Ege Postası
Geri

Bahçeli: Cumhuriyet’in birinci yüzyılında treni kaçırdık

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bu yüzyılın ilk çeyreğinde tek dişi kalmış canavara rağmen milli devletimizi kurarak Cumhuriyet rejimini tesis ve temin başarısını gösterdik. Şayet bir tarif ve tanım gerekirse, 20’inci yüzyıl Türk milletinin beka, Türkiye’nin de derlenme toparlanma yüzyılıdır. Bize göre, Cumhuriyet’in ilk evresi doğrusuyla yanlışıyla, fazlasıyla eksiğiyle 1923-1946 arasında vücut bulan 23 yıllık tek parti dönemidir. 1946-2017 yılları arasında tecessüm ve tezahür eden 71 yıllık çok partili parlamenter sistem hayatı Cumhuriyet’in ikinci evresidir. Cumhuriyet’in 2017’den geleceğe açılan üçüncü evresi ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle anılacak ve bu şekilde tanımlanıp anlam ve derinlik kazanacaktır. Yeni hükümet sistemi esasen önümüzdeki yeni bir Türk asrının mukaddimesidir” dedi.
Bahçeli: Cumhuriyet’in birinci yüzyılında treni kaçırdık
Haberler / Politika
1 Kasım 2022 Salı 11:00
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün TBMM’de; partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, özetle şunları söyledi:

“Zaman su gibi akıp giderken, 2023 yılının aydınlık ufuk çizgisi gittikçe belirginleşmeye, günbegün netleşmeye başlamıştır. Biz de diri umutlarımızla 2023’e hazırlanıyoruz. Dengeli ve dirayetli siyasetimizle 2023’ün yol haritasını hazırlıyoruz. İnançlı mücadelemizde hiçbir ihtimali göz ardı etmiyoruz. Sürekli faal haldeyiz, siyasi faaliyetlerimizle devamlı arazide bulunuyoruz. 2023 yılında başarmanın dışında ikinci bir seçenek tanımıyoruz. Çünkü başarıyı hak eden bir irademiz, başarıya müstahak bir itibarımız, başarımızla yükselecek bir ülkemiz olduğunu çok iyi biliyoruz. 85 milyon Türk vatandaşımızın tamamına elimizi uzatıyoruz. Her insanımıza gönlümüzü açıyoruz, yüreğimizden bir yer ayırıyoruz. Gönül vermedikçe gönül bulamayacağımızın farkındayız.

Kimseyi öteki görmüyoruz, ötekileştirmiyoruz. Milletimizin tüm güzelliklerini sahipleniyoruz, sahici bir tutumla benimsiyoruz.

“8 EKİM 2022 TARİHİNDEN BU TARAFA 451 KÖYÜMÜZÜ ŞEVKLE ZİYARET ETTİK”

Milletimizle buluşuyor, konuşuyor, görüşüyor, dertleşiyor, vuslat sıcaklığında birlikte ısınıyoruz. ‘Adım Adım 2023; İl İl Anadolu’ dedik, herkesle kucaklaştık. ‘Adım Adım 2023; İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma’ dedik, her insanımızı samimiyetle kuşattık. Şimdi de ‘Adım Adım 2023; Köyüm Benim Sohbet Toplantıları’yla milletimizin efendilerinin ayağına gittik, onların baş tacımız, ümit aşımız, sevda pınarımız, güç kaynağımız olduğunu gösterdik, buna da kararlılıkla devam ediyoruz. 8 Ekim 2022 tarihinden bu tarafa 451 köyümüzü şevkle ziyaret ettik. Bununla birlikte 4-5-6 Kasım 2022 tarihlerinde tam 81 köyümüzü de ziyaret etmiş olacağız. Bu seferberlik hali, bu seri çalışma disiplini tavsamadan, aksamadan, ara vermeden menzile varıncaya kadar sürecektir.

“KREDİ EKİP BORÇ KALDIRDIKLARI DÖNEMLER ARTIK GERİDE KALACAKTIR”

Toprağın dilini bilen, köyün ve köylünün hissiyatını her açıdan tanıyan bir Genel Başkan olarak diyorum ki, köylülerimizin her sorunu sorunumuz, her talepleri siyasi ahlakımıza emanettir.

Kredi ekip borç kaldırdıkları dönemler artık geride kalacaktır. Mahsulleri para edecek, besileri karın doyuracaktır. Mazot, tohumluk, gübre, elektrik, ilaç gibi girdi maliyetleri Cumhur İttifakı’yla birlikte mesele olmaktan eninde sonunda çıkacaktır. Türkiye’yi doyuran vatandaşlarımıza ne yapsak azdır, yetersizdir. Arka ayağıyla kulağını kaşıyanlar köylerimizi bilemez. El tavuğunu beslerken kümeste pisliği kalanlar köylülerimizle can beraberi olamaz. Yaparsak biz yaparız, yaparsa Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı yapar ve mutlaka başarır.

13 Kasım 2022 tarihinde, ‘2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net’ temalı Elazığ Mitingimizi Malatya, Tunceli, Diyarbakır ve Adıyaman il teşkilatlarımızın; 20 Kasım 2022 tarihinde de Samsun Mitingimizi Ordu, Giresun, Sinop ve Kastamonu il teşkilatlarımızın dört başı mamur iştirakleriyle gerçekleştireceğiz. Yılmamızı gözleyenler, vazgeçmemizi düşleyenler emin olunuz ki, emeğin yerde kalmayacağını, çalışmanın millet nezdindeki mükâfatını kesinlikle görüp yaşayacaklardır.

“1900 İLE 1925 YILLARI TARİHİN AKIŞ HIZININ ALEYHİMİZE İŞLEDİĞİ BİR ZAMAN ARALIĞIDIR

Türk milleti adına, 20’inci yüzyılın ilk çeyreğinde bir asırlık olaylar vasat ve varlık bulmuştur. Belki de 1900 ile 1925 yılları tarihin akış hızının hiç olmadığı kadar yavaşladığı ve üstelik aleyhimize işlediği bir zaman aralığıdır. Bitmeyen savaşlar, durmayan saldırılar, dinmeyen kanamalar, eksilmeyen ızdıraplar, azalmayan operasyonlar, ara vermeyen şer oyunlar, çatırdayarak çöken imparatorluk, bezginlik ve yokluk içinde kıvranan milyonlar, biteviye kaybedilen topraklar bizim hazin gerçeklerimizden bazıları olarak hala milli hafızalardadır.

20’inci yüzyılın ilk 25 yılında eşi benzeri çok az görülmüş bir beka mücadelesi verildi. Bu kısa zaman aralığında bir Türk devleti yıkılıp yeni bir Türk devleti kuruldu. 1912’den 1922’ye kadar aralıksız cepheden cepheye koştuk durduk. Var oluşumuzun bedelini çok ağır bir şekilde ödedik.

20’inci yüzyılın ilk çeyreğinde bir imparatorluk kaybettik, ancak tarihi süreklilik içinde yeni bir Türk devletini de kuvveden fiile geçirmeyi başardık. Milletimizin vicdanında saklı duran mukavemet ve mücadele ruhuyla teslimiyet anaforuna düşmedik, tarihten silinmemizi hedefleyenlere asla boyun eğmedik.

“CUMHURİYET’İN İLK EVRESİ 1923-1946 ARASINDA VÜCUT BULAN 23 YILLIK TEK PARTİ DÖNEMİDİR”

Bu yüzyılın ilk çeyreğinde tek dişi kalmış canavara rağmen milli devletimizi kurarak Cumhuriyet rejimini tesis ve temin başarısını gösterdik. Şayet bir tarif ve tanım gerekirse, 20’inci yüzyıl Türk milletinin beka, Türkiye’nin de derlenme toparlanma yüzyılıdır. Bize göre, Cumhuriyet’in ilk evresi doğrusuyla yanlışıyla, fazlasıyla eksiğiyle 1923-1946 arasında vücut bulan 23 yıllık tek parti dönemidir. 1946-2017 yılları arasında tecessüm ve tezahür eden 71 yıllık çok partili parlamenter sistem hayatı Cumhuriyet’in ikinci evresidir. Cumhuriyet’in 2017’den geleceğe açılan üçüncü evresi ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle anılacak ve bu şekilde tanımlanıp anlam ve derinlik kazanacaktır. Yeni hükümet sistemi esasen önümüzdeki yeni bir Türk asrının mukaddimesidir.

Cumhuriyet’in üçüncü evresinin ve ikinci yüzyılının ruh köküyle felsefi muhtevası ‘Türkiye Yüzyılı’ ifadesiyle ortaya konulmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 28 Ekim 2022 tarihinde açıklanan ‘Türkiye Yüzyılı’ beyanı devlet ve toplum hayatımıza yeni bir hedef, yeni bir moment, yeni bir nefes, yepyeni bir ivme kazandırmıştır. ‘Türkiye Yüzyılı’ çağrısı yeniden bir Kızılelma seferberliğinin tefekkür safhasından tezekkür, terakki, teklif ve tedarik sahasına geçişidir. Kanaatimiz odur ki, Türk milletine hizmet azmi ‘Türkiye Yüzyılı’ kavrayışıyla daha da zirveye çıkacak, nihai gayemiz olan İ’la-yi Kelimetullah’a biraz daha yaklaştıracaktır.

Biz, Sayın Cumhurbaşkanı’nın, ‘Gelin, Türkiye Yüzyılı vizyonunu birlikte oluşturalım, birlikte inşa edelim. Gelin, Türkiye Yüzyılını yeni bir millî mutabakat zemini hâline dönüştürelim’ davetine icabet ediyor, çağrıya kulak veriyor, buna da hazır olduğumuzu açık yüreklilikle dile getiriyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonunun ruhunu ve özünü ifade eden 17 başlığın hepsini de yararlı ve yerinde buluyor, hiç kuşku yok ki destekliyoruz.

“CUMHURİYET’İN BİRİNCİ YÜZYILINDA TRENİ KAÇIRDIK”

Ayrıntısına girmeyeceğim zecri ve zedeleyici sebeplerden dolayı Cumhuriyet’in birinci yüzyılında treni kaçırdık. İkinci yüzyılında ise kaçırdığımız treni bu kez biz yapacağız, gecikmeye fırsat vermeyeceğiz ve Türkiye Yüzyılı doğrultusunda hep birlikte ilerleyeceğiz. Allah’ın izniyle muvaffak olacağız, yüzyılın alnına Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü gururla yazacağız.

Zillet ittifakı Cumhurbaşkanı adayının arayışıyla uğraşırken Cumhur İttifakı eserleriyle, hizmetleriyle, haysiyetiyle ve vizyon projeleriyle konuşmakta ve göz doldurmaktadır. Leyleğin ömrü nasıl laklakla geçiyorsa, bunlarınki de dedikoduyla heba ve heder olmaktadır. Bu ittifakta toplananların alayının aklını toplasanız, bir incir kabuğunu dolduramayacaktır. Bunlarda; ufuk, umut, huzur, hayır, halktan yana irade yoktur. Zillet, millete galip gelemeyecektir. Zillet, Türkiye Yüzyılının yakılan meşalesini söndüremeyecektir. Zillet, Türkiye’nin önünü kesemeyecektir. Siyaset yapıyorum diye çullarını yırtanlara, kumlu dereden geçip emeli çarpık 2olanlara Türk milletinin gönül kapıları sürgülüdür.

“BUGÜN MİLLİ VE YERLİ SİLAH SANAYİMİZ İMRENİLECEK BİR SEVİYEYE ULAŞMIŞTIR”

Bugün milli ve yerli silah sanayimiz imrenilecek bir seviyeye ulaşmıştır. İhtiyacımızı karşılamanın yanında, İHA’lar, SİHA’lar, Akıncı’lar, kara araçları, deniz platformları, milli uçak ve helikopter projeleriyle birlikte yine milli silah ve füze imalatı milletimize haklı bir gurur yaşatmaktadır. Türkiye 170 ülkeye savunma sanayii ürünleri ihraç eden bir konumuna gelmiştir. İşte Tayfun füzesini görüyorsunuz, dosta güven, almasını bilen husumet yuvalarına da en iyi mesaj verilmiş, buna da devam edilmektedir. Türkiye’nin hiç şakası yoktur. Milli güvenliğimizin, milli varlığımızın, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğümüzün risk ve tehlikelere atılması diye bir şey söz konusu olamayacaktır. Üzerimizde hesap yapan, punduna getirip ülkemize zarar vermeyi amaçlayan terör çeteleri ve muhasım ülkeler dikkat etsinler, akıllarını başlarına alsınlar, bizden söylemesi, dev artık uyanmakla kalmamış çok şükür muhteşem bir teknolojik atılımla ayağa kalkmıştır.

“TÜRKİYE ARTIK OTOMOBİLİNİ YAPACAK BİR AŞAMAYA GELMİŞTİR”

Büyük bir memnuniyetle müşahede ve mütalaa ediyoruz ki, Türkiye artık kendine has birikim, imkân ve kabiliyetiyle otomobilini yapacak bir aşamaya gelmiştir. Bundan sadece Türkiye alerjisi olan odaklar rahatsız olacaklardır. Hani Kılıçdaroğlu, ‘otomobil üretiyoruz dediler. Hani nerede? Milleti kandırıyorlar’ diye konuşmuştu ya, sorduğu sorunun cevabını Allah’a çok şükür gözlerimizle 29 Ekim 2022 tarihinde Bursa Gemlik’te gördük ve şahit olduk. Sayın Kılıçdaroğlu, sana kötü bir haber vereyim, TOGG’un seri üretimi 2023 yılında başlıyor, buna şimdiden hazır ol, siparişini vermek için de haydi şimdiden kuyruğa gir.

Tek bir fabrika kurulmadı diyerek kuyruklu yalanlarına yenisini eklemekten utanmayan Kılıçdaroğlu’na diyorum ki, zaman bulursan, yolunu öğrenirsen, Gemlik’e gitmeni hassaten ve hakikaten tavsiye ediyorum. Kılıçdaroğlu ABD’de ve bazı Avrupa ülkelerinde parlak beyin bulmak için gezip tozarken, bu beyinlerle Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını konuşacağım derken, pırıl pırıl zekalarıyla, gerçekten volkan ağzı gibi fışkıran akıl ve bilgi dolu beyinleriyle vatan evlatları Gemlik’te harikalar yaratmışlar, hayranlık uyandıran işler çıkarmışlar. Sayın Kılıçdaroğlu parlak beyinleri uzaklarda, John’da, Hans’ta, onda bunda değil, Ahmet’te ara, Mehmet’te ara, yabancısı olduğun Türk milletinde ara ve mutlaka bulacağını da kafandan çıkarma. Atak ve Gökbey helikopterlerini, Anadolu savaş gemisini, Hürkuş uçağını, Akıncı, Bayraktar, Anka insansız hava araçlarını, Tayfun füzesini yapmak için emek verip ter akıtan Türk milletidir. Kim yapamazsınız, kimler başaramazsınız diyorsa, onlara dikkat ediniz, gerçekten hepsinin başkalarının nam ve hesabına çalışan etki ajanları olduklarını göreceksiniz.

“TÜRKİYE AVRUPA’NIN BİR NUMARALI TİCARİ ARAÇ ÜRETİCİSİDİR”

Türkiye Avrupa’nın bir numaralı ticari araç üreticisidir. Üstelik dünya çapında ön sıralarda yer alan otomotiv üreticisi ülkelerden birisidir. Tablo böyleyken milli ve yerli bir otomobil markasına sahip olamamak hepimizi rahatsız etmedi mi? Bundan dolayı içimiz acımadı mı? Günden güne özlemlerimiz kabarmadı mı? Elbette bu iç muhasebe mahiyetli sorularım Kılıçdaroğlu ve diğerleri için geçerli değildir, zira onlar her yapılanı karalamakla, her yapılana kulp takmakla meşgul olmaktan gayri milli şekilde haz almaktadır.

Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre gibi hürmetle andığımız müteşebbislerimizin yaptıkları boşa gitmemiş, gitmeyecektir. Kılıçdaroğlu duymadıysa söyleyeyim, TOGG Gemlik Tesisi 1,2 milyon metrekare arazi üzerinde 230 bin metrekare kapalı alana sahip, çevreci nitelikli muazzam bir üretim sahasıdır. TOGG’un fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’ye aittir. TOGG Gemlik Kampüsü tam kapasiteye ulaştığında her yıl 175 bin aracın üretileceği, 4 bin 500 kişiye doğrudan, 20 bin kişiye dolaylı iş imkanı doğacağı anlaşılmış ve bu sevindirici gerçek ortaya çıkmıştır. 2030 yılına kadar üretilecek 1 milyon otomobille milli gelirimize 50 milyar dolar seviyesinde bir destek de sağlanmış olacaktır.

“KÖKLÜ DEMOKRATİK TEDBİRLER LİDER ÜLKE TÜRKİYE’NİN CUMHURİYET’İN YENİ YÜZYILINA DAMGA VURMASININ ÖNÜNÜ AÇACAKTIR”

1920'li yıllarda başlayan yeniden imar ve inşa çabaları, çeşitli şekillerde, değişen hızlarda günümüze kadar süregelmiştir. Aynı dönem boyunca birçok aksama ve sıkıntılarla da iç içe geçen bu sürecin analizi her bakımdan çok iyi yapılmalıdır. Bu analizin sonucunda ortak akıl ve katılımla alınacak köklü demokratik tedbirler Lider Ülke Türkiye’nin Cumhuriyet’in yeni yüzyılına damga vurmasının önünü açacaktır. Türkiye bir yanda siyasi istikrar ve güvenliğini, diğer yanda da ekonomik istikrar ve dengesini aynı anda başarmış bir ülke mertebesindedir. Bunun gerisinde de Cumhur İttifakı’nın vatan ve millet sevdasıyla billurlaşmış sağlam iradesi, ilaveten de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yönetim hayatımıza kazandırdığı milli, stratejik, tutarlı ve bütünüyle milletimize dayanan muteber özellikleri bulunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, şahsım hükümeti ve tek adam rejimi diyenler Cumhuriyet’i ve yeni yüzyılını karalamak için ellerine tutuşturulmuş talimat listelerine müzahir hareket eden devşirilmiş zihniyetlerdir.

“CUMHURİYET’İN YENİ YÜZYILI TÜRKİYE YÜZYILININ DOĞUMU VE DOĞRULUŞUDUR”

Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın İstanbul’da çözülme ümidi, Kanal İstanbul Projesi’nin İstanbul’dan tüm dünyayı etkileme kapasitesi, tahıl koridorunun ağırlık merkezi olarak İstanbul’un sivrilmesi Türkiye’nin siyaset ve diplomaside 2023’e ve müteakip yıllara tesir kuvvetinin de ön habercisidir. Bu yüzden Cumhuriyet’in yeni yüzyılı Türkiye Yüzyılının doğumu ve doğruluşudur. Bu yüzyılda zillete yer yoktur. Kaldı ki zillet demek tarihin gerisine düşmek demektir. Zillet demek medeniyet ve milletler mücadelesinden yenik çıkmak demektir. Zillet demek eğilmiş baş, çökmüş diz, taviz ve teslimiyet döngüsüne hapsolmuş siyaset anlayışı demektir. Bizim böylesi bir karanlık ve köhne siyaset anlayışına asla tahammülümüz yoktur.

Türkiye Yüzyılı vizyonu açıklanır açıklanmaz, CHP’lilerin taciz ve tahrik sırasına girmeleri, mesnetsiz itham ve isnatlarla çarpıtma görevini üstlenmeleri hayasızlığın siyaset görüldüğü ayıplı bir durumdur. Sabrınıza sığınarak CHP’li Mersin Belediye Başkanı’nın şu alçak sözlerine dikkatinizi çekiyorum: ‘Vizyona bakın, gözlerim yaşardı iki gündür. Vizyona bakın, ikinci yüzyıl vizyonuna, tank, top, SİHA, İHA, vur, öldür, kahramanlık türküleri, Cumhuriyet bunun için kurulmadı.’ Belediyesinde PKK’lıları işe alıp terör yuvası haline getiren CHP’li bir belediye başkanından başka bir söz duymak mümkün müdür? Teröristler sınır içinde, sınır ötesinde, dağda, ovada, bu küstahın yönettiği belediyede yakalanıp etkisiz hale getirildikçe kuduruyorlar, çılgına dönüyorlar. And olsun sizi kudurtmaya devam edeceğiz. Biz kahramanlık türküleri söyleyeceğiz, siz saklanacak delik bile bulamayacaksınız. Tankımızdan, topumuzdan, SİHA’mızdan, İHA’mızdan rahatsız olanlar terörün yedeğine düşmüş onursuzlardır, nitekim onlara huzur yüzü yoktur, onlara rahat yoktur, onlara merhamet yoktur.

“KORKAKLAR MİLLİ BAŞARILARI GÖLGELEMEK İÇİN SIRAYA GİRENLERDİR”

Kılıçdaroğlu, ‘Erdoğan benim aday olmamdan çok korkuyor’ demiş. Korkaklar milli başarıları gölgelemek için sıraya girenlerdir. Korkaklar Türkiye’yi taşa tutanlardır. Korkaklar terör örgütlerinin, emperyalist tertipçilerin arkasına saklananlardır. Sayın Kılıçdaroğlu davul sen de tokmak başkasında, önce aday ol, sonra konuş. Ardından da siyasetinde milli ve ahlaklı olmaya çalış.

Sözde bir film yönetmeninin, düzenlenmiş bir ödül töreninde, PKK havarisi, terör heveslisi Tabipler Birliği Başkanı için, ‘sırf barış dedi diye hapse attılar’ sözü ve aldığı kirli ödülü söz konusu bölücü şahsa ithaf etmesi de zillet ittifakının kokuşmuş ana fikri, ana eğilimidir. Terörizme, ihanete, melanete, rezalete barış diyenler, barışın yegâne düşmanıdır. Bu tiplerin barış, adalet, demokrasi ve özgürlük çıkışları Türkiye’ye kurulmuş bir nevi bombalı tuzaktır.”

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası