İzmir'de yaşayan Sevgilioğlu ailesinin böbrek yetmezliği yaşayan 4 ferdi, kadavralardan yapılan 5 organ bağışı sayesinde sağlıklarına kavuştu.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, ailenin gelini 3 çocuk annesi Selvinaz Sevgilioğlu, yaşadığı sağlık sorunlarının ardından 1999 yılında başvurduğu Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinde diyaliz tedavisi görmeye başladı.
Sağlık sorunları artan Sevgilioğlu'na ilk böbrek nakli tedavisine başlanmasından 8 ay sonra, hastalığının tekrarlaması üzerine ise 2010 yılında ikinci kez kadavradan nakil yapıldı.
Selvinaz Sevgilioğlu'nun eşi 57 yaşındaki Mahmut Sevgilioğlu'na da 2000 yılında aynı hastanede genetik bir hastalık olan polikistik böbrek yetmezliği tanısı konuldu.
Sevgilioğlu, 2 yıl diyaliz tedavisi görmesinin ardından o da eşi gibi kadavradan bulunan uygun böbrek ile 2002 yılında hayata tutunmayı başardı.
Ailede 5 yıl sonra bu sefer ise 60 yaşındaki 3 çocuk babası Kazım Sevgilioğlu'na aynı hastalığın teşhisi kondu.
O da kardeşi ve yengesi gibi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi görmeye başlarken, 2,5 yıl gibi kısa sürede kadavradan yapılan böbrek bağışıyla sağlığına kavuştu.
Sevgilioğlu ailesinde genetik böbrek yetmezliği teşhisi konulup nakil olan son isim ise Kazım Sevgilioğlu'nun 40 yaşındaki oğlu Serdar Sevgilioğlu oldu.
Haziran ayında ailesinin diğer fertleri gibi diyaliz tedavisine başlanan Serdar Sevgilioğlu, 4 ay sonra kadavradan bağışlanan böbreğin nakliyle hayata tutundu.
"Hastalarımıza canlıdan nakil şansımız azdı"
Hastaların naklinin gerçekleştiren ekipte görev alan Doç. Dr. Erhan Tatar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son 5 yıl içinde merkezlerinde önemli başarılara imza attıklarını, geçen yıl hastanelerinde gerçekleştirdikleri 75 böbrek nakliyle Türkiye'de kamu hastaneleri arasında birinci olduklarını söyledi.
Sevgilioğlu ailesinin kendileri için özel olduğunu belirten Tatar, "Ailede 4 kişiye böbrek nakli gerçekleştirdik. 3 kardeş kalıtsal geçişli böbrek hastalığına sahipti, ailesel geçiş özelliği taşıdığı için canlıdan nakil şansı azdı. Çünkü olası verici adayların da böbrek hastalığı olma ihtimali çok yüksekti. Bu hastaların tamamına kadavradan böbrek nakli gerçekleştirdik ve sağlıklarına kavuşturduk." dedi.
"Sevgilioğlu ailesi çok şanslı"
Tatar, aile üyelerinin hem diyaliz tedavisi hem de kadavradan böbrek bekleme süresi boyunca hiç ümidini kaybetmediğini, ailenin yüzünün kadavradan bağışlarla güldüğünü vurguladı.
Tatar, şunları söyledi:
"Ülkemizde 26 bin böbrek nakli olmayı bekleyen hasta havuzumuz var. Bunun sadece 3 bin 500'üne yılda nakil yapılabiliyor. Sadece 500 hastaya yılda kadavradan nakil yapılabiliyor. Aynı aileden 4 kişiye kadavradan nakil yapmamız büyük şans. Eğer aile zamanında böbrek nakli olmasaydı, ilerleyen zamanlarda diyalizle ilgili tansiyon sorunu olmak üzere kalp ve sinir sistemiyle ilgili de bir çok problemler yaşayabilirdi."
Babaları da aynı hastalıktan vefat etti
Ailenin en büyük ferdi Kazım Sevgilioğlu, babalarının polikistik böbrek yetmezliği tanısı nedeniyle hayatını kaybettiğini, kendisi, kardeşi ve oğlunun ise yapılan donör bağışları sayesinde bu hastalığı yendiklerini söyledi.
Kadavradan organ bağışının çok önemli olduğunu vurgulayan Sevgilioğlu, "Biz ailecek çok şanslıyız. Nakil olmak büyük bir şans ama bir aileden 4 kişinin kadavradan aynı hastanede nakil olması 4'e katlanan bir şans demek. Herkese teşekkür ediyorum. Etrafındakilere 'ben kadavradan nakil oldum, rahmetlinin böbreği ben de yaşıyor ben onun sayesinde aileme daha rahat bakıyorum. Bir yakınınız vefat edince organ naklinde mutlaka bulunmalarını istiyorum' diyorum." ifadelerini kullandı.
Diğer kardeşi ve oğlunun da böbrek değerlerinin yüksek olduğunu aynı hastanede takip tedavilerinin devam ettiğini anlatan Sevgilioğlu, kendilerine kısa sürede donör bulunduğu için onların da nakil olmaktan korkmadığını aktardı.
"Biz kadavra bağışları sayesinde nakil olduk"
Serdar Sevgilioğlu da doktorunun diyaliz tedavisine başlama kararı aldığı günü öğrendiğinde çok üzüldüğünü ama asla ümidini kaybetmediğini ifade etti.
Kendisine en büyük desteği nakil olan aile fertlerinin verdiğini dile getiren Sevgilioğlu, "Organ bağışının artması gerekiyor. Biz kadavra bağışları sayesinde nakil olduk. Yaşıyorsak onlar sayesinde." dedi.
Hastaneyi ikinci evimiz gibi görüyoruz
Mahmut Sevgilioğlu da aileleri için Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ayrı bir yeri olduğunu, hastaneyi artık ikinci bir evleri gibi gördüklerini söyledi.
Diyaliz tedavisi aldıkları süreçte çevrelerinde bulunan birçok kişinin kendisine ve aile fertlerine üzülerek baktığını anlatan Sevgilioğlu, nakil olmalarının ardından, hem nakil bekleyen hem de diyaliz hastalarına umut olduklarını dile getirdi.
Selvinaz Sevgilioğlu ise ailesinin ve kendisinin bağışlar sayesinde nefes aldığını kaydetti. (AA)