Anne ve doğmamış bebeğin katline 16 yıl

İZMİR'in Bayraklı İlçesi'nde, evlerinin önüne bıraktıkları çöp yüzünden tartıştığı 6 aylık hamile 20 yaşındaki Duygu Ersoy'u öldürdüğü, annesi Filiz Karaca'yı da öldürmeye teşebbüs ettiği suçlamasıyla iki kez ömür boyu ve 2 yıl hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan 61 yaşındaki Muharrem Kül, 26 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Haberler / 3. Sayfa

11 Kasım 2014 Salı 13:52

PAYLAŞ

Olay, geçen 17 Nisan'da 1620/43 sokak 12 numaralı evin önünde meydana geldi. İZSU'dan emekli Muharrem Kül, oturduğu 4 katlı apartmanın yanındaki tek katlı evde yaşayan komşularıyla sık sık bahçelerine çöp ve hurda tahta bıraktıkları gerekçesiyle tartıştı. Muharrem Kül, yine komşusu Filiz Karaca'ya, evlerinin bahçelerine bıraktıkları ısınmak amacıyla kullanılan tahta kasaların, hem kendi evinde rutubet yaptığını, hem de olası bir yangında zarar vereceğini, bu nedenle de kaldırmalarını istedi. Çıkan tartışmada, Muharrem Kül, 6 ay 3 günlük hamile Duygu Ersoy'u ve annesi Filiz Karaca'yı yanında bulunan tabancayla vurdu. Ersoy, kaldırıldığı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybederken, annesi ayakta tedavi gördü. Gözaltına alınan Muharrem Kül, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı, sanık Kül hakkında 'kasten adam öldürmeye teşebbüs' ve 'hamile kadını öldürme' suçundan biri ağırlaştırılmış iki kez ömür boyu ve 'ruhsatsız silah taşımak' suçundan 2 yıl hapis cezası istemiyle yargılanması için Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı.

10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3'üncü celsesi yapılan duruşmaya tutuklu yargılanan Muharrem Kül, avukatı Fahri Alpaslan ile ölen genç kadınının ailesinin avukatı Şerife Zeybekoğlu Şirin katıldı. Cumhuriyet Savcısı İlhami Başkurt, sanığın biri ağırlaştırılmış, iki kez ömür boyu ve 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti.

Sanığın avukatı Fahri Alpaslan ise müvekkilinin kişilik yapısı itibariyle insanlara saldırmaya, öldürmeye elverişli bir yapısı bulunmadığını, namazında niyazında kendi halinde emekli bir kişi olduğunu, kendisine saldırılması üzerine bu saldırıdan başka türlü korunma olanağı bulamadığından bu sonuçların meydana geldiğini belirtti. Alpaslan, "Karşı taraf müvekkilime tornavida, satır, sopa ve kiremitle saldırmıştır. Bu saldırının verdiği korku ve endişe altında kapılarının zorlanması ile onları oradan uzaklaştırıp, korkutmak amacıyla havaya ateş etmiştir. Ölenin hamile oluduğunu bilmemektedir" dedi.

Sanık Muharrem Kül ise "Benim olaylarla hiçbir ilgim alakam yok. Aşağıya indiğimde saldırıyla karşılaştım. Yaralanıp eve kendimi zor attım. Ardından aklıma okuldan dönüş zamanı yaklaşan çocuklarım geldi. Onları korumak ve başlarına bir şey gelir ve bir şey yaparlar düşüncesiyle tekrar dışarı çıktım. Yeniden bana saldırıya geçip, evimin kapısını zorladılar. Eve girmeye kalkıştılar. Ben de kendimi korumak amacıyla rastgele ateş ettim. Ben vuracak olsam erkek cocuklarına sıkardım. Kavga olacağını bilsem başka tarafa giderdim. Tahliyemi istiyorum" dedi.

Mağdurların avukatı Şerife Zeybekoğlu Şirin ise sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını istedi.

Atilla Rahman başkanlığındaki mahkeme heyeti, Muharrem Kül'ü hamile Duygu Ersoy'u öldürme suçundan önce ağırlaştırılmış ömür boyu, ardından da maktülün hesap sorar tarzda sanığın üzerine yürümesini 'niteliksiz tahrik' indirimine sokarak ve duruşmalardaki iyi hali nedeniyle cezasını 16 yıl 8 aya düşürdü. Mahkeme heyeti, ayrıca sanığı Filiz Karaca'yı yaraması için de önce ömür boyu, ardından da suçun teşebbüs aşamasında kalmasından dolayı 6 yıl 8 ay ve 'ruhsatsız silah taşımak' suçundan da 1 yıl 3 ay ve bin lira adli para cezası, toplam 26 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Sanığın avukatı kararı temyiz edeceklerini belirtti. (DHA)