İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Denizli'de 29 Ekim Bulvarı üzerindeki Özay Gönlüm Meydanı’nda miting düzenledi.
Vatandaşların mitinge yoğun ilgi gösterdiği görüldü. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından konuşan Akşener'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“BU MİLLETE VARLIK İÇİNDE YOKLUK YAŞATMAYA NE HAKKINZ VAR?”
* Niye buradayım biliyor musunuz? Çünkü memleketimiz darda, milletimiz zorda. Türkiye'de bugün analar tencereyi kaynatamıyor. Türkiye'de bugün babalar eve ekmek götüremiyor.
* Türkiye'de bugün gençler kaçıp gidecek ülke arıyor. Yazık değil mi, günah değil mi? Bu aziz millete varlık içinde yokluk yaşatmaya ne hakkınız var?
“GELİNE, DAMADA, KAYINÇOYA 5'ER MAAŞ BAĞLAYANLARI UTANDIRMAK İÇİN BURADAYIM”
* Testiye dadananlar var. Memleketin zenginliklerine dadananlar var. Milletin hakkına, hukukuna, alın terine musallat olanlar var.
* İşte bunun için yollardayız. İşte bunun için bugün buradayım. Milletin malını üç-beş müteahhidin kasasına akıtanlara ayna tutmak için buradayım.
* Senin evladın işsizken; geline, damada, kayınçoya 5'er maaş bağlayanları utandırmak için buradayım. ‘Açız' diyene ‘Abartıyorsun' diyenleri yüzlemek için buradayım.
“BU KÖTÜ GİDİŞE ARTIK BİR DUR DEMEK İÇİN BURADAYIM”
* Sen ay sonunu getiremezken, Saray'da sefa sürenlerin sefasını bozmak için buradayım. Sen borç içinde yüzerken, utanmadan uçan ekonomi masalları anlatanların yüzüne senin gerçeklerini çarpmak için buradayım.
* İş isteyenlere burun kıvıranların işçiyi, memuru, EYT'liyi yük görenlerin; sokakları kadınlara dar edenlerin, milletin malına çökenlerin devrini artık bitirmek için buradayım. Bu kötü gidişe artık bir dur demek için buradayım.
“TÜRKİYE'NİN ÇÖZÜLEMEYECEK SORUNU YOK”
* Türkiye zengin bir ülke. Türkiye çok büyük potansiyeli olan bir ülke. Türkiye yoksulluğu değil, zenginliği hak eden bir ülke. Türkiye'nin çözülemeyecek sorunu yok.
* Zengin, mutlu ve huzurlu bir Türkiye'yi inşa etmek için ihtiyacımız olan her şeye sahibiz. Tek bir sorunumuz var, o da nedir biliyor musunuz? Bu ucube sistem ve beceriksizliğin kitabını yazan AK Parti iktidarıdır.
AKŞENER'DEN VATANDAŞA ART ARDA SORULAR
* Şimdi size sormak istiyorum: Bundan 3 yıl öncesine göre daha mı zenginsiniz? Bundan 3 yıl öncesine kadar evlatlarınız daha kolay mı iş buluyor?
* Çiftçi kardeşlerim, mahsulünüz 3 yıl öncesine göre daha mı çok kazandırıyor? Esnaf kardeşlerim sattığınız malları yerine koyabiliyor musunuz? Dükkanı çevirebiliyor musunuz?
* EYT'li kardeşlerim 3 yıl öncesine göre daha mı mutlusunuz? Memur kardeşlerim, 3 yıl önce verdikleri sözü tuttular mı?
* Hakkınız olan 3600 ek göstergeyi verdiler mi? İhracat yapan sanayici kardeşlerim, işleriniz 3 yıl öncesine göre daha mı iyi?
“İSTESEN DE İSTEMESEN DE BU SESİ DUYACAKSIN”
* Ev kadını kardeşlerim, domatesi, biberi, patlıcanı, yağı, unu, şekeri 3 yıl öncesine göre daha ucuza mı alıyorsunuz? Kasabın önünden geçebiliyor musunuz? Pazarda fileyi doldurabiliyor musunuz?
“GÖRMEK İSTEMEDİĞİN GERÇEKLER BURADA”
* Senin duymak istemediğin feryat, işte burada. Senin görmek istemediğin gerçekler işte burada. Milletin gündemi işte burada.
* Bu cevaplar bana değil, geçen seçimde ‘Ver yetkiyi, gör etkiyi' dediğin, milletimize verdiğin sözler. Millet sözüne güvendi, yetkiyi verdi. Bugün ülkeyi sen yönetiyorsun, o nedenle bu cevaplar sana sayın Erdoğan.
“BU KADAR BASİT, BU KADAR AÇIK”
* Artık köprüden önceki son çıkıştasın. Ya milletini duyacak ve gereğini yapacaksın ya da ilk seçimde boyunun ölçüsünü alacaksın.
*Ya Saray'daki sefana ara verip gerçeklerle yüzleşeceksin ya da sandık geldiğinde milletin okkalı şamarını yiyeceksin. Bu kadar basit, bu kadar açık.
“TEK BİR ÇÖZÜM VAR: SEÇİM, SEÇİM, SEÇİM”
* Türkiye bugün çok derin bir krizle karşı karşıya. Şimdi ben de size soruyorum: Bu iktidar şu anda millete gidebiliyor mu? Aranıza gelebiliyor mu? Aranıza gelmeye yüzleri var mı?
* Esnafın arasına girebiliyorlar mı? Halkın arasına, tarım köylüsünün arasına girebiliyorlar mı? Pamuk tarlasına girebiliyorlar mı? Pancarda varlar mı?
* Çarşıda pazarda gezebiliyorlar mı? Gençlerin karşısına çıkabiliyorlar mı? Aynı sayın Erdoğan'ın bundan 20 sene önce söylediği gibi, öyleyse tek bir çözüm var: Seçim, seçim, seçim.
“ERDOĞAN'IN İKTİDARINDA TENCERELER BİRBİRİNE VURUYOR”
* Sayın Erdoğan'ın inadı Türkiye'yi her geçen gün uçurumun eşiğine sürüklüyor.
* Rahmetli Demirel'in mitinglerinde kadınlar tencere tavaları birbirlerine vururlardı ‘Açız, tencere kaynamıyor' diye. Tarih tekerrürden ibaret. İşte sayın Erdoğan'ın devri iktidarında tencereler birbirine vuruyor.
“'TÜRKİYE'Yİ UÇURACAK' DEDİKLERİ UCUBE SİSTEM DOLARI, ENFLASYONU, İŞSİZLİĞİ UÇURDU”
* 2001 yılındaki krizde bile 1.2 lira olan dolar bugün 11 lira. ‘Türkiye'yi uçuracak' dedikleri bu ucube sistem 3 yılda doları uçurdu, enflasyonu uçurdu, işsizliği uçurdu.
* 5 müteahhit daha zengin oldu ama milletimiz fakirleştikçe fakirleşti. Doğalgaz fiyatları ateş pahası, domatesin, patatesin, etin, sütün, yoğurdun, şekerin, yağın fiyatı ateş pahası.
* İşveren için maliyetler 2 katına çıktı. İşsizlik arttıkça artıyor. Artık geceleri döviz kurunu takip ederken uykularımız kaçıyor.
“BU MİLLET BU FAKİRLİĞİ HAK ETMİYOR”
* Sayın Erdoğan kafasına göre deney yapıyor ama yine olan milletimize oluyor. Buradan sayın Erdoğan'ı bir kez daha uyarıyorum. Şahsi hırsların uğruna milletimize daha fazla eziyet etme.
* Bu millet bu fakirliği hak etmiyor. Damadınla oyun kurdun, olmadı. Onu gönderdin, başkasını getirdin, tutmadı.
Mevsimlik Merkez Bankası Başkanları gelip gidiyor, tutmuyor. Anla artık sayın Erdoğan; okey oynar gibi ekonomi yönetilmez.
* Istaka dizer gibi kabine yapılmaz, bürokrat atanmaz, Bu ucube sistem yerinde durduğu sürece bu ülke şahlanmaz.
“ERDOĞAN HER ŞEY YOLUNDAYMIŞ GİBİ KONUŞMAYA TAM GAZ DEVAM EDİYOR”
* Biz ne kadar uyarırsak uyaralım sayın Erdoğan bildiğini okumaya, her şey yolundaymış gibi davranıp sorumsuzca konuşmaya tam gaz devam ediyor.
* Üstelik sadece kendisi değil, çevresi de aynı. Biliyorsunuz bu arkadaşların Japonya'ya karşı nedense özel bir ilgisi var.
* Pandemi döneminde devletin haber ajansı aracılığıyla Japon esnafının derdiyle, fevkalade dertlenmişlerdi. Bir üzüldüler, bir üzüldüler… Japonların esnafları için çok üzüldüler, ağlayan bile oldu.
“YEN, DOLARIN KARŞISINDA DÜŞÜYOR DİYE ÇOK ÜZÜLMÜŞLER”
* Şimdi de cahil bir vekilleri aracılığıyla Japon Yen'inin dolar karşısındaki durumuna dertlenmişler. Çok üzülmüşler, Yen doların karşısında düşüyor diye çok üzülmüşler.
* Yahu anladık bir yönetim krizi yaşıyorsunuz, kaybedeceğinizi anladınız, oynatmasına az kaldı doktor arıyorsunuz onu da anladık, anlıyoruz ve acil şifalar diliyoruz.
* Ama oynatacaksanız gidin bari ötede oynatın kardeşim. Bu milletin asabını daha fazla bozmayın. Bu nasıl bir rahatsızlıktır? Bu nasıl bir aymazlıktır? Bu nasıl bir utanmazlıktır? Ayıptır, günahtır.
“KAYIT DIŞI PROBLEMİNİ ORTADAN KALDIRACAĞIZ”
* Merak etmeyin. Az kaldı. İYİ Parti iktidarında, sanayicinin kullandığı elektriği, rekabet ettiğimiz ülkelerin seviyesine, hatta onun da altına düşüreceğiz. Böylece, sanayicimizin elinden alınan rekabet gücünü, geri vereceğiz. İktidarın beceriksizliği yüzünden, artan enerji fiyatlarına Denizlili üreticimizi kurban etmeyeceğiz.
* Kayıt dışı istihdamı azaltmak için; belirli bir sayının üzerinde kayıtlı işçi istihdam eden işletmelere vergi ve SGK primi iadesi gibi destekler sağlayacağız. Böylece hem devletimize hem vatandaşımıza hem de işverene zarar olan kayıt dışı problemini ortadan kaldıracağız.
“VATANDAŞLARIMIZI, SANAYİCİMİZİ RAHATLATACAĞIZ”
* İktidara geldiğimizde ilk işimiz teşvik mekanizmalarını, yüksek faizli kredileri, vergi ve sigorta primlerini gözden geçirmek olacak. Böylece beceriksiz yöneticilerin aldığı kararların cefasını çeken vatandaşlarımızı, sanayicimizi rahatlatacağız. Bunun yanında; Denizli ekonomisinin temel sektörü olan tekstildeki kırılganlığın da farkındayız. Bunun için Pamukkale Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren moda tasarımı ve giyim üretim teknolojisi gibi bölümlerdeki öğrencilerimizin sektörün talepleri doğrultusunda, eğitim almaları için Üniversite-OSB-Kamu iş birliğini, Almanya'daki sistemi baz alarak kuracağız.
“TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN ANA PROBLEMLERİNDEN BİRİ VERİMLİLİK”
* Böylece, hem sektöre nitelikli iş gücü sağlayacağız hem de öğrencilerimizin mezun olduktan sonra işsizlik sıkıntısını çözeceğiz. Tekstil sektörünün ana problemlerinden biri verimlilik. İşte bu nedenle bizim de verimliliği ve kaliteyi artırmayı hedefleyen, bir sanayi politikamız var. Bu nedenle beceri açıklarını il ve sektör detayında belirleyip buna göre beceri geliştirmeyi amaçlayan bir istihdam politikamız var.
“AZ KALDI, ÇEKTİĞİNİZ BU ZULÜM BİTECEK”
* Buradan, çiftçi kardeşlerime seslenmek istiyorum: Az kaldı, çektiğiniz bu zulüm bitecek. İYİ Parti iktidarında mevcut borç takiplerinizi durduracağız. Her türlü sübvansiyon haklarınızı koruyarak faizsiz, masrafsız, bir yıl ödemesiz, ertesi yıl sadece faiz ödemeli, anaparayı da 5 yıl vadeli olacak şekilde borçlarınızı ödeme imkanı sağlayacağız. Gelir garantili bir model sunarak daha sezon başlamadan ne ekeceğinizi ve ne kadar kazanacağınızı size söyleyeceğiz.
“ÇİFTÇİMİZE BU MİLLETİN EFENDİSİ OLDUKLARINI YENİDEN HİSSETTİRECEĞİZ”
* Ziraat Bankası'nı bir tarım bankası haline getirip, Atatürk Orman Çiftliği Tarım Bilimleri Akademisi vasıtasıyla verimli tarım arazilerine, sanayi bölgesi kurulmasına, plansız kentleşmeye, tarım ve orman bölgelerindeki maden arama faaliyetlerine son vereceğiz. Ata tohumlarımız hayati öneme sahip olduğu için sertifikasyon çalışmalarına hız vereceğiz. İYİ Parti iktidarında, çiftçilerimize, bu milletin efendisi olduklarını yeniden hissettireceğiz.
“YA ZEKA SORUNU VAR YA DA NİYETİ KÖTÜ”
* Bir çocuğun bile tek seferde anladığını bu ülkenin başındaki sayın Erdoğan nedense 10 seferdir anlamıyor. Her seferinde çarpılıyor ama yine de gidip o parmağı o prize sokuyor. Ya zeka sorunu var ya da niyeti kötü. Bunun başka bir açıklaması yok. O da yetmezmiş gibi bu arkadaşımız son çarpılmasından sonra hatasından ders çıkarmak yerine böyle durumlarda sıkça yaptığı üzere, çareyi mukaddesatımıza sığınmakta buldu. ‘Nas var, faize göz yumamam.' dedi. Haydi, buyurun buradan yakın…
“KUL HAKKINA GİRİNCE DE NAS VAR”
* Nas ne demek? Kuran-ı Kerim'in emirleri ve sevgili Peygamberimizin örnek hayatı demek. Buradan sayın Erdoğan'a seslenmek istiyorum: Doğrudur, Nas var. Ama Nas, başka konular için de var. Mesela; Beytülmale el uzatınca da Nas var. Mesela; ‘İşi ehline veriniz' buyruğuna rağmen liyakatsiz kadroları milletin başına bela edince yine Nas var. Mesela, milletin başarılı evlatlarını mülakatlarda eleyip eşe, dosta, yeğene 5'er maaş bağlayıp kul hakkına girince de Nas var.
“MADEM NAS KONUSUNDA BU KADAR HASSASSIN…”
* Sayın Erdoğan, madem Nas konusunda bu kadar hassassın o zaman neden milletimiz zorluklarla mücadele ederken sen gidip milletin hazinesinden her gün milyonlar harcayarak sarayında sefa sürüyorsun? Millete gelince Nas var da, sana gelince muaf mı oluyorsun? Ayıptır, günahtır.”