Olay, 12 Kasım'da Konak ilçesi Kahramanlar Mahallesi 1413 Sokak'taki apartmanda meydana geldi. 4 katlı binanın en üst katında oturan aile, dairede ilaçlama yaptırdı. Tüm daireler, ilaçlanmadan etkilendi. İhbarla adrese AFAD Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) uzmanları ile itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.
Olayda 2'nci katta oturan Altay Toprak Kınalı, annesi Raziye Kınalı, babası Recep Kınalı ve apartmanda yaşayanlardan üniversite öğrencisi Gizem Umay hastaneye kaldırıldı. 5 kez kalbi duran ve yeniden çalıştırılan Altay Toprak Kınalı, müdahalelere rağmen önceki gün hayatını kaybetti. Kınalı çifti tedavileri sonrası taburcu edildi. Gizem Umay'ın ise Alsancak Devlet Hastanesi'ndeki tedavisinin sürdüğü bildirildi. Olayla ilgili soruşturmada, apartmanı ilaçlayan firmanın 3 personeli, polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. İlaçlamanın yapıldığı apartman ile yanındaki 2 apartman da ekipler tarafından tahliye edildi. Tahliye edilen kişilere, İzmir Valiliği, geçici barınma hizmeti sağladı. AFAD KBRN ekipleri, binalarda havalandırma çalışması yaptı.
TOPRAĞA VERİLDİ
Altay Toprak Kınalı için dün Alsancak Kahramanlar Camisi'nde öğle vakti cenaze namazı kılındı. Cenazeye, bebeğin annesi Raziye Kınalı, babası Recep Kınalı, dedesi Mustafa Kınalı, amcası Ramazan Kınalı, aile yakınları ve bölge halkı katıldı. Kınalı çifti, ayakta durmakta güçlük çekti. Recep Kınalı oğlunun tabutuna sarılıp gözyaşı döktü. Recep Kınalı'yı kardeşi Ramazan Kınalı teselli etmeye çalıştı. Altay Toprak, cenaze namazının ardından Pınarbaşı Mezarlığı'nda toprağa verildi.
2 TUTUKLAMA
Altay Toprak Kınalı'nın ölümüne ilişkin gözaltına alınan ziraat mühendisi B.Ö., ilaçlamayı yapan işçi E.G. (46) ve dairenin ilaçlanmasına aracılık ettiği belirtilen E.G.'nin (44) emniyetteki işlemleri tamamlandı. 3 şüpheli, dün işlemleri sonrası adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden ilaçlamayı yapan işçi E.G. ile ziraat mühendisi B.Ö. 'Kimyasal madde kullanarak olası kastla öldürme' suçundan tutuklanırken, ilaçlama şirketine aracılık ettiği tespit edilen E.G. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
SAVCILIK 'TARIM İLACI KULLANILDI' DEDİ, İTİRAZ ETTİ
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, E.G.'nin serbest bırakılması kararına itiraz etti. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturmasında ise AFAD ekiplerinin incelemesinde binanın ilaçlanmasında kullanılan maddelerin yerleşim merkezinde kullanılmaması gereken tarım ilacı niteliğinde maddeler olduğunun tespit edildiği belirtildi. Evdeki ilaçlamada insan sağlığına zararlı olan 'Kingphos' ve 'Grainphos' adlı tarım ilaçlarının kullanıldığı belirtildi.
'UYARIDA BULUNDUM'
Tutuklanan ziraat mühendisi B.Ö.'nün savcılıktaki ifadesinde, "Tahtakurusu başka türlü ölmez. 3 gün boyunca alt ve üst komşuların binaya girmemesi konusunda uyarıda bulunmuştum. Çok üzgünüm" dediği öğrenildi.
İlaçlamayı yapan işçi E.G.'nin ise "B.Ö. yardımımı istedi, yardım ettim. İlaçla ilgili bir şey bilmiyorum" dediği belirtildi. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan E.G. de "Bana evin ilaçlanacağını söyledikleri için ben de bu işi yapan tanıdığımla görüştürdüm" dediği öğrenildi.
'EVLERDE KULLANILMASI DOĞRU DEĞİL'
İlaçlamada kullanılan Kingphos ve Grainphos ilaçlarının 'Aluminium phosphide' içerdiğini, depo zararları ve tahtakuruları için kullanılan tarım ilacı olduğunu dile getiren EÜ Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Entomoloji Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Hatipoğlu, "Söz konusu bu ilaçlar depo, dükkan gibi büyük alanlarda uygulanıyor. Biz bu ilacın evde kullanıldığını ne gördük, ne anlattık, ne de tavsiye ettik. Depolarda, dükkanlarda ya da müze gibi yerlerde, askeriyelerdeki depolarda, buğday depolarında kullanılabilir. Evde kullanılması doğru değil. Kesinlikle ev ve insan yaşam alanında kullanılması önerilmez" ifadelerini kullandı.
