EGEPOSTASI- Menemen Belediye Başkanı iken “zimmet ve irtikap” suçlarıyla Serdar Aksoy, 24 Kasım 2020 tarihinde tutuklanıp ve 7 Temmuz 2021 tarihinde adli kontrol şartıyla tahliye edilen Serdar Aksoy, aylar süren sessizliğini bozdu.
Aksoy, TR35 ekranlarında yayınlanan 8. Gün programında TR35 Yönetim Kurulu Başkanı ve Gazeteci Mithat Umutoğulları’nın sorularını yanıtladı. Aksoy, istifa ettiği partisi CHP’den kesin ihraç istemiyle disipline sevk edilmesinin perde arkasından, soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamenin detaylarına, cezaevinde geçirdiği sürede yaşanan gelişmelerden, tahliyesinden sonra meydana gelen olaylara ilişkin merak edilenleri anlattı.
“YANLIŞ ANLAŞILMALAR SİLSİLESİ YAŞANDI”
Sürecin başında hakkında hazırlanan disiplin doyası ve Genel Merkez tarafından gönderilen 3 milletvekili ile görüşmesine değinerek açıklamalarına başlayan Aksoy, “Buraya girmeden önce ben cezaevindeyken bir şiir aklıma takılmıştı. Kibling’in bir şiiri. Bülent Ecevit’in Türkçe'ye çevirdiği bir şiir. Ben bu şiirde aslında kendimi buluyorum. Bu şiir biraz da benim yaşadıklarımı anlatıyor. Tek başına da kalsam yılma, çalış kendine güvenini kaybetme diyor. Ben de yılmadan devam ediyorum. Sürece gelirsek... Burada bir şekilde yanlış anlaşılmalar silsilesi yaşandı. Ben belediye başkanlığı kolay kazanmadım 31 Mart seçimleri öncesinde aday gösterildiğimde CHP Menemen’de darmadumandı. Yönetim istifa etmiş, kadı kolları istifa etmiş… Dört duvar bize teslim edilmiş. Birkaç hafta içinde ana kademeyi, kadın kollarını oluşturacaksınız. Bir taraftan meclis üyelerini hazırlayacaksınız bir yandan da çalışma yapacaksınız. Böylesine zor bir süreci biz öylesine yoğun bir tempoyla geçirdik ki… Menemen kolay bir ilçe değildir. Menemen bir Konak, Bornova, Karşıyaka değildir. Biz Menemen’de bunca sıkıntıya rağmen seçimi kazandık. Böylesine yoğun bir tempoyla çalışırken Menemen’de 3 milletvekilimiz İzmir’e geldi Sayın İl Başkanı Deniz Yücel de o gün beni aradı. ‘Milletvekilleri geldi görüşmek istiyorlar’ dedi. Ben de Alsancak’a geçtim. Sayın Milletvekillerine olayı anlattım. Onlar bana hurdayla ilgi mevzuyu her şeyiyle önüme serdiler Ben de kendilerine olayı anlattım. Ek konumuz hurda mesesiydi. Bir de kiralamalar vardı ama onlar çok geri plandaydı. Zaten biz hurda meselesinden tutuklandık. Onlar bana sordu ben de sorularını yanıtladım. Herhangi bir sıkıntı yaşanmadı” dedi.
