Avrupa Birliği (AB)- Türkiye anlaşması kapsamında, Yunan adalarından Türkiye’ye gönderilecek mültecilerin Yunan polislerinin yasadışı uygulamalarına maruz kaldığı iddia edildi. Milliyet’e konuşan gönüllü yardım görevlileri, Yunan polislerin, mültecilerin “iltica başvuru” evraklarını değiştirerek, başvuruda bulunmamış gibi gösterdiklerini söyledi. “CK Team” adlı organizasyonun çatısı altında çalışan gönüllüler, kaçtıkları ülkelere geri gönderilme korkusu yaşayan mültecilerin intihara kalkıştığı olayların arttığını aktardı.
Gönüllülerden Kester Ratcliff’in verdiği bilgiye göre, bugüne dek farklı kamplarda dört intihar vakası yaşandı. İntihar eden mültecilerden ikisi kurtarılırken, diğer ikisi hayatını kaybetti.
Gönüllü ekip, gözlemleri ve mültecilerden aldıkları bilgiler ışığında, mültecilerin uluslararası korunma talebinde bulunma konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını belirtti. Gönüllüler, Yunan polislerin sığınmacı başvurusunda bulunan mültecilerin evraklarını değiştirerek onları iltica talebinde bulunmamış gibi gösterdiklerini aktardı. Gönüllüler, değiştirildiğini iddia ettikleri başvuru formlarını Milliyet’le paylaşırken, formlarda “iltica talebinde bulunuyorum” ifadesi için önce “evet” kutusunun işaretlendiği ancak daha sonra bunun karalanarak “hayır” kutusunun işaretlendiği görülüyor. Uluslararası hukuka göre, iltica başvurusunda bulunan bir mülteci başka bir ülkeye iade edilemiyor. Yunanistan’daki birçok mülteci sığınma başvurusu yaptığı için, Türkiye’ye yapılan iade süreci yavaşlamış, iade seferlerine dört gün ara verilmişti. AB anlaşmasının hukuka uygun olması adına, Türkiye’ye sadece, AB’ye iltica talebinde bulunmayanlar ya da talebi reddedilenler iade ediliyor.
AŞIRI DOZDA İLAÇ ALDI
CK Team’den Kester Ratcliff’in verdiği bilgiye göre, iltica başvurusu kabul edilmeyen bir Afgan mülteci içine düştüğü çaresizlik sonucu intihar etti. Buna göre, Midilli Adası’ndaki Moria kampında kalan bir Afgan mülteci 23 Mart tarihinden itibaren birçok kez iltica talebinde bulunmaya çalıştı. Afgan mülteci sığınma başvurusu yaptığını, ancak polis tarafından başvurunun geçersiz sayıldığını ifade etti. Ratcliff, Afgan mültecinin iyi İngilizce bildiğini bu yüzden polisle aralarında herhangi bir iletişim sorununun söz konusu olamayacağı vurguladı. Türkiye’nin, Suriyeliler dışındaki mültecileri ülkelerine geri göndereceğini açıkladığı hatırlatan Ratcliff, “Afganistan’a geri gönderilmekten korkuyordu” dedi.
Ratcliff, ölümünden bir gün önce Afgan mülteciyle iletişim içinde olduklarını, mültecinin sığınma başvurusunda bulunduğunu ancak Yunan polislerinin bunu engellediğini ifade etti. Ratcliff, “Yunan polisinin, sığınma başvurularını değiştirdiği yönündeki iddialarına cevap dahi vermediklerini” ifade etti.
BAYAT MAKARNA
Benzer olayların, Sakız Adası, Midilli ve Pire Limanı’nda yaşandığına dikkat çeken ekip, umutsuzluklarının temel nedeni olarak yeterli bilgi akışının sağlanmayışını gösterdi. Gönüllü ekip, Türkiye-AB anlaşması sonucu ortaya çıkan sürecin “teoride adil ve doğru” olarak görüldüğünü belirtirken, pratikte çok farklı işlediğine vurgu yaptı.
Gönüllülere göre, mültecilerin yaşam koşulları da alarm veriyor. Pire Limanı’nda mültecilerin her gün bayat makarna yemek zorunda bırakıldığı iddia ediliyor. Yunanistan’daki çoğu kampınsağlık hizmetlerinden yoksun olduğu; tuvalet, yiyecek ve barınma ihtiyaçları konusunda da koşulların “insanlık dışı” olduğu öne sürüldü.
Öte yandan önceki gün Pire Limanı’ndaki mülteciler, faşist grupların saldırısına uğradı.
Aktivistler feribotun önüne atladı
44 göçmeni taşıyan ilk feribotun Midilli Adası’ndan ayrıldığı sırada, mültecilerin sınırdışı edilmesine karşı çıkan insan hakları aktivistleri bir protesto eylemi gerçekleştirdi. Suya atlayan üç aktivist, çıpa zincirine tutunarak feribotun gitmesine engel olmaya çalıştı. Kısa sürede müdahale eden Yunan sahil güvenliği, aktivistleri denizden çıkardı.
Yardım gönüllülerinin ilettiği formlarda, ‘İltica başvurusunda bulunuyorum’ ifadesi için önce ‘evet’ olarak işaretlenen kutucuğun ‘hayır’ olarak değiştirildiği görülüyor.