MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Basın Danışmanı ve partinin yayın organı Türkgün gazetesinde başyazar olan Yıldıray Çiçek, depremlerin ardından bölgede yaşanan sorunlara ilişkin Güldür Güldür programında açıklama yapan Ali Sunal ve programın oyuncularını hedef aldı.
Çiçek, “Güldür güldür ama ikiyüzlü olma Ali Sunal” başlığıyla yayımladığı yazısına Kemal Sunal’ın halk arasındaki yerine değinerek başladı.
Çiçek, yazısında, Ali Sunal’ın programda yaptığı konuşmanın muhalefet tarafından “âdeta seçim kampanya üretimi gibi” diye yorumlandığını savundu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Ali Sunal’ın açıklamasının yer aldığı bir haberi paylaşmasını anımsatan Çiçek, yazısının devamında şunlara yer verdi:
“Ali Sunal’ın niyeti de onun videosunu paylaşanların niyeti de deprem felaketinin sonuçları üzerinden seçim öncesi hükümeti ne kadar sorgulatırız ve yıpratırız şeklindedir. “Ali Sunal hükümeti eleştiremez” diye elbette bir kural ve yasaklama yoktur. Fakat Ali Sunal’ın Türkiye’de her kesimin izlediği “Güldür Güldür” programını bu amaç için kullanması etik değildir.
Kemal Sunal’ın siyasi görüşü nedir bilmiyoruz dedik ama oğlu Ali Sunal her hâlinden CHP’li ve sol düşünce havuzu içinde olduğu bellidir. Güldür Güldür programına Eren Bülbül’ü, Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu anımsatan hiçbir görselle çıkmayıp “Berkin Elvan ölümsüzdür” şeklindeki afiş ve fotoğraflarla çıkmasından, Ekrem İmamoğlu gibi Türkiye’deki en çapsız, gayrimilli düşünceleri olan CHP’li Belediye Başkanı’yla olan samimiyetinden, Güldür Güldür programındaki hükümeti ve hükümet yanlılarını aşağılayan ama CHP ve kuyrukları için “Eksikliklerinizi görün” tarzında yol gösteren skeçlerinden bu hâli çok net anlaşılıyor. Elbette bunlar için bir yasaklama yoktur. Durduğu nokta neyse ona hizmet etmeye çalışıyor. Güldür Güldür programının oyuncu kadrosunun büyük bölümü de zaten sol düşünceye mensup olduğu için bu hizmet daha seri ve düzenli olmaktadır. Ama dediğim gibi programı Türkiye’de her kesimin izlediğini de dikkate alması gerekiyor.
Ali Sunal’ın deprem felaketi hakkında ve muhaliflerin paylaşım için yarıştığı o konuşmasına dönersek… Eğer Ali Sunal hakkaniyetli ve tarafsız bir şekilde hem iktidarı hem muhalefeti deprem konusunda eleştirmiş olsaydı, her iki tarafın artı ve eksilerini ortaya koymuş olsaydı işte o zaman niyetinde bir duyarlılık bulunabilirdi. Meral Akşener’in paylaşma ihtiyacı duyduğu bir konuşmada ne duyarlılığı olabilir?”
ALİ SUNAL NE DEMİŞTİ
Ali Sunal’ın 12 Mart’ta Show TV’de yayımlana Güldür Güldür Show programında yaptığı konuşma şöyle:
“11 ilimizde hissedilen deprem felaketinde on binlerce insan hayatını kaybetti, yüz binlerce insan ailesini kaybetti, milyonlarca insan evini, arkadaşlarını, anılarını, geçmişini, şehrini kaybetti. Ve 85 milyonun yüreği yanıyor. Bu yangın hiçbir zaman sönmeyecek. Buna emin olabilirsiniz. Depremin üzerinden haftalar geçti ve herkes artık bir normalleşmenin peşinde.
Peki nedir bu normal, nasıl bir normalleşmenin peşindeyiz? Mesela fay hattına binalar yapmak mıdır normal olan? Ya da depremden sonra arama kurtarma ekiplerinin ve yardımların gecikmesi normal midir? Denetlenmemiş binalar, parayla satın alınan mimar diplomaları, beceriksiz müteahhitler, liyakatsiz görevliler normal midir? Çürük binalara imar affı vermek normal midir mesela? Veya böyle bir zamanda çadır satmak normal midir? Binlerce insanı göz göre göre ölüme göndermek normal midir? Ve böyle bir felaket sonrası bir kişinin bile sorumluluk hissedip ‘Arkadaş ben yanlış yaptım, özür diliyorum’ deyip istifa etmemesi normal midir sizce?
Hayır efendim, böyle bir normal yok. Bu normal değil. Artık biz bu normale dönmeyeceğiz.Bundan sonra normal olan, tüm sorumlulardan birer vatandaş olarak hesap sormak. Artık normal olan her felaketi kadere bağlayanı değil o felaket olmadan önce nasıl önleyeceğimizi anlatan bilimi dinlemektir. Bundan sonra normal olan yetki veren kişinin bir işi akrabasına, ailesine, partilisine, arkadaşına yaptırması değil, uzman olana yaptırmasıdır. Atatürk’ün de dediği gibi, ‘Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır’.
Biz umutluyuz, bu normal bir gün gerçekleşecek, buna inanıyoruz. Ama o gün gelene kadar gördüğümüz bütün hataların üstüne mizah büyüteciyle bakmaya devam edeceğiz.” (BirGün)