“DOSYAMI GENEL MERKEZ’E GÖTÜRENLER…”
Hakkında hazırlanan dosyanın gerçekleri yansıtmadığını belirten Aksoy, bu dosyayı kimlerin hazırladığı mesajını da verirken bazı meclis üyelerini işaret etti. Dosyada yer alan bilgilerle birlikte hakkında kara propaganda başlatıldığını belirten Aksoy, “Burada esas olan nokta nedir: Tutuklanma sebebimiz olan şey şu: 63 tonluk bir kayıp var. Bunun ederi 63 bin lira. Total rakam bu. 63 bin liralık rakama karşılık ben kamu zararını tespit ettiriyorum. Ben 3 kişiye talimat verdim ve 3 rapor yazdırdım. Bu rapora istinaden de MKE’nin satış rakamlarının en süt rakamından kamu zarını 190 bin lira olarak kapatıyorum. Soru şu: 63 bin lirayı biz 24 kişi mi paylaştık? Akla ziyan bir mantık. Akıl hayal alamayacak bir mantık. Ve o raporla İl Başkanımız Deniz Bey’i ve Genel Başkanımız'ı öyle etkiliyorlar ki… Bunu şu an bağımsız olarak geçen meçi üyelerimiz yapıyor. Bu raporu hazırlayan, Genel Merkez'e götürenler onlar. Biri o diğeri de başkan yardımcısı. Ben o başkan yardımcısını gönderdim geçici olarak, gelenler geri aldılar. Onlar gidip bu raporu sunuyorlar. Öyle bir algı oluşturuyorlar ki… Ben Menemen Belediye Başkanı olarak raporu ben hazırlattırıyorum, kamu zararını tazmin ediyorum. Benim olduğu iddia edilen imza da kriminalden sahte çıkıyor. Ben içeride yine de 8 ay yatıyorum. Benim ailem ve ben bu partiye 60 yılımızı verdik. Benim bugün damarımı kesseler altı ok akar derler ya ben öyle bir CHP’liyim. Ben o dönem bunu ne il başkanımıza be de Genel Merkez’e anlatamadım. Bu işin boş olduğunu anlatamadım. Çünkü çok kuvvetli bir algı oluşturuluyor. Kimi meclis üyeleri belediye başkanı olmak istiyor. Kimi bağımsız olanlar Genel Merkez'in kapısını komşu kapısı belleyip sürekli gidip geliyorlar. Ben Parti disiplinine gittiğimi medyadan öğrendim. Bana arkadaşlar Haber Türk’ün altyazısını getiriler. Tüm ulusal kanallar ‘Menemen Belediye Başkanı parti disiplinine verildi’ diye son dakika vermişler. Ben şaşırdım. Benim bundan haberim yok. Çünkü biz işimizde gücümüzdeyiz. Burada şöyle bir şey var: Tüm ulusal kanallarının son dakika diye bu haberi vermesi nasıl bir mantıktır? Dünyanın belediye başkanları milletvekilleri disipline veriliyor. Nerede görüyorsunuz? Ama benim disiplin kuruluna verilmem öyle sansayonel bir hale getirildi ki! Bu doğru değildi. Birileri bunu sansasyonel hale getirip işi bitirmek istedi” diye konuştu.
“BEN BİR ANDA TAŞ BİR DUVARLA KARŞILAŞTIM”
Partiden ihraç edilme istemiyle disipline sevk edilmesi konusunda kendine yargısız infaz yapıldığını ifade eden Aksoy, “Ben bunu hak edecek bir şey yapmadım. Ben seçimleri kayıp gözüyle bakılan Menemen’de seçimi kazandım. Cumhur İttifakı’nın adayları güçlü bir adaydı. Geçmiş dönemdeki Tahir Bey tüm gücüyle AK Parti ve MHP’nin adayına destken veriyordu. Tüm şartlar benim aleyhimeydi. Biz burada seçimi kazandık. Ben disipline verildiğimi öğrendiğimde büyük bir hayakırıklığı yaşadım. Çünkü Genel Merkez’den kimse arayıp ‘Serdar oğlum ne oldu? Gel anlat. Nedir ne değildir’ demedi. Ben bir anda taş bir duvarla karşılaştım. Sadece İl Başkan Yardımcısı Çetin Bey ile görüşüyorduk. Ama şunu altını çizeyim. Ben, ne yaparlarsa yapsınlar kim ne derse desin ben CHP’liyim. Çünkü benim ailem 60 yılını vermiş CHP’ye. Ben o yüzden darıldım, kırıldım” ifadelerini kullandı.
