Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, bakanlığına bağlı projelerini incelemek için dün (çarşamba) geldiği İzmir'de bugün yazılı ve görsel basının temsilcileriyle toplantı yaptı. Arslan, Mövenpick Otel'de İzmir Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti İzmir milletvekilleri Kerem Ali Sürekli, Atilla Kaya, Hamza Dağ ve bakanlığına bağlı bürokratlarla birlikte yazılı ve görsel basının temsilcileriyle toplantı yaptı. Bakan Arslan, Körfez geçişi projesinin hem köprü hem de batırma tüp olarak hayata geçirileceğini yıl sonuna kadar projenin tamamlanıp ihale sürecini başlatacaklarını söyledi. Bakan Arslan, kentin diğer projelerini için şu açıklamaları yaptı:
"Körfez Geçişi en önemli projemiz. İzmir trafiğini bir ring oluşturarak rahatlatacak olması çok önemli. Gerek teknik yönleri gerek kullanılıcık anlamında körfezde yapacağımız geçiş hem köprü hem batırma tüp içeriyor. Biraz nev-i şahsına münhasır bir proje. Bununla ilgili şu anda özellikle gerek proje çalışmaları gerek ÇED süreci devam ediyor. Karayolları Genel Müdürlüğümüz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla birlikte süreci yürütüyoruz. Beklentimiz o ki yıl sonuna kadar bitirip ondan sonra ihale süreçlerini başlatmak. İzmir'in çok önemsediği bizim de önemsediğimiz körfezin taranması var ki Alsancak Limanı'nı taramada ÇED süresi onaylandı. Bundan sonra tarama sürecinin başlatılıp körfezin derinleştirilmesi ve daha büyük gemilerin limana girişini sağlama süreci başlamış olacak. Özellikle Alaçatı'da havalimanı vardı. Geçmişte başlamış kalmış şimdi yeniden daha bölgesel, küçük gövdeli uçaklarış uçuşlarının olabileceği bir havalimanı haline getirmek istiyoruz. Kamulaştırma işlemlerinin tamamını bitirdik. Şu anda projelerini hazırlıyoruz. Orayı da yap işlet devret metoduyla kamu- özel işbirliği ile yapmış olacağız. Önümüzdeki yaz inşallah kazmayı vurmuş olmayı hedefliyoruz. İzmir- İstanbul Otoyolu projesi var. Bu yıl sonuna kadar 26 kilometresi bitmiş olacak. İzmir - Ankara otoyolunun hazırlıklarını bitirmek üzereyiz. Onu da yap işlet devret metoduyla yapacağız. İzmir- Ankara yüksek hızlı treninde hedef, Afyon'a kadar olan kısmının 2018'de bitirilmesi. Ancak Afyon'dan İzmir'e kadar olan kısmında ise tüm etaplarının ihalelerini yaptık. Salihli'ye kadar olan etabın ihale çalışmasını yaptık. Bu yıl sonu itibariyle İzmir- Ankara yüksek hızlı treninde işe başlamadığımız nokta kalmayacak. Üst yapı elektronik ve sinyal işi var. 2019 yılı sonunda İzmir'i Ankara ile hızlı trenle buluşturacağız. İzmir'den Balıkesir Bandırma'ya olan mevcut hattın da iyileştirilmesini eletrikli sinyalli hale getirilmesi işini yapıyoruz. İZBAN'ın kuzeyde Bergamaya kadar uzatılması güneyde Selçuk'a kadar uzatılması önemsediğimiz projeler. Sabuncubeli Tüneli Manisa ve İzmir için önemli bir yatırım. Başbakanımız çok önemsiyor. Ben Başbakanımızın İzmir milletvekili olmadan önce de İzmir projelerini nasıl takip ettiğini biliyorum. Açıkçası boş bırakmayacağız" dedi.
