ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Binali Yıldırım sayesinde seçimi kazanacağını belirterek iddialı konuşurken, İzmir’de değişime ihtiyaç olduğunu savunan AK Parti’li rakibi Yıldırım ise, “Ben İzmir’i seçtim, şimdi seçme sırası İzmirlilerde” diyerek, sonucu merakla beklenen 30 Mart seçimleri için iddialı konuştu.
“KENDİME GÜVENMESEM ADAY OLMAZDIM”
Sözlerine yerel seçimlere giden süreci anlatarak başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Ben seçimlerden önce üçüncü kere aday olmayı düşünmüyordum. Bunu herkes de biliyor. Şartlar aday olmamı zorladı. Benim seçimle ilgili rakam ya da hedef belirtmem doğru olmaz. İzmirler puanı 30 Mart’ta verecek. Kendime güvenmesem zaten aday olmazdım. Eğer İzmirlilerden İzmirli hemşerilerimizden bir şikayet alsaydım aday olmazdım” dedi.
“İKİ SENE SONRA KÖRFEZDE YÜZECEĞİZ”
Gelecek dönem projelerine ve yatırımlarına da kısaca değinen Başkan Kocaoğlu, “Bir büyükşehir belediyesi olarak, hükümetten fazla yatırım yapan ve yerelde kalkınma sağlayan belediye olmaktan ötürü gurur duyuyorum. Yapamadığımız çok şey var. Onları da bu dönemde yapacağız. Önümüzde yüzülebilir körfez hedefimiz var. ÇED raporu çıktıktan iki sene sonra körfezde yüzeceğiz. Konu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda imza için bekliyor. İmza çıksın, iki sene sonra körfezde yüzmeye başlarız. Biz bu kenti tarih ile buluşturacağız. Körfezde yüzülecek. 40 kilometrelik kıyı şeridini yeniden tasarlıyoruz, çalışmalar devam ediyor. İnciraltı’nda 4 bin dönüm alanda bir sağlık kampüsü planlıyoruz. Sağlık alanında kenti kalkındırmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
“İZMİR’İN VALİ PROBLEMİ VAR”
Son günlerde İzmir Valisi Mustafa Toprak’ı yoğun şekilde eleştiren Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, sıkça dile getirdiği kent içi trafik problemi üzerinden kendisine seslenerek, “İzmir’in trafik sorunu yok. Bu kentte sorun trafik değil, trafik polisi değil, emniyet müdürü değil, validir. İzmir’de vali sorunu var. Vali trafik polislerini çalıştırmıyor. Rakip aday ortaya çıksın diye, bir senedir trafik polislerini çalıştırmıyor. İzmir’in trafik problemi yok. Bunu tekrara tekrar söyledim. Kendisinden hiç cevap yok. Kapı duvar…” ifadelerini kullandı.
“AVM İLE KALKINMA OLMAZ”
İzmir’e yönelik getirilen “Köy”in eleştirilerine de değinen Başkan Aziz Kocaoğlu, “İzmir’de kalkınma eksikliği yok. AVM ile kalkınma olmaz. Kalkınma üretim ile olur. AVM gelip geçici. AVM düzeni bozar, yoğunluk getirir, trafiğe olumsuz etki katar. Kalkınma inşaat sektörü ile olmaz. Bu ekonomik model ile kalkınma olmaz. Tarımın kalkınması ile olur. Bizim tarımı kalkındıracak projelerimiz var. Anlaşmalı üretim modeli ile Bayındır ve Tire’yi kalkındırdık. Önümüzdeki dönem yeni projeleri de hayata geçireceğiz. Her tarafta işsizlik var. Bu ülkenin üretim politikası yok. Sadece rant ile, sıcak paraya borçlanarak ülkeyi kalkındırmaya çalışıyorlar. Türkiye’de üretime yönelik istihdam politikası, istihdam yasası yok” dedi.
“17 ARALIK HERKESİN İLİKLERİNE KADAR İŞLEDİ”
17 Aralık süreci hakkında da önemli değerlendirmeler yapan Kocaoğlu, seçmene yönelik önemli bir mesaj verdi ve, “17 Aralık süreci herkesin iliklerine kadar işledi. Herkes ne olduğunun farkında. Ama bir kısım fanatikler de “Çaldılarsa benim paramı çalmadılar, helal olsun” diyor. Bunu konuşmak toplumun moralini bozuyor. Millet bunu oyları ile değerlendirecek. Ben genel siyaset değil, yerel siyaset yapıyorum” şeklinde konuştu.
“BİNALİ BEYİ ADAY OLSUN DİYE BEN ÇAĞIRDIM”
Konuşmasının devamında AK Parti’li rakibi Binali Yıldırım ile ilgili değerlendirmeler yapan Kocaoğlu, “Binali Bey çok iyi bir aday, yarışıyoruz. Kendisinden memnunuz. Zaten kendisini gelsin diye ben çağırdım. Aday olsun diye. Ben bu seçimde kendime değil Binali Bey’e güveniyordum. Çünkü bana seçimi kendi kazandıracak. İzmir’de projeler yarışıyor. İzmir’de belediyecilik yarışıyor. İzmir’de Aziz Kocaoğlu ile AKP yarışıyor. Sadece Binali Bey değil. Bu yarıştan galip çıkacağımıza inanıyoruz. Binali Bey İzmir’e hiçbir şey yapmadı. Yeni açılan iç hatlar terminalini de merkezi hükümet yapmadı. Bunlar yap-işlet-devret projeler. Biz yeni kent merkezini, gökdelenler bölgesini planladık. Ben de 5 bin dönümlük alanı planlamışım, oraya bir kuruş harcamamışım. Oraya gökdelenler dikiliyor. Her biri 200-300 milyon TL. O zaman ben de onları toplayayım, ben de bu kadar yatırım yaptım mı diyeyi? Ekonomiye ne yaptı? Benim lokmamı büyütüyor musu? Sen İzmir’e ne yaptı? Vatandaşın lokmasını büyütecek ne yaptı? İzmir’de 6 milyar 600 milyon TL’lik özelleştirme yapmışsın, parayı almışsın gitmişsin, 12 senede bunun karşılığında 5 milyar 300 milyon TL’lik yatırım yapmışsın… Yaptığın yatırım da belli. Kuzeyde çevre yolu, Beydağ Barajı, bölünmüş yol, bir de iç hatlar terminalini söylüyorlar… Orada hükümetin bir kuruş parası yok. Bu kent köy, İzmir kalkınmıyor deniyor. Biz kendi gücümüzle kalkınıyoruz. Onlara da ihtiyacımız yok. Bu ülkenin üncü büyük kenti köy oluyorsa, kalkınmıyorsa, 12 senelik iktidar, 10 senelik belediyeye bağlar m? Böyle bir mantık, böyle bir siyaset, böyle bir düşünce olur m? Bunu İzmirliler de görüyor…” dedi.
“İDDİA EDEN VARSA, BUYURSUN GELSİN”
Yıldırım’ın 1400 projesine de değinen Kocaoğlu, merkezi iktidara yönelik eleştirilerine şu sözlerle devam etti: “Hükümetin İzmir’de 5 milyar 300 milyon TL’lik yatırımına karşı Büyükşehir Belediyesi 6 milyar 300 TL’lik fiziki yatırım yapmış. Bizden fazla yatırım yaptığını iddia eden varsa, buyursun gelsin. Bu köyün finans kredi notu, merkezi hükümetin kredi notundan 9 basamak yukarıda. İzmir Büyükşehir Belediyesi, bugün Türkiye’nin devlet kurumları içerisinde en güvenilir kurumdur.”
“İKTİDARA CHP DE GELSE…”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Merkezi hükümetten hiçbir şey istemem. Sadece bizi engellemesinler. Sadece imza atsınlar. İmzayı rahat alayım. Genel müdürlerin, daire başkanlarının, müsteşarların, Ankara’daki bürokrasinin elinde zaman kaybetmeden işlerimi çözeyim. Merkezi hükümetten bir şey istemiyorum. Gölge etmesinler yeter. İktidara CHP de gelse aynı şeyi isterim” dedi ve son olarak 30 Mart ile ilgili şu mesajı verdi: “İzmirli hemşerilerim biliyorlar. 10 yıldır bu görevi götürüyoruz. Ne eylerlerse güzel eylerler. Eve git derlerse eve gideriz, belediyeye git derlerse belediyeye gideriz.
YILDIRIM: BEN İZMİR’İ SEÇTİM, ŞİMDİ SEÇME SIRASI İZMİRLİLERDE
Kocaoğlu’nun ardından soruları yanıtlayan Binali Yıldırım ise, partisindeki üç dönem kuralı sonrasında büyükşehir adaylığı için karar aldığını söyleyerek, “Büyükşehir adaylığı için beni isteyen birçok il oldu. İstanbul, Ankara, Adana, Balıkesir gibi illerde adaylığım konuşuldu. Diğer illerde adaylar seçildi, ben kendim İzmir’i seçtim. Ben zoru severim. İzmir muhalefette olduğu için zor bir kent. Ben İzmir’in milletvekili olduğum için, İzmir’i seçmem de gayet doğal. Son üç yılda İzmir’in sorunlarını, beklentilerini iyi şekilde inceleme fırsatım oldu. Ben İzmir’i seçtim, şimdi seçme sırası İzmirlilerde” sözleri ile adaylığa giden yolunu özetledi.
“İZMİRLİ NAĞMELERDEN ANLAMAZ”
İzmir’i üvey evlat olarak gördükleri yönündeki söylemlere “Külliyen yalan” şeklinde karşılık veren AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, “Bizim İzmir’e 11 yılda yaptığımız yatırımların toplam tutarı 15,5 milyar TL. İller Bankası ve sosyal desteklerle birlikte bu rakam 23,5 milyar TL’yi buluyor. İzmir’in bugün belli başlı altyapı projeleri yapıldıysa, bu bizim sayemizde oldu. Bu bir lütuf değil, bir gerçeği söylüyorum. Çiğli’den başlayıp Narlıdere’ya kadar gelen ve 30 yıl önce başlayan ama hiçbir ilerleme kaydedilemeyen çevreyolunu benim bakanlığım döneminde bizler. Bugün İzmir’in en uzun raylı sitemi olan İZBAN’ı biz yaptık. Başlanmış, ortada kalmış bir projeydi. Belediyeyi ortak ettik. Şimdi günde 600 bine yakın İzmirliye hizmet ediyor. Adnan Menderes Havalimanı yapıldı. Türkiye’nin en büyük limanı olan Çandarlı Limanı’nı yapıyoruz. Sabuncubeli Tüneli’ni yapıyoruz, Kemalpaşa Lojistik Tesisi’ni yapıyoruz. İzmir-İstanbul Otoyolu, İzmir-Ankara Hızlı Tren Projesi devam ediyor. Saymakla bitiremem… Bu İzmir’i ihmal etmek midi? İş yapamayanlar, beceriksizler, sürekli başkalarına mazeret bulurlar, başkalarına suçu atarlar. Ben binlerce proje yaptım, aynı bürokrasi ile ben de mücadele ettim. Ben hiçbir zaman şikayet etmedim. Benim işim sonuç almak. İşi bitireceksin. İzmirli nağmelerden anlamaz. İş yapıldı mı, yapılmadı m? Yağmur yağdığında İzmir’in sokaklarını sel götürüyor mu, götürmüyor m? İzmirli ona bakar” diye konuştu.
KOCAOĞLU’NA KÖRFEZ GÖNDERMESİ: ZÜĞÜRT TESELLİSİ
İzmir için hazırladığı 1414 projesine de kısaca değinen Yıldırım, “Projelerim çok gerçekçi. Biz 11 yılda Türkiye’nin kaderini değiştirdik. Türkiye’de şu anda çok konuşulan projeler varsa, bunlar benim bakanlığım döneminde yapıldı. İzmir’de ilk işimiz hasar tespit olacak. Bu şehirde 10 yıldır imar planı yok, imarlı yapılaşma yok. İmar konusunda problem var. Kaçak yapılaşma artmış ve şehircilik diye bir şey yok. İzmir, körfezin etrafından ibaret değil. Yukarılara çıkınca İzmir bir köy. Belediye başkanı buna bozuluyor. Sokağa çıktığımda herkes bana “İzmir’i köy olmaktan kurtarın” diyor. Bir şehir, imar planı olmadan, keyfi kararlar ile gelişir m? Keyfilikle bir şehir marka şehir olmaz. İkinci hedefim de bu kentin anayasasını yapmak. Master imar planı yapacağım. Üçüncü hedefim de altyapı ile ilgili. İzmir’de altyapı fevkalade kötü. Yağmurla ilgili hiçbir şey yok. Doğalgaz kullanılmıyor. Bu yaygınlaşacak” dedi ve rakibi Kocaoğlu’na seslenerek, “10 senedir körfezde yüzeceğiz diyor. ÇED raporu züğürt tesellisi. Böyle bir taahhüt olur m? Gidip raporu çıkartacak. Yaptıklarına baksın. Hemen solunda Konak Tüneli var. Başlayalı bir sene oldu, yarıya geldi. Uzağa gitmesine gerek yok. Türkiye’de o kadar tünel, yol yaptım. Benim konuştuğum hiçbir şeyin arkasında yanlış yok” dedi.
“SEÇİME BİR AY KALA SORUN OLDU”
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun kendisine ve Vali Mustafa Toprak’a dönük eleştirilerine de yanıt veren Binali Yıldırım, “Trafikte vali ile ilgili bir sorun bugüne kadar yoktu. Seçime bir ay kala sorumlusu vali oldu. Trafik polisleri çalışıyor. Asıl sorun, şehirde otopark yok. Yollar otopark olarak kullanılıyor. Bu şehirde akıllı trafik sistemi yok, sinyalizasyonda aksaklıklar var. Yollar, yani ana arterler yetersiz. İnsanlar şehir içine girdiğinde istedikleri yere gidemiyor. Kentteki ana damarların açılması lazım. İzmir’in yol yapılanması yanlış. Yollar körfeze paralel uzanıyor. İzmir’de deniz ulaşımını kullanan vatandaş sayısı 36 bin, yani toplu ulaşımdaki payı binde 25. İnsanlar merkeze otobüsle gelemiyor. Üç vasıta birden değiştirmek zorunda kalıyor” şeklinde konuştu.
“KOCAOĞLU’NUN EKİBİ YOK, BECERİKSİZ…”
Yıldırım sözlerinin devamında Kocaoğlu’na sert şekilde yüklenerek, “Bu şehir geri gidiyor. Yerel kalkınma diye bir şey yok. İzmir eski günlerini arıyor. İnsanlar İzmir’in 20-30 yıl önceki haklini özlemle anlatıyorlar. Böyle bir ufuk, böyle bir vizyon yok. Belediye başkanı genel ekonomiden, genel siyasetten, ülkenin iyi yönetilmediğinden bahsediyor. Sen İzmir için ne yaptın kardeşim, bunları bırak... Ben yerel konuları konuşuyorum. Belediye başkanının yapmasını gerekenden bahsediyorum. Yatırımcı bu şehirden neden kaçıyo? Kocaoğlu’nun bir ekibi yok. Bu yönetim beceriksiz. Hala şunu yapacağım, bunu yapacağım diyor. 10 yıldır bu kenti yönetiyorsun, hala yapacağım diyorsun… 2004’te bir şey söylemiş, hala aynı şeyi yapacağım diyor” dedi.
17 ARALIK DEĞERLENDİRMESİ: SANDIK GETİRİR; SANDIK GÖTÜRÜR
17 Aralık süreci ile ilgili olarak kendisinin olumsuz şekilde etkilenmediğinin altını çizen Yıldırım, şunları kaydetti: “17 Aralık’la ilgili olarak halktan bana en ufak bir olumsuzluk yansımadı. Halktan bana karşı bir sevgi seli var, hiç kimse bir şey sormuyor. Yolsuzluk ve rüşvet iddiası varsa, bunun arkasında kimse duramaz. Sorumlular hesabını sonuna kadar verecektir. Diğer yandan, milli iradeyi, vatandaşın seçtiği parlamentoyu ve başbakanı alaşağı etmek de kimsenin hakkı değildir. Asker bunu denedi olmadı, şimdi yargı bunu deniyor, yine olmadı. 30 Mart bunun en güzel cevabı olacaktır.”
“DEVLET İLE BİLEK GÜREŞİ OLMAZ”
Sözlerinin sonunda kendisine yönelik iddialara “tezgah” benzetmesi yapan Yıldırım, konuşmasına şu şekilde son verdi: “Başbakan hazırlanan iddianamede örgüt lideri gösteriliyor. Beni de o örgütün lider yardımcısı göstermişler. Aynı tezgah... Aynı suçlama bugün başbakan için, bizim için var. Terörle Mücadele Kanunu’nun 11’inci maddesine göre silahlı terör örgütü kurmuşuz, ülkeyi yıkmaya çalışmışız. Böyle bir iddianame karşısında ne yapılı? Evet, yolsuzluk ile sonuna kadar mücadele edelim… Devlet içinde devlet kurdurtmayız. Kimse devlet ile mücadele edemez. Devlet ile bilek güreşi olmaz. Hiç kimse heveslenmesin, sandık getirir, sandık götürür...”