“BİR İNSANI AİLESİYLE BİRLİKTE YOK ETMEYE KALKTINIZ”
Görev süresi boyunca birçok başarılı hizmeti hayata geçirdiğini ifade eden Aksoy, başarısının bazı kişilerin dikkatini çektiğini ve kendini rakip olarak gördükleri için hakkında bir itibarsızlaştırma kampanyasına başlandığını belirtti ve şunları söyledi; “Öncelikle ben 18 ay makamda kaldım. 16 açılış yaptık bu sürede. Bunların arasında parklar, üstgeçit, engelsiz yaşam merkezi, kadın dayanışma merkezi, kreşler vardı. Şunu söyleyeyim. Ahmet Kaya, Fırat Yılmaz Çakıroğlu… Bir taraf sol kesime bir taraf da ülkücü esime hitap ediyor. Bizim belediye başkanı olarak toplumun tüm kesimlerini kucaklamamız lazım. Ben de CHP’li bir belediye başkanı olarak hepsini sahipleneceğiz. Siyasi görüş önemli değil. Biz onları sahipleniyoruz. Göreve geldiğimiz vakit bu isimler birlerini rahatsız etti. Bana o sırada telefonlar gelmişti. Özellikle Ahmet Kaya üzerinden. Hatta bir CHP’li milletvekili adayı çıktı beni eleştirdi. O sırada bana o tip telefonlar geliyordu. Ahmet Kaya’ya cumhurbaşkanımız sahip çıkıyor. Ben neden çıkmayayım. Operasyon olmadan yaklaşık 2,5 ay önce 3 gazetede benimle ilgili haber çıkıyor. Benim milletvekili adayı olacağım söyleniyor. Ben 3 gazeteyi de tanıyorum. Birinin numarasının buldurdum ve aradım. Bu bilgiyi nereden aldıklarını sordum. Benim öyle bir hedefim yok. Ben Menemene hizmet etmek için seçilmişiz. Arkadaş bana şunu söyledi: Bize gelen duyumlar bunlar. Üçünüze de aynı anda aynı duyum mu geldi? Parti içinden birisi sufle verdi anlaşılan. Bunlar da o haberi yaptı. Sonrasında domino taşı gibi arka arkaya geldi. Birileri beni rakip olarak görmüş olabilir .Bir insanı siyaseten beğenmeyebiliniz, rakip görebilirsiniz. Çok doğal. Yolunuzdan bir şekilde bertaraf etmek isteyebilirsiniz ama bir insanı ailesiyle birlikte yok etmeye kalakalmazsınız. Bir insanı ailesiyle birlikte yok etmeye kalktınız. Bu reva mı?”
“OLMAYAN BİR ŞEY ARIYORSUNUZ”
Hakkında düzenlenen iddianamede kendine yöneltilen suçlamaların asılsız olduğunu da delilleriyle birlikte açıklayan Aksoy, “Öncelikle iddianamenin haricinde bir kara propaganda yapıldı. Ben cezaevinden çıktıktan sonra da sosyal medyadan ve gazetelerden takip ettim. Bir kara propaganda yapılmış. Cuma günü sabaha karşı benim evime baskın oldu. Ben belediye başkanıyım. Beni çağırsanız ben zaten gelirim. Ama benim evime baskın oldu. Benim evimde çocuklarımla