Ege Postası
Geri

Akpınar'ın projesi Türkiye gündeminde

Karşıyaka Belediye Başkanı Akpınar’ın üniversite öğrencilerine yönelik eğitim hamlesi:'Her apartman bir çocuk okutuyor ' sloganı ile hayata geçirdiği Karşıyakanın Filizleri projesi İzmir'den sonra ülke gündeminede taşındı. Akpınar eğitim projelerine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Akpınar'ın projesi Türkiye gündeminde
Haberler / Yerel Yönetimler
4 Ocak 2015 Pazar 15:27
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Projemizin tüm Türkiye’de uygulanması için çalışıyoruz. Şu ana kadar Ankara Çankaya, İzmir Seferihisar, Bursa Nilüfer, Zonguldak Çaycuma belediyelerimiz bunu uygulamak için bizimle işbirliği içinde.
Yerel demokrasi
 Karşıyaka’da çok düzgün işliyor. Türkiye’ye örnek olacakdemokrasi anlayışını burada sergiliyoruz. Her apartman bir çocuk okutuyor.

İzmir, Karşıyaka’nın CHP’li Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar daha güzel bir Türkiye için çocukların eğitimine çok önem veriyor. İlçedeki apartmanlardan her ay üniversite öğrencilerine burs parası topluyor. Bu yetmiyor. Çocuklarla toplantılar yaparak onların hayallerini hayata geçirmek için çalışıyor. Kent halkına, “Siz hayal edin, biz yapalım” çağrısında bulunuyor. Öte yandan bütün Türkiye’de olduğu gibi Karşıyaka’nın da taşeronlaşma sorununun önemli olduğuna inanıyor. Hükümetin bu sendikasızlaştırma siyasetiyle taşeron sisteminin çözülemeyeceğini, TBMM’den bu sorunu düzenleyecek bir yasanın çıkarılmasını istiyor.

- Karşıyaka için hedefleriniz nedir'
H.A.-
 Karşıyaka’yı bir marka şehir yapmak için çalışmalarımıza başladık. Bu anlamda da kentin tüm dinamiklerini harekete geçiriyoruz. Kentte yaşayanların söyleyecek sözleri olduğu inancıyla toplantılar düzenledik. “Hayal edin, biz yapalım” sloganıyla insanların hayallerini dile getirmelerini teşvik ettik.
Ne yazık ki yerel yöneticilik anlayışımız tamamıyla başkanın ya da oradaki kadronun kendi düşüncelerini, kendi projelerini, kentliye danışmadan hayata geçirmesi. Kentlerde yaşayan insanların da kente dair sözler söylemeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle Gezi Direnişi’nin yerel yöneticilere mesajı çok açıktı. Yaşadığım kentte bana rağmen bir karar alamazsın ve almamalısın, mesajı çok doğruydu. 

- Siz Türkiye’den önce Karşıyaka AB’ye üye olacak diyorsunuz. Bu nasılolacak' 
H.A.- Bu anlayış çerçevesinde biz beş yıllık stratejik plan toplantımızı da yaparken kentte yaşayan tüm insanların katılımını sağladık. Bu katılımla birlikte Avrupa Kent Konseyi’nin 12 Yıldız Şehir Ödülü’ne aday olduk. Bu ödülün bu yılki teması yerel demokrasi ve katılımcılık. Karşıyaka Belediyesi olarak biz dikkatlerini çektik. Bunun için buraya gözlemciler gönderdiler. Şubat ayında oylama yapılacak. Birinci yılımızı dolduracağımız mart ayında da 12 Yıldız Şehir Ödülü’nü kazanacağımıza inanıyoruz. 
Şu anda Karşıyaka Belediyesi’nin tüm işlerinde 12 Yıldız Şehir bayrağını kullanıyoruz. Çünkü şartlarını oluşturduğumuz için bunu kullanmaya hak kazanıyoruz. 

- Anladığım kadarıyla Karşıyaka, Türkiye belediyeleri içinde ilk kez 12 Yıldız Şehir Ödülü’nü alacak... 
H.A.- Evet. Mart’ta Strasbourg’da 12 Yıldız Şehir bayrağını alıp Karşıyaka’ya getireceğiz. 

- İyi de, burada belediyeye yönelik ciddi bir eleştiri var. İnsanlar belediyedetaşeron uygulamasının ne zaman sona ereceğini soruyorlar. Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz'
H.A.-
 Bu taşeron uygulaması her belediyenin başında olan bir sorun. İnsana değer veren ve insanın insanca yaşaması için her türlü koşulu sağlayan bir yöneticilik anlayışını ortaya koyuyorum. Bu ister taşeron işçi, ister belediyenin kadrolu işçisi olsun benim gözümde hiçbir ayrıcalıkları olamaz. Bu bir sistem sorunudur. 
Sadece bir belediyenin yapabileceği bir uygulama değil. Belediye bütçesiyle ters orantılı olacağı için o zaman belediyeyi yönetemezsiniz. Bugün ne yazık ki belediyeler iç hizmet üretme kurumundan çok istihdama dönük yönetim anlayışına sahip. İşsizliğin bu kadar yüksek olduğu bir ülkede özellikle kentimizde resmi rakamlara göre işsizlik oranı yüzde 25 olunca ilk akla gelen yer belediye oluyor. Belediyeler istihdam değil hizmet üretme yerleridir. 
Şu anda Karşıyaka Belediyesi’nde 2050 kişi çalışıyor. Bütçenin de taşeronlar dahil yüzde 57’sini istihdam için kullanıyorum. Oysa yasal olarak bütçenin personele ayrılan kısmı yüzde 30’dur. Onun için bu eleştiriye hak verdiğim kadar kurumun ayakta kalması için de taşeron uygulaması gerekli.

Türkiye’den önce Karşıyaka AB’ye girer 
Katılımcılıkta sağladığımız başarıyla Avrupa Kent Konseyi’nin bu yılki 12 YıldızŞehir ödülüne aday olduk. Ödülü mart ayında almamız neredeyse kesinleşti 
- Peki, hükümet taşeron uygulamasını kaldırmak için ne yapıyor' 
H.A.- Hükümetin yereli güçlendirmesi gerekiyor. Yereli güçlendirirken de taşeron sistemini TBMM’de çıkacak yasayla belirlemek ve taşeronluk sistemini kaldırmak durumunda. Hükümet bu konuda samimi değil. Çalışan kesim üzerinde çok ciddi baskıların olduğunu biliyoruz. Sendikalaşma süreciyle birlikte hükümetin tamamıyla işçileri yalnızlaştırma, mahkûm etme ve kölelik düzenini devam ettirme çabası var. Bu kurumu ayakta tutacaksam o zaman yapacağım tek bir şey var. İşçi sayısını azaltacağım; hepsini kadrolu yapacağım. Taşeronlaşma yerine hizmet alımı demeyi tercih ediyorum. Bu hizmet alımını durdurduğum zaman işsizliğe bir katkı da ben yapmış olacağım. 

- Siz belediyecilikten ne anlıyorsunuz'
H.A.-
 Günümüzde belediyecilik sadece fiziki yapının değiştirilmesi anlayışı içinde yapılıyor. Sosyal demokrat belediyecilik anlayışını biz harfi harfine uyguluyoruz. İnsanın insanca yaşaması için yaptığımız çalışmaların çok önemli olduğunu düşünüyorum. 
Belediye bir ticarethane değildir. Belediye vatandaşın yaşadığı kentte daha güvenli, daha huzurlu, daha mutlu, daha konforlu, daha sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi için çalışan bir kurumdur. Biz de halkımızın böyle yaşayabilmesi için kentte çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’nin ekonomik koşullarında yaşam mücadelesi veren insanların en azından aldığı hizmetle küçük dokunuşlarla büyük mutlulukları yaratabileceğimize inanıyorum. 

- Karşıyaka Belediyesi olarak üniversite öğrencilerine her apartmandantopladığınız paralarla karşılıksız burs verme projesini başlattınız... 
H.A.- Bu projeyi eylülde başlattık. Bu çalışmada halkın katılımının olmasını istedik. Yerel demokrasi Karşıyaka’da çok düzgün işliyor. Türkiye’ye örnek olabilecek bir demokrasi anlayışını burada sergiliyoruz. Her apartman bir çocuk okutuyor. 
Projemizin adı da: “Her apartman bir çocuk okutuyor. Karşıyaka’nın filizleri geleceğe hazırlanıyor.” Bir gencin en zorlandığı dönem üniversite yaşamı sırasındadır. Orta ve alt gelir grubundaki insanların çocukları ne yazık ki ya kazandığı üniversiteye gidemiyor ya da üniversiteye gittiği zaman harçlığını çıkarabilmek için ek işler yapmak durumunda kalıyor. 
Özellikle Karşıyaka’da üniversiteyi kazanmış gençlerimize burs imkânı tanımak için her apartmandan ayda 300 lira para topluyoruz. Her apartmanın girişine de “Bu apartman bir öğrenci okutuyor” diye tabela asıyoruz. Diğer apartmanları da bu şekilde burs parası toplamaları için özendiriyoruz. Burs alan çocuğumuzla direkt apartman sakinlerini muhatap ediyoruz. Apartmanla bir samimiyet protokolü imzalıyoruz. O samimiyet protokolüyle birlikte çocuğumuz her ay burs parasını alıyor. 

- Şimdiye kadar kaç öğrenci bu burstan yararlandı'
H.A.-
 Şu anda 200 çocuğumuza burs veriyoruz. Yaklaşık 500 çocuğumuz başvurdu. Burs alma hakkını da kazandı. Ocak ayıyla birlikte öbür çocuklarımız da burs almaya başlayacak. Bunun tüm Türkiye’de uygulanması için çalışıyoruz. 
Şu ana kadar Ankara Çankaya, İstanbul Ataşehir, Bursa Nilüfer, Zonguldak Çaycuma, İzmir Seferihisar belediyelerimiz bunu uygulamak için bizimle işbirliği içinde. Biz sadece apartmanlar değil, spor kulüpleri, taksiciler, dernekler, muhtarları da bu uygulamaya katarak insan yaşamındaki en önemli işi yapıyoruz diye düşünüyorum. Bunu da Türkiye’nin dünyaya örnek olacağı bir projesi olarak görüyorum.

Kültür sanatta marka kentiz 
- Kültür sanata çok önem veriyorsunuz. Yeni etkinlikleriniz neler' 
H.A.- Biz kültür sanatta Karşıyaka’yı bir marka kent olarak yaratmayı hedefliyoruz. Büyük Frederick’in bir sözü var. “Bir ülkede akıl ve sanattan çok maddi servete kıymet verilirse bilinmelidir ki o ülkede keseler şişmiş ama kafalar boşalmıştır” diyor. Biz keselerin de şiştiği ama kafaların boşalmadığı bir ülke olması için kültür ve sanata çok önem veriyoruz. 
Belediye oda orkestrasını oluşturuyoruz. İlk defa opera sahnemizle artık Karşıyaka Belediyesi olarak vatandaşa hizmet vereceğiz. Sanata ve sanatçıya verdiğimiz desteği böylece bir kez daha gösteriyoruz. 
Operada çocuk korosunu kuruyoruz. Opera sahnemizde de dünyanın en seçkin eserlerinin sahnelendiği etkinlikleri yapmaya devam ediyoruz. Dünyaca ünlü Bolşoy Balesi’nden Natali Zandukeli belediyemizde bale eğitimi veriyor ve çocuklarımıza, gençlerimize balenin yanında modern dans öğretiyor. Karşıyaka Belediyesi Smirna Dans Topluluğu da Avrupa’da koreografi dalında yapılan yarışmada Balkan ülkeleri şampiyonu oldu. 
Çocuklarımızın eğitimine çok önem veriyorum. 30 Mart seçimlerinde göreve geldiğimde, “Bu kenti çocuklarla yöneteceğim” dedim. Çocuklarımızla birlikte, bir kent nasıl olmalı, hayalleri kurmaya başladık.

Çocuklarımızın hayalleri hayata geçiyor 
- Karşıyaka’nın mahallelerinde insanlarla nasıl bir kent hayal ettikleritoplantıları da yapıyorsunuz. Bu toplantılardan nasıl sonuçlar çıkıyor'

H.A.-
 Önce yetişkinler konuşuyor ve hayallerini anlatıyor. Son sözü çocuklarımıza veriyorum. Çocuklarımızın inanılmaz yaratıcı zekâları bize yön veriyor. Çocuk kulübünü oluşturduk. Çocuklarımız ayrıca yaratıcı drama, karikatür gibi kursları alarak bize yardımcı oluyorlar. Onların hayallerini hayata geçirmeyi amaç edindik. Çünkü onlar çok daha güzel bir Karşıyaka’da yaşamaya layıklar. 

Seçim döneminden sonra çok önemsediğim iki konu var. Birisi, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ailelerin yaşadığı Bostanlı, diğeri de daha çok alt gelir gruplarının yaşadığı İnönü mahalleleri. İnönü Mahallesi’nde Elif isminde dokuz yaşındaki bir kızımızı kucağıma alarak benden ne istediğini sordum. Park isteyecek diye beklerken bana, “Andımızı istiyorum” demez mi'

- Okullardan kaldırılan ‘Andımız’ mı' 
H.A.- Evet. Düşünebiliyor musunu? Bostanlı’da Bulut isminde aynı yaş grubundan bir çocuğumuzu kucağıma alarak aynı soruyu ona sordum. Bulut’un cevabı şu oldu: “Benim yaşımdaki karnı aç olan çocukları doyurmanızı, babalarına da iş bulmanızı istiyorum.” Dokuz yaşındaki çocukların düşündüklerine bakın. İşte, bu çocuklarımızın daha güzel bir Türkiye’de yaşamaları için mücadelemizi sürdüreceğiz.(CUMHURİYET/ LEYLA TAVŞANOĞLU)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası