Hedeflerinin Avrupa'nın beş büyük ligine oyuncu yetiştirmek olduğunu vurgulayan Barış Orhunbilge, "Sonuç değil, süreç odaklıyız. A takımın hafta sonunda oynayacağı maçların sonucuna göre yaşamıyoruz. Ülkemizin alışık olmadığı bir sistem olsa da, bu toprakların çocukları, antrenörleri ve yetişmiş iş gücü ile üzüm salkım modeliyle zorlukların üstesinden geliyoruz" diye konuştu.
"Bu topakların çocukları için yola çıktık" diyen Barış Orhunbilge, "İzmir-Yeşilyurt, Torbalı ve Selçuk ile Kuşadası’nda hizmete giren dört tesis, 134 farklı noktada 12 bine yakın öğrencisiyle futbol okulları ve şu anda 130 elit futbolcu adayının eğitim gördüğü Altınordu Futbol Akademisi, bu toprakların çocuklarına adanmıştır. Tesisleşme ve yatırım dönemimiz bitti. Yolun tam ortasındayız, geriye doğru baktığımızda neleri yaptığımızı, ileriye baktığımızda ise yapmamız gerekenleri görebiliyoruz. Sadece Altınordu, bu toprakların çocukları için yetmez. Her bölgede, her ilde bir Altınordu olmalı" şeklinde konuştu.
HER ÇOCUĞA BİR ÇİÇEK
Altınordu Futbol Akademisi'nde eğitim gören her çocuğun odasında bir canlı çiçek bulunduğunun altını çizen Orhunbilge, "Onlar bu çiçek sayesinde sabretmeyi ve sonuca ulaşmanın zorluklarını öğreniyor. Futbolcu yetiştirmek gerçekten çok ama çok uzun vadeli bir iş. Dernek modeliyle oyuncu yetiştirmek mümkün değil, bu nedenle ilk şart şirketleşme olmalıdır. Öz kaynak sistemi, gerçek anlamda sürdürülebilir tek sistemdir" dedi.
ÇAĞLAR IŞIK VERMİŞTİ
Barış Onurbilge, "Çağlar Söyüncü, amatör kümedeki pilot takımımız Gümüşordu'da oynarken, kupadaki Fenerbahçe maçında Emenike'ye karşı forma giydiği gün gelecek ışığını yaktı. Cengiz Ünder de Balıkesir'in Sındırgı'sında henüz 10 yaşlarında keşfedilip dolu dolu bir akademi eğitimi aldı. Ravil Tagir ile Burak İnce geride kalan sezon A takımımıza yükseldi. Altınordu Futbol Akademisi'nde 130 oyuncumuz daha var. Akademide yetişen her genç, Avrupa'nın en önemli takımlarında görev alabilecek fiziki ve teknik kapasite ile karaktere sahiptir" yorumu yaptı.(DHA)