birlikte kayınpederim ve kayınvalidem var. Evde 50 milyon aranıyor, kasa aranıyor, torbalara konulmuş paralar aranıyor. Yok. Çünkü yok. Olmayan bir şey arıyorsunuz. Böyle bir bilgi gitmiş. Nerede bu 50 milyon lira. Bu süre zarfında benim ve eşimin mal varlığıma bakıldı. Çocuklarımın hesaplarına bakıldı. Eşimin teyzesine bakıldı. Benim Kanada’da yaşayan kız kardeşime bakıldı. Benim evimde çalışan kadının mal varlığına kadar bakıldı. Nerede bu para? Yok ki! Gele gelen en son nereye genlindi? 63 bin liralık hurdada kalındı. 63 bin lirayı 24 kiş paylaşmış olamaz ya. Ben barkod sistemi getirdim belediyeye. Benden önce böyle bir şey yok. Biz bu sisteme geçerken şunu fark ettik. Bizim demirbaş listemizle fiiliyatımız birbirini tutmuyor. Fatura yok, Bilmem nesi yok. Barkod sistemine geçen bir belediye başkanı demirbaş çalar mı ya? Akla ziyan bir şey bu. Olamaz. Eğer belediye başkanı bunu düşünüyorsa barkod sistemine geçmez. Nerede o 50 milyon. Ama öyle bir kara propaganda işledi ki... Ben hayret ettim. Ben 8 ay içeride yattım ve ilk duruşmada tahliye oldum Bu parayı çalsam tahliye olmazdım. Ben adalete inanırım. Evet benim başıma bunar geldi ama adalete yine de inanırım. Adalete inanacağım ki doğru karar versin. Çünkü benim alnım ak. Ben hiçbir şey çalmadım. İddianameyle ilgili olan kısım bu. Çöp ihalesine gelelim. Biz geldiğimizde Menemen pislik içindeydi. Ben adayken çöp topluyordum. Çünkü toplanmıyordu. Çöp toplamayla ilgili sıkıntı yaşıyorduk ve bunun çözülmesi gerekiyordu. Neden Menemen’de güzel çöp araçları olmasın? Ben de ihaleye çıktım. İhalede kiralamaya çıktık Esas nokta şuydu: 22 araç olması gerekiyor. Biz burada ihaleye çıkarken ‘Mazot parası şirkette olsun, sigorta ve kasko şirkette olsun’ dedik. Biz, işletme maliyeti sıfır olan bir işlem yarattık burada. Menemen çok geniş bir yerdir. Buraya mazot yetiştirmek kolay değil. Ben de bunu şirkete havale ettim. Biz ihaleye çıktık burada araçları kiraladık. Sıkıntı olmadığının en büyük örneği nedir? Gidin bakın Bergama’ya... Bizden daha az aracı daha yüksek fiyata kiraladılar. Üst geçit mevzusu. O depremde o üstgeçit kalsaydı başımıza yıkılacaktı. Menemenli vatandaş da o zaman ’Belediye ilgilenmedi’ diyecekti. Vatandaş bunu büyükşehir ya da karayolları yapacak demek zorunda değil. ‘Belediye başkanı yapmadı’ diyecek. Vatandaş seçtiği adamı, belediye başkanını bilir” dedi.
“BEN BURADA ÜVEY EVLAT MIYIM?”
