İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, sosyal medya hesabından Niğde’nin Çiftlik ilçesindeki esnaf ziyaretinde bir kasap dükkanındaki dolapların kırmızı et bölümünün boş kaldığını gösteren fotoğrafı paylaştı. Akşener, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Niğde Çiftlik'teki bir kasap dükkânında kırmızı et dolabının boş kalmasının sebebi neymiş biliyor musunuz? İnsanlarımız alamadığı için artık satmıyorlarmış. Milletimizi yokluğa, ülkemizi yoksulluğa mahkûm edenlerden hesabı; hep birlikte, sandıkta soracağız!”
AKŞENER, NİĞDELİ ÇİFTÇİNİN KENDİSİNE UZATTIĞI ELEKTRİK FATURASI KARŞISINDA ŞAŞKINLIĞINI GİZLEYEMEDİ
Meral Akşener, bugün Niğde’nin Gölcük beldesinde esnafın ve yurttaşların sorunlarını dinledi. Kendisini karşılamaya gelen Gölcüklülere seslenen Akşener, şunları söyledi:
“20 Ocak 2020’den beri il il, dükkan dükkan geziyoruz. Gezme nedenimiz, Türkiye’nin yün yumakları ile hani kedilere atarlar ya kedilerin ayakları dolaşır, yün yumakları ile meşgul edilen siyasetin; kutuplaştırmaktan, insanları birbirine düşürmekten haz alanların atığı yün yumaklarını ortadan kaldırmak ve vatandaşın dertleri ile dertlenip, çözüm önerip, o çözümler üzerinden de bizi rekabet ettirmenizi sağlamak üzere yeni bir siyaset anlayışı üretmek üzere tam 2,5 yıldır geziyoruz.
“HELAL OYLARINIZLA DEMOKRASİ İLE SANDIKTA BUNARIN TAMAMINI ATTAYA BİRLİKTE GÖNDERECEĞİZ İNŞALLAH”
Sizi birbirinize düşürenlerin artık o oyunlarının, dümenlerinin sökmediği, seçmenin velinimet olduğu o yeni süreci, inşallah birlikte yeni bir siyaset anlayışını inşa ettik. Artık seçmen velinimet. Şuculuktan buculuktan dolayı oy verme isteği, birbirine düşman olma hali ortadan kalktı. Çocuğu açken, evladı 92 puanla tayin olamamışken, ayısı dayısı olan 58 puanla mülakattan tayin edilen gençlerin bulunduğu bir ülkenin varlığını görünce benim kardeşim anladı ki ağalar, ‘harala gürele’ deyip, sizi çırak çıkartıp kendi yandaşlarına paraları saçmışlar. 5-10 maaş alan danışmanlar varken senin çocuğun 4 yıllık, 2 yıllık üniversite mezunu olarak iş bulamıyorsa bu işte bir dümen var demektir. Bu dümen, bu harami düzenin inşa ettiği bir dümen. Bu dümeni de bu harami düzeni de birlikte yıkacağız. Helal oylarınızla demokrasi ile sandıkta bunların tamamını attaya birlikte göndereceğiz inşallah.
“38 MİLYAR LİRA İLE NİSAN AYINDA ATMADIĞINIZ GÜBRE ÜCRETSİZ OLARAK VERİLEBİLİRDİ, YÜZDE 50 MAZOTLARINIZDA İNDİRİM YAPILABİLİRDİ”
İki tane rakam vereceğim; hangi dümenler neticesinde ne haldesiniz. 24 milyar lira, Türk Telekom’dan alındı, Hariri’nin cebine konuldu. Hariri, Sayın Erdoğan’ın aile dostu, ayıp olur onu üzmek, sizi üzdüler. 24 milyar lira, Hariri’nin cebine konuldu. Ankara’da bir Ankapark var, çarpışan otomobillerin çarpışamadığı bir park. Tam 801 milyon dolar harcanmış, Türk parasıyla 14 milyar lira. Topla ikisini, 38 milyar lira birilerinin cebine girmiş. Kimin cebinden çıkmış? Hepinizin cebinden çıkmış. 38 milyar lira ile ne yapılabilirdi? Nisan ayında atmadığınız gübre ücretsiz olarak verilebilirdi, yüzde 50 mazotlarınızda indirim yapılabilirdi, elektrikte indirim yapılabilirdi, sizi aracı, dağıtıcı şirketlerin elinden kurtarabilirdi, gençlerimize istihdam yaratılabilirdi.”
Bir çiftçi, Akşener’e seslenerek bir aylık elektrik faturasını gösterdi. Fatura bedelinin 60 bin 264 lira olduğunu gören Akşener, şaşkınlığını gizleyemedi ve konuşmasına şöyle devam etti:
“OOO 60 BİN 264 LİRA. YA ARKADAŞ, BUNU GÖRDÜKTEN SONRA KONUŞMANIN ANLAMI YOK”
“Ooo 60 bin 264 lira. Ya arkadaş, bunu gördükten sonra konuşmanın anlamı yok. Nasıl ödeyeceksin kardeş? Buğdayın tümü yetmez ona. Bir ayda 60 bin. Ama 38 milyar lira gitti. Senin cebinden gitti, onun cebinden gitti, hepimizin cebinden gitti. Elbette haram zıkkım olsun ama artık buna ‘dur’ deme vakti geldi de geçti bile. Bundan sonra ‘kaşının altında gözün niye var’ diyene, ‘hadi oradan’ diyeceksiniz. O 5-10 maaş alan danışmanlar, yan gelip yatan danışmanlar, saraylarda oturanlar, 60 bin lira bir ayda elektrik parası gelen bir çiftçi, ‘Bütün buğdayım buna yetmez’ diyen çiftçi. Üç ayda 180 bin lira ödeyeceksiniz. İşte sözün bitti yer. O 38 milyar lira ile bunlar olmayabilirdi ama buna karşılık bir Haririler, iki de müteahhit cebini doldurdu gitti, diğerlerini saymıyorum bile. İşte bunda sonra bu harami düzeni yıkmak için mutlaka herkes gidip oy kullanacak ve bu gidişata ‘dur’ diyecek. Bu harami düzeni beraber yıkacağız ve en önemlisi diyeceksiniz ki muhteremlere, ‘Bize üstten bakamazsınız, ayağımıza geleceksiniz, karşımızda resmi tanzim duracaksınız. Biz, sizi tartacağız. Ben asılım, büyük Türk milletiyim, sen yedeksin’. Seçmenin velinimet olduğu gün elbette ki bu harami düzen ortadan kalkacaktır. Yazık ya. Çiftinin, emeklinin, gencin gözyaşı ve cepleri dolduran haramiler. Haram olsun, zıkkım olsun.”
MERAL AKŞENER: “BU İLETİM ŞİRKETİ MESELESİNİN MİLLİLEŞMESİ GEREKİYOR”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Niğde’nin Altunhisar ilçesinde bir kahvehanede yurttaşlarla buluştu. Akşener, yurttaşlara öncelikle şu sözlerle seslendi:
“Ben ve arkadaşlarım Türkiye’nin her bir şehrine, ilçesinde dükkanlara girerek bir çalışma yapıyoruz. O dükkanların içindeki hem esnafın derdini dinlemek hem o dükkanlarda satılan ürünleri üretenin de derdini dinlemek ve bunlara yönelik çözüm üretmek.
“SİZİ DİNLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Her türlü iftiraya, haksızlığa, çirkinliğe anlatamayacağım derecede pisliklere rağmen biz o tuzağa düşmemeye kararlıyız ve bu gerçek dertleri, üzüntüleri ve olması gereken gerçek çözümleri üretmeye, sizi dinlemeye devam edeceğiz. Bu çerçeve içerisinde Niğde’nin belde ve ilçelerini geziyorum bu vesileyle karşınızdayım.
Benim Niğde’de gördüğüm çiftçinin elektrik borcunu Güneydoğu’da öylesine görmedim. Tek tek gezdiğim için biliyorum. 113 bin lira bir ayda elektrik parası gelmiş fatura gördüm, fotoğraflarını çektik. 60 bin liralık fatura geldiğini gördüm bir ayda, günahtır, nasıl ödeyecek? ‘Buğdayımdan fazla’ diyor bir aylık. Üç ayda 180 bin lira para ödeyecek çiftçi gördüm. Elektrikle ilgili bu ülkenin bir problemi var. Bu derdi önümüze alacağız ve bir çözüm üreteceğiz.
“BU İLETİM ŞİRKETİ MESELESİNİN MİLLİLEŞMESİ GEREKİYOR”
Bu iletim şirketlerinin meselesinin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor ve bu iletim şirketi meselesinin millileşmesi gerekiyor. İkincisi sulama meselesi o kadar derine indi ki siz pompalar sebebiyle bu elektriği ödüyorsunuz. Sulamaya dair bir çözüm üretmemiz lazım. Onu nasıl üreteceğiz; yarım kalmış bütün göletler tamamlanacak, derin kuyulardan pompayla su çıkarmak mecburiyetinde kalmadan sulama meselesini çözmemiz lazım. Bunu hazırladık, sunduk paylaşıyoruz, onlar yapmadığı zaman biz gelince yapacağız.
“NE İÇİN GÜNEŞ ENERJİSİ ÜZERİNDEN GİDİLMEZ, NEDEN YATIRIM YAPILMAZ”
Niğde’nin güneşine bakın, ne için güneş enerjisi üzerinden gidilmez, neden yatırım yapılmaz. O pompaların yazın güneş enerjisi ile çalıştığını düşünün. Kooperatifler para kazansın. Çiftçi olarak çektiklerinize çözüm ürettik. Tankerle doğal gaz gelecek dediler, kömür çok pahalı burası kışın çok soğuk oluyor, bir kış boyunca 4 ton kömür yakılıyor dedi il başkanımız. 7 bin lira bir tonu 4 ton 28-30 bin ton ediyor bu çok önemli bir gider, buna da çözüm üretilmesi gerekiyor. Ben örnekler vererek ne yapmak istediğimizi anlattım ama bizim en büyük özelliğimiz sizi dinlemek.”
Akşener, konuşmasının ardından mikrofonu yurttaşlara uzattı. Mikrofonu alan bir yurttaş, “Bu memleketin bu ülkenin tek sorunu var; tek adam rejiminden kurtulmak, başka bir diyeceğim yok” dedi. Bir yurttaş, “Hastaneye Niğde’ye gidiyoruz 150 lira mazot parası yakıyoruz, haftada iki kere gittiğini düşün 300 lira. Emeklinin maaşının yükselmesini istiyoruz” diye konuştu. Başka bir yurttaş, “Biz doğal gaz istiyoruz, yaşlı insanlar var kömürle uğraşamıyor. Kömür 7 bin 250 lira olmuş” dedi.
AKŞENER’İN DİNLEDİĞİ DERT YANAN NİĞDELİ YURTTAŞ: BU HÜKÜMETE OY VERDİYSEM...
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün Niğde’nin Gölcük kasabası ve Çiftlik ilçesinde esnaf ve yurttaşlarla bir araya gelerek dertleşti.
“TAKSİTLE BİLGİSAYAR ALDIK, ÖĞRETİMİ ZAYIFLADI”
Gölcüklü bir market sahibi ülkenin ileri değil geriye gittiğini ve acil çözümler üretecek yöneticilere ihtiyaç olduğunu söyledi. Evli ve 3 çocuğu olduğunu belirten market sahibi Akşener’e çocuklarına zorla bilgisayar aldığını pandeminin başlarında yapılan uzaktan eğitim döneminde çocuklarının EBA sistemine girmekte zorlandığını aktardı. Market sahibi, “Mobilden bağlanamadı, gittik internet başvurusu çok zor oldu. Taksitle bilgisayar aldık, öğretimi zayıfladı” dedi.
Akşener de “Çok ıskalanan bir konu var, çocuklar 2 sene pandemide okula gidemedi ve böyle küçük yerlerde çocuklar hiç sağlıklı bağlanamadı. Bütün Türkiye’de o gençlerin yarına yönelik girecekleri her sınavda güvene ihtiyacı var. Sınavlarda üç kağıt olduğuna dair bir kanaat olduğu zaman hiç hata yapılmaması gereken bir süreç. O çocuğu burada tutman imkansız bu ülkeye duyduğu güveni kaybeder” diye konuştu.
Market sahibi şu şekilde sözlerine devam etti:
“BU SINAVLARDA ÇOCUK DERSLERİNE ADAPTE OLAMADIĞI İÇİN BEKLEDİĞİMİZ PUANLARI ALAMADIK VE BEKLEDİĞİMİZ OKULLARA DA YERLEŞEMEDİK”
“Şu anda evlerimize internet çektik bir yıldır var öğretimine normal bir şekilde devam ediyor ama dediğiniz gibi kaygım var. Bu sınavlarda çocuk derslerine adapte olamadığı için beklediğimiz puanları alamadık ve beklediğimiz okullara da yerleşemedik.”
Akşener de şunları ifade etti:
“Zengin fakir farkı açılıyor bu ülkede parası olan aileler ders aldırdı onu yaptırdı bunu yaptırdı eğitimi sürdürdü ekonomik durumu olmayanlar işte… Ben bir köyde doğdum fırsat eşitliğinden faydalanarak karşınızda üniversite mezunu doktoralı milletvekili görevini yerine getirmiş bir kadın olarak duruyorum ama bugün köylerde doğan kız çocukları benim fırsatlarıma sahip olamadığı bir dönemdeyiz.”
“KASABIZ AMA ALIM GÜCÜ OLMADIĞI İÇİN KIRMIZI ET İÇİN KESİM YAPMIYORUZ”
Daha sonra Çiftlik ilçesine geçen Akşener, burada da esnafı ziyaret etti. Bir kasaba giren Akşener, işlerin nasıl gittiğini sordu, kasabın çalışanları kötü olduğunu belirtti. Çalışanlardan biri bekar olduğu ve ailesi ile yaşadığı için asgari ücretle -geçinebildiğini ifade ederken diğer çalışan ise geçinemediğini söyledi. Çalışanlar gün içinde dükkana müşterinin geldiğini kaydederek genellikle ucuz ürünleri aldıklarını aktararak “Kasabız ama alım gücü olmadığı için kırmızı et için kesim yapmıyoruz” dedi.
Kasap ise “Alım gücü zayıf, bizim burası kırsal kesim olduğu için millet alamıyor çok zorlanıyor. Kurbandan sonra alım gücü biraz düştü. Genelde kurbanı kestikten sonra dolap molap bir şeyler yapıyorlar ondan sonra düştü. Ben utanıyorum bazen liralık alıyorlar” diye konuşu.
Bir esnaf da Akşener’e eski AKP’li olduğunu söyleyerek şunları ifade etti:
“AKP’NİN KURCUSUYUZ, 20 YILIMIZI VERDİK. BİLMİYORUZ NASIL OLACAK BİR ŞEYLER OLMASI LAZIM”
“AKP’nin kurucusuyuz, 20 yılımızı verdik. Bilmiyoruz nasıl olacak bir şeyler olması lazım şu an buranın nüfusu bin. Bir çocuk 30 yaşına gelmiş evlenecek bir düğün, ev yapmak 1 milyon liraya mal oluyor. Ahlak çöktü, maneviyat çöktü buna bir şey yapmamız lazım. Biz oy verdik, ben cumhurbaşkanını çok seviyordum ama üzüldüm.”
“BU HÜKÜMETE OY VERDİYSEM BOŞA OY VERMEDİM AK PARTİ MİLLETVEKİLLERİ GELMESİN BURAYA, YAZIKLAR OLSUN”
Akşener’e dert yanan emekli bir yurttaş eczaneden aldığı ilaçların maliyetini göstererek şunları söyledi:
“Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Torunumu hastaneye götürdüm. 83 lira para verdim. Evim yok, kirada oturuyorum. 2009’da İstanbul’da atölyem vardı. 80 kişi çalıştırıyordum. Batırdım. Üç tane evim icrayla satıldı. Cumhurbaşkanı dedi ki; ‘Almasaydınız kredi.’ Halka sunduğu krediyi. Banka memurları benim ayağıma geliyordu İstanbul’da. Şimdi niye gelmiyorlar? Dertleri ne?
