Aslan: Demokrasiye yeni bir yol açtık
Ege-Koop Genel Başkanı ve DSP Bayraklı Belediye Başkan Adayı Hüseyin Aslan, “Beğenseler de beğenmeseler de İzmir’in 12 ilçesinde namusumla, şerefimle, haysiyetimle attığım imzam var. Bizi birilerinin finanse ettiğini söylüyorlar. Bu tümüyle gerçek dışıdır. Benim çalışmalarım ve yanındaki arkadaşlarımın çalışmaları tümüyle gönüllülük esasına dayanmaktadır. Bunun dışındaki her türlü değerlendirme, dedikodu, yakıştırma ve iftira özel maksatlıdır ve doğru değildir. Biz bu çalışmalarımızla demokrasiye, ahlaka, dürüstlüğe ve ilkeliliğe dayanan yeni ve sağlıklı bir yol açıyoruz” dedi.
İZMİR - Aslan, seçim çalışmaları kapsamında yine yoğun bir güne imza attı. Esnaf ve ev ziyaretlerinin yanı sıra hem Osmangazi hem de Manavkuyu Merkez Seçim Ofislerinin açılışını gerçekleştiren Aslan’a DSP Genel Başkanı Masum Türker de tam destek verdi. Merkez Seçim Ofisinin kurdelasını Aslan ile birlikte kesen Genel Başkan Türker, “ Hüseyin Aslan, sadece İzmir’de değil Türkiye’de bir markadır. Hüseyin Aslan, Bayraklı’ya seçilecek ve inanıyorum ki; özgün projeleri ile geçmişten elde ettiği tecrübeleri ile Bayraklı’yı markalaştıracak ve sadece İzmir’in değil Türkiye’nin ilgi odağı haline getirecektir” dedi.
“VİCDAN SAHİBİ HERKES BUNU GÖRÜR…”
Aslan ise, kara propagandaya sert tepki gösterdi. Seçim çalışmalarına sadece 20 gün önce başladığını, buna rağmen çok büyük yol katettiklerini belirten Aslan, “ Bayraklı’da 20 gün, İzmir'de ise 30 yıldır siyaset yapıyorum. Bu kentin 12 ilçesinde imzam var. Vicdanıyla bakabilen herkes bunu görür. Namusumla, şerefimle, haysiyetimle attığım imzalardır bunlar. Bunu herkes çok iyi bilir. Bugüne kadar kimseyi aldatmadım, kimseyi yarı yolda bırakmadım, kimseye yalan söylemedim, kimsenin hakkını, hukukunu başkasına peşkeş çektirmedim. O yüzden bugün burada karşınızdayım. Şayet ben bu süreç içerisinde en ufak bir hata yapsaydım, en ufak bir yanlışım olsaydı, en ufak bir eksiğim olsaydı beni topar tutarlardı. Herhangi bir kooperatif ortağının hakkını koruyamasaydım ya da yanlış yapsaydım bunun hesabını benden sorarlardı” dedi.
“HALK, İFTİRAYA PRİM VERMEZ…”
Bazı çevrelerin İzmirlilerin gözünün içine baka baka yalan söylediğini, iftira siyaseti yürüttüğünü kaydeden Aslan, “ O yüzden önce şunun bilinmesi gerekir. Beni 30 yıldır hiç kimse satın alamadı. Hiç kimsenin de satın almaya gücü yetmez, aklı da ermez. Başarısız diyemiyorlar, bu işi beceremez diyemiyorlar, bu işten anlamaz diyemiyorlar, dedikleri sadece DSP'nin adaylarını bazı çevrelerce finanse edildiği. Bu tamamen gerçek dışıdır, iftiradır. Herkes haddini bilsin. Ne söylediğine dikkat etsin. Benim için kimse hırsız, hain diyemez. Çaldı, çırptı diyemez. Arkamda halk durdu. Kooperatif ortakları ile güçlendim ben. Ben müteahhit değilim. Halkın kurumunun başkanıyım” şeklinde konuştu.
“CHP’Yİ BU HALE GETİRENLER KENDİLERİDİR…”
Aslan, DSP adaylarının CHP oylarını böldüğü şeklindeki söylemlerin de doğru olmadığını vurguladı. Aslan, şunları söyledi: “ Bugüne kadar bizi kandırdılar. Aman bölünmesin. Bölünmeye, bölünmeye oylarımız yüzde 26. Niye yüzde 30 değil. Böyle bir ortamda, herkesin sıkıntılı olduğu bir dönemde, arayış içinde olduğu bir dönemde, hırsızlığın, yolsuzluğun, rüşvetin kol gezdiği birdönemde niye 30'larda, niye 40’larda değil. Bunun sebebi biz değiliz. Bu konuda benim söyleyecek çok sözüm var. Şuanda CHP'li bazı arkadaşlar çok iyi bilirler ki; benim o partiye maddi ve manevi hizmetim kendilerinden çok daha fazladır. Mevcut il başkanı da, öncekilerde iyi bilir. Hiç kimse bizim kadar Atatürk’ün emaneti CHP’ye sahip çıkamaz. Birisi sizi evden kovarsa elbette bir yere sığınmak zorundasınız. İyi ki DSP varmış. İnsanları kırarak, dışlayarak, uzaklaştırarak emek verdikleri partiden soğuttular. Önce bunun hesabını versinler. CHP'ye asla laf söyletmeyiz ama kötü yönetilmesine de müsaade etmeyiz.”
“DEMOKRASİYE YENİ BİR YOL AÇTIK…”
30 Mart akşamı Bayraklılıların en iyi cevabı vereceğini de dile getiren Aslan, sözlerini şöyle noktaladı: “
Kim kimi böldü, 30 Mart akşamı bunun cevabını CHP'ye gönül verecek arkadaşlarım soracaklar. Bunun altında kalacaklar. Biz bölmüyoruz, biz onların böldüğü, parçaladığı, ötekileştirdiği, silikleştirdiği, yok saydığı insanları topluyoruz. Bu yeni bir demokrasi yoludur. Ben Bayraklı'da ya da Türkiye'nin dört bir tarafında partiler tarafından haksızlığa uğramış bütün kişileri temsil ediyor, onlar adına da hakkımı arıyorum. Ben kendimi Bayraklı halkının adayı olarak görüyorum. 20 gün içerisinde anketlerde AKP ile yarışır hale gelmemiz de bunun en iyi göstergesidir. Bu seçimi biz alacağız.”