Parti disiplin sürecinde kendisine negatif ayrımcılık yapıldığını ifade eden Aksoy, görev süresi içerisindeki faaliyet raporu oylaması örneğini verdi ve “Burada şöyle bir durum var: Ben CHP kültüründen geliyorum. Ben çocukken zeytin dalıyla dolaştırdım. Ben o zamanlardan CHP’liyim. Partinin de bir disiplini vardır. Bir grup kararı vardır. Grup kararı alırsınız. Ona göre mecliste oy kullanılır. Faaliyet raporuna grup kararına rağmen 3 tane meclis üyesi ‘hayır’ oyu verdi. Burada parti disiplini işletilmesi lazımdı. İlçe başkanına ve il başkanına söyledim. Onlar ihraç edilsin diye değil. Ama parti disiplini denilen bir şey var. Ancak hiçbir işlem yapılmadı ‘Orada dengeler farklı. O yüzden parti disiplin sürecini işletmiyoruz2 dediler ama ben cezaevine girdikten sonra 3 arkadaşımız için süreç işletildi. Demek ki işletilebiliyormuş Ben burada üvey evlat mıyım? Ben bu partinin has evladıyım. Sonuç itibariyle bir şeyler ters gitti. Bunlar olurken benim tüm uyarılarıma rağmen Menemen ardıl bölge görüldü ve dikkate alınmadı. Benim sansasyonel bir şekilde disipline verilmemin nedeni Serdar Aksoy… Ne oldu? Siz Menemen dinamiklerini bilmiyorsunuz Bunu bilmeden bir yelerden düğmeye basarak bir şeyler olmaz. Ben Genel Başkanımızı ve İl başkanımızı suçlamıyorum. Benim Genle Başkanıma saygın sonsuzdur. İnsan olarak da lider olarak da severim. İlginçtir ben cezaevine girdikten birkaç gün sonra Genle Başkanımızı FoxTV’ye çıkarıyorlar ve Menemen olayı konuşuluyor. İl Başkanımız da Genel Başkanımız da yanlış yönlendirilmiş. Keşke beni çağırsalardı ve konuşsaydık. Ben, CHP’nin tüzel kişiliğine kimseyi dokundurtmam. Bence rozet takmayan CHP’liler çok daha samimilerdir. Çünkü onlar gönülden bağlıdırlar, bir çıkarları yoktur. O insanlar siyasetin kötü çarkları arasında yer almak istemezler. CHP’nin içerisindeki bazı kişilerin yanlış algılardan dolayı Menemen bu hale geldi” dedi.
“TORBADAN ÇIKAN ADAMA BELEDİYE BAŞKANI DENMEZ”
Cezaevinde kaldığı süre boyunca hakkında çıkan söylentilere de yanıt veren Aksoy, iddiaları ortaya atan kişilere sert sözlerle çıkıştı. Seçilmiş olma vurgusu yapan Aksoy isim vermeden Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan’a da gönderme yaptı ve şunları söyledi; “İçeride cezaevinde biriyle anlaştı, erken çıktı söylentileri vardı. Peki… Çıktıktan sonra bu benim de kulağıma geldi. Menemen’de söylenen söz şu: 10 milyon karşılığında makamımı sattığım söyleniyor. Beni satın alacak para icat olmadı. Ne 10 milyonu? Hiç kimse beni satın alamaz. Aslında ben satın alınmadığım için içeri girdim. Benim o sahte dosyalarımı gönderenler, 10 milyon lira söylenen dedikodunun 10’da 1’ine satıldı. Menemenliler kimlerin satıldığını biliyorlar. 3 kuruşa satıldılar. Ben makamı elbette isteyeceğim. Ben seçilmiş belediye başkanıyım. Halkın iradesi var Menemen halkının iradesini yok sayamam. Dışarıya çıkıp simit satarım ama böyle paralara satılmam. Belediye Başkanı olacak olan kişi, çıkar aday adayı olur. CHP’den aday adayı olan arkadaşlarım vardı. Çıktılar cesurca aday adayı oldular. Adaylaşma süreci yaşandı. Cumhur İttifakı’nın adayında Durmaz Bey çıktı. Bizim adayımız da ben oldum Benden önceki belediye başkanına garanti gözüyle bakılıyordu. Aday oldu, seçime girdik. İddialı 2 aday var. Peki aday olan arkadaşlar ne yapıyorsunuz? Cebinizden para harcıyorsunuz. Zamanınızı harcıyordunuz, emek veriyorsunuz. O emeğin karşılığında d aya seçiliyorsunuz ya kaybediyorsunuz. Belediye başkanı olmak için sandıktan çıkarsınız torbadan değil. Torbadan çıkan adama belediye başkanı denmez. Ben aday adayı olduğumda aday olacağıma kimse ihtimal vermiyordu. Aday oldum. Aday olduktan sonra İl Başkanlığı dahil olmak üzere herkes Menemen’e kayıp gözüyle bakıyorlardı. ama seçimi kazandık. Şimdi de gümbür gümbür geri döneceğim. Çünkü bu benim hakkım. Çünkü ben masumum.”
