BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI- İzmir'in Konak İlçesi Alsancak semtinde sokakta yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in ölümüne ilişkin 13'ü tutuklu, 42 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Mahkeme tutuksuz sanıkların savunmasıyla başladı.
"UTANIYORUM"
Adı geçen Demircan Firması’nın taşeronluğunu yapan Sanık Ahmet Çelik, duruşmada ilk söz verildi. Segbis sistemi ile duruşmaya katılan sanık Ahmet Çelik, "Elektrik mühendisiyim. İşin yapıldığı tarihlerde Bursa'daydım. SGK dökümleri de mevcut. İşi yapan firmayla bir bağım bulunmamaktadır. Böyle bir olayla anılmakta olduğum için utanıyorum. 2016 yılı Nisan ve Mayıs ayında gelerek şantiye kuruluşunu yapmıştım. Demircan Firmasında herhangi bir görevim bulunmamaktadır. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum. Hat döşeme işine 2016 yılında başladık 4 ay 15 gün çalıştık, o da Küçükyalı ve Balçova bölgesiydi. O dönem Demircan’a çok taşeron geliyordu, biz de kısa bir vadede çalıştık ve ardından yollarımızı ayırdık. Söz konusu firma ile fiili ya da hukuki bir bağım bulunmamaktadır. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum” diyerek beraatini istedi. Çelik’in avukatı ise, “Duruşmayı takip etmek istemiyoruz, salondan ayrılmak istiyoruz” dedi.
EKAT BELGESİ
GDZ Elektrik Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, “Görev ve sorumluluğum olmamasına rağmen bir hususu açıklamak istiyorum. Bakanlık tarafından eğitim sonrası EKAT belgesi olmayan hiçbir personel sahada arıza faaliyeti yürütemiyorlar. En az iki kişi sahada olur, bir kişi işi yaparken diğeri de o işin fen ve sanat kurallarına uyup uymadığına bakar. Uygunsuz bir davranışta ekip arkadaşı işi yapan arkadaşı uyarır. Arıza ekipleri bakan bağlı olmadığı için bilgilendirme yapılmıyor” ifadelerini kullandı ve beraatini talep etti. Avukatı yaptığı savunmada sorumluların İZSU ve Argan Mühendislik çalışanlarını olduğunu söyledi.
KAMUOYU BASKISI VURGUSU
Kamuoyu baskısı kurulduğunu ileri süren Arcan'ın Avukatı, sanığın yoğun çalışma koşullarına değinerek yurtdışı yasağına ilişkin adli kontrol kararının kaldırılmasını ve beraatini talep etti.
GDZ 'NİN BÖLGE MÜDÜRÜNÜN BİLGİSİ YOK!
Sanık avukatları Arcan'a sorduğu sorular karşısında, "bilmiyorum" yanıtını aldı. Avukatlar, "Biz hala şef kim, mühendis kim bulmaya çalışıyoruz?" dedi.
DENETİM SORUSU DA YANITSIZ
Sanık avukatlarından Arcan'a yönetilen denetim sorusuna ise yanıt yine gelmedi. Arıcan, "detaylı bilgi verme ihtimalim yok" dedi.
KIBRIS ŞEHİTLERİ CADDESİNDE BAŞLAYAN ÇALIŞMA GÜNDEME GELDİ
Alsancak'tan yaşanan facianın ardından Kıbrıs Şehitleri caddesinde başlayan çalışma gündeme geldi. Çalışmanın ne zaman planlandığı soruldu. Arcan ise, " Olayla ilgisi yok. Öncesinde planlandı. Aralık ayında verilen bir karar. UKOME'nin de bilgisi dahilinde" dedi.
ARCAN SAMİMİ Mİ?
Öktemay ailesinin avukatı sorusunda, "GDZ Elektrik Bölge Müdürü Arcan Bey cevaplarının hepsine bilmiyorum dedim. İkinizde yüksek kademede. Arcan size samimi geldi mi? Bilmemesi normal mi? " dedi.
VENEDİK BENZETMESİ
Venedik’in sular altonda kalması benzetmesine bulunan Avukat, "Venedik'te böyle bir şey yaşandı mı? " diye sordu. Ardından salonda sesler yükselirken, avukat “Siz detaylı bir savunma yapıp birçok soruya cevap verdiniz. Ama Gediz’in bürokratlarından bunu göremiyoruz. Elektrik kabloları sular altına gömülebilir nitelikte yapılabilir. Bununla ilgili Gediz ile bir çalışmanız var mı?” sorusunu sordu.
‘KABLOLAR UYGUN DÖŞENMİŞ'
Demircan’ın eski ortağı Cengiz Topel Demircan’ın savunmasına geçildi. Demircan, “2014 yılında şirketten fiilen ayrıldım, 2016’da tamamen çıkartıldım. Olay olduktan sonra bilgi de aldım ve kabloların uygun döşendiğini öğrendim. Beraatimi talep ediyorum” açıklamasını yaptı.
ARIZA TAKİBİ BANA BAĞLI DEĞİL
Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ise savunmasında, " 2015 yılında bir görevim yok. 2019 yılında sistem işletme müdürü olarak görev yaptım. Anlaşmaların takibi, bütçelerin planlanması görev tanımım içerisinde. Malzeme teknik şartnamelerini hazırlamak ve bilgi akışını sağlamak ve denetimlerde şirketi temsil ediyorum. Arıza takibi bana bağlı değil. Bana ve bana bağlı kişilere sahadan bilgi akışı yok. Özet olarak sahada yapılanması olan birim değilim. EFDK tarafından yayımlanan planlı bakımlarını ve sahada ifası bana bağlı değildir. Sahada meydana gelen olaylara ya da arıza sonrası yapılan bakım değildir. Ayrıca planlı bakım faaliyetlerini yer üstü varlıklara gözlem ve muayene şekilde yapılır. 2024 yılında yapılacak olan bakımlar bildirildi. Bu davaya konu olan saha işgücü yönetim sisteminden bahsetmek isterim. Sahada yapılacak işler için iş envanteri oluşturulur. Aydınlatma, etüt, yeni abone bağlantısı gibi işlemler oluşturulur. Ekipler sahadayken yaptıkları işlemlerle ilgili bilgileri tabletlere girerler. İhbarlara istinaden oluşturulan iş emirleri ile ilgili ben veya bana bağlı birimlerin kontrolü yok. Sorumluluğumuz ve görevimiz yoktur. Takibi ile ilgili de görevim yok" dedi.
‘SORUMLULUĞUM YOK, BEAATİMİ TALEP EDİYORUM’
2015 yılında yapılan hattın geçici ve kesin kabul komisyonunda yer alan Erman Çarık, yetki ve sorumluluğu olmadığını söyleyerek beraatini talep etti. Avukatı ise yaptığı savunmada, “Bilirkişi raporundaki yanlış bir algı ile müvekkilim sanık konumuna gelmiştir. ‘Siz bu işi kontrol ettiniz mi?’ sorusuna yanıt veren Çarık, “Görevlendirme yazım bulunmuyor” açıklamasını yaptı.
SAVUNMASI ALINAMADI!
Hakan Günay beraatini talep ederken Halit Özpelit’in savunması avukatının mazeret bildirmeden katılamaması sebebiyle alınamadı.
SORUMLULUK KABUL ETMEDİ
Ardından kabul heyetinde bulunan Hamza Bayram’ın savunmasına alınmaya geçildi. Bayram, tesisatın yapıldığı tarihte mevzuata uygun olduğunun bunun da bilirkişi raporunda tespit edildiğini söyledi. Eskiden söz konusu alanda parke taşı olduğunu sonrasında belediyenin parke taşını kaldırarak asfalt döktüğünü bu nedenle de yol kotunun 7 santim düşerek kablo derinliğinin etkilendiğini aktardı. Yaşanan olay 2015’te değil yapılan mazgal inşaatında kablo derinliğinin değiştirilmesi ve izolasyonun zarar görmesinde kaynaklı olduğunu vurgulayan Bayram, ikinci bilirkişi raporunda mazgallara dair ifade yer almadığını belirtti. Olaya ilişkin sorumluluğu olmadığını söyleyen Bayram beraatini talep etti.
" SADECE HAFRİYATI ALIYOR"
Sanık İbrahim Sarı ise savunmasında, "İlkokul mezunuyum, şoförüm. Üzerime atılı suçları reddediyorum" dedi.
Sarı'nın avukatı ise, "Müvekkilimin mazgal ile ilgili bir durumu yok. Elektrik hattı ile ilgili teması da yok. Oradan çıkan hafriyatı alıyor ve dışarı atıyor. İmalat sırasında da orada değil. Adli kontrol talebi kaldırılmalı" dedi.
BENZER İHBAR
Sanıklardan GEDİZ Elektrik'te teknisyenlik yapan Mehmet Zeki Alkan çalıştığı adresi değiştirerek, "Olayın gerçekleştiği trafonun benimle alakası yok. Benzer ihbar olduğu için buradayım. 12 yıldır herhangi bir şikayet olmadı" dedi. Avukatı ise beraatini talep etti.
ENGELLİ RAPORU VAR
İZSU'da görev yapan sanık Mustafa Atakan ise, " Ben 2006 yılında İZSU'da çalışmaya başladım. Geçirdiğim bir kaza sonrası engelleri raporu aldım. İzinliydim Yapılışını da imalatını da görmedim" ifadelerine yer verdi. Argan mühendisleri elemanları tarafından yapılan işin kontrolünü yaptığını dile getiren Atakan, "Argan Mühendislik iş bittikten sonra telefonla bilgi veriliyor. Benim talimat verme yetkim yok. Olayın yaşandığı yere gittik. A4 kağıdına yapıldı diye yazdım. O kağıda kaç adet ızgara nereye yapıldı diye yazarım" diye konuştu.
ALGI OLUŞTURULDU
Sanık Necati Ergin ise, "Ben GDZ Elektrik'te planlama ve teknoloji direktörü olarak çalışmaktayım. Merkezi bir yapılanmadır. Saha ile ilgili sorumluluğu yoktur. Şirketin kısa uzun vadede planlamalarını yapıyorum. İhale onayı, bütçe onayı gibi durumları takip ediyorum. Benim ya da bana bağlı birimlerin sahada görev sorumluluğu yok. Zaten bu sebeple de yargılanan kişiler içerisinde işletme müdür olan Ekrem Yıldırım bana bağlıdır. Yıldırımın sahada faaliyeti var gibi algı oluşturuldu. Bana da bilirkişiler hiçbir gerekçe göstermeden sorumluluk atfetti. Şirkette 2021 yılı mart ayında başladım. 2015 yılına ilişkin bilgim yok. İZSU çalışması ile ilgili bilgim yok. 9 Ocak çalışması ile ilgili de bilgim yok. 9 Ocak tarihinde sistem içi haberleşme yazılımı sayesinde bu ihbarın herkese gittiği ve bu bildirime rağmen tedbirler alınmadığı gerekçesiyle tarafıma sorumluluk yüklendi. Ancak şirketin içerisinde böyle bir yazılım yoktur. Burada sistem içi haberleşme yazılımı olan ifade edilen şey çağrı merkezi yazılımıdır. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi."
"TEKNİK YÖNDEN KUSURLU"
Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Operasyon Direktörü Sefa Pişkinleblebici, “Olayın olduğu günden bugüne kadar aydınlatılması için eline geleni yaptık. Ekibimle beraber 9 Ocak 2024 günü bilirkişi raporunda bahsedilen yeri bizlerin gördüğü ancak önlem almadığı varsayılarak teknik yönden kusurlu olduğumuz belirtiliyor” dedi.
HANGİ EYLEMDEN SORUMLU?
Avukatı ise, “İddianame öncesi aslından bilirkişi raporu iddianamenin özünü oluşturdu. Kimin hangi eylemden sorumlu olduğu konusunda bir tanım yapılmalı. Kusurlu davranışımızınız olmadığı kanaatindeyiz” açıklamasını yaptı.
‘Siz sorumlu değilseniz yetkili ve sorumlu kişi kimdir?” sorusuna yanıt veren Pişkinleblebici, “Arıza onarım birimi var. Onların bağlı olduğu teknik şey var. Bahsettiğiniz saha operasyonu müdürler tarafından yapılır, arıza onarım müdürü Ali Külak onların en üstünde de direktör olarak ben varım bana bağlıdır” dedi.
‘SORUN ELEKTRİK KAÇAĞIDIR’
İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, “Bu olayın yaşandığı andan itibaren kolluk kuvvetleriyle iş birliğinde çalıştım. Ardından davaya sanık olarak dahil edildim. Devlet memurları kanuna tabi olarak görev yapmaktaydım. Hakkımda 4483 sayılı kanun hükmünün uygulanması gerekmekteyken sizin kararınız neticesinde ifademe devam edeceğim. Izgaraların yapılışında düzenlene hak ediş evrakında imzam dahi bulunmamışken sanık olarak yer alıyorum. Üst yönetici olarak bu konuda görevim bulunmamaktadır. Bazı dönemlerde çamurla yapraklarla ızgaralar tıkanabilmektedir. Dünyanın en gelişmiş kentlerinde bile ani yağışlarda yollarda su birikebilir. Suların birikmesi yağmur olsun olmasın doğal bir durumken buradaki asıl sorun elektrik kaçağıdır” ifadelerini kullandı.
GDZ DENETLENİYOR
GDZ Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel ise savunmasında kamu hizmeti verdiğine dikkat çekerek, " 2018 Ağustos ayından beri GDZ'de çalışıyorum. Genel müdürlüğün alında 4 direktörlük mevcut. Organizasyon şemasının içinde görev dağıtımları ve kapsamları verilmiştir. 9 Ocaktaki arızayı olay olduktan sonra öğrendim. Yatırımla ilgili yorum oldu. Elektrik dağıtım faaliyeti düzenleniyor. Özel sektör eliyle yönetilse de kamu tarafından denetlenir. Gelir arttırıcı durumlara izin verilmez. Biz kamu hizmeti veriyoruz. Uygulama dönemleri vardır. Bu dönemlerin başında yatırım harcaması önergeleri mi EPDK'ya göndeririz. Yıllık yatırım bütçeleri belirlenir. Hangi projelere harcayacağı ise tek yek belirlenir. Harcadığımız her kuruş denetlenir. Bütçe tahsisi hazineden yapılan tahsis edildi" dedi.
TOP YİNE İZSU’DA!
Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.’den Volkan Şirin de kendisinin sorumluluğu olmadığını sadece kabul evrakında imzasının bulunduğunu belirtti. Öte yandan Şirin, topu İZSU’ya atarak kablonun İZSU çalışması sonucu hasar aldığını dile getirdi.
KABLOLAR KOPARDI
Sanık avukatlarının, " Kazılacak yeri kim gösterdi" sorusuna yanıt veren Tıntepe, "Doğan Kılıç gösterdi" dedi. Kabloların yükseltilmediğini dile getiren Tıntepe, "kabloları kaldırsaydık kopardı" dedi.
‘İMZA BANA AİT’
Avukatı olmadığı için savunmasını yapamayan Halit Özpelit’e savunma yapıp yapmayacağı soruldu. Özpelit savunma yapacağını belirterek Savcılık’ta verdiği ifadeye katıldığını beyan etti. Taşeron sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olup olmadığını hatırlamadığını söyleyen Özpelit, imzaya bakında kendisine ait olduğunu hatırladığını beyan etti.
Duruşmaya ara verildi.
Duruşmanın ikinci celsesinin ikinci günü yarın devam edecek.