Suriye vatandaşına yardım ediliyorsa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına da yardım edilecek. Evim kirada. 3 bin 500 lira maaş alıyorum. Sayın Cumhurbaşkanım görsün beni. Ben bu devlete, bu hükümete oy verdiysem, boşa oy vermedim, ben oyumun hakkını istiyorum. AK Parti milletvekili nerede? ‘Eğer Niğde için çalışacaksan verdiğim oy helal olsun’ dedim. AK Parti milletvekilleri gelmesin buraya, yazıklar olsun.”
NİĞDELİ ESNAFTAN AKŞENER’E: BU ÜLKE NEREYE KADAR GİDEBİLİR?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Niğde programı kapsamında ziyaret ettiği Çiftlik ilçesinde, esnafı dinledi. Esnaf ve çiftçilik yapan Ramazan Akalın şöyle konuştu:
“Siz diyeceksiniz nasılsınız, iyi misiniz? Ülke olarak iyi değiliz. Ben çiftçilik ile uğraşıyorum bakın ellerime… Ben çiftçilikle uğraşıyorum, hayvancılıkla uğraşıyorum, esnaflıkla uğraşıyorum. Bende hiç esnaflık hali var mı? Tarladan geldim buraya. Bu haldeyken yetiştiremiyorum yok yani yok, oradan alıyorum oraya aktarıyorum. Şimdi ben size soruyorum: nereye kadar gidecek? Birbirinizi eleştirmeden, bu ülkenin hali ne olacak diye konuşsanız daha iyi olmaz mı?
Çiftçilik yapıyorum üstümde hayvan pisliği vardı siz geliyorsunuz diye sildim. Bu ülke nereye kadar gidebilir? Birbiriniz ile savaş yapmaktan, tartışmaktan çözüm olmaz. Bir ortak karar alacaksınız, bu ülkeyi nereye götürebiliriz, esnafa nasıl destek verebilirsiniz, çiftçiye nasıl bir hizmet verebilirsiniz, tarıma nasıl bir hizmet verebilirsiniz bunları konuşmanız lazım. Birbiriniz ile koltukta oturarak o size atıyor, o ona atıyor bunlarla ülkenin sorunları çözülmez. Gerçekten artık burama kadar geldi… Ben üç tane ek iş yapıyorum bu haldeyken yok yani yok.”
Akşener, Akalın’a çocukların eğitim durumunu sordu; Akalın, ilkokula ve ortaokul cevabını verdi. Bunun üzerine Akşener, pandemi süresince tabletinden “EBA” ya girebildi mi sorusuna çiftçi Akalın çocukların EBA’ya giremediğini söyledi.
Akşener, “Ramazan kardeşim ben siyasetçilerin dediklerine gıcık olduğum için ben 20 Ocak 2020'den beri esnaf geziyorum. Ben esnaf dükkanlarda bugüne kadar hiçbir partiyi yermedim kendi partimi övmedim, propaganda yapmadım sadece sizi dinledim. Siyasi hiçbir soruyu cevaplandırmadım. Sadece burası anlatılabilsin burası görünsün diye. Yüzde yüz haklısın senin derdinin üzerinden çözüm üreterek biz rekabet yapabilsek harika olur her şey ama sen şucusun ben bucuyum üzerinden gittiği zamanda çırak çıkan sensin” dedi.
“CUMHURBAŞKANI DA GELSE AYNI ŞEYİ ONA DA KONUŞURUM”
Akalın ise, “Samanın kilosu olmuş 1500 lira… Mazot alamıyoruz traktörümüze tarlaya gidemiyoruz. Patates ekiyoruz gübre atamıyoruz. 50 kilo gübrenin çuvalı 700 küsür lira olmuş. Biz nasıl çıkacağız bu işin içinden? Artık bir yerlere patlamamız lazım yani. Artık yorulduk. Cumhurbaşkanı da gelse aynı şeyi ona da konuşurum” diye yanıt verdi.
“HEP ÖYLE DİYORSUNUZ AMA BAŞA GELDİĞİNİZ ZAMAN HİÇBİR İCRAATI GÖREMİYORUZ”
Akşener, buna karşılık “Ne yapacaksın? Oyunu bedava vermeyeceksin. Kim hizmet üretmeye yönelik laf ediyorsa çözüm üretmişse, buna bende dahil bana da bedava vermeyeceksin” diye konuştu. Akalın ise buna karşılık “Hep öyle diyorsunuz ama başa geldiğiniz zaman hiçbir icraatı göremiyoruz. Kimin iyi yöneteceğini kimin kötü yöneteceğini bilsek zaten direkt iyi yönetecek adama gideceğiz. Geliyorlar burada tatlı tatlı konuşuyorlar, genel olarak konuşuyorum. Koltuğa geçtikleri zaman yok” diye yanıt verdi.
AKŞENER’İN NİĞDE’DE DİNLEDİĞİ ÇİFTÇİ: “BEŞ TANE ŞİRKETE VERE VERE CANIMIZ ÇIKTI”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Niğde’nin Bağlama kasabasında çiftçilerin sorunlarını dinledi. Bir çiftçi, Akşener’e; şunları söyledi:
“Çiftçinin işi bitik. Hangi köylü memnunsa buyursun. Beş tane şirkete, bilmem neye vere vere, canımız çıktı. Ben de emekliyim. Benim dokuz tane çocuğum var. Okuyanlara tayin yok. Nasıl olacak. Bana birisi cevap versin. Vatandaş, buna iyi diyorsa; Allah işinizi rast getirsin derim. Başka ne diyeceğim, ben. Biz memnun değiliz. Çocuklar bitti, okullarda okuyanlar sokakta geziyor. Mezun oluyor. Ama maalesef, 60 puan ile emmisi, dayısı olan gidiyor; 90 puanlılar geri yatıyor.
Geçen sene 3 bin 300 liraya aldığı gübre bugün 14 bin lira. Pancar kooperatifine gidiyorum, gübre yok diyor; peşin satıyoruz almayın, diyor. Tarım kredi bunu diyor. Yalan mı bunlar buyurun size ispatlayım. Bunu anlattın mı medya başka türlü gösteriyor. Allah işini rast getirsin o zaman. Demek ki millet memnun. Kimse bizim düşmanımız değil. Ama gerçek neyse onu yapalım”
Bağlama kasabasında yaşanan Mehmet Sevimli ise şunları söyledi:
“Ben çiftçiydim, çiftçiliği bıraktım. Benim telefonum bu Mahir Ünal'a söyleyin, iftihar etsin. Çiftçi şikâyet ettiğinde, ‘ananı al git’ desin. Malatya’da ekmek götüremiyorum diyen vatandaşa ‘abartıyor’ desin, ‘sandık namus’ desin, 17 bin oyla veto etsin, seçime gitsin.
Ben Van’da askerlik yaptım. Demirel'e sorarlardı rahmetliye, ne oluyor devlet görevinin başında derdi. Cumhuriyet savcısı, görevini yapıyor mu? Beni içeriye atsınlar. Benim çocuklarım İstanbul'da. Her birisi asgari ücret ile çalışıyor. 2 milyon (2 bin lira) kirası, aldığı asgari ücret. Çoluğu çocuğu var nasıl geçinecek? Patozun dekarını 250 liraya biçtiriyorum, çavdarımızı alan yok hani alıyordu? Hani nerede var mı Ofis burada? TMO nerede? Biçerlerin parasını ödeyemiyoruz.”
Akşener ise şunları söyledi:
“60 bin lira gelmiş bir çiftçiye 1 aylık. 24 milyar lirayı sadece iki tane rakam. 24 milyar lirayı Haririlerin cebine koydular, cebinizden aldılar. 14 milyar liraya Anka Park gibi bir ucube yapmışlar, ceplere girmiş, sizlerin cebinden alınmış, 38 milyar lira ile mazotunuzda indirim yapılabilirdi. Yüzde 50 indirim yapılabilirdi. Nisan ayında yapılacak gübre ücretsiz verilebilirdi. Elektrikte indirim yapılabilirdi. Tohum fiyatları 2021'de 135 lira şimdi 325 lira. Ondan sonra mazot benzer, ilaç benzer, gübre benzer durumdu. Böyle bir sistemde 38 milyar lirayı hepimizin cebinden al, iki yere ver.
Şimdi onun için esas mesele şu bu ülkede bir tek şey asla yapılmamalıdır oda çalanın yanına kar kalmamalıdır kardeşim. Çalan cepte kaldığı zaman olmaz. Asıl mesele bu geri kalan her şey düzelir.”(ANKA)