UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve yılda ortalama bir milyon kişinin ziyaret ettiği Efes Antik Kenti, 100 yıldan bu yana yerli ve yabancı turistleri bölgeye çekiyor.
Kuruluşu Cilalı Taş Devri'ne (M.Ö 6 bin) kadar uzanan ve Roma İmparatorluğu'nun da Asya eyaleti başkenti olan Efes Antik Kenti'ne özellikle yabancı ziyaretleri çok önceden başladı ancak düzenli hale gelmesi 1920'li yıllarını buldu.
Anadolu’daki ilk demiryolu hattı olan İzmir - Aydın Demiryolu hattı üzerinde 1867’de hizmete giren Ayasuluk istasyonu, o tarihlerde hemen hiçbir yaşayanın kalmadığı bugünün Selçuk ilçesi, dönemin Ayasuluk nahiyesini canlandırdı. O dönem yabancı araştırmacıların çalışmalarını sürdürdüğü Antik Efes Kenti, istasyonun açılmasıyla ulaşım kolaylaşırken ilçeye gelen turistlerin sayısında da artış yaşandı.
İlçe arşivlerindeki bilgilere göre, 1920''de düzenli hale gelen ziyaretlerle birlikte ilçenin sosyal ve ekonomik yaşamını canlandırdı. İlçe sakinlerinden George Karpouza, Selçuk’ta artan turist sayısını fırsat bilerek, ilçenin bilinen ilk otelini 1873’te hizmete açtı. İstasyona gelen turistler için at arabalarıyla Efes Antik Kenti'ne geziler yine bu dönemde yapılmaya başlandı.
EFES ÖZEL BİR YER
Efes Müze Müdürü Cengiz Topal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, milattan önce 3 ila 5. yüzyıl arasında en parlak dönemini geçiren kentin, 200 bin kişilik nüfusa ulaştığını, önemli bir liman ve idari merkez olmasının yanı sıra örnek mimarisiyle Hristiyanlığın yayılmasında önemli bir rol oynadığını bu açıdan da özel bir kent olduğunu söyledi.
Efes'te ilk kazıların 1860'lı yıllarda İngiliz demiryolu mühendisi John Turtle Wood döneminde başladığını, çeşitli nedenlerle sonlandırılan kazıların 30 yıllık aranın ardından, 1890'larda yıllarda Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün girişimiyle yeniden başladığını anımsatan Topal, "Wood'un kazıları başlatmasıyla birlikte burada çalışmalar başlıyor. Bu kentin açığa çıkmasında tanınması konusunda önemli bir rol üstleniyor." dedi.
DÜNYANIN İLK TURİZM MERKEZLERİNDEN
Topal, Hristiyanlığın kutsal kitabı İncil'de Efes ve Efeslilerden bahsedilmesinin, kente turist ilgisini arttırdığını, hatta elde ettikleri bilgilere göre yaklaşık 100 yıl önce dahi antik kente düzenli turistik geziler düzenlendiğini bildiklerini anlatarak, şunları kaydetti:
"Efes, turizm faaliyetlerinde ülkemizin hatta dünyanın ilk merkezlerindendir. 1920'li yıllarda buraya turistik amaçlı ziyaretlerin yapıldığını biliyoruz. İlçe sakinlerinden alınan ve arşivlerde yer alan bilgilere göre, demiryolu ile istasyona gelen turistlerin oradan at arabaları gibi vasıtalarla bu bölgeye geldiğini, burada görevli bir bekçinin olduğunu ve burada turistik amaçlı gezilerin yapıldığını öğrendik. Efes'e o dönem başlayan ilgi halen bitmedi. Bizim her yıl bir milyon civarında sabitlenmiş bir ziyaretçi sayımız var. Yaklaşık 1 milyon civarında ziyaretçi sayısıyla yılı tamamlamayı öngörüyoruz."
TURİSTLERİN GÖZÜNDEN EFES
Almanya'da yaşayan Bosna Hersekli Niyaz ve Turkana Vuksanovic çifti, Efes'i daha önce televizyonda ve fotoğraflarda gördüklerini, arkadaşlarıyla Türkiye'ye tatile geldiklerinde görmeye değer yerler arasına koyduklarını belirtti. Efes ile ilgili daha çok araştırma yapacaklarını vurgulayan Boşnak çift, döndüklerinde arkadaşlarına ziyaret tavsiyesinde bulunacaklarını aktardı.
Hindistan'dan gelen 28 yaşında Akshay Kolvalkar da 9 günlük tatil için bulunduğu Türkiye'de İstanbul, Kapadokya ve Efes'i ziyaret ettiğini vurgulayarak, "Efes'i daha önce internette görmüştüm. Buraya geldiğimde görülebilecek en güzel yerlerden biri olduğunu biliyordum. Efes'te her yer çok özel, kütüphane ve antik tiyatro çok güzel yapılar. Teras evler de çok ilginç yapılar. Orada günümüzden binlerce yıl öncesinin günlük yaşamına dair izler görüyorsunuz. Kazılar halen devam ediyor, freskler ve kalıntılar gerçekten çok iyi korunmuş. Burayı görmek benim için inanılmaz bir deneyim oldu." ifadelerini kullandı.
İngiltere'den gelerek ailesiyle Efes'i ziyaret eden Oma Aruofor ise daha önce Efes'i sadece İncil'de yazanlar kadar bildiğine dikkati çekerek, "Türkiye'ye tatile geldiğimizde burayı ziyaret etmenin iyi bir fikir olacağını düşündük. Celsus Kütüphanesi gerçekten çok güzel, iyi korunmuş, büyük bir yapı. Türkiye'yle ilgili Birleşik Krallık'ta buranın güvenli olmadığıyla ilgili bir çok şey okuduk ama geldiğimizde güvenlikle ilgili bir sorun görmedik. İnsanlar güleryüz ve arkadaş canlısı, bu yüzden çok memnunuz." diye konuştu. (AA)