DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün partisinin genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında “Turizmde Dönüşüm Eylem Planı”nı açıkladı. Turizm eylem planlarının 20’nci plan olduğunu belirten Babacan, “İktidarımızın ilk 90 gününde, ilk 180 gününde, ilk 360 gününde yapacaklarımızı şimdiden tahayyül etmiş oluyoruz. Ekibimize güveniyoruz. DEVA Partili olsun ya da olmasın değerli isimlerin katkılarıyla elimizi taşın altına koyuyoruz. Seçimi kazandıktan sonra 5 dakika bile kaybetmemek için çalışıyoruz” dedi.
“PEK ÇOK TURİST TÜRKİYE’YE UCUZ TATİL GÖZÜYLE BAKIYOR”
Eylem planlarını spor olması için hazırlanmadığını vurgulayan Babacan, “İddiamız sadece fikir üretmek değil çözüm üretmek. Türkiye için hazırlanıyoruz. Türkiye eşsiz bir ülke. Müthiş bir kültür varlığımız, muhteşem bir doğal güzelliğimiz var. Turizm potansiyeli çok yüksek bir ülkeyiz. Ama maalesef yeterince insanı Türkiye’ye cezbedemiyoruz. Ülkemize giren turist sayısını yetersiz görüyoruz. Pek çok turist Türkiye’ye ucuz tatil gözüyle bakıyor. Ülkemizin bu kapalı sistemden çıkması gerekiyor” diye konuştu.
“İNSANLAR EMEĞİYLE KALKINDIRDIĞI ÜLKENİN TADINI ÇIKARTMALI”
Türkiye vatandaşlarının ülkesinin tatil imkanlarından yararlanamadığını dile getiren Babacan, “Akıl dışı bir ekonomi ve turizm yönetiminin sonunda geldiğimiz nokta bu. İnsanlar emeğiyle kalkındırdığı ülkenin tadını çıkartmalı” dedi. Kendi ülkesini uzaktan izleyen bir millet olduğunu kaydeden Babacan, “Vatandaşlarımız cebine cüzdanına bakmadan rahatça gezecek, milletimize alternatifler sunacağız. Uygun fiyatlı tatil ve otel imkanlarını genişleteceğiz. Kamp ve konaklama bölgelerindeki vergiyi kaldıracağız” dedi.
Turizmin aynı zamanda itibar meselesi olduğunu belirten Babacan, şöyle devam etti:
“Hatırlayın, on yıl önce Amerika’dan, Avrupa’dan öğrenciler Türkiye’de vakit geçirmek için fırsat kolluyordu. İstanbul, Avrupa’nın kültür başkentliğini yapıyordu. Dünyaca ünlü sanatçılar Türkiye’ye gelip konserler veriyordu. Avrupalı iş insanları dünyada iş yapabilmek için gelip bizden pasaport istiyorlardı. Türkiye Cumhuriyeti pasaportu saygındı, itibarlıydı, kapıları açardı. Şimdi durum berbat.”
“NE YAPACAĞI BELLİ OLMAYAN SAĞI SOLU BELLİ OLMAYAN BU ÜLKENİN CUMHURBAŞKANI”
Avrupa’ya defalarca gidip gelen vatandaşların artık vize alamadığını vurgulayan Babacan, “Ne yapacağı belli olmayan sağı solu belli olmayan bu ülkenin Cumhurbaşkanı. Vatandaşlarımız hakkında ‘Gelirler ama geri dönmezler’ diye düşünüyorlar. Avrupa makamlarına da seslenmek istiyorum; bizim vatandaşımıza bu haksızlığı, bu aşağılayıcı muameleyi yapmaya hakkınız yok” dedi.
“SEÇİM İÇİN BUNLARI YAPAN SEÇİMDEN SONRA BAMBAŞKA ŞEYLERİ YAPMAYA DA ADAYDIR”
Seçim için yapılan her şeyin seçim sonrası tersine döneceğini belirten Babacan, “Seçim için bunları yapan seçimden sonra bambaşka şeyleri yapmaya da adaydır. Türkiye’nin dış politikasını, tek kişinin dürtülerine bağlı olmaktan kurtaracağız. Hukuk devletini sağlayacağız. Tam demokrasiyi sağlayacağız. Haysiyet kırıcı vize kuyruklarını çözeceğiz” diye konuştu.
10 yıl önce emeklilerin ve gençlerin biriktirdikleri parayla Avrupa turu yaptıklarını anımsatan Babacan, “Avro 2 liraydı. Şimdi 20 lira oldu. Paranın erimesi budur. Fakirleşmek budur. Bunun adı paraya bir sıfır eklemektir” dedi.
Eylem planının en önemli konularından birisinin turizm sektöründe faaliyet gösteren firmalar olduğuna değinen Babacan, şöyle devam etti:
TURİZM SEKTÖRÜNÜN, GERÇEK POTANSİYELİNİN HALA ALTINDA BİR PERFORMANS GÖSTERDİĞİNİN FARKINDAYIZ
“Sektörü güçlendirecek bir dizi eylemi de hazırladık. Sektörün yaşadığı sıkıntıların farkındayız. Pandemi döneminde ciddi bir kriz yaşayan turizm sektörünün, gerçek potansiyelinin hala altında bir performans gösterdiğinin farkındayız. Pandemi dönemini hatırlıyorsunuz, değil mi? Turizm sektörü, çok ciddi sıkıntı yaşadı.
Yabancı turistlere seslenmek isteyen iktidar ne yaptı? Gitti, kendi insanımıza ‘Keyfine bak, ben aşılıyım’ yazılı maskeler taktırdı. Kendi milletini aşağılayan zihniyetten hiç kimseye fayda gelmez arkadaşlar. KOBİ düzeyindeki turizm işletmelerinin ve seyahat acentelerinin kamu teşviklerinden yararlanabilme olanaklarını artıracağız. Sektördeki arkadaşlarım bunların acısını çok ağır yaşıyor, biliyorum. Hepsinin hızla üstesinden geleceğiz. Beraberce geleceğiz.”
“TÜRKİYE’NİN DOĞAL VE KÜLTÜREL ALANLARINI 1 MİLİM BİLE PEŞKEŞ ÇEKMEYECEĞİZ”
Turizm sektörünü güçlendirirken doğanın da korunması gerektiğini söyleyen Babacan, “Ülkemizin havasına, suyuna, taşına, toprağına, kültürüne sahip çıkacağız. Türkiye’nin doğal ve kültürel alanlarını 1 milim bile peşkeş çekmeyeceğiz. İmar rantı uğruna tabiatın katledilmesine izin vermeyeceğiz. Çocuklarımıza ve torunlarımıza abuk sabuk gri binalar değil, yemyeşil kentler bırakacağız” dedi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Babacan, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması konusunda neler düşünüyorsunuz? Atanır mı, böyle bir ihtimal veriyor musunuz? Seçimlere giderken İstanbul'u kaybetmiş bir Altılı Masa bu sonuçtan nasıl etkilenir?" sorusuna şu yanıtı verdi:
“Şu anda artık ülkenin iktidarı o kadar çaresiz ki o kadar panik halinde hareket ediyor ki. Şu birkaç ekonimiyle sosyal güvenlik sistemiyle ilgili açıklamalara bakın. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili devam eden yargı ve soruşturma süreçlerine bakın. İktidarın ellerinden kayıp gitmekte olduğunu anladılar ve panik halinde her türlü akıl dışı, hukuk dışı işi yapmaya başladılar. Bu noktada artık ‘Sayın Erdoğan şunu yapmaz, herhalde o kadar da değil diyeceğim hiçbir konu kalmadı.’ Ne yapsa yeridir durumu var. Çünkü seçim elden gidiyor, onu görüyor, 20 yıllık iktidar elinden gidiyor onu görüyor. Maalesef bu süreçte ülke çok büyük bir zarar görüyor. Demokrasi, ekonomi, hukuk hasarını bırakıp gidecek. Ama o hasarı en kısa zamanda temizleyip bu ülkeyi ayağa kaldırmak da bize düşecek inşallah. Onun için yoğun bir şekilde çalışıyoruz” yanıtını verdi.
Babacan, Altılı Masa'nın Cumhurbaşkanı adayına yönelik soru üzerine de şöyle dedi:
“DEVA Partisi içinde kapsamlı bir istişare süreci başlatmış durumdayız. Bu istişare süreci birkaç hafta daha devam edecek, sonunda altılı masaya partimizin kurumsal görüşünü götüreceğiz. Umarız ki ülkemiz için hayırlı kararı alırız. Bugün itibariyle hiçbir isimle ilgili olumlu ya da olumsuz görüş zikretmedik. Tekrar söylüyorum altılı masanın ortak adayı 13’üncü Cumhurbaşkanı olacak.”