MUĞLA - Bakan Avcı Bodrum Belediyesi Nurol Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantı öncesinde bir otelde AK Parti İlçe Başkanı Yılmaz Algül ve partililerle kahvaltı yaptı. Daha sonra toplantının yapılacağı salona geçen Avcı'ya Bodrumlu kadın ve çocuklar büyük ilgi gösterdi. Bakan Avcı kadınlar çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Bakan Avcı konuşmasında "Bu süreçte yapılması ve yapılmaması gerekenleri sizlerden duymak için buraya geldim. Muğla'daki sivil toplum kuruluşlarının hükümetten beklentileri konusundaki düşüncelerini almak istiyorum" dedi.
'ÜLKEYİ BÖLMEYE GÖTÜRÜYORSUNUZ'
Bakan Avcı’nın söz verdiği 21 yaşındaki Mustafa Aktaş, "Çözüm süreci diye diye Türkiye'yi ABD ve çete liderinin eline teslim edeceksiniz. Çete liderinin söylediklerine göre Türkiye'yi yönetiyorsunuz. ABD, BDP ve AK Parti birlik halinde Türkiye'yi bir uçuruma sürüklüyor. Türk askerini ABD'nin oyuncağı yaptınız. Türk ordusunu paçavraya çevirdiniz. Bu süreç göz boyamadan başka bir şey değil. Bu çözüm sürecinin altında yatanları açıklayın, neler saklıyorsunu? Demokratikleşme, çözüm diye diye ülkeyi bölmeye götürüyorsunuz, bu süreç ülkenin bölünmesidir" dedi.
'TURİZM GELDİ, ÇIPLAKLIK ANARŞİSİ BAŞLADI'
Daha sonra söz alan 70 yaşındaki Mehmet Emin Orman da, Bodrumlular’ın turizm terörü ve turizm anarşisi kurbanı olduğunu savunarak sıkıntılarını şöyle dile getirdi: "Memlekette aslında en büyük anarşi sokaklarımızın çıplak insanlarla dolması. Biz turizm kazazedesiyiz. Turizm geldi çıplaklık anarşisi başladı. Turizm geldi neslimizi kaybettik, mülkümüzü kaybettik. Adabı ahlak düzenleri değişti. Heyet olarak bunu da göz önüne almanızı istiyorum."
'DEMOKTRATİKLEŞME BUGÜNDEN YARINA OLMAZ'
Eleştirileri yanıtlayan Bakan Avcı, karşıt görüşleri doğal karşıladıklarını belirterek şunları söyledi:
"Bu toplantılarda hararetli tartışmalar da olabilir. Mustafa kardeşim de düşüncelerini hararetli biçimde söyledi, anlattı. Türkiye’nin çok derin bir demokratikleşme sorunu ile karşı karşıya olduğunun farkındayız. İktidara geldiğimizde demokratikleşmenin önünde pek çok görünen ve görünmeyen engeller vardı. Askeri ve sivil bürokrasinin Türkiye'nin genel ve hukuki yapısındaki nasıl etkili olabildiğini hatırlıyoruz. Türkiye'nin bu anlamda demokratikleşmesi bugünden yarına olabilecek bir iş değil. O nedenle bunun zemininin hazırlanması gerekiyordu. Toplumda büyük sıkıntılara yol açmadan sükunetle anlatılması gerekiyordu. Bunu dönem dönem yaptık. Kamuya yansıyan ve yansımayan mücadeleler sonunda gerçekleştirdik. Bunun sonucunu bugün toplantıda gördük, bugün herkes istediği gibi istediğini söylüyor. Türkiye'nin her konuda demokratikleşmesini içine sindiremeyenler komplo teorileri üretip, dezenformasyon yaratarak süreci engellemeye ve olumsuz etkilemeye çalışıyor. Ellerinde üç tane polemik maytabı ile çıkıp; 'Bunlar Apo’yu da serbest bırakırlar, bunlar şunları da yaparlar' diyenlere, Halikarnas Balıkçısı'nın Azra Erhat'a yazdığı mektubu okumalarını öneriyorum. Bunlar dezenformasyonun işlediğine yönelik belirtidir. Bunlara inanmayın. Hala vatandaşın kafasında Abdullah Öcalan'ı serbest bırakmak fikri yatıyorsa, burada ciddi bir dezenfarmosyon sistemi işliyor demektir."(DHA)
POLİTİKA
Sayfa başına git
