Mevlüt Çavuşoğlu, bugün İstanbul’daki Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi'nde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Olağanüstü Toplantısı’na katıldı. Çavuşoğlu, daha sonra düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“Yunanistan’ın ve onun destekçisi Frontex’in karnesi ortada. Tüm uluslararası kuruluşlar, Uluslararası Göç Örgütü, Birlemiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, sivil toplum örgütleri ve basın, Frontex’in desteğiyle Yunanistan'ın bu mültecilere yönelik insanlık dışı muamelesini mercek altına aldılar. Aynı şekilde İnsan Hakları Mahkemesi’nin gündeminde. Diğer taraftan Avrupa Parlamentosu’nun gündeminde. Her ne kadar üye ülkeler, yönetim olarak Yunanistan bu insanlık dışı muamelelerine göz yumsa da vicdanlı parlamenterler sayesinde Avrupa Parlamentosu da bu duruma el koymuş durumda.
“FRONTEX SUÇ ORTAKLIĞI YAPIYOR”
Frontex, suç ortaklığı yapıyor. En son yine Türk kara sularında gerçekleşmiş gibi göstermek için koordinatları nasıl değiştirildiği de ortaya çıktı. Yani bunlar şöyle düşünüyor; ‘Biz her şeyi yaparız, bunu da Türkiye’nin üzerine atarız ya da transit ülkelere atarız. Buna da herkes inanır’. Ama gerçekler ortada. Biz de gerçekleri ortaya koymaya devam edeceğiz. Ayrıca, son bir hafta içinde 4 tane daha göçmen, ölü olarak Ege’den çıkartıldı. Bunların hepsi, Yunanistan’ın o botları şişlenmesi ve insanların denizin ortasında ölüme terk etmesiyle maalesef gerçekleşiyor. Diğer taraftan yine sınırda çırılçıplak insanların donarak nasıl öldüğünü görüyoruz, gördük. En son Türkiye-Yunanistan sınırında, yanlış hatırlamıyorsam 19 mülteci donarak ölmüştü. Çırılçıplak ölmüştü. Çünkü Yunanistan, bunları geri iterken üzerindeki her şeye el koyuyor, bir daha gelmesinler diye. Sadece kimlik veya diğer üzerindeki belgeler değil, kıyafetlerine bile el koyuyorlar. Dolayısıyla uluslararası hukuk ihlali bakımından karnesi çok kabarık olan Yunanistan’ın, bu suçu arttıkça Türkiye’ye iftira atmaya yeltenmesi de doğaldır. Ama maalesef buna inanmak isteyen, Yunanistan’ın her dediğini doğru kabul etmek isteyen, sadece doğru kabul eden değil, kabul etmemizi isteyen AB üyesi ülkelerde var. Zaten Yunanistan’ı da cesaretlendiren budur.
“520 BİNDEN FAZLA SURİYELİ, GÖNÜLLÜ VE ONURLU ŞEKİLDE GERİ DÖNDÜ”
Bugün, Covid öncesi 70-80 milyon olan ülkesini terk etmiş insan sayısı, 100 milyonu geçti. Bu, dünyada bir sorundur. Ama Türkiye için de kolay bir durum değil. Bir taraftan insani bir konu, bir taraftan toplumsal bir konu, hatta son zamanlarda bazı siyasilerin de suistimal etmesiyle siyasi bir sorun haline geldi. Ama biz, insani bir açıdan bakmayı hiçbir zaman unutmadık. İnsana yaraşır bir şekilde bizim, kim olursa olsun davranmak, geri gidecekse de onurlu bir şekilde olması lazım. 520 binden fazla Suriyelinin Suriye’ye dönmesi de gönüllü ve onurlu bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Afganistan’a, Pakistan’a, göçmenlerin geldiği ülkelere gönderdiğimiz o ülkelerin vatandaşlarını da aynı anlayışla ve o ülkelerle iş birliği yaparak gönderdik.
“AZERBAYCAN VE ERMENİSTAN ARASINDAKİ BARIŞ ANLAŞMASI GÜNEY KAFKASYA’NIN İSTİKRARI İÇİN ÖNEMLİ”
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki kapsamlı bir barış anlaşması, Güney Kafkasya’nın kalıcı istikrarı ve huzuru için son derece önemlidir. Ayrıca bizim de Ermenistan ile normalleşme sürecimiz başladı. Bunu, can Azerbaycan ile uyumlu bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki her olumlu adımın bizim ilişkilerimize de katkısı olacaktır. Bu kaçınılmazdır. Sonuçta artık Azerbaycan, topraklarını geri aldı. Provokasyonlardan vazgeçmesi gerektiğini daha önce de söyledik. Bir yol haritası belirlendi, buna odaklanması gerekiyor. Ermenistan’ın da buna çok ihtiyacı var. Hepimizin çok ihtiyacı var. Varılan mutabakatların uygulanması için herkes üzerine düşeni yapmalı.”