İlacın uygulandığı binada ilaçlamanın yapılmadığı katları da etkileyebileceğini dile getiren Hatipoğlu, "Binanın fiziksel durumu, çıkan gazın nereye yöneldiği gibi etmenler durumu etkileyebilir. Risk her zaman var, çünkü ağır bir koku. En çok etkilenenler, bebekler, yaşlılar ve solunum zorluğu çeken hassas bünyeler. Gazın ne kadar ulaştığı, ne kadar süre solunduğu insanları etkiler" diye konuştu.
İlaçlama yapıldıktan sonra alanın 2-3 gün kapalı kalması gerektiğini dile getiren Hatipoğlu, "Güvenlik önlemleri alınması, büyük alansa en yakın itfaiye ya da emniyete haber verilmesi gibi birçok önlem alınması gerekiyor" dedi.
Hatipoğlu, bu ürünlerin uzman ile bunun öncesini ve sonrasını iyi kurgulayan ekipmana ve bilgiye sahip kişiler tarafından yapılması gerektiğini de ifade etti.
'DOĞRU UYGULANMADIĞI TAKDİRDE ETKİLİ BİR ZEHRE DÖNÜŞEBİLİR'
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi ise Altay Toprak Kınalı'nın ölümüne ilişkin açıklamalarda bulundu. Biyosidal ürünlerin kullanıma hazır olarak veya konsantre şekillerde piyasaya arz edildiği vurgulanan açıklamada, konsantre ürünlerin doğru uygulanmadığı takdirde etkili bir zehre dönüşebildiği belirtildi. Açıklamada, ayrıca şu ifadelere yer verildi:
"Bebeğin ölümüne muhtemelen, inhalasyon yoluyla pestisit buharlarına maruz kalmanın neden olduğu düşünülmektedir. Kapalı alanlarda yapılan ilaçlamaların ardından yeterli havalandırma yapılmaması bu riskleri artırmaktadır. Özellikle problemi kesin bir şekilde çözmek adına kapalı alanlarda yapılmaması gereken fumigasyon işlemi ile uygulamanın yapılması, inhalasyon zehirlenmelerinin başlıca sebebidir. Fumigasyon işlemi tehlikeli bir uygulama yöntemidir ve özel izinlere tabidir. Vatandaşlarımızın, uygulama sırasında uygulama yapılan ortamda bulunmamaları, bulunmalarının zorunlu olması halinde koruyucu ekipmanları kullanmalarını ve sonrasında yaşam alanlarını mutlaka havalandırmalarını bir kez daha hatırlatıyoruz."
Açıklamanın devamında, biyosidal ürün uygulamalarının daha sıkı denetlenmesi ve bilinçsiz uygulamaların önlenmesi gerektiği de vurgulandı.
'BİTKİSEL HAYATTA GİBİYDİK'
İzmir'de apartman dairesindeki böcek ilaçlaması sonrası ölen Altay Toprak Kınalı'nın babası Recep Kınalı, yaşadıklarını anlatarak, "Olay günü sabaha karşı uyandığımızda evde hiçbir şey yoktu. Herhangi bir koku, herhangi bir yan etki yoktu. Karım yerlerde, ben yatakta bitkisel hayatta gibiydik. Oğlum kıvranıyordu. Acil servis geldi beni kucaklayarak aşağıya indirdi. Oğluma kalp masajı yapıldığını öğrendik, tamamen bittik" dedi.
'BİZE BİR ŞEY SÖYLEYEN OLMADI'
Olayla ilgili tutuklanan ziraat mühendisi B.Ö.'nün savcılıktaki ifadesindeki, "3 gün boyunca alt ve üst komşuların binaya girmemesi konusunda uyarıda bulunmuştum" sözlerine tepki gösteren Kınalı, "Bize herhangi bir uyarıda bulunan olmadı. Ben ilaçlamayı yapan firmayı tanımam. Üst komşumu bile tanımıyorum. Yatalak bir teyze olduğunu biliyorum. O kadar. Binada ilaçlama yapılmış, bir komşumuza söylenmiş. 'Camlarınız kapalı olsun' denmiş ama bize bir şey söyleyen olmadı" dedi.
'ALTAY, DÜNYAMDI, GÜNEŞİMDİ'
Altay Toprak Kınalı'nın tek çocukları olduğunu söyleyen Kınalı, "Daha önce 3 kez eşim hamile kaldı ancak anne karnındayken çocuklarımı yitirdim. Altay doğsun diye uzun süre mücadele verdik. Altay, dünyamdı, güneşimdi. Dünya, başıma yıkıldı" dedi. (DHA)