“BEN ŞU ANDA BELEDİYE BAŞKANIYIM”
Masumiyetinin herkesçe bilindiğinin altını çizen Aksoy, “Mahkeme bu soyada bana en üstten ceza verse yatarım yok. Birçok belediye başkanının dosyası vardır. Aziz başkan 500 yılla yargılandı. Gümbür gümbür arkasında durduk. Ama sonunda aklandı. Benim diğer partili arkadaşlarımı da sayalım. Hepsinin hakkında dosya var. Hepsini görevinden alacaksak ortada başkan kalmaz. CHP, doyası olan belediye başkanlarının arkasında durmak zorunda. Urla’daki arkadaşın da arkasında durduk. Hukukun temel prensiplerinden biri masumiyet karinesidir. Yani suçluluğunuz ispat edilene kadar suçsuzsunuz. Peki neden masumiyet karinesi bana uygulanmadı? Parti içerisinde ne de yargıda uygulanmadı. Menemen’de ben göğsümü gere gere dolaşıyorum. Başkaları dolaşamıyor. Herkes bana ‘Geçmiş olsun sayın başkan biliyoruz yapmayacağını’ diyorlar. Kaldı ki belediye başkanının dosyası olsa da… Ağır cezada yargılanan beldi başkanları bile görevine devam ediyor. Ben neden edemiyorum? Sandıktan çıkan irade esas iradedir. Ben şu anda belediye başkanıyım” dedi.
“TOMBALADAN BELEDİYE BAŞKANLARI ÇIKARTACAKSA NEDEN SEÇİM YAPIYORSUNUZ?”
Göreve iadesi için sonuna kadar savaşacağını belirten Aksoy, “Biz İçişleri Bakanlığına bir belge verdik. Bakanlık buna bir cevap verecek. Olumlu ya da olumsuz biz de ona göre gerekeni yapacağız. Ben hakkımı alacağım. 55 bin kişinin oyuyla gelmişim. Darbeyle, iç darbeyle, belediye emellisi pazarı kurarak... Böyle darbeler bana sökmez. Menemen halkı da bunun farkında. Tombaladan belediye başkanları çıkartacaksa neden seçim yapıyorsunuz? O zaman herkes tombalaya girsin” diye konuştu.
“CEZAEVİNDEYKEN ŞANTAJA UĞRADIM”
Gözaltına alınma sürecinden tahliyesine kadar olan süreci değerlendiren Aksoy, içeride tehdit edildiğini söyledi ve “Kemal Sunal’ın bir filmi vardır. Beni buraya kim itti, nasıl itti. Benim durumum da öyleydi. Beni buraya kim itti diye düşünüyorsunuz. Ben hayatımda adliyeye girmiş insan değilim. Bilmiyorum ne olacağını. Halbuki herkes biliyormuş ne olacağını. Ben alındım, Bozyaka’ya gittik. Cuma, Cumartesi, Pazar. 3 gün Bozyaka’da kaldık. 3 gün boyunca bir tahtanın üzerinde yattım. Uyku falan yok. 3. günün sonunda Pazar günü Menemen Adliyesi’ne geldik. Adliyenin önü kalabalık. 3 gün boyunca uyumamışım, tek kesitim. Bozyaka’daki ifadem yaklaşık 8 saat sürdü. Daha sonra Menemen Adliyesi’ne geldik. Salı sabah karşı, 4. gün. Yine uyku yok. Salı sabaha karşı ben hakimin karşısına çıktım. 4-5 saat o sürdü. Öncesinde de savcıya 3-4 saat ifade verdim. Ben yaklaşık 18 saat ifade verdim. En son ben ifade verdim. Saat 3 gibi bize tahliye haberi geldi .