ERDOĞANLAR’DAN AKŞENER’E DESTEK TELEFONU
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener’i telefonla arayarak, kaset tartışmalarından dolayı derin üzüntü duyduklarını belirttiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Van’da Valilik ziyareti yaptığı sırada gerçekleşen telefon görüşmesinde Erdoğan çifti, karalamalara asla itibar edilmemesi gerektiğini ve bu tür bir şeyi asla kabul edemeyeceklerini vurgulayarak Akşener’e desteklerini dile getirdiler.
Meral Akşener, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu ve 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün de kendisini arayarak destek verdiklerini açıkladı. Başbakanlık kaynakları da Sare Davutoğlu’nun Akşener’i aradığını doğruladı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam da Akşener’i arayarak yanında olduğunu söyledi. Bakan İslam, bu tür gayri ahlaki davranışların siyasette son bulması, bir daha da yaşanmaması gerektiğini belirterek, “Bir kadın siyasetçi olarak yanınızdayım” dedi.
''KİMSE ŞANTAJ YAPMADI''
Çok yorulduğunu, basın mensuplarına konuşmak istemediğini, sadece bazı canlı yayınlara çıktığını anlatan Akşener, son olarak Fox TV’de, kendisi hakkındaki iddiaları ortaya atan Latif Erdoğan’ı tanımadığını ancak Cemil Barlas ve ailesini tanıdığını söyledi. Akşener, “Bana alçak bir iftira atıldı ama nedeni MHP’nin yükselişi ve 17 Aralık’ta ortaya çıkan ‘yolsuzlukları’ eleştirmemdi. Cemaat mensubu olmakla suçlanıyorum ama ben buna ‘ha ha ha’ diyorum sadece. Çünkü 28 Şubat sürecinde mağdur olanlara en çok desteği ben vermiştim. Fethullah Gülen’in cemaatinden maaş almıyorum, kocam ya da oğlum veya ağabeyim, ekonomik anlamda en küçük bir menfaatim olmadı” dedi. Akşener, kasetin cemaatin elinde olduğu ve kendisine şantaj yapıldığı iddialarına da yanıt vererek, şöyle devam etti:
''TORUNUM OKUYACAK''
“Ben çiğ yemedim ki karnım ağrısın. Şimdi bunu reddediyorlar. Cemaatin elinde olduğu söyleniyor. Bugüne kadar şantaja yönelik bir kelam eden olmamıştır. 59 yaşındayım, kayınvalidemle oturuyorum, aynı zamanda babaanne olmak üzereyim. Benim torunum yıllar sonra girip internete bunları okuyacak. Bu, aynı zamanda kadını siyasetten söküp atmak harekâtı. Kadının bedeni üzerinden yapılan bir saldırıya ilk tepki veren kişiyim ben. Daha çok kadının siyasete girmesi için gayret edeceğim. Kayınvalidem bütün gün elinde tespih dua ediyor bana, çok üzüldü. Ailem yanımda ve mücadelem sürecek.
‘BENİ ASIL VURAN...’
Beni asıl vuran, kanal yöneticilerinin tepkisizliği olduğu. Kanal sahipleri, Hasan Kalyoncu’nun çocukları. Rahmetli Hasan Kalyoncu, beni kızı gibi görürdü. Ne yapacaklar diye bekledim, ‘çıt’ yok. Sonra o kanalı yöneten Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’tı ve milletvekili adayı oldu. Arkasından onun ağabeyi Serhat Albayrak yönetici oldu. Hepsi alçakça, şerefsizce iftiraya zımnen onay verdiler. Beni asıl vuran budur. O iki müptezel, küstah şahıs, program yapmaya devam ediyor ve hiç kimseden ses çıkmıyor.”
''Emine Hanım için İçişleri Bakanı’na gittim''
MERAL Akşener, programda 1999 yılında Emine Erdoğan için yaptığı bir girişimi de ilk kez açıkladı. Akşener, “Ben o dönem DYP Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı’ydım. Bir gece saat 01.30’da beni Zahid Akman aradı. Tayyip Bey hapishaneye gitmiş, Emine Hanım evde yalnız. Kapısının önündeki polisler kaldırılmış. Dert anlatacak kimseyi bulamamışlar. Bula bula Meral Akşener bulunmuş. Demişler ki; ‘Akşener söver sayar. Bir kadın bir kadına destek çıkar.’ Gece uykumdan kalkıp, Kanal 7’ye telefonla katıldım. Canlı yayında her türlü sert sözü söyledim. İşte bugün o iğrenç insanlar, çemkiren insanlar o dönem bulunamıyordu kardeşim. O partililer de bulunamıyor, arana arana DYP’li Meral Akşener bulunuyor. Ben de ertesi gün gidip dönemin İçişleri Bakanı’ndan rica ettim ve gereği yapıldı. Bunlar ortamı öyle bir hale getirdiler ki yarın arayacak kimseyi bulamayacaklar” dedi.
Arınç: O iki kişi ihanet içindeler
BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM Başkanvekili Meral Akşener hakkındaki iddialara ilişkin Kilis'te gazetecilere şunları söyledi: “ İki kişi çok büyük bir ihanet içerisindedirler, çok büyük bir iftira atmışlardır. Şüphesiz kendisi de buna karşı şeriatın kısasını uygulayacağını söylüyor. Benim ona aklım ermez ancak bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunabilir, dava açılmasını isteyebilir. Ben bu iddia ve iftiraların kesinlikle yalan olduğuna inanıyorum. Hanımefendiyi çok iyi tanıdığım için bunu söylüyorum. Meral Hanımefendi’nin, değerli eşinin ve biricik oğullarının nasıl mazbut bir yaşam sürdüğünü, ne kadar inançlı ve ibadetine düşkün bir hanımefendi olduğunu ben biliyorum. Dolayısıyla kimse bana kötü bir şey söyleyemez, söylememesi lazım”