Aliağa'nın Çakmaklı Köyü'nde ENKA Enerji Üretim A.Ş. tarafından kurulması planlanan kömüre dayalı Aliağa Enerji Santrali'ne karşı çıkan çevreciler mücadele başlattı. Termik santralle ilgili lisans alınmasının hemen ardından bölgede oturanlar ile çevreciler, ortak tepki gösterdi, hukuki mücadele başlattı. Lisansın iptali için Danıştay İdari Dava Dairesi'nde açılan davada, ÇED incelemesi yapılmadan lisans verilemeyeceğine hükmedilip, yürütmeyi durdurma kararı verildi. Bu gelişmeden sonra yapılan yönetmelik değişikliğiyle bu kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 5 Mayıs 2010 tarihinde 'ÇED olumlu' raporu verince, projenin kaldığı yerden yapımına yeniden başlandı. Ancak çevreciler mücadeleyi bırakmadı, yeniden dava açtı. ÇED olumlu raporunun iptali için açılan davayı İzmir 2'nci İdare Mahkemesi'nin 2013 yılında reddetmesi üzerine, termik santralin kurulum mücadelesi bir kez daha Danıştay'a götürüldü. Başvuruyu inceleyen Danıştay, yerel mahkemenin atadığı bilirkişi heyetinde çevre mühendisinin dışında, ziraat mühendisi ile arkeologların da olması gerektiğini belirtip, 2015 yılında kararı bozdu.
KOAH TEDAVİSİNİ YARIM BIRAKIP KEŞFE GİTTİ
Danıştay'ın isteği üzerine İzmir 2'nci İdare Mahkemesi, yeni bilirkişi heyetiyle geçen yıl ocak ayında termik santralin kurulacağı bölgede inceleme yaptı. Davanın avukatlarından Enis Dinçeroğlu da, o dönemde İzmir'deki bir hastanede süren KOAH tedavisini yarıda bırakıp keşfe katıldı. Bilirkişi heyeti yaptıkları çalışmadan sonra hazırladığı 43 sayfalık raporu geçen mayıs ayında mahkemeye sundu. Raporun sonuç bölümünde şu ifadeler yer aldı:
"Termik santral gibi önemli tesislerin kurulacağı alanlara ilişkin çevresel etki değerlendirmesi sadece tesisin kurulacağı alanlara ilişkin sınırlı kalmış, çevresinde mevcut Kozbeyli ve Yeni Foça kentsel sit alanları ve bölgenin turizm potansiyeli, bölgede imar plan kararları dikkate alınmamıştır. Termik santralin kül ve cüruf depolama alanı konusunda yeterli açıklama bulunmamaktadır. Tesisin yakın çevresindeki yerleşim alanları üzerinde yaratacağı etkiler analiz edilmemiştir. Bu bağlamda, çevredeki ekili ve dikili tarım alanları üzerinde yaratacağı etkileri bilimsel bir çerçevede, kapsamlı olarak değerlendirmemiş, gözardı etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda sıralanmakta olan tespitler doğrultusunda dava konusu 'ÇED Raporunun', doğal ve yapılı çevre üzerindeki etkileri ile arkeolojik- tarihsel değerler ve tarımsal potansiyele olan etkilerinin bilimsel bir yaklaşımla değerlendirmesi açısından yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır."
MAHKEME İPTAL ETTİ
Bilirkişi raporunun yanı sıra çevrecilerin avukatlarının kendilerine sunduğu tezleri de göz önünde bulunduran İzmir 2'nci İdare Mahkemesi, geçen ay karar verdi. Mahkeme, 'ÇED olumlu' kararını iptal etti. Kararın sonuç bölümünde, "Bilirkişi raporu mahkemece de hükme esas alınabilecek mahiyette görülmüştür. Çevre Şehircilik Bakanlığı'nca 05.05.2010 tarihinde verilen dava konusu çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararında hukuka ve yasal mevzuat hükümlerine uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir" denildi.
'HALK SAĞLIĞI KAZANDI'
KOAH tedavisi görmesine rağmen bunu yarım bırakıp çevre mücadelesi veren Avukat Enis Dinçeroğlu kararla ilgili yaptığı değerlendirmede, "Birincisi halk sağlığı kazandı. Zeytinler, balıklar, doğa, orada yaşayan insanlar kazandı. Bunun üzerine yeniden değerlendirme yapılmazsa ve izin verilmezse, santral çalışmaz" dedi.
Davayı takip eden avukatlardan Arif Ali Cangı da, "Bu karar Aliağa'da termik santrallere karşı yürütülen mücadele için önemli bir karar. 1990 yılındaki termik santrale karşı yürütülen ve kazanılan hareketten sonra ilk termik santral girişimidir. İptal kararındaki gerekçenin hepsi diğer projeler için de geçerlidir. Yeni kirleticilere izin verilmemesi için başlangıç olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.(DHA)