Çünkü kriminalden sahte imza haberi gelmiş. Kamu zararı kapatılmış. Ve saat 3 gibi bizim tahliye olacağımız söylenirken artık bazı gizli eller… Kim kiminle ne görüştü herkes çok iyi biliyor. Menemenliler de biliyor. Şu an yargı süreci devam ediyor. Çok da söylemek istemiyorum. Ama şunu söylemekte fayda var. Ben cezaevindeyken şantaja uğradım. Bir avukat… Bununla ilgili yargı süreci de başlayacak. Bir avukat geliyor. Bu avukat grant-tuvalet giyinmiş. Bana ’Eğer sen istifa etmezsen bunlarla ilgili de dava açılacak’ deniyor. Ben de ‘ben ilk mahkemede çıkacağım, benim alnım ak. Kim ne açarsa açsın’ dedim. Bu kişi benim avukatımdı. Bilge Bey değil ama. İşin ilginç tarafı yanında noter de var. Sadece istifa et imzası isteniyor. Bana deniliyor ki ‘İstifa edersen 750 bin liralık banka kredini kapatacağız, eşin, daire başkanı yapacağız’ diyorlar. Evet 750 bin liralık banka borcum var. Eğer o varsa 50 milyon nerede? Eşim daire başkanı olacaksa… Benim böyle bir isteğim olsa görevdeyken Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan rica ederdim ki etmem. İşin daha da ilginç tarafı aynı şahıs, gecenin 12’inde eşime şantaj yapıyor. ‘Eşinizi ikna edin, yoksa 10-15 yıl içeride yatar’ diyor. Benim abdestimden şüphem yok. Ben 55 bin insanın oyunu almışım. Ben millet iradesinin sahibiyim. Aynı şeyler Tunç Bey’e de yapıldı. Hakkında haberler çıktı. Çok uzakta aramaya gerek yok. Yakından geliyor taş. Yahu bir parti kendi evlatlarına bu kadar mı üvey evlat muamelesi yapar. Ben içeriden çıktıktan sonra baktım. Ben içerideyken resmen haysiyet cellatlığı yapmışlar. Neden bu kadar dedikodu yapıldı? Makam soymuşum da, 50 milyon çalmışım da… Hani Hitler’in Gobels diye bir propaganda uzmanı vardır. Rus tankları Berlin’e girdiğinde Gobels, ‘Ordumuz şanlı’ diyor ve insanlar buna inanıyor. Benimle ilgili de böyle bir kara propaganda yapıldı. Ama Menemenliler inanmadı” ifadelerini kullandı.
GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Sürecin ailesi açısından da büyük travmalara neden olduğunu belirten Aksoy, gözyaşlarını tutamadı ve “Benim babam Alzheimer hastası. İçeri girdiğimden babamın haberi yok. Beni 2 şey çok üzdü. Ben kızımın büyüdüğünü siyasetle ilgilenmekten görememişim. Kızım annesine ‘Anne sahte evrak, zimmet ne demek’ diyor. Babam Alzheimer hastası olduğu için örtüştüremiyor. Ama bir gün eşimi kenara çekip ‘Kızım bana söylemek istediğin bir şey var mı’ diyor. Çünkü bir şeylerin ters gittiğini biliyor. Bir koltuk uğruna, bir makam uğruna bir insanın şerefiyle, ailesiyle, haysiyetiyle oynamaya değer miydi? Değmez. Ben çıktıktan sonra ilk işim babamın yanına gitmek oldu. ‘Ben ne yaptım da bu çocuk gelmez oldu’ demiş çünkü. Değmez” dedi.