İZBAN'IN ALSANCAK SIKIŞIKLIĞINI GİDERMEK İÇİN İKİ ALTERNATİF
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, soru üzerine İZBAN'ın Alsancak istasyonundaki sıkışıklığı önlemek için iki alternatif üzerinde çalıştıklarını dile getirerek, şunları söyledi:
"İZBAN insanların hayatını çok kolaşlaştırdı. 375 milyon yolcu taşınmış bu önemli bir olay. Merkezi hükümetin yerel yönetimle işbirliğiyle ile gerçekleştirildi. Gerek Torbalı'dan Alsancağa gelen yolcu ve tren gerekse Menemen istikaimetinden gelen tren Alsancak'ta sıkışıyor. Çünkü çok tren hattı var ve çok makas var. Torbalı'dan bir tren geliyor. Alsancak'a giriyor. Bütün o makasları demiryolcu tabiriyle çiğniyor. Hepsinin üzerinden gçemek zorunda kalıyor. Alsancak'a girmesi Menemen yönüne dönmesi yaklaşık 10 dakika. Sinyal sistemini yaptınız, treni Alsancak'a getirdiniz 10 dakikada Alsancak'tan çıkmıyorsa süreyi indirmenin anlamı yok. Burada birkaç alternatifi çalışıyoruz. Biri Torbalı'dan Alsancağa gelen trenlerin orada kalması ve geri dönmesi Menemen'e devam etmemesi şeklinde. Yolcunun yüzde 30'u orada iniyor. Alsancak'tan yeni bir tren kaldırırsak o zaman 193 tren çalışırken 240 tren çalışır hale geliyoruz. Şu anki mevcut durumda trenin Alsancağa gelmesi ve yolcusunu Menemen'e taşımasında bir tren Alsancağa girerken bir tren girmeden yarım yayla Menemen'e devam edecek. 10 dakika olan tren aralığı süresi 5 dakikaya düşüreceğiz. Trenin biri girer biri girmez yolcu bunu bilir ve buna göre hareket eder. Bütün bunları Büyükşehir Belediyesi ile birlikte çalışıyoruz. Birilerinin belediye adına basın üzerinden haber yapması yazı yazması benim hoşuma giden bir olay değil."
"İZMİR'İN HUB OLMASI ARZ TALEPLE İLGİLİ"
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nın HUB (aktarma merkezi) olup olmayacağı yönündeki soruya da "Bu biraz ticaretin dengesi yolcu arz talebiyle ilgili. Uçaklardan inen yolcularınız bir başka yere gitmek istediğinde bir uçağı kaldırmaya yeterli sayıda olması lazım. Biz de istiyoruz ki Ankara ve İzmir'den de dünyaya uçuşlar gerçekleşsin. Bize düşen böyle bir şey olursa altyapıyı buna uygun hale getirmiş olmak. Havalimanı kapasitemizi yılda 30 milyon yolcuya hizmet verecek şekilde yaptık. Şu an 12 milyondayız. Biz yapacaklarımızı yapmışız gerisi yolcu arz talebiyle oluşuyor" dedi.
Bakan Arslan, Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu düşürmesinin büyük projelere yatırımcı bulmayı etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin soruya yatırımcı bulma konusunda hiçbir sıkıntı ile karşılaşmadıklarını, içerideki ve dışardaki yatırımcının "Ne zaman ihaleye çıkıyorsunuz, bu işe gireceğiz'" diyerek ısrar ettiklerini söyledi. Bakan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gezi, 17- 25 Aralık 2013 olayları, en korkunç olanı da 15 Temmuz girişimi. Bu ülkede elbette ki bir takım olaylar olabilir. Bu ülke insanın vergisiyle alınmış silahı bu ülke insanına doğrultabilirsiniz. Keşke olmasa ama bütün bunlara rağmen test edildi ki Türkiye demokratik bir hukuk devleti olarak daha da güçlenerek çıkıyor bu süreçlerden. Etrafımızda bir ateş çemberi var. Suriye ve Irak'ta yaşananlardan sonra 3 milyonun üzerinde mülteci ağırlar hale geldik. Ülkenin büyümesi gelişmesi devam ediyor. Büyüme rarkamları dünyanın ilk 3'ünde. Türkiye'nin oluşturduğu güven ve istikrar ortamı bence dünyada yatırım yapmak isteyenler için çok önemli bir yol. Dünyada 2008- 2009 krizinde likidite sıkıntısı yaşanıyorken, kimse kimseye para satmıyorken biz İzmir- İstanbul Otoyolu'nu, Osmangazi Köprüsü dahil 8.5 milyar dolara 'Yap işlet devret' modeliyle ihale ettik. Bu Türkiye'ye olan güvenin bir göstergesi. Avrasya Tüneli 1.5 milyar dolarlık bir proje. Bu yıl içinde bitecek. Yavuz Sultan Selim Köprüsü yaklaşık 14 milyar Türk lirası harcanarak bitti. Sadece yatırım kısmı 10 milyar Euro'nun üzerinde olan 3'üncü havalimanı devam ediyor. Yatırım, istikrar, güvene dünyadaki ve Türk yatırımcıya gözünü kırpmadan elini taşın altına koymasının bir göstergesi. Güven neye dayanı? Moodys gibi araştırma yaparsınız günün sonunda çıkar dersiniz ki; Türkiye 15 Temmuz'un etkilerini atlatmıştır."
"RAHATLIKLA MÜŞTERİ BULURUZ"
Bakan Arslan, 1 hafta içerisinde "Türkiye'nin yatırım yapılamaz bir ülke" diye açılmaya yapıldığını, bu süre içerisinde ne değiştiğini hatırlatırken, kredilendirme kuruluşlarının siyasi manipülasyon yapmaya yöneldiklerini söyledi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Türkiye'nin 13- 14 yıldan bu yana 'yap- işlet- devret' modeliyle projelerin uygulandığını, tepsinin kredi dönüşlerinin sağlıklı olduğunu anlatırken, şöyle konuştu:
"İzmir Körfez Geçişi Köprüsü ve otoyollar dahil hepsine rahatlıkla müşteri buluruz. Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprülerinde yaşadık. Önceden işi Japonlar, Koreliler alıyordu biz onlara alt taşeronluk yapardık. Şimdi biz alıyoruz onlar alt taşeronluk yapıyor. Bir parayı, bir yere yatırdığınız iş ortaya çıkıyor ve gelir getirmeye başlıyor. Şu an gerek içerideki gerek dışardaki yatırımcılarımız ısrarlı. 'Ne zaman ihaleye çıkıyorsunuz. Biz bu işe gireceğiz' diye. Sistemini yatırım üzerine kuranlar da yeni iş alanı arıyor. Çanakkale Köprüsü de büyük kuruluşlar için yatırım alanı. Herkes dört göle bekliyor. İzmir- Ankara Otoyolu, Aliağa'dan Çandarlı istikametindeki otoyol için YPK kararı da çıktı. Hemen devamında İzmir- Aydın çıktı, Aydın- Denizli için de YPK kararı çıkmak üzere. Biz bunlara müşteri bulmakta sıkıntı çekeceğimizi düşünmüyoruz. Moody's bir açıklama yapıyor. Japon kredi kuruluşu, tam tersi açıklama yapıyor. Japoların ülkemize ilgisi devam ediyor. Her işin içinde yer alıyorlar. Bizim bir avantajımız şu. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız şuna inanıyor; ülkenin kalkınmasının sıkışıklık döneminde sıcak parayı ülkenin her yerine yaymanın olmazsa olmazı yatırımlardır. Yatırımlara devam ediyoruz.15 Temmuz'da milletin duruşu bizim omuzlarımıza yeni bir yük yükledi. Dünden daha çok çalışmalıyız, daha çok yatırım yapalım ve insanımızın hizmetine verelim. Kullanıma kolaylık getirirken ülkenin gelirini de artırıyoruz. Bölgesel ekonomiye canlılık getiriyoruz. Yatırımlar hız kesmeden devam edecek. Bu da benim şansım. İş yapmak demektir."
"HERHANGİ BİR SEÇİM SÖZKONUSU DEĞİL"
Bakan Arslan, genel seçimin öne alınması tartışmalarına değinirken, Türkiye'de geçmişte 1 yıl yıl içerisinde 2 kez seçim yapıldığı dönemler olduğunu, seçimden güçlü çıkan bir parti, istikrarlı bir hükümet bulunduğunu belirterek, "Seçim olmadan 3.5 yıl daha hizmet edip insanlarımızın ve ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayalım' derken millet habire her gün seçim tartışması getiriyor ülke gündemine. Bürokrasi dahil herkesi seçim havasına sokarsak beklediğimiz başarıyı verimi bu süreçten alamayız. Hükümette de hep konuşuluyor. 'Başbakan 81 ili gezecek' diye bir gazete manşeti vardı geçenlerde. Başbakanın böyle bir açıklaması yok. Kanaatim o ki kişisel ve kabinenin bir üyesi olarak herhangi bir seçim sözkonusu değil olması için bir gerekçe de yok dedi.
Arslan, bir gazetecinin yerel seçimin FETÖ bağlantılı isimlerin temizlenmesi için erkene alınacağı iddiasını hatırlatması üzerine FETÖ terör örgütülü bağlantısı olarların temizlenme sürecinin neden seçimden seçime olması gerektiğini ifade ederek, "Partimizde, muhalefette de bunlarla bağlantısı olanlar belediye başkanlarının bile ilişiği kesildi. Teşkilatlarda varsa kesildi, bundan sonra da kesilir. 3 yıl sonra yapacağımız seçimi 2 yıl sonra yaptınız. Neden 2 yıl daha o terör örgütü üyesine tahammül edeyim ki onun at oynatmasına izin vereyim ki. Seçimi erken alma yerine biz bunu zaten yapıyoruz" dedi. (DHA)