüğe girecek. Bazı kısıtlamalara tâbî Çin’den ithal elektrikli araçlarda hâlihazırda yüzde 40 ek gümrük vergisi alınıyordu. Son kararla birlikte tüm yakıt tiplerindeki binek araçlara ilave vergi gelmişti. Kimilerine göre, elektrikli araçlarda Çin’in yüksek rekabet gücünü bir ölçüde azaltmayı amaçlayan bu kararın bir diğer sebebi ise TOGG ve aynı segmentte ileride üretilebilecek bir ölçüde yerli üretim elektrikli araçların fiyat rekabetini sağlamak.  

HAVAYOLU YOLCU SAYISININ
YÜZDE 10.4 ARTMASI BEKLENİYOR

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü ‘Uçak, Yolcu, Yük Serisi ve Tahminleri Raporu’nu revize etti. Rapora göre, geçen yıl direkt transit yolcular dahil 214 milyon 232 bin 985 olan havayolu yolcu sayısının, bu yıl yaklaşık yüzde 10.4 artışla 236 milyon 563 bin 823’e yükselmesi öngörülüyor. Gelecek yıl yolcu sayısının 249 milyon 267 bin 610’a ulaşması bekleniyor. Geçen yıl 122 milyon 950 bin 966 olan dış hat yolcu sayısının, bu yıl yüzde 9.1 artışla 134 milyon 223 bin 406’ya çıkması öngörülüyor. Dış hat yolcu sayısına yönelik beklenti ise 2025’te 140 milyon 180 bin 614’ü bulması... İç hatlarda geçen yıl 91 milyon 55 bin 14 olan yolcu sayısının bu yıl yüzde 11.9 artışla 101 milyon 884 bin 171’e ulaşması bekleniyor. İç hat yolcu sayısının 2025’te ise 108 milyon 624 bin 843’e yükselmesi beklentisi bulunuyor. Geçen yıl transit üst geçişler dahil 2 milyon 171 bin 330 olan uçak trafiğinin bu yıl 2 milyon 334 bin 212’e yükseleceği öngörülüyor. İç hatlarda ise geçen yıl 91 milyon 55 bin 14 olan yolcu sayısının bu yıl yüzde 11.9 artışla 101 milyon 884 bin 171’e ulaşması bir diğer beklenti. İç hat yolcu sayısının 2025’te ise 108 milyon 624 bin 843’e yükselmesi tahmin ediliyor. Türkiye geneli havalimanlarında geçen yıl 4 milyon 447 bin 865 tonu bulan yük hareketinin ise bu yıl 4 milyon 926 bin 468 tona ulaşması bekleniyor. Bu miktarın 2025’te 5 milyon 122 bin 726 tona yükselmesi öngrülüyor.

BU YIL BELKİ BİR, GELECEK
YIL İÇİN ÜÇ FAİZ İNDİRİMİ

Fed, haziran ayı toplantısında politika faizini değiştirmeyerek yüzde 5.25-5.5 aralığında tuttu. Banka bu yıl için sadece bir indirim, 2025’te daha fazla indirim sinyali verdi. Faiz kararı oybirliğiyle alındı. Karar metninde ekonomik aktivitenin ve işgücü piyasasının güçlü seyrettiği belirtildi. Fed, federal fon oranına ilişkin tahminini bu yıl sonu için yüzde 4.6’dan yüzde 5.1’e çıkardı. Fed’in federal fon oranına ilişkin 2025 yılı için tahmini yüzde 3.9’dan yüzde 4.1’e yükseltilirken, 2026 yılı için yüzde 3.1’de bırakıldı. Bu tahminler Fed’in 2024’te 25 baz puanlık 1 faiz indirimi öngördüğüne işaret etti. Banka, mart ayında yayımladığı tahminlerde bu yıl toplamda 75 baz puanlık üç faiz indirimine gidileceğinin sinyalini vermişti. Enflasyon tahminleri bu yıl için yüzde 2.4’ten yüzde 2.6’ya, 2025 için yüzde 2.2’den yüzde 2.3’e yükseltildi, 2026 için ise yüzde 2’de sabit tutuldu. 2024 yılı için çekirdek enflasyon beklentisi mart ayındaki yüzde 2.6 seviyesinden yüzde 2.8’e, 2025 beklentisi yüzde 2.2’den yüzde 2.3’e yükseldi. 2026 için yüzde 2 olarak korundu. Karar metninde enflasyona yönelik söylem değişti ve ‘son aylarda yüzde 2’lik hedefe doğru ılımlı bir ilerleme kaydettiği’ ifadesine yer verildi. Görünen o ki, Fed 2024 yılı içinde sadece bir faiz indirimi yapacak, eğer ki veriler yeni bir sürpriz yapmazsa.... Faiz indiriminin bu yılın sonunda yapılması bekleniyor.

AVRUPA PARLAMENTOSU
SEÇİMLERİ FRANSA’YI SARSTI

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinde aşırı sağın Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinden açık ara farkla birinci çıkması üzerine Ulusal Meclisi feshederek erken genel seçime gitme kararı almıştı. Ülkede Ulusal Meclis için yakın zamanda yeni seçimlerin yapılacağı beklentisi, yatırımcılar arasında belirsizliğe neden olurken, aşırı sağcı bir hükümetin kurulma olasılığı yatırımcılar için şartların giderek daha ‘belirsiz’ hale gelmesine neden oluyor. Yatırımcıların endişesi, aşırı sağcı olarak tanımlanan Ulusal Birlik Partisi’nin (Rassemblement National-RN) seçimi kazanması durumunda, gündeme gelecek müdahaleci ekonomi politikaları ve daha güçlü düzenleme riski... Bunun yanı sıra, RN’nin hükümeti devralması halinde, zaten yüksek olan kamu borcunun daha da artacağı korkusu var. Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, seçimleri aşırı sağın kazanması halinde Euro Bölgesi’nin en büyük ikinci ekonomisinin mali kriz riskiyle karşı karşıya kalacağı uyarısını yaptı. Avrupa’da aşırı sağın seçimde yükselmesi Avrupa devlet tahvillerini de olumsuz etkilerken, yatırımcıların ağırlıklı olarak Fransız tahvillerini satması dikkati çekiyor. Fransa’nın 10 yıllık tahvil faizi seçimlerin ardından toplamda 30 baz puan artarak 2011’den beri en büyük haftalık artışını gerçekleştirdi. Belirsizlik Fransız Borsası’nı da sarstı ve CAC 40 endeksi yüzde 6’dan fazla değer kaybetti. Bu, Mart 2022'den bu yana en büyük haftalık kayıp. (Duvar)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası