Ege Postası
Geri

Aziz Kocaoğlu'ndan 'İnciraltı' değerlendirmesi: O endişeleri Büyükşehir giderecektir, Balçova değil'

Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, katıldığı Bakış Açısı programında Hakan Dirik ile kent gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tartişmalı İnciraltı planlama sürecine ilişkin konuşan Kocaoğlu, 'Balçova ve Büyükşehir Belediye Başkanları bakanlıkla bu planları yapıyorsa emek veren herkesi tebrik etmek gerekir. Hepimiz ülke için, kent için çalışıyoruz. Bunlar işin teferruatı. Yeter ki yapılan iş doğru olsun. O endişeleri Büyükşehir Belediyesi giderecektir, Balçova değil. Plan ve onaylama yetkisi onda. Mevzuata göre de planlamanın patronu Büyükşehir’dir.' dedi. Öte yandan Menemen ve Çiğli'deki açılış öncesi ve sonrası yaşananlara ilişkin de konuştu.
Aziz Kocaoğlu'ndan 'İnciraltı' değerlendirmesi: O endişeleri Büyükşehir giderecektir, Balçova değil'
Haberler / İzmir
2 Mayıs 2025 Cuma 09:58
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, katıldığı Bakış Açısı isimli programda İzmir gündemine ilişkin konular hakkında açıklamalarda bulundu. 

'İKİ GÖRÜŞÜN DE  ARKASINDAYIM'

Tartışmalı İnciraltı planlarına ilişkin süreci önceki aşamalarıyla özetleyen Kocaoğlu, “İnciraltı; Sahilevleri ve Bahçelerarası bölgesi, kentin en güzel yerinde kalmış yeşil alandır. Sanıyorum 6 bin dönüm civarında bir alan. Mal sahipleri planlanmasını istiyor. Gayet doğal. Odalarımız ise planlanamayacağını söylüyor. İki görüşün arasındayım. Mal sahiplerinin ilk başta, ‘Gökdelenler bölgesi gibi olsun, konuta açılsın’ talepleri vardı. Karşı çıktık. Odalar, ‘Çiftçilik yapılsın, kamu kullansın’ diyordu. Devlet kalkar, 6 bin dönüm yerin parasını verir, kamu alanı olur, herkesin istediği şekilde kamuya kazandırılır ve iş biter ama Türkiye’nin ekonomik durumu, kentin durumu, hayatın gerçeği buna uymuyor. Kentin sağlıklı yapılanmasına inanan kişiler olarak kendi planlama ekibimizle bir çalışma yaptık. Büyükşehir Belediyesi’nde vardır. Yeşil dokunun korunabileceği, düşük yoğunluklu bir çalışma yaptık. EXPO çerçevesinde düşünüldüğü gibi, sağlık eğitimi ve hastaneler, geriatri merkezleri, hasta bakım yerleri ağırlıklı bir düzenlemeydi. Sağlık turizmini geliştirecek bir planlama öngörülmüştü. Kayıtlarda duruyor. Kültür Bakanlığı, ‘Burası bizim’ dedi. Turizm planlarının olduğunu söyledi. Bakan Ertuğrul Günay zamanında yoğunluklarda mutabık kaldık” ifadelerini kaydetti.

'ORADA ARAZİLERİ OLSAYDI NE DERLERDİ?'

Bugünkü kent ormanının olduğu caddenin devamında yeşil korunup geliştirilerek sağlık kampüsü şeklinde bir düzenleme yapılmasının kente ciddi kazanç sağlayacağını belirten Kocaoğlu, “Doktorlarımızın başarıları, Avrupa’ya göre fiyatların ucuz olması, hastaların uzun süre burada kalmaları, termal kaynakların burada bulunması burayı termal sağlık turizm cenneti haline getirebilir. Kentin en güzel yerinde böyle bir faaliyette bulunmak, kente apartmanlardan da yeşil alandan da daha fazla değer ve zenginlik katar. Son planda yoğunluk ne oldu bilemiyorum. Emsal çalışmaları bilimin rehberliğinde yine yapılır. Ben o bölgenin planlanmasından yanayım ama yoğun bir planlamadan da yana değilim başından beri. Kent uzlaşısı ve kanaat önderleriyle bu işi çözmek gerekir. Atadan kendisine arazi kalan insanların bir kısmının hali vakti yerinde değil. Yeşil alan kalsın, diyenler, orada arazileri olsaydı ne derlerdi?” dedi..

'YEŞİLLER İÇİNDE BİR İMARLA KENTE DEĞER KATACAK'

“Empati yapmak zorundayız” diyen Kocaoğlu, “Böyle yaparsanız kamulaştırırken de planlama yaparken de yeşil alan ayırırken de daha adil olursunuz. Hiç planlanmayacak yerler vardır arkeolojik sit gibi. Bu arkadaşlar gecekonduya verselerdi, cetvelle çizip arsaları parselleselerdi ne olacaktı? Böyle çok nadide yerler olmadı mı? Kadifekale, Yeşildere’de oldu. Bu insanlar burayı korumuşlar. Cezalandırmak yerine yeşiller içinde bir imarla kente değer katacak, döviz getirecek planlama yapmakta fayda vardır. Biz bunu savunduk, bizim dönemimiz yetmedi. Bu görüşteyim ama planları görmedim. Büyükşehir’deki arkadaşımız konuya vakıftır. O ilkeler doğrultusunda planlarlarsa kente ve vatandaşa katkısı olur” şeklinde konuştu.

TMMOB ve Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit arasındaki gerginliğe de değinen Kocaoğlu, Dirik’in, “Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit Çevre ve Şehircilik Bakanı’na teşekkür etti. Bu durum kentte özellikle korumacı çevrelerden tepki çekti. Yiğit, rant söylemi üzerinden partisine şikayet edildi, İl Başkanı kendisine sahip çıktı. Genelde AK Parti’ye yöneltilen rant suçlamasının CHP’ye de yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

'PLANIN PATRONU BÜYÜKŞEHİR'

“Onur’u yarı çocukluk döneminden tanırım. Kötü niyetli bir şey yapacağını sanmıyorum. Eğer ortada yapılan bir şey varsa bakana teşekkür etmek suç değildir. Kentin yararına bir şey yapılıyor. İl Başkanı da arka çıkmak istemiş olabilir. Aslında Büyükşehir’in inisiyatifinde bir konu. İlçe belediyesi de destek olacaktır. Önemli olan üzüm yemektir. Planlamanın ranta yönelik olmadan kimin irade ve özveri gösterebileceğini 85 milyon bilir. CHP’li belediyeler mi doğru plan yapar, AK Partili belediyeler mi, bunu herkes bilir. Balçova ve Büyükşehir Belediye Başkanları bakanlıkla bu planları yapıyorsa emek veren herkesi tebrik etmek gerekir. Hepimiz ülke için, kent için çalışıyoruz. Bunlar işin teferruatı. Yeter ki yapılan iş doğru olsun. O endişeleri Büyükşehir Belediyesi giderecektir, Balçova değil. Plan ve onaylama yetkisi onda. Mevzuata göre de planlamanın patronu Büyükşehir’dir. Çevre ve Şehircilik plan yapmaz. Yaparsa kenti mahveder. Turizm Bakanlığı plan yapmaz, yaparsa mahveder, belediye ile istişare içinde yapılır. Onur’u da hırpalamamak gerekir. Hata yaptıysa Büyükşehir Belediye Başkanı zaten, ‘Öyle olmayacak, böyle olacak’ der.”

AÇILIŞ  TÖRENİ GERGİNLİĞİ: 

Geçtiğimiz hafta Menemen’de gerçekleştirilen bir açılış törenine CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve İzmir milletvekillerinin katılmaması İzBB Başkanı Cemil Tugay’ın tepkisine neden olmuştu. Tugay,“Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’nin 4. fazını pazartesi açıyoruz. Genel Başkan’ımız Özgür Özel de katılacak, o zaman bugün gelmeyenler de katılmak zorunda kalacak” diye konuşmuştu. Şenol Aslanoğlu ise, “Kendisi Silivri’de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret edeceğimizi biliyordu. Dili sürçmüştür” diye yanıt vermişti. Şenol Aslanoğlu ve İzmir milletvekillerinin çoğu açılışta hazır bulundu.

'KİMSE AYNAYA BAKMIYOR'

4. fazın inşa ve açılış sürecine değinen Kocaoğlu, “Kimse aynaya bakmıyor. Tıraş olurken bakıyordur da yüzüne bakıyordur. Hesaplaşmak için bakmak gerekir. 4. fazın ihtiyaç olduğunu İZSU tespit etti, biz de yola çıktık. Maalesef o zaman iktidar 4. fazın yeri için, ‘Burası doğal sit, koyamazsın’ dedi ama orada OSB açıldı. Yer seçiminde 2,5-3 sene oyalandık. Sonunda ikna ettik. Projeyi yaptık, ihaleye çıktık. Yer teslimini yaptık. Çalışmaya başladık. Bir kararname çıktı: Belediyelerde ve devlette iş yapan müteahhitler hiçbir yükümlülük altına girmeden, teminatlarına bir şey olmadan ihalelerden çekilebilir. Ekonomide, hükümette bir dalgalanma olabilir. Burası Büyükşehir. Bir adam gelmiş, borçlarını ödemiş, kaynaklarını düzgün kullanıyor, öz kaynaklarıyla yatırım yapıyor, bu da Körfez için hayati bir 4. faz. İhaleye çıkmış, adamı çağırıp devlet gibi ihale vermiyoruz. Açık ihale yapıyoruz. Sonra işi bıraktı. Tekrar ihale hazırlıklarına başladık. Dönemimiz bitti. Sonra gelen arkadaş döneminde ihale, yer teslimi yapıldı. Bitimi de bugüne nasip oldu” diye konuştu.

'GÖRÜNEN O Kİ 3 FAZ AKSAMIŞ, BİZDEN SONRA VERİMLİ ÇALIŞTIRILMAMIŞ'

“Körfez’in suyunun kalitesinin bozulmasında 4. fazın yapılıp yapılmamasının etkisi minimumdur” diyen Kocaoğlu, “Biz 3 fazla Körfez’i yaşanabilir hale getirdik. Piriştina’nın başlattığı ve bizim sürdürdüğümüz çalışmayla Körfez iyi noktaya gelmişti. Yağmur suyu ayrıştırması devam ediyor. Bunlar kent yaşadıkça devam edecek projeler. Altyapı sürekli kendini yenileyecek. Yaşananlara bakıldığında görünen o ki 3 faz aksamış. Diğer bölgelerdeki arıtmalarda da aksama var. Bizden sonra verimli çalıştırılamamış. Onu İZSU bilir. Benden sonraki dönemde oradaki arkadaşı görevden aldılar. Belli ki arıtmaların çalıştırılmasında bir hata var. Kendi dönemimizde dere ağızlarını temizledik ama arıtmadan çıkan suyun denizle buluştuğu yeri temizlemedik. Şimdi orası temizleniyor. Bu da gösteriyor ki bizden sonraki dönemde arıtmayı çalıştırmadık, baypas yaptık, oradan gelen pislik de Körfez’i bu hale getirdi. 15 senede çamur birikmeyen dere ağzında 5 senede birikir mi malzeme?” ifadelerini kullandı.

'BAŞLATTIĞIM PROJELER YAPILABİLSEYDİ...'

Kent yaşadıkça arıtma ve iyileştirme çalışmalarının devam edeceğini söyleyen Kocaoğlu, “Torbalı’ya arıtma yaptık, yenisi yapılıyor. Ayrancı’ya yaptık, yenisi yapılıyor. Kent büyüdükçe yapılacak. İyileştirilecek, bakımları yapılacak. 4. faz inşaatında müteahhit gitti. Buca Tüneli’nde müteahhit bıraktı. Otogarın oradaki viyadüklerde müteahhit bıraktı. Halkapınar yer altı deposunda bıraktı. Opera bırakıldı. Metroyu yapan müteahhit, ‘Ben bu taahhüdü yerine getireceğim’ dedi. Müteahhidin kişiliği de önemli. Başlattığım projeler, benden sonraki beş yılın yatırım programıydı. Bunlar yapılabilseydi İzmir’deki gelişme, altyapı, yol vs. çalışmalarında kesinti olmayacaktı” şeklinde konuştu.

'İZSU GENEL MÜDÜRÜ ARADI, ÖYLE KATILDIM'

4. fazın açılışına Tunç Soyer’in çağrılmamasını da değerlendiren Kocaoğlu, “Bana siyasetçi bir arkadaş telefon etti. ‘Başkanım açılışa katılıyor musunuz?’ diye. Davetli olmadığımı söyledim. Daha sonra İZSU Genel Müdürü aradı, öyle katıldım. Diğer arkadaşı da çağırabilirlerdi. 5 sene içinde metronun temelini attık, açılışına çağrılmadık, polemik de yapmadık. Bir sürü ona benzer konular var. Çağırmıyorsa çağırmaz. Paşa gönlü bilir. Herkes hayatta ne yaparsa kendine yapar. Benim çağrılmamam benim haneme artı yahut eksi yazmaz” dedi.

'CEMİL BEYİN O KONUŞMASINA KATILMAM'

“15 senelik dönemde her ayın en az üç cumartesisi açılış, protokol, temel atma vardı” diyen Kocaoğlu, “İlgili insanlara davetimizi yapardık. Kimseye, ‘Niye geldin, niye gelmedin’ demezdik. Kimse birbirini sevmek zorunda değil. Devlet ve parti birer kurumdur. Bunun kuralları vardır. Cemil Bey’in de o konuşmasına katılmam. Ben işimi yaparım, açılışı yaparım, giderim. Siyaset ‘dedim, dedi’ işi değildir. Bu kente de partiye de kişilere de zarar verir. Bu polemiklerden mümkün olduğunca kaçmak gerekir. Ben de girdim polemiklere ama bıçak kemiğe dayanınca. Yozgat beni doğruladı. Oralarda bu laf vardır: Adam mısın şalgam mısın? Ege’de yok. Ben zamanında söylediğimde garipsemişlerdi. Çiftçi beni teyit etmiş oldu. ‘Yapacağım’ demek ayrı şey, ‘Yaptım’ demek ayrı” ifadelerini kaydetti.

“6 sene neler yaşadım. CHP bunu ilk kez yaşıyor”

İmamoğlu ile ilgili sürece ilişkin, “Genel merkez çok büyük bir baskı altında” diyen Kocaoğlu, “Onu CHP ilk kez yaşıyor. Ben onu 6 sene yaşadık. Neler çektiklerini, nasıl sıkıldıklarını, çare aradıklarını biliyorum ve hepsine hak veriyorum, başarılar diliyorum. Benim yaşadığım sorunlarla ilgili canhıraş uğraşanlar vardı, hakları ödenmez. İzmir Barosu, Alaaddin Yüksel mesela ama kurum (parti) olarak böyle bir şey yoktu” şeklinde konuştu.

İMAMOĞLU ZİYARETİ

Ekrem İmamoğlu’nu ziyaretine de değinen Kocaoğlu, “Dağına göre kış, diye bir laf vardır. Belirli makamlar normal zamanlarda görev yükler, onlar da ağırdır. Krizli dönemlerde bu katlanır ve sizin ne olduğunuz ortaya çıkar. Mihenk taşı o zaman ortaya çıkar. Ekrem Bey’de bu krizden daha da güçlendiğini, çözüm üretmeye yönelik kendisine ve ekibine güvendiğini gördüm. Gayet rahattı. Bir saati aşkın süre görüştük. ‘Lider oldunuz, sürdürülmesi gerekir. Oyun artması için güvenilirliğin artması lazım. Sizin gibi, Özgür Bey gibi güvenilen lider kadrosunun ülkenin her problemine çözüm üretmesi lazım’ dedim. O da, “17 birimle çalışıyoruz, 81 vilayette ne sorun var, inceliyoruz. Bunları açıklayacağız. Burada yaptığımız bu’ dedi. Bunu duydum, ben uçtum. Bu varsa iktidar katlana katlana var. Almanya Türkiye’nin uçak talebini iptal etti. Ekrem Bey açıklama yaptı, ‘Türkiye bir kişiden büyüktür, iptal etmeyin’ diye. Devlet adamlığı budur. Güven tesis etmek bu projelerle ve altının doldurulmasıyla olur. Güven ne ölçüdeyse oy oranı da o kadar yükselecektir. İmamoğlu’nun mektubu bende. Evde saklıyorum. 19 Mayıs’ta Sayın Genel Başkan’a vereceğim. Kime okutturacağına karar verecek. Her şey çok güzel olacak” ifadeleriyle sözlerine nokta koydu.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Ege Postası