EGE POSTASI - Karşıyaka Belediye Başkanı CHP'li Hüseyin Mutlu Akpınar, Radyo Egepostası'nda Sercan Avcı'nın hazırlayıp sunduğu Beyaz Masa programına konuk oldu.
BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA
Akpınar, CHP'nin 'adalet yürüyüşü' ile ilgili kararı için şunları söyledi;
"Genel Başkanımızın 'adalet 'istiyorum diye başlattığı yürüyüş sadece vekilimizin tutuklanmasıyla ilgili değil. Vekilimizin tutuklanması bardağı taşıran son damla olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk'ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti baskı cumhuriyeti haline geldi. Çocuklarımız bile korkuyorsa herkesin oturup düşünmesi gerek. Adalet herkese bir gün gerekli olabilir. Geldiğimiz noktaya bakın. Gazeteci haber yapıyor diye cezaevinde. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılması gerek. İfadeleri takip edince ne yazık ki umudum yok. Umudun olması için ülkeyi yönetenlerin umut vermesi gerek."
DOĞRU ŞEYLERİ SÖYLÜYORUM
Akpınar, zaman zaman iktidara yönelik söylem ve mesajları nedeniyle herhangi bir baskı yada korku hissedip hissetmediğine yönelik soruya, " Ben söylemlerimde nezaketsizlik yapmıyorum. Siyasetin gerekliliğini yerine getiriyorum. Eleştiri yaparım, hakaret etmem. Doğru şeyleri söylediğim için özgürce tavır ortaya koyabiliyorum. Söylemlerim kişiye hakaret etme, ülkeye ihanet etme duygusu içinde değil. Atatürk'e laf söyleyenler serbest bırakılıyor. Yakalanmıyor. Az ceza alıyor. Ulu Önder'e laf söyleyenlerin vatan hainliği ile yargılanması gerekir demek korkuyu gerektirirse korkmam" dedi.
ADINI SÖYLEMEKTEN YORULMAYACAĞIM
İstanbul'da gerçekleşen sanat gecesinde Atatürk'le ilgili sözleri nedeniyle hem Beyoğlu Belediye Başkanı hem de gazeteci Hıncal Uluç'la polemik yaşamasıyla ilgili Akpınar şunları söyledi;
" O gece konuşmamda kaç defa Mustafa Kemal Atatürk demişim. İki kere. İlkinde 'biz yerel yöneticilik yaparken ülkenin kurucusu Atatürk'ün söylediği sözleri rehber ediniyoruz' dedim. Sonunda ise 'yaşasın Türkiye Cumhuriyeti yaşasın Mustafa Kemal Atatürk' dedim. Bundan rahatsız olmuşlar. Bir çok yerden Atatürk ismi silinirken bir de dilimizden almaya çalışıyorlar. Dilimizden almaya kalkanlara karşı gerekirse sabahtan akşama Mustafa Kemal Atatürk derim. Kim ne derse desin Atatürk'ün sözünden çıkmayacağım. Adını söylemekten de hiçbir zaman yorulmayacağım. Dönüp kendilerine baksınlar. Mesleki erginliğe yaşa erişmişlerin gençlere rol model olması gerek. Yaptıklarıyla onlara yol göstermesi gerek. Beyoğlu Belediye Başkanı eline kağıt vermişler oku diye. Ne belediyecilik duruşunu anlatıyor ne de Atatürk'ün sanata bakışını anlatıyor. Kendisine gelen cılız alkıştan dolayı bana gelen destek ağrına gitti. Kendi evinde gol yemenin dayanılmaz hafifliğine uğradı."
DEVŞİRME İSİMLERLE OLMAZ
CHP içindeki iç çekişmelerin ve tartışmaların partiye zarar verdiğini ifade eden Akpınar, "Siyasi partilerde tüzük program ideoloji vardır. Parti içi yalan söylemek iftira atmak dedikodu yapmak ayak oyunlarıyla bir yere gelmeye çalışmak yanlış. Siayset birbirine karalama değil farklılıklarını ortaya koyarak halkı inandırmaktır. Parti içinde ne yazık ki 3 fotoğraf, nüfus fotokopisiyle üye olup gelenler acımasızca eleştiriyorlar. Partili bu toplumun CHP'ye ihtiyacı olduğunun farkına varmalı. Partide belli görevlere seçiliyorsunuz. Asıl mevzunun bu kadroların ülkeye umut olabilmesidir. CHP'de yıllarca emek vermiş biri olarak yaşanan ve yaşatılmak istenen kavgaların partiye ülkeye bir şey kazandırmayacağı düşüncesindeyim. Bizim yaptığımız görevler temsil görevleri. İyi yapanlar devam eder, yapamayanlar iyi yapacaklarla değişir. Ülkemizi düşünerek siyaset yapmalıyız. Mevkiler gelip geçer. Daha iyi isimler ortaya çıkartılmalı. Şansımızı dışarıdan devşirme isimlerle denemememiz gerek, kendi içimizdeki yetenekli isimlerle yola devam etmeliyiz" dedi.
KİTAPTA ADAMLIK VAR, GERÇEK VAR!
Akpınar kendi hayatını kaleme aldığı "Bir başkan, bir şehir, bir aşk" kitabını neden yazdığını anlattı, gelen eleştirilere sert yanıt verdi. Akpınar," Kitabı önemsiyorum. Yerel yönetici olarak kendini yazan başkan azdır. Genelde başkaları yazar. Özgün bir kitap. Kendim yazdım. Kendimi anlattım. Buralara nasıl geldim. Bu kitabı yazarken ben kimim bunu yazdım. Ne kadar zor bir yoldan geldiğimi gördüm. Rol bir model olmaya çalışıyorum genç siyasetçilere. Kitabın geliri üniversite öğrencilerine burs olarak verilecek. Bir başkan derken kendimle beraber babamı anlattım. Babamın yazım tarihine girmesi gerektiğini düşündüm. Sözlü tarihi önemsiyoruz ama söz uçar yazı kalır. Bir şehir derken İzmir Karşıyaka...3 yıldan beri önemli hizmetleri yerine getiriyorum. Yaşadıklarımız var. Bunları anlattım. Aşk kitabın bütünü. Her evresini yaşamımın aşkla yaptım. insanları sevdim yaptığım işi sevdim. Kitap bilboardlarda yer alıyor. Rahatsız olanlar var. Sana ne. Seni ne rahatsız ediyor ki... Kitabı okumadan yorum yapıyorlar. Romantizm eleştirisi yapıyorlar. Gülüyorum. Bu kitabın içinde bir gerçek var. Adamlık var. ülke sevdası var. Kent sevdası var. Bu kitap tarihe bir belge" ifadelerini kullandı.
BATERİ ÇALARIM KENTİN GELECEĞİNİ ÇALMAM
Kitap yazması, yüksek lisans yapması, bateri çalmasına yöneltilen 'şov' eleştirilerine ise Akpınar şu karşılığı verdi;
"Göreve başladığım günden bugüne söyledim. Benim belediye başkanı olmamla yaşamımda değişen tek şey A4 kağıdında ismimin altında Karşıyaka Belediye Başkanı yazması. Sosyal yaşamımda değişen bir şey yok. Aynı Hüseyin'im . Boyum aynı kilom aynı. O makama geldiğim için farklı bir kimliğe bürünmedim. Halkın adına temsil makamına geldim. Bu makama geldim diye aman koltuğum kaçmasın aman masama bir şey olmasın diye hareket etmem. Belediye makam araçlarıyla dolaşmak çok hoşuma gitmiyor. Pazar alışverişimi yine pazardan yaparım. Hala organize sanayi bölgesindeki satış mağazalarından ayakkabı almamı kimse engelleyemez. Belediye başkanı oldum diye lüks mağaza arayışında olmadım. Müziği seviyorum. Şarkıda söylerim bateri de çalarım.. Çok şükür başka bir şey çalmıyorum. Kentin geleceğini çalmıyorum. Müzik aleti çalıyorum. Çocuklarımızın geleceğini çalmıyorum. Özgürlüğüne düşkünüm. Başkaları için kısıtlamam. Motosiklet aldım. Motosikletle belediyeye gidiyorum. Park bahçeleri denetliyorum, şantiyeye gidiyorum. Herkese de tavsiye ediyorum. Yeteneğiniz varsa yapacaksınız. Motosiklete biniyorsam bunun şovu nerede."
ANITIN AÇILIŞ HEDEFİ 29 EKİM
Karşıyaka'daki Kadın Hakları Anıtı'nın yenilenmesi sürecinde gelen eleştirilere de Akpınar yanıt verdi. Akpınar, "Anıtın yüzeyi yamalı bohça gibiydi. Ciddi rahatsızlşık hissettim. Tadilat ne yazk ki olmadı. Çünkü demir çürümüş. Üstünde betonu tutmuyor. Arasından geçilen yerinde idrar kokuları var. Mangal yapanlar var. Kötü bir haldeydi anıt. Atamızın manevi mirasına saygıdan o anıta emek verenlere saygıdan anıtı ayağa kaldırmamız gerekiyordu. Proje çizdirdik. Bir müellif vardı. Müellif anıtın yenilenmesi için izin veriyordu. Müellif geçmişte anıtın daha devasa gözüktüğünü yapılaşma nedeniyle küçük kaldığını söyledi. Biz de büyütme kararı da aldık. Anıtı yıktık temel çıkmadı. İncecik demirler. 50 santimlik bir temel. Projede 72 fore kazık çakacağız. 100 yıllık bin yıllık anıtı ortaya koyacağız. Bu anıtın bu hale gelmesini istemeyenlere eleştirenlere hayretle bakıyorum. Anılara saygımdan anıtı yeniliyorum. Anıtın yerine başka bir anıt yaparım haklısınız. Yıkarım yapmam haklısınız. Sizin anınıza saygım kente duyduğum saygıdan şuandaki metruk halinde bir anıtı kurtarmanın eleştirisel yanını bir türlü anlamış değilim. Ben yanlış bir şey yapmıyorum. Doğru bir şey yapıyorum. Hedefim anıtı 29 Ekim'e yetiştirmek. Özel bir günde açmak istiyoruz" dedi.
STADIN PLANLARINDA EKSİKLER VAR
İhalesi yapılan ancak plan krizi devam eden Karşıyaka Stadı için ise Akpınar şunları söyledi;
"Stadın yeri olmaması gereken bir yer. Karşıyaka Stadı direk yerel yönetimlerin suçuymuş gibi algı yaratılıyor. Tama yerel yönetimler yapmalı. Planda yerler ayırmalı. Stadyum yerleri ayırmalı. Ayrıldı. Örneköy'de yer var. 7/24 yaşayan bir spor alanı olmasını istiyoruz. Bir çok kişi de destek verdi. Benim o alana itirazım hala devam ediyor. Bu itiraz şehirleşmeye yönelik bir itiraz. Yapıldığında neden yapıldı diyecek durumda değiliz. Arazide tahsis ettik orada. Bize gelen projede eksiklikler var. Ambulansın itfaiye aracının giriş çıkışları nerede.Proje kopyayla yapıştır ile gönderilmiş. Al belediye çöz denmiş. Allah aşkına giriş çıkış rahat değil, güvenlik önlemini tam alamıyorsun, yükseklik belirtmemiş. Baştan savma proje. Bunu meclise getirerek meclis üyelerini zan altında bırakmam. Ben yanlış bir şey yapmadım. Eksiklikler nedeniyle geri gönderdim. Eksiklikleri tamamlayacak olanlar projeyi çizenler. Tamamlasınlar meclise sunayım. Eksiklikler giderildikten sonra mutlaka meclise sunacağım. İtfaiye aracının nereden girdiği, sağlık hizmetlerinin nasıl sağlandığı, çıkış noktaları...Kusura bakmasınlar. Maç oynansın diye bir gece de stat yap olmaz. Yarın öbür gün bir olay olsa şimdi beni eleştirenler yine beni eleştirecek. Ben kentin sağlıklı gelişmesi açısından çabalıyorum."
YEREL SEÇİM HAVASINDA OLMASIN
Akpınar, CHP'de önümüzdeki günlerde start alacak parti içi yarışa yönelik de şu mesajları verdi;
"Delege seçimleriyle başlayacak. Sakin olmalıyız. Süreci yerel seçim havasına dönüştürmeden kin nefret duygusu beslemeden götürmeliyiz. Mahallesinde kimle hareket ediyorsa etsin mahallesinde sevilen sayılan CHP'yi iyi anlatacak, ülkenin içinden geçtiği durumu doğru tanımlayabilecek isimlerin delege olmasını istiyorum. Yoksa kongrede gelip sadece oy verecek değil, ülkeyi doğru analiz edip partiyi anlatabilecek delegeler olmalı."
Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar bölüm 1 Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar bölüm 2