“BENİM CEBİME 1 KURUŞ PARA GİRDİYSE MENEMEN MEYDANI’NDA KENDİMİ ASARIM”
Mücadelesinin devam ettireceğinin altını bir kez daha çizen Aksoy, görevine kesinlikle geri döneceğini belirtti ve “Şu anda ben çok daha güçlüyüm. Çünkü… Hani bir laf vardır ya. Kut kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz diye. Ben o ayazı unutmadım. Ben önünde sonunda o makama geçeceğim. Çünkü milletin iradesi belidir. Belediye başkanı sandıkta seçilir. Eğer bir takım rant dağıtmaların arkasına düşüp geçici görevini uzatmaya çalışan biri varsa hayal kurmasınlar. Çünkü Menemen halkı her şeyi gördü, görüyor. Bu rezil kumpası biliyor. Bana yaşatılanları Menemen halkı görüyor. Beni sevsin sevmesin, oy versin vermesin hiç önemli değil. Şu anda benim yanımda olanlar gerçek AK Partililer. Onlar geliyor, onlar milletin iradesi tecelli etmiştir, Serdar Aksoy bu göreve devam etsin diyen arkadaşlarım var. Benim cebime 1 kuruş para girdiyse Menemen Meydanı’nda kendimi asarım. Yargının kararına da bırakmam. Benim cebime bir kuruş para girmedi. 750 bin lira bankaya borcum var. Nerede 50 milyon? Bir şeyi söylerken altını doldurarak söyleyin. Burada haysiyet cellatlığı yapmanın anlamı yok. Sayın İçişleri Bankım da Sayın Cumhurbaşkanım da darbelerin içinden geçmiş kişiler. Türkiye’de pek çok darbe yaşandı. Ama milletin iradesinin esas olduğunu siyasiler her zaman ispat etti. Darbe mağduru olmalar sitesilerdir. Ben 15 Temmuz gecesi darbelere ‘Hayır’ demiş insanım. Menemende de şimdi aynı leyi söylüyorum. Milletin iradesi esastır. Darbelere hayır” diye konuştu.
“SUÇSA BEN BU SUÇU İŞLEDİM”
Menemen’deki dev arazi satışı üzerinden de rant göndermesi yapan Aksoy, “Bir belediye Başkanı neden seçiliyor? Hizmet etmektir. Birilerine rant paslamak ya da rant vermek için değil. Birilerine rant vermek yerel siyasetin en kötü durumudur. Bir belediye başkanı bir sonraki dönemde seçilebilmek için birilerine rant vermek zorunda. Neden rant vermek zorunda? Menemen halkının size teslim etmiş olduğu şeyi ikinci dönem yeniden seçilebilmek için birilerine pas etmemek suçsa ben bu suçu işledim” dedi.
“HİÇ KİMSE HAYSİYET CELLATLIĞINA GİRİŞMESİN”
Aksoy, son olarak geçirdiği süreçlerde yalnız bırakıldığını belirtti ve eski partisine sitem ederek şunları söyledi;
“Bu süreçte hem ailem hem de ben bir travmadan geçtik. Adliye binasına girmemiş biri olarak 8 ay içeride yattım. Benim tek bir amacım vardı: Menemen’e hizmet etmek. Ben CHP kimliğiyle büyümüş biriyim. CHP’nin kimliğine halel getirecek bir iş içinde olmadım olamam. Kişiler gelip geçicidir. Ama CHP her zaman var. Ve ben CHP’liliğimi hiçbir zaman inkar etmedim. Ama çok üzüldüm. Çünkü bana yapılanlar hiçbir belediye başkanına yapılmadı. İsim vermeye gerek yok. Diğer belediye başkanının arkasında nasıl durulduysa benim arkamda da durulmalıydı. Ve Genel Başkanımıza söylenenlerin hiçbirinin doğru çıkmadığı belli oldu. Bu dosyaları verenler, beni rezil bir şekilde suçlayanlar bugün nerede? 3 kuruşa gittiler. Bana destek veren vermeyen her kim olursa olsun bir daha böyle bir şeyin yaşanmaması için, her belediye başkanı arkadaşım için söylüyorum. Belediye başkanları hizmet yapmak için varlardır. Hiç kimse haysiyet cellatlığına girişmesin.”