Ege Postası
Geri

Ahmet Davutoğlu'ndan İmamoğlu'na ziyaret

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu makamında ziyaret etti. “Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği” iddiasıyla yargılanan İmamoğlu’nun, duruşmasının yapıldığı sıradaki ziyaret sonrasında Davutoğlu, “Bu hukuki süreçte de desteğimizin demokrasi ve hukukun yanında olduğunu ifade ediyor ve demokrasi açısından kaygı duyan bütün kurumları, şahısları bu dava sürecinde dayanışma içinde olmaya davet ediyorum” dedi. İmamoğlu da Davutoğlu’na teşekkür ederek, “Altılı Masa’da bulunan siyasi partilerimizin liderlerine yürekten başarı diliyoruz. Her yönüyle, her şeyimizle, bütün çabamızla yanlarında olduğumuzu ve umarım ülkemiz adına çok güzel bir yol olmasını diliyoruz” diye konuştu.
Ahmet Davutoğlu'ndan İmamoğlu'na ziyaret
Haberler / Politika
11 Kasım 2022 Cuma 15:15
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu makamında ziyaret etti. İmamoğlu'nun, “YSK üyelerine hakaret ettiği” iddiasıyla yargılandığı davanın bugünkü duruşması sırasında İBB’nin Saraçhane’deki merkezinde yapılan ziyaretin ardından Davutoğlu ve İmamoğlu açıklama yaptı.

İMAMOĞLU: BU ZİYARET ÇOK ANLAMLIDIR, ÖNEMLİDİR VE ASLA UNUTULMAYACAKTIR

İmamoğlu, Davutoğlu’nu ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduklarını dile getirerek teşekkür etti. “Özellikle gerçekten Türkiye’mizin yargı sürecinde belki de önemli bir günde hem şahsımı hem İstanbul Büyükşehir Belediyemizi hem de 16 milyon İstanbulluyu ilgilendiren bir günde ve de tam da o anda ziyareti çok anlamlıdır, değerlidir ve asla unutulmayacaktır” dedi. İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İstanbul’da ilgili önerilerini, tavsiyelerini bizden esirgememiştir. Bunun üzerinde bir sohbetimiz oldu. İstişarelerimiz ve özellikle bu siyasal süreçteki hele hele bu tür yargı süreçlerinde yaşadığımız olumsuzluklardan sonra 2023’ün ne kadar mühim olduğunu, ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu anlamda hem kendilerine hem bütün o Altılı Masa’da bulunan siyasi partilerimizin liderlerine yürekten başarı diliyoruz. Her yönüyle, her şeyimizle, bütün çabamızla yanlarında olduğumuzu ve umarım ülkemiz adına çok güzel bir yol olmasını diliyor, tekrar sayın başbakanımız, Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nu; İstanbul’umuzun bu güzel evinde ağırlamaktan büyük onur duydum, tekrar hoş geldiniz.”

DAVUTOĞLU: TARİHİ BİR GÜNDE ZİYARET ETMEYİ ÖZELLİKLE TERCİH ETTİM

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu da misafirperverlikleri için İmamoğlu’na teşekkür etti. “Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı olmam vasıflarını zikrettiler ama benim için en önemli, onurlu vasıflardan biri de İstanbullu olmaktır” diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Çocukluğum şurada, Fatih Camii’nin arka tarafında Gelenbevi Ortaokulu’nun orada geçti. İstanbul’u orada yaşadım, oranın kültürünü aldım. Bana tarih bilincini de insanlık bilincini de öğreten şehir İstanbul’dur. O yüzden her yerde zikrederim, iki hocam vardır. Şehir açısından biri İstanbul, biri Konya. Dolayısıyla İstanbullumuzun emanet edildiği büyükşehir belediye başkanımızı, bu emanete uygun bir şekilde İstanbullumuzun gelişmesini sağlamak için gösterdiği çaba hepimiz için önemlidir. İstanbul şehrinin emanetini üstüne almış olmak, eskiden Şehremini derlerdi, büyük bir sorumluluktur. Yakından çalışmaları takip ediyoruz ve kendisine başarı dileklerimi iletmek için buradayım.

“ÖZELLİKLE TERCİH ETTİM”

Ayrıca, çok zarif bir şekilde bizi, iki kez eşleri Dilek Hanımefendi ile birlikte ziyaret etti. Bir iadeyi ziyaret borcumuz vardı. Fakat hem İstanbullu olarak bu başarı dilek borcumuz ve hem de iadeyi ziyaret borcumuzu çok tarihi bir günde, önemli bir günde; tarihi derken olumlu anlamda değil; ülkemizin itibarı açısından, çok ciddi ülkemizin demokrasi ve hukukumuzun itibarı açısından ciddi bir yanlışın olma ihtimalinin olduğu günde ziyaret etmeyi özellikle tercih ettim açıkçası. Bu bizim İstanbullumuza, demokrasimize, hukukumuza saygının bir gereğidir. Siyasi mücadelemizde farklı görüşler olabilir, bazen sert tartışmalar da olur ama olmaması gereken bir şey varsa, o da hukukun siyasete alet edilerek farklı düşünenlerin cezalandırılması üzerinden siyaseti dizayn etme çabasıdır. Bunun yaşanmaması gerekir.

“2019 SEÇİMLERİNİN TEKRAR EDİLMESİ SON DERECE YANLIŞTIR”

Ben de ifade ediyorum. 2019 seçimlerinin tekrar edilmesi son derece yanlıştır. Demokrasimize, ülkemize, hukukumuza bir itibar da kazandırmamıştır. O dönemde yapılan bir yorum üzerinden daha sonra sürdürülen hukuki bir süreç ise son derece bizi üzen, hukukumuz açısından da itibarını da sarsan birtakım söylentilerle birlikte seyrettiği, hâkimin yer değiştirmesinden tutun da zamanlamasına kadar. Hangi görüşte ve hangi partide olursa olsun hepimizin nihai olarak güvenmesi gereken merci yargıdır, hukuktur. Buradan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan bütün yargı mensuplarımıza ve bütün siyasilerimize devlet adamlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Hukuku siyasetin dışında bütün siyasetçilerin saygı duyduğu nihai merci olarak görmek durumundayız. Asla hukukun siyasallaştırılmasına izin vermemeliyiz.

“GÜVEN SARSINTISI YAŞAYAN KURUMLARDAN BİRİ YARGI OLMUŞTUR”

Bugün maalesef Türkiye’de en çok güven sarsıntısı yaşayan kurumlardan biri yargı olmuştur. Yargıya güvenin yüzde 80, 90 olması bile kabul edilemez. Bir ülke gerçekten hukuk devleti olacaksa yargıya güvenin yüzde 100, tam bir mutabakatla olması lazım.

Bugün sürmekte olan davada ümit ederiz ki, Türkiye’de yargının, demokrasinin ve ülkemizin itibarını sarsacak bir karar çıkmaz. Bütün kararlara saygımız tabii olur. Ama bir görüş beyanından ibaret olan bir yargı sürecinin başlaması zaten hatadır. Bu şekilde sürdürülmesi hatadır. Üç yıl bir davanın böyle gündemde tutulması bir hatadır ve nihai olarak da siyasi müdahale yapılması hatadır. Ben değerli büyükşehir belediye başkanımıza, İstanbul’a hizmet yönündeki çabalarında destek ifade etmek istiyorum tekrar.

“KANAL İSTANBUL DAHİL OLMAK ÜZERE İSTANBULLUMUZUN EMRİNDEYİZ”

Ola ki bir farklı bir kanaatimiz olursa onu da söyleriz. İstanbul’u korumak için en büyük görevdir. Kuzey Ormanları’nda, Kemerköy’de süren çalışmalardan tutun da İstanbul’un betonlaşmasına kadar devam eden tüm süreçte yüreğimizin yandığı da aşikâr. Bütün bu çabalar da İstanbul’un doğasının, tarihinin ve kültürünün korunması çabasında yanındayız. Sık sık da istişare ediyoruz. Kanal İstanbul konusu dahil olmak üzere bundan sonra her zaman İstanbullumuzun emrindeyiz. Çalışmalarında başarılar diliyorum, bu hukuki süreçte, desteğimizin demokrasimizden ve hukuk yanından olduğunu ifade ediyor ve bir kez daha bütün demokrasi açısından kaygı duyan bütün kurumları ve şahısları bu dava sürecinde dayanışma içerisine davet ediyorum.”

“TEK ADAM YÖNETİMİYLE OLMAYACAK”

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili soruya şu yanıtı verdi:

“Adayın açıklanmaması, sanki verilen bir söz yerine getirilmemiş gibi bir eda ile gündeme geliyor. Altılı Masa, ilk toplantısını 12 Ocak’ta yaptığında da 28 Şubat’taki parlamenter sistem açıklamasında da daha başladığımız anda biz şunu söyledik. Cumhurbaşkanı adayımız, seçim süreci başladığında ilan edilecek. Bütün liderler buna sadık kaldılar. Kimseye hiçbir zaman, ‘Biz, şu ayda açıklayacağız, şu ayda ismi beyan edeceğiz’ demedik. Belki öyle bir taahhüt de doğru değil. Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olmasını açıklaması, onları bağlar ama hiçbir yerde de adayların böyle çok önceden açıklanması diye bir teamül yok.

Ben, bu sistemi ‘başkanlık sistemi’ olarak görmüyorum. Ama çarpık bir başkanlık sistemi de olsa, böyle bir aday açıklamasının aylar öncesinden yapılması diye bir kural yok. Nedir yapılması gereken? Gazetecilerin 5N 1K diye bir prensibi vardır. ‘K’ sorusu, kim sorusu, 5N ile birlikte cevaplandırılacak ve önce ne olacağı, nasıl olacağını cevaplamakla geçer. Biz, şu an Altılı Masa olarak 14 Kasım’da Sayın Babacan ev sahipliğinde yapacağımız toplantıda da nasıl yöneteceğimizi, yani geçiş sürecinin mekanizmasını tespit edeceğiz. Ne yapacağımızı da. Son derece başarılı yürüyen bir çalışmamız var.

Her gün hemen hemen arkadaşlarımız toplanıyor. Tematik konularda, 55 başlıkta ortak politikalarımızın ne olacağını da muhtemeldir ki, aralık ayı içinde tamamlamış olacağız. Ne yapacağımızı bütün detaylarıyla açıklayacağız. Nasıl yöneteceğimizi de açıklayacağız. Ondan sonra ‘Kim’ sorusuna gelecek.

Şöyle bir şey asla olmayacak. Kimse de böyle bir şey tahayyül etmemeli. İçeriden, 6 lider arasından veya dışarıdan yeni aday, cumhurbaşkanlığı makamını Sayın Erdoğan’ın kullandığı gibi kullanmayacak. Tek adam yönetimiyle olmayacak. ‘Kim’ sorusunu soranlar, sanki Erdoğan'ın yerine aynı yetkiyle ve aynı kültürle, aynı üslupla birisi gelecek, bunu bilelim, diye soruyorlar. Hayır, öyle olmayacak. Ne yapacağı, nasıl yöneteceği baştan belli olacak şekilde, 6 liderin mutabakatıyla bir isim üzerinde bir uzlaşıya varacağımıza inanıyorum. Merak etmeyin, Türkiye sahipsiz değil. İşte bugün bir hukuk mücadelesi yürütülüyor. Şu anda bu mücadeleyi doğru yürütmek önemli. Onun için ben buradayım. Açık ve net ifade ediyorum. Hukukun siyasallaşması karşısında omuz omuza vermek, bir isim tespit etmek kadar önemlidir. Bu konuda da bu çalışmalar tamamlandıktan sonra inşallah kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapılacak.”

“GEÇİŞ SÜRECİNİN NASIL İŞLEYECEĞİ KONUSUNDA BÜYÜK ÖLÇÜDE ORTAK GÖRÜŞLERİMİZ VAR”

“Aday ve ekibi birlikte mi çıkacaklar açıklanırken” sorusuna da Ahmet Davutoğlu, “Büyük ihtimal. Nasıl yöneteceğimiz konusu çözüldüğünde, -ki bütün partiler geçiş süreciyle ilgili çalışmalarını masaya getirdiler geçen toplantıda- bu geçiş sürecinde nihayet Türkiye’yi 5 yıl eski mantıkla yönetecek birisi olmayacak. Geçiş sürecinin nasıl işleyeceğini konusunda büyük ölçüde ortak görüşlerimiz var. Ondan sonra da aday tespit edilecek” karşılığını verdi.

Davutoğlu, geçiş sürecinin 5 yıl mı olacağı yönündeki soru üzerine de şunları söyledi:

“Ona seçimde oluşacak Meclis aritmetiği karar verir. 400 milletvekiline ulaşırsak, Altılı Masa olarak hemen harekete geçeriz. Çünkü; Türkiye’nin belirsizliğe ve geçiş sürecinin uzamasına, vakit kaybına tahammülü yok. 400 milletvekiliniz varsa, Anayasa değişikliğini yaparsınız, parlamenter sisteme geçersiniz ve sistem yerine oturur. 360 milletvekili çıkarsa, bir uzlaşı sağlanmaya çalışılır bir referandumdan kaçınmak için. 360’tan daha düşük bir milletvekili aritmetiği çıkar ise başka partilerle uzlaşı olmuyorsa, o geçiş süreci daha uzun sürecek anlamına gelir. Yani geçiş sürecinin ne kadar süreceğine millet karar verecek, oluşturacağı Türkiye Büyük Millet Meclisi tablosu ile.”

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası