26 Mart’ta Bulgaristan’ın Varna şehrinde Türkiye ile yapılacak liderler toplantısı öncesinde, ‘taahhütlerine bağlı olduğu’ mesajı vermek isteyen AB Komisyonu’nun açıkladığı karar sonrasında üye ülkelerin de harekete geçerek kendi paylarına düşen kaynağı serbest bırakmaları gerekecek.
AB Komisyonu, 2016’da devreye sokulan ilk 3 milyar Euro’luk paket için geçerli kuralların ikinci 3 milyar Euro için de geçerli olmasını önerdi. Kararı açıklayan AB Komisyonu’nun Göçten Sorumlu Üyesi Dimitris Avramopoulos, mantıklı yaklaşımın bu olacağının altını çizdi. Bu da 2018’den sonra aktif olarak devreye sokulacak yeni paketin 1 milyar Euro tutarındaki bölümünün Birlik bütçesinden, geri kalan bölümün ise AB üyesi ülkelerin ulusal bütçelerinden karşılanması anlamına geliyor.
AB’nin vereceği ikinci 3 milyar Euro’luk dilim üye ülkeler arasında ciddi tartışmalara neden oluyor. Fransa ve Almanya’nın da aralarında bulunduğu bazı ülkeler, bu miktarın tamamının AB bütçesinden karşılanmasını istemişlerdi. AB Komisyonu ise bu yaklaşıma direndi.
TÜRKİYE HIZ VE ESNEKLİK İSTİYOR
Türkiye açısından kaynağın kimin tarafından sağlanacağı önem taşımıyor. Bu nedenle de Ankara gelişmeleri izlemekle yetiniyor. Türkiye’nin ikinci dilime yönelik en önemli beklentisi ise ödemelerin ilk pakete kıyasla daha hızlı yapılması. AB’nin ödemeler konusunda hızını artırma ihtimali ise oldukça düşük görülüyor. Bunun yanı sıra Türkiye’nin paranın kullanımına yönelik esneklik talebi de var. Ankara, AB tarafından sağlanan kaynağın sadece Türkiye’de bulunan Suriyelilere yönelik projeler için değil Suriye’ye dönecek olanlara yönelik projeler için de kullanılabilmesini istiyor.
AB şu ana kadar ilk 3 milyar Euro’nun tamamını sözleşmeye bağlamış olsa ödemeleri henüz tamamlamadı. 2018 tamamlanmadan önce ilk dilimin tüm ödemelerinin yapılmış olması gerekiyor.
AB Komisyonu’nun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, ikinci dilim için ilk adımın atıldığını belirterek, üye ülkelere ikinci pakete yönelik taahhütlerini yerine getirme çağrısı yaptı. Komisyon’un İnsani Yardımlardan Sorumlu Üyesi Christos Stylianides ise kaynağın çocukların okula erişimini sağlamaktan ihtiyacı olan ailelerin temel hizmetlerden yararlanmasına kadar geniş bir yelpazede kullanıldığını hatırlattı. (Hürriyet)
POLİTİKA
